Eski bankacıyım.
Bankalara girmek çok kolay, çünkü sürekli eleman ihtiyacı var.
Özel bankada çalıştım, devlet bankasındaki çalışma şartlarını bilemem o nedenle söyleyeceklerim özel bankaların çoğu için geçerli.
Gişe de işe başladım 1 yıl içinde terfi ettim, maaşımda aman aman bir değişme olmadı.
Verilen satış hedeflerini tutturduğun sürece iyi bankacısın, tutmazsa kötü bankacı.
Pazarlamacı gibisin bi nevi, eskidenmiş o masabaşı bankacılık.
Güya hafta sonu 2 gün tatilim vardı, her cumartesi yok toplantı, yok eğitim, yok arşiv çalışması diyerek işe gittim.
Hatta çok uzun bi bayram tatili vardı, bayram günü herkes şehir dışında tatilde olduğu için atm arızasına müdahale etmek için bana bölge müdürlüğünden telefon açtılar, gittim şubeyi açtırdım güvenlikle, atm yaptım evime döndüm.
Mesai vermediler, bizim bankada sadece güvenlik görevlilerine mesai yazılıyordu, onlarda başka bir taşeron firmaya bağlı oldukları için.
Nikahımın olduğu gün zor izin aldım, burası nolcak nikahın kıyılsın geri gel evlilikten önce kariyer lazım dedi müdürüm.
Şehir dışından misafirlerimiz var diyerek o gün full izin kullandım, ertesi 2 hafta resmen psikolojik eziyet yaptı bana.
Çalışanlara dayatılan satış hedeflerinden dolayı, şube içinde herkes birbirini rakip olarak görüyordu bu nedenle hep bir dedikodu havası hakimdi, birbirinin masasından nerdeyse müşteri çekmeye çalışan tipler vardı.
Arkadaşlık , dostluk sözde vardı, özde herkes birbirinin rakibiydi.
Çalıştığım şubenin yan tarafında Halkbank vardı imrenirdik hepimiz.
1 Saat fazla çalışsalar mesai alırlardı, servisleri vardı, vs vs
Bizlerin gece 11 de şube kapattığını bilirim
Tabi çalıştığın müdürüne de bağlı, ilk çalıştığım müdürüm şeker gibi bi adamdı, saygılı, kibar, donanımlı.
Sonradan başka bi müdürle çalışmaya başladım.
Yeni müdürümüz bayandı 33 yaşındaydı, hırslıydı, iki dakika boş oturduğunu, çay kahve içtiğini görsün kıyametleri koparırdı.
Her sabah iş başlamadan 20 dakika toplantı, her akşam iş bittikten sonra 20 dakika toplantı yapardı.
Sonrasında düzenli olarak her cuma günü mesai bitiminde toplantı yapardı.
En büyük toplantı ise ayda 1 defa yaptığı ve hepimize ödevler verdiği, sunumlar yaptığımız toplantıydı.
Öğrencilik hayatımızdaki gibi ders çalışırdık toplantılarda küçük düşmemek için.
Müdürden önce çıkamazdık.
Müdür akşam 9 da çıktı bizde 9 çeyrekte çıkardık.
Çünkü kızardı, müdürden önce nasıl çıkarsınız diye.
İşimiz olmasa bile boş boş otururduk onun sayesinde.
En sonunda bu strese dayanamayıp ürtiker oldum ciddi anlamda 4 gün rapor aldım, müdür kıyameti kopardı işinizi aksatıyorsunuz diye.
Veee en sonunda başka iş bulup istifayı bastım, odasına çıkıp istifa ediyorum dedim, seni bırakmam en iyi çalışanlarımdan birisin dedi, maaşına zam yapalım dedi, kabul etmedim.
Başka şubeye tayin iste benimle çalışmak istemiyorsan dedi, kabul etmedim.
En sonunda helalleşip ayrıldık, ne zaman istersen ara beni dedi.
İhbar süresi ne olacak, yeni iş yerime bildiricem dedim.
İhbar süresini kullandırmıcam direk başla yeni işine hayırlı olsun dedi.
Veee üniversite okurken hayallerimin mesleği olan bankacılığa böyle veda ettim :)
Ama herkesin kötü anıları olacak değil yaaa