- 13 Nisan 2007
- 15.555
- 36.072
- 1.123
Babil Kitaplığı / Jorge Luis Borges
Arjantinli yazar Jorge Luis Borges'in biyografisi incelendiğinde, hayatının büyük bir bölümünde kitaplıkta çalıştığı öğrenilir. Hayal gücü armağanını zaten doğuştan almış olan usta, mesleği sayesinde bir çok yazara daha kolay ulaşabilmiş, onların yazılarını okuyarak geçirdiği zamanlar sonrasında bir öykü seçkisi hazırlamıştır.
Düşşel edebiyata en büyük armağan olarak gördüğüm "Babil Kitaplığı" nın içeriğinde, Borges'in yazdığı öyküler de dahil olmak üzere, dünyaca ünlü yazarlar; H.G. Wells, Voltaire, Oscar Wilde, Edgar Alan Poe, Giovanni Papini, Jack London, Rodyard Kipling, Dostoyevski, Tolstoy dan seçme öyküler yer alıyor.
Babil Kitaplığı serisi, dilimize Dost Kitabevi Yayınevinin başarılı bir edisyonu ve disiplinli anlayışı ile 1998 yılında yayımlanmaya başlamıştır.
Seçkide otuz kitap yer alıyor. Benim de bir kaçını alarak okumaya başladığım ve seriyi tamamlama kararını verdiğim Babil Kitaplığı, özellikle de düşsel edebiyata ilgi duyanların kaçırmaması gereken bir seri...
Celal Üster'in, "Babil Kitaplığı" seçkisi ile ilgili güzel bir yazısını, vurgulanması gereken yerlerini alıntılayarak aktarmak istiyorum.
"Borges, yaşamı boyunca kendini nerdeyse tümüyle kitaplara vermesine karşın, pek az roman okumuştur. Buna karşılık, Borges'in, iyi bir kısa öykü okuru olduğu söylenebilir; birçok öyküyü tekrar tekrar okumuştur. Kendini bildi bileli tiryakisi olduğu yazarların öykülerini biraraya getirerek hazırladığı "Babil Kitaplığı" seçkisi, Borges'in beğenisinin süzgecinden süzülen öykü başyapıtlarından oluşuyor. Kısa öykünün, has edebiyat adına başardığı her şey var bu seçkide...
Borges'e göre, kısa öykünün iki özelliği vardır: Biri tutumluluğu, öbürü ise açık seçik bir başı, ortası ve sonu olması. Ne ki, yıllarca, kısa öykünün yazarlık gücü ve yeteneğini aştığını düşünmüştür. Gerçekten öykü yazmaya, ancak uzun yıllarını alan bir yığın ürkek anlatı denemesinden sonra başlamıştır. Ama öyküden romana geçmeyen pek az yazardan biridir Borges. Öyküden romana geçmemeyi bilinçli bir seçim olarak benimser, o kısacık fiction'larında edebiyatın kurgusallığının derinliklerine dalar, engin bir okuma birikiminden yola çıkan incelikli öyküleriyle çağdaş öykücülüğün doruklarında gezinir.
Borges'in en sevdiğim öykülerinden biri, "Babil Kitaplığı"dır. Kendi deyişiyle Kafka esintileri taşıyan bu öyküyü, o sıralar çalıştığı belediye kitaplığının rafları arasında yazmıştır. "Babil Kitaplığı"nı, o belediye kitaplığının karabasanlı bir yorumu ya da bir tür abartılışı olarak tasarlamıştır. Metinde geçen bazı ayrıntıların özel bir anlam taşıdığı falan yoktur. Öyküde sözünü ettiği kitap ve raf numaraları, orada, elinin altındaki, gözünün önündeki numaralardır. Sonradan, çok zeki eleştirmenler o şifreler üzerinde kafa patlatacaklar, onlara büyük bir cömertlikle gizemsel anlamlar yakıştıracaklardır.
"Babil Kitaplığı", yıllar sonra, Jorge Luis Borges'in İtalyan yayıncı Franco Maria Ricci için seçip hazırladığı dizinin de adı olacaktır. Dizinin önsözünde, "Her büyük yazar işe iyi bir okur olmakla başlar," diyen Franco Maria Ricci haklıdır. Borges, gerçekten de, işe iyi bir kısa öykü okuru olmakla başlamış; giderek, yeğlediği ya da dışladığı okumalarıyla kişisel bir kitaplık yaratmıştır: "Buenos Aires'teki Ulusal Kitaplık'ın (ki burada dünyanın başka yörelerinde bulunmayan kitapların olduğu söylenir) yöneticisi Jorge Luis Borges, bu kitap bolluğundan yararlanmasını bildi: Zaten büyülenmiş okurlarına, derin bilgi ve neşesiyle, şaşırtıcı derece ilginç derlemeler hazırlayıp sundu. Düşsel edebiyatın mücevherlerini oluşturan metinleri bir araya getirdi ve onun en güzel hikâyelerinden biri olan 'Babil Kitaplığı', aynı zamanda dizinin adı oldu. 1975 ile 1985 arasında yayımlanan bu dizi, daha şimdiden bir edebiyat klasiğidir. Bir araya gelen bu kitaplar, aynı zamanda Buenos Aires'in bu büyük kütüphanecisine adanmış en duygusal anıtlardan birini oluşturur..."
'Babil Kitaplığı', aslında Borges'in kendi beğenisinin süzgecinden süzülen bir kısa öykü başyapıtları seçkisi. Kısa öykünün, has edebiyat adına başardığı her şey var bu seçkide."
Borges'e göre, kısa öykünün iki özelliği vardır: Biri tutumluluğu, öbürü ise açık seçik bir başı, ortası ve sonu olması. Ne ki, yıllarca, kısa öykünün yazarlık gücü ve yeteneğini aştığını düşünmüştür. Gerçekten öykü yazmaya, ancak uzun yıllarını alan bir yığın ürkek anlatı denemesinden sonra başlamıştır. Ama öyküden romana geçmeyen pek az yazardan biridir Borges. Öyküden romana geçmemeyi bilinçli bir seçim olarak benimser, o kısacık fiction'larında edebiyatın kurgusallığının derinliklerine dalar, engin bir okuma birikiminden yola çıkan incelikli öyküleriyle çağdaş öykücülüğün doruklarında gezinir.
Borges'in en sevdiğim öykülerinden biri, "Babil Kitaplığı"dır. Kendi deyişiyle Kafka esintileri taşıyan bu öyküyü, o sıralar çalıştığı belediye kitaplığının rafları arasında yazmıştır. "Babil Kitaplığı"nı, o belediye kitaplığının karabasanlı bir yorumu ya da bir tür abartılışı olarak tasarlamıştır. Metinde geçen bazı ayrıntıların özel bir anlam taşıdığı falan yoktur. Öyküde sözünü ettiği kitap ve raf numaraları, orada, elinin altındaki, gözünün önündeki numaralardır. Sonradan, çok zeki eleştirmenler o şifreler üzerinde kafa patlatacaklar, onlara büyük bir cömertlikle gizemsel anlamlar yakıştıracaklardır.
"Babil Kitaplığı", yıllar sonra, Jorge Luis Borges'in İtalyan yayıncı Franco Maria Ricci için seçip hazırladığı dizinin de adı olacaktır. Dizinin önsözünde, "Her büyük yazar işe iyi bir okur olmakla başlar," diyen Franco Maria Ricci haklıdır. Borges, gerçekten de, işe iyi bir kısa öykü okuru olmakla başlamış; giderek, yeğlediği ya da dışladığı okumalarıyla kişisel bir kitaplık yaratmıştır: "Buenos Aires'teki Ulusal Kitaplık'ın (ki burada dünyanın başka yörelerinde bulunmayan kitapların olduğu söylenir) yöneticisi Jorge Luis Borges, bu kitap bolluğundan yararlanmasını bildi: Zaten büyülenmiş okurlarına, derin bilgi ve neşesiyle, şaşırtıcı derece ilginç derlemeler hazırlayıp sundu. Düşsel edebiyatın mücevherlerini oluşturan metinleri bir araya getirdi ve onun en güzel hikâyelerinden biri olan 'Babil Kitaplığı', aynı zamanda dizinin adı oldu. 1975 ile 1985 arasında yayımlanan bu dizi, daha şimdiden bir edebiyat klasiğidir. Bir araya gelen bu kitaplar, aynı zamanda Buenos Aires'in bu büyük kütüphanecisine adanmış en duygusal anıtlardan birini oluşturur..."
'Babil Kitaplığı', aslında Borges'in kendi beğenisinin süzgecinden süzülen bir kısa öykü başyapıtları seçkisi. Kısa öykünün, has edebiyat adına başardığı her şey var bu seçkide."
Şimdi, sizlere, bu seçkide yer alan eserleri kısaca tanıtmaya çalışacağım. Ancak, eserleri tanımadan önce, Jorge Luis Borges hakkında daha detaylı bilgi almak isteyenler aşağıdaki başlıktan ulaşabilirler.
Jorge Luis Borges biyografisi için tıklayınız.