Baba, bizim niye havuzlu evimiz yok?

talin

Guru
Kayıtlı Üye
20 Haziran 2007
4.250
27
45
acı ama ibret alınması gereken bir yazı...lütfen okuyun....


Çocuklar, genellikle büyükannelerle veya bakıcıyla büyüyor.
Anne ile büyüse de değişmiyor: en önemli dadıları TV.
Birçok anne çocuklarına ancak TV. karşısında yemek yedirebildiğini itiraf ediyor.
Evlerde genellikle tek televizyon var.
Yani çocuk ucundan bucağından dizilerle etkileşimde.
Akşam ya da tekrarlandığı gündüz kuşağında izliyorlar.


Türkiye, dünyada en fazla televizyon izlenen ve metrekareye en fazla ''dizi'' düşen ülke!
Dizi izleyicisi %87 gibi bir rakam.
Dizi başına 500 bin dolarlık reklam gelirinden söz ediliyor!
Haftada 140 dizi gösterilen bir ülkede..
Bir dizinin süresi 70-90 dakikayken..
Koşullar gereği, tek eğlenceniz televizyonsa..
Fazla uzağa kaçamıyorsunuz.
İlla ki sizin de bir diziniz oluyor!


Dizilerin nerdeyse tamamı ‘milyon dolarlık’ villalarda geçiyor.
Bu durum halkın, özellikle çocukların psikolojisini olumsuz etkiliyor!
Aynı kız çocuğu, doktor babasına sormaya devam ediyor:


‘Biz fakir miyiz baba? Neden şoförümüz yok? Neden yemekleri annem yapıyor? Neden hizmetçimiz yok?’


Bunun çok uç bir örnek olduğunu düşünüp üzerinde durmayabiliriz.
Ama değil.
Bir hemşire arkadaşım para denkleştirip, biraz da kredi çekip ev aldı geçen sene.
9 yaşındaki oğlu, ailesinin neden apartman dairesi aldığını anlamakta zorlandı.
Orman içinde, egzotik bahçesi olan havuzlu bir ev isteyen çocuk, Kartal’da bir daire alan ailesi ile 3 ay boyunca kavga etti.


Çünkü en fukarayı anlatan dizi bile, güya kenar mahallede..
Ama restorasyonlu eski İstanbul evlerinde geçiyor..
Dubleks, tripleks.
En fakir ailenin bile gerçekten egzotik bir bahçesi var!

Çocuk 9 yaşında, kabul edemiyor.
Çünkü onun annesi hemşire, babası mühendis.
Onlar alamazsa kim alacak?
''Ben de orman içinde bahçeli, havuzlu ev istiyorum'' diyor.
Sanıyor ki oralarda yaşayanlar normal, maaşlı insanlar!


Çocuklar birlik olmuş, Acarkent Villalarının reklamını yapıyor.
Tanesi 1-3 milyon dolardan, kapanın elinde kalıyor..

Nasıl anlatacaksınız bu çocuklara ülkede 20 milyon insanın yoksulluk sınırının altında yaşadığını?

1 milyon insanın açlık sınırında yaşadığını, 10 binlerce insanın hayatını, günde 1 doların altında bir harcamayla sürdürmeye çalıştığını?

10 milyon işsiz olduğunu..

Hadi onlar çocuk diyeceksiniz ya bunlar:

Bir doktor arkadaşımın pek de başarılı bir öğrenim yaşamı olmayan oğlu, üniversiteyi ABD’de okumak istediğini söylemiş! Oysa babası Devlet Hastanesi dışında, özelde de nöbet tutuyor, normal yaşam standartını tutturmak için.

Bir başka doktor arkadaşın üniversitede okuyan kızı araba istemiş. Adamcağız kendi arabasını vermek istediğinde kız çok içerleyip, sinirlenmiş: ''Ona sen bin, sana yakışır!''

Dizilerde arabalar genellikle 4x4.
Kahramanlar, hacet gidermeye bile en aşağı BMW binekle gidiyor!

Çocuklar HAK ettiklerini düşünüyorlar.

Ebeveynlerinin hakları olanı bile alamadıklarından bihaber!

***

Hep doktorlardan örnek verdim.

Hani ülkedeki memur sınıfın kaymak tabakası onlar diye!

Memura %2+2 zam veriyor devlet.
Memur boynunu büküp, susuyor.
Kimsenin umurunda değil.
Diziler vadisinin kurduna verilen haftada 75 bin doları fazla bulanlara, aslan kesiliyor izleyici: ''Tabi alacak, hak ediyor!''

Bir grup; haberleri ancak dizi saatini beklerken izliyor.
Ya da parmak yanlış tuşa değdiğinde.

''Ülkemizde 20 milyon kişi yoksulluk sınırının altında yaşıyor'' gibi bir haberle sarsılıp o insanlara acıyanlar, kendilerinin de o 20 milyon içinde olduğu algılayamıyor bir türlü!

Şehrazat’ın ''300 bin dolarlık gecesi'' günlerce tartışılıyor.
''Adaletsiz gelir dağılımı'' asla!

RTÜK program başlarına koyduğu resimli uyarılarla çocukları koruyor(!)

Tıpkı ormanlara konulan uyarı tabelalarının, ormanları yangından koruduğu gibi.

Gerçek şuki, çoluk çocuk hepimiz bu dizileri izliyoruz.

Bu diziler gerçek dışı bir dünya yaşam algısına neden oluyor.

Gerçek hayattan ve gerçek gündemden uzaklaştırıyor.

Sadece çocukların değil herkesin, psikolojisi derinden etkileniyor.

Hepimiz hayat beklentilerimiz konusunda resmen saçmalıyoruz!

Hem de sofraya koyacak ekmek bulamazken!

Daha 5 yaşında, sınıf farkı ile beli bükülüyor küçük kızın.
Bir türlü aklı almıyor:

''Herkesin havuzlu evi var, bizim yok!''

a.s.
 
eşekkür ederim canım...ne yazık ki çocuklarımız böyle doyumsuz oluyorlar işte:1no2:....................
 
bu ailenin yetişdirceqi anda çocuquna oan katabilceqi bir özgünlüqüdir.... bazı aileler var, parası yokken bile çocuqunun hiç birşeyde qözü kalmasın diye her istediqini alan,,, iyi de bu zamanla bu çocuk nasıl oluyor, hiç birşeyde qözü kalmasın diye yetişdirilen çocuk ilerde yetinmeyen ve aç qözlü bir çocuk oluyor.....

çocuklara herşeyin en iyisini vermek ve yanında disiplin de verebilmek bu disiplin zorluktan qeçiyor.... bazı zenqin çocuklar ise ailenin parasına bile bakmadan yaz olunca direk çalışıyorlar,,, onlarda bu şekilde eqitilmiş... tam tersi yok karmakarışık bir eqitim sistemi....

dizilere qelince onlar bir şekilde ilerlemeyi yada ilerletmeyi sosyete hayatta buluyorlar,,, reklamlar bile ucuzluk kampayası verirken aslında pekte ucuz olmayan birşeyi sunarak insanları qöz qöre kandırıyorlar.... avrupa özentiliqi yada şu bu deqil..... yoksul insanlar qörülmüyor , yok sayılıyor,,, qün boyu izlediklerimiz ne ???? herşey zenqinlere qöre sunuluyor,,, nasıl mı anlatıcaqız çocuklara yoksulluqu??? dediqim qibi hem vereceqimiz eqitim hemde bu tip proqramların kaldırılması... onun yerine fakir bir aileyi yada qece konduyu qöstersinler... bu durumda belki herşey deqişebilir... birde şu var unutulmaması qerçek bir pay....
kapitalizim olayı,,, bu olay okadar sardıki her haliyle herşeyde kapitalizimin kölesi oluyor vede markanın....
 
Çok güzel bir yazı emeğine sağlık evet malesef günümüz şartlarında tüketim canavarı olduk çıktık bırakın çocukları bizler bile neler hayal ediyoruz Bizim çocukluğumuzda bu kadar çok çeşit giysi olsun yemek içmek olsun malesef yoktu o yüzden alınan şeyler kısıtlı ve bilinendi bizler azı çoğu zararı bilirdik ama malesef çocuklarımız öylemi her şeyden istiyor akla hayale gelmicek her şeyden ve bu yüzdende doyumsuz aç gözlü hiç bir şeyden memnun olmayan hep daha fazlasını isteyen bir nesil yetiştiriyoruz çocuklarımıza hiç bir şeyde söyleyemiyoruz sebep psikolojileri bozulmasın amannnnn dıkkat all alll aallll ama nereye kadar bazı şeyler biz ebeveynlerin elınde diye düşünüyorum çocuklarımızı mutlu edelim derken mutsuz bir birey olarak topluma sunmayalım onlara varlığın birde yokluğu olduğunu muhakkak öğretelim.
 
Çok güzel bir yazı emeğine sağlık evet malesef günümüz şartlarında tüketim canavarı olduk çıktık bırakın çocukları bizler bile neler hayal ediyoruz Bizim çocukluğumuzda bu kadar çok çeşit giysi olsun yemek içmek olsun malesef yoktu o yüzden alınan şeyler kısıtlı ve bilinendi bizler azı çoğu zararı bilirdik ama malesef çocuklarımız öylemi her şeyden istiyor akla hayale gelmicek her şeyden ve bu yüzdende doyumsuz aç gözlü hiç bir şeyden memnun olmayan hep daha fazlasını isteyen bir nesil yetiştiriyoruz çocuklarımıza hiç bir şeyde söyleyemiyoruz sebep psikolojileri bozulmasın amannnnn dıkkat all alll aallll ama nereye kadar bazı şeyler biz ebeveynlerin elınde diye düşünüyorum çocuklarımızı mutlu edelim derken mutsuz bir birey olarak topluma sunmayalım onlara varlığın birde yokluğu olduğunu muhakkak öğretelim.

evet canım ne kadar da haklısın yazdıklarında...çocuklarımızı bu hale getiren maalesef bizleriz...bu konuya çok duyarlı olduğum için oğlumu hep sanki yokmuş gibi büyüttüm ben..tamam tabiyiki almadan da olmuyor,bir yere kadar..ama en azından azıyla yetinmesi gerektiğini biliyor,birşey istediği ve alınmadığı zaman boşuna ısrar etmemesi gerektiğini biliyor,çünkü ona hayır dediğim birşeyi asla yapmadım ben...aslında çocuklarımız o kadar güzel,o kadar çabuk kabulleniyorlar ki herşeyi...bağırıp azarlamak,sadece hayır diyip işin içinden çıkmak yerine oturup onlara herşeyi izah etmeye çalışırsak inanın herşey yoluna giriyor...ama tabiyiki en başından yapmak gerekiyor tüm bu söylediklerimi,çocuk 10 yaşına geldiğinde değil:roflol:...sonuç olarak daha 5 yaşına bile gelmemiş çocukların akülü motorlara,uçan kaçan zıplayan hoplayan her türlü elektronik alete sahip olup da hala doyumsuz olmasına,elindekiyle yetinmeyip her zaman daha iyisini görüp beğenip tamamen şımarıkca herşeyi istemesine,şuursuzca bir robot gibi atari,playstasion oynamasına,saatlerce bılgısayar ve televizyon başında zaman geçirmesine gerçekten üzülüyorum ben...ve oğlum böyle bir çocuk olmadığı için de kendimle gurur duyuyorum:teytey:....unutmayın herşey bizim elimizde...
sevgiyle kalına.s.
 
bu ailenin yetişdirceqi anda çocuquna oan katabilceqi bir özgünlüqüdir.... bazı aileler var, parası yokken bile çocuqunun hiç birşeyde qözü kalmasın diye her istediqini alan,,, iyi de bu zamanla bu çocuk nasıl oluyor, hiç birşeyde qözü kalmasın diye yetişdirilen çocuk ilerde yetinmeyen ve aç qözlü bir çocuk oluyor.....

çocuklara herşeyin en iyisini vermek ve yanında disiplin de verebilmek bu disiplin zorluktan qeçiyor.... bazı zenqin çocuklar ise ailenin parasına bile bakmadan yaz olunca direk çalışıyorlar,,, onlarda bu şekilde eqitilmiş... tam tersi yok karmakarışık bir eqitim sistemi....

dizilere qelince onlar bir şekilde ilerlemeyi yada ilerletmeyi sosyete hayatta buluyorlar,,, reklamlar bile ucuzluk kampayası verirken aslında pekte ucuz olmayan birşeyi sunarak insanları qöz qöre kandırıyorlar.... avrupa özentiliqi yada şu bu deqil..... yoksul insanlar qörülmüyor , yok sayılıyor,,, qün boyu izlediklerimiz ne ???? herşey zenqinlere qöre sunuluyor,,, nasıl mı anlatıcaqız çocuklara yoksulluqu??? dediqim qibi hem vereceqimiz eqitim hemde bu tip proqramların kaldırılması... onun yerine fakir bir aileyi yada qece konduyu qöstersinler... bu durumda belki herşey deqişebilir... birde şu var unutulmaması qerçek bir pay....
kapitalizim olayı,,, bu olay okadar sardıki her haliyle herşeyde kapitalizimin kölesi oluyor vede markanın....

dediğin gibi aslında herşey bizde bitiyor
çocuklarımıza hepimiz herşeyin en iyisini vermek istiyoruz doğal olarak ama yokluğun da ne demek olduğunu bilmeliler bence
:sm_confused:
 
çok haklısın canım toplumdaki bozulmanın sebebi de bu dizilerden kaynaklanmıyor mu ?
 
açlık sınırında olunmasa bile o dizilerdeki evlerde yaşamak için baya bi zengin olmak lazım.. halkın gözünde herşeyi normalleştirdiler bu dizilerden sebep
 
ayrıca dizilerde kahramanlar sürekli bir yemek sofrası durumundalar...sofralar sürekli göz önünde...bazen benim bile canım çekiyor......çocukları düşünemiyorum bile.....hele de durumları kötüyse..................
 
X