Ayşe Arman nasıl hamile kalmış?Stresle mücadele

gizemx

Guru
Kayıtlı Üye
21 Mart 2008
841
22
Hep duyarız kafaya takmayacaksın,stres olmayacaksın diye ama ben başaramadım .Ama başaran biri gazetede anlatmış nasıl başardığını.Okuyun belki size faydası olur kızlar..


ARMAN NASIL HAMİLE KALDI?
Hürriyet yazarı Ayşe Arman nasıl hamile kaldı dersiniz?.. İşte Arman'ın hamile kalabilmek için verdiği mücadele
19 Ağustos 2004 Perşembe 12:54
Kafana takma bak neler oluyor

Biyolojik saat mi?


Etraftan gizli bir baskı mı?


Nedir?


Anlaması ve anlatması hiç kolay değil ama bir sabah uyandım ki:


‘‘Aman Tanrım, ben bir kompleks sahibiyim!’’


Bir bu eksikti!


Çocuk kompleksi.


Bebek bebek!


Benim niye bir bebeğim yok?


Aşık olduğum bir adam var (nerede tahta vuracağım?), güzel bir ilişkim var (nerede tahta vuracağım?), iyi de neden bir bebeğim yok?


Artık zamanımın geldiğine mi inanıyorum, anne olmam gerektiğine mi, yoksa geç kalacağım korkusu mu? Yeryüzünde doğal sayılan bir şeyi kaçıracak mıyım duygusu mu? Kariyer da yaparım çocuk da sloganının 2. bölümünden eksik kalmak istemem ya, acaba o yüzden mi?


Resmen yavaş yavaş takıntı haline geliyor kafamda bu bebek meselesi.


Ben size bir şey söyleyeyim mi, kendin yaşamadığın her şey palavara. Bir sürü insan anlatıyor ya, yok bebeğin kokusu, yok annelik, yok bebek isteği ama başıma gelmeden dinlediklerimden bir şey çıkartabilmem mümkün değilmiş meğer.


Bu çocuk isteği kuvvetli bir şekilde bastırınca kavrıyorum durumu.


Daha önce de hamile kalmışlığım var, ama o zaman ‘‘Zamanı değil’’ demişim, istememişim.


Şimdi istiyorum...


*


Da...


Bu iş zannedildiği kadar kolay olmuyor. Ya da benim zannettiğim kadar. Doktora ‘‘Benim ne yapmam lazım?’’ diyorum.


‘‘Biyolojik bir rahatsızlığınız yok. Denemeye devam edin’’ diyor.


Millet, bu işin ritüelleri olduğunu söylüyor.


Ne kaybederim ki?


Etraftan duyduklarımı uygulamaya başlıyorum.


Bacaklarımı duvara dayadığım ilk ay, hamile kalacağımdan yüzden 100 eminim!


Böyle yaparlarmış olurmuş...


Olmuyor.


Gelde takma. Sinir oluyorum.


Ben arızalı mıyım?


Doktora soruyorum.


‘‘Hayır’’ diyor, ‘‘Denemeye devam edin.’’


‘‘Emriniz olur Doktor Bey.’’


Devam...


Da...


Tık yok.


Her ay aldığım predüktörün haddi hesabı da yok.


Artık iyice takıntı haline geliyor.


Yürek çarpıntısı haline geliyor.


Afaganlar basıyor:


Neden benim bebeğim olmuyor?


Neden benim bebeğim olmuyor?


Neden benim bebeğim olmuyor?


*


Henüz doğurmamışlar benim bu telaşımı hiçbir şekide anlamıyorlar.


Ya da anlıyorlar; benzer şeyler hissediyorlar, susuyorlar. Deniyorlar deniyorlar, gizliyorlar. Bu çocuk meselesi garip bir mesele, çiftler çocuk sahibi olmak için ne kadar uğraş verdiklerini nedense anlatmaktan hoşlanmıyorlar. Resmen yalan söylüyorlar.


Annem, ablam gibi bütün çocuk doğurmuş kadınlar ise ‘‘Üzülme canım’’ diyorlar, ‘‘Artık her şeyin bir çaresi var.’’


Gözlerini benden kaçırarak ekliyorlar: ‘‘Tıbben.’’


İyice sinirimi bozuyorlar.


Bir de ‘‘Acaba denemekten ipin ucunu mu kaçırıyorsunuz?’’ diyenler çıkıyor.


Çok sevişirsen de olmazmış!


Beni tamamen delirtiyorlar.


Sonunda bir an geliyor ne yalan söyleyeyim usanıyorum, sevişmek dışında her şeyden vaz geçiyorum:


Doktora gitmekten, ona sorular sormaktan, aşılama yöntemini araştırmaktan, kendimi telaşa vermekten, sevgilime hayatı zehir etmekten...


Bu meseleyi rölantiye alıyorum. Rafa kaldırıyorum.


Artık başka bir yaza diyorum...


*


Ama ben iflah olmaz bir şeyim.


Dakika bir, gol bir!


Acilen kendime başka bir takıntı buluyorum.


Spor!


Bakın, o da çok önemli.


En az bebek kadar.


Hemen Hillside'a başlıyorum, Burçin Hoca'yla tanışıyorum.


Ona açık davranıyorum:


‘‘Benim hayalim fit olmanın ötesi. Ben sizin vücudunuzdan istiyorum!’’


Gülüyor.


‘‘Bir senede sizinkini de yaparız böyle. Ama tabii sürekli gelirseniz...’’ diyor. Gelmez olur muyum?


Madem hamile kalamıyorum...


O zaman sıkı popolu, hafif kaslı, güzel vücutlu bir kadın olurum.


Bunun için uğraşırım.


Allah sizi inandırsın sadece İstanbul'da değil Dubai'de de spor yapıyorum. LPG'ye gidiyorum.


Ben yavaş yavaş kilo da veriyorum, popoma pareyo bağlamadan ortalıkta salınacak hale geliyorum.


Kısa vadeli başka planlar da yapıyorum.


Ekim ayında bir Hindistan sonra bir Yemen...


Binbir Gece Masalları gibi seyahatler hayal ediyorum...


Ve ve ve..


Bacaklarımı duvara dayamaktan tamamen istifa ediyorum.


*


Bu kadar lafla kafanızı şişirdim, aslında söylemek istediğim bir cümle: Kafama takmaktan vazgeçtiğim anda hamile kaldım!


HAMİŞ: Şimdi kara kara Burçin Hoca'ya şunu soruyorum. ‘‘Sizin vücudunuzdan vazgeçtim. Karnım dışımda diğer taraflarımın benim eski vücuduma benzeyebilmesi için ne yapmam lazım?’’


Ayşe Arman

Hürriyet
 
Bayıldım Ayşe Arman'ın bu yazısına.
Gerçekten haklı ama elimde değil
Relax olamıyorum.

Emeğine sağlık çok sağol.
 
çok güzel teşekkürler yazı için bu hep duyuyoruz keşke becerebilsek kafamızdan silip atsak ama ne mümkün beynimize kazınmış her ay bu ay son kafama takmayacağım diyorum ama olmuyor olmuyor....
 
cok güzel ya ama elde olan bi durum degil ne kadar takmam diyorsakta takıyoruz arkadaslar
 
kesinlikle çok doğru.
bu ikinci hamilleiğim.her ikisinde de stresten uzaklaştığım aylarda yaşadım..
stres hamile kalmanın en büyük düşmanı.
 
bencede cok dogru.hic bir sekilde stres yapmamak lazim.bende ayse arman gibi yapiyordum.cok kafaya takiyordum yani.bebek,bebek,bebek diye ve birde etraftan bir takim seyler duyuyorsun.al sana stres.valla bir sekilde herseyden uzaklastim.beynim cok rahatti hic bir sekilde kafaya takmadim.aman olursa olur demistim.ve olmustu.....
 
kesinlikle doğru kızlar stres yapmamak kafaya takmamak lazım.Sonuçta düşündüğümüzde bizim elimizde olan bir şey değil.Allah ne zaman isterse ol der ve olur.Bizim bunu ne öne almaya ne de ertelemeye gücümüz yetmez.Lakin bunu bilsekte çok istememizden dolayı stresi engelleyemiyoruz.
 
ben bebek die delirdiğim zamanlarda okumuştum bu yazıyı ama uygulayamamıştım sonra bi ara fazla kilolalar öle canımı sıktıki bu halde bide hamile kalsam duba gibi olurum dedim çok sıkı bir diyet ve spor programına girdim o ay hamileydim o zamandan beri yazıyorum bebeğin peşini bırakın ama öleymiş gibi yapmayn gerçekten başka şeylerle uğraşın bebek o zaman size gelecektir
 
canım lafla olmuyor insanın elinde değil buyazıyı okurken de çok ağladım kendimi tutamadım hala yazarken ağlıyorum bizi bizden başka kimse anlamıyor herkez bide şu kelimeyi kullanıyor dua edin dua edin sanki biz hiç dua etmiyoruz öyle oturuyoruz sinir oluyorum beni annem bile anlamıyor birde bana bu kelimeyi kullanıyor telefonda annem memlekette bana bak teyzenlere kızlarına ona buna söyleme ya bukelime söylermi insan evladına benim derdim kendime yetiyor anneme göre herkes kınar köy yeriya ama ben orda yaşamıyorum Allah enkısa zamanda hepimize evlat nasip etsin
 
Artık üzüntüden kafamda saç kalmadı sitrestenmiş saçkıran oldum kilo alıyorum çokkötü durumdayım sağ olsun tek destekcim eşim allah ondan razı olsun
 
valla kızlar bende aşırı stres yapanlardanım....daha önce hamile kaldım..hatta birinde en stresli dönemdeydim..hatta artık bu ay bıraktım artık çocuğum olmayacak diye günlerce ağladığım ay hamile kaldım..ama kısmet değil düşük yaptım.....

stresim her ay artıyor işte olmuyor falan diye...bunda kayınvaldemin payıda çok....eğer stresten uzaklaşma formulünü bulan olursa banada yazsın..valla sağlığımdan olucam herhalde....
 
valla kızlar bende aşırı stres yapanlardanım....daha önce hamile kaldım..hatta birinde en stresli dönemdeydim..hatta artık bu ay bıraktım artık çocuğum olmayacak diye günlerce ağladığım ay hamile kaldım..ama kısmet değil düşük yaptım.....

stresim her ay artıyor işte olmuyor falan diye...bunda kayınvaldemin payıda çok....eğer stresten uzaklaşma formulünü bulan olursa banada yazsın..valla sağlığımdan olucam herhalde....

merhaba arkadaşlar bende sizin gibi 8 yılın 4 yılı bebek özlemiyle geçiyor oluyor düşüyor tam hazırım diyorum bu sefer eşimin sperm değeri düşüyor derken 4 yıldır bir mücadeledeyim anlayacağınız birde bunun üstüne bir sabahın 9 unda telefon sesiyle uyandımki eltim hamileyim müjdesi veriyor hadi burdan buyurun tabi ben yine depresyonda aldım hırsımı eşimden o ne yapsınki zavallım ama bende sizin dediğiniz gibi halden anlayan yokki kendimi tutmaktan artık onda patlıyorum banada yazık değilmi ama
 
merhaba arkadaşlar bende sizin gibi 8 yılın 4 yılı bebek özlemiyle geçiyor oluyor düşüyor tam hazırım diyorum bu sefer eşimin sperm değeri düşüyor derken 4 yıldır bir mücadeledeyim anlayacağınız birde bunun üstüne bir sabahın 9 unda telefon sesiyle uyandımki eltim hamileyim müjdesi veriyor hadi burdan buyurun tabi ben yine depresyonda aldım hırsımı eşimden o ne yapsınki zavallım ama bende sizin dediğiniz gibi halden anlayan yokki kendimi tutmaktan artık onda patlıyorum banada yazık değilmi ama

Ah canim ben de oyleydim. tam motive olmusum, biri haber veriyor veya birileri birilerini haber veriyor hamileymis diye. moralim bozuluyordu. yani insan hamile kalana seviniyor ama senden sonra bsalayanlar senden once hamile kalinca insan neden ben degilim hamile diye dusunuyor.

moral bozmak yok. bak simdi biz temmuz annaleri topigindeyiz senelerce ugrasip tup bebek vs deneyip olmayip kendiliginden hamile kalan arkadaslar var. uzulme. ALlah insallah hepinize bebeginizi verir. onemli olan sonunu getirmek. ben cok ustedim dis gebelik oldu. tupum alindi.


uzuldum. sansim azaldi diye ama tek tup mup bahane. 3 ay sonra hamile kaldim yeniden.

yani kismet isi.
 
ben stres olmamak icin bu siteye girmedem, bebekle ilgili herseyi kaldirdim ortadan. folik asiti vs biraktim. hergun en sevdigim sarkilari actim oynadim, stres attim. dansederken insan bir an bile olsa unutuyor.
 
Hep duyarız kafaya takmayacaksın,stres olmayacaksın diye ama ben başaramadım .Ama başaran biri gazetede anlatmış nasıl başardığını.Okuyun belki size faydası olur kızlar..


ARMAN NASIL HAMİLE KALDI?
Hürriyet yazarı Ayşe Arman nasıl hamile kaldı dersiniz?.. İşte Arman'ın hamile kalabilmek için verdiği mücadele
19 Ağustos 2004 Perşembe 12:54
Kafana takma bak neler oluyor

Biyolojik saat mi?


Etraftan gizli bir baskı mı?


Nedir?


Anlaması ve anlatması hiç kolay değil ama bir sabah uyandım ki:


‘‘Aman Tanrım, ben bir kompleks sahibiyim!’’


Bir bu eksikti!


Çocuk kompleksi.


Bebek bebek!


Benim niye bir bebeğim yok?


Aşık olduğum bir adam var (nerede tahta vuracağım?), güzel bir ilişkim var (nerede tahta vuracağım?), iyi de neden bir bebeğim yok?


Artık zamanımın geldiğine mi inanıyorum, anne olmam gerektiğine mi, yoksa geç kalacağım korkusu mu? Yeryüzünde doğal sayılan bir şeyi kaçıracak mıyım duygusu mu? Kariyer da yaparım çocuk da sloganının 2. bölümünden eksik kalmak istemem ya, acaba o yüzden mi?


Resmen yavaş yavaş takıntı haline geliyor kafamda bu bebek meselesi.


Ben size bir şey söyleyeyim mi, kendin yaşamadığın her şey palavara. Bir sürü insan anlatıyor ya, yok bebeğin kokusu, yok annelik, yok bebek isteği ama başıma gelmeden dinlediklerimden bir şey çıkartabilmem mümkün değilmiş meğer.


Bu çocuk isteği kuvvetli bir şekilde bastırınca kavrıyorum durumu.


Daha önce de hamile kalmışlığım var, ama o zaman ‘‘Zamanı değil’’ demişim, istememişim.


Şimdi istiyorum...


*


Da...


Bu iş zannedildiği kadar kolay olmuyor. Ya da benim zannettiğim kadar. Doktora ‘‘Benim ne yapmam lazım?’’ diyorum.


‘‘Biyolojik bir rahatsızlığınız yok. Denemeye devam edin’’ diyor.


Millet, bu işin ritüelleri olduğunu söylüyor.


Ne kaybederim ki?


Etraftan duyduklarımı uygulamaya başlıyorum.


Bacaklarımı duvara dayadığım ilk ay, hamile kalacağımdan yüzden 100 eminim!


Böyle yaparlarmış olurmuş...


Olmuyor.


Gelde takma. Sinir oluyorum.


Ben arızalı mıyım?


Doktora soruyorum.


‘‘Hayır’’ diyor, ‘‘Denemeye devam edin.’’


‘‘Emriniz olur Doktor Bey.’’


Devam...


Da...


Tık yok.


Her ay aldığım predüktörün haddi hesabı da yok.


Artık iyice takıntı haline geliyor.


Yürek çarpıntısı haline geliyor.


Afaganlar basıyor:


Neden benim bebeğim olmuyor?


Neden benim bebeğim olmuyor?


Neden benim bebeğim olmuyor?


*


Henüz doğurmamışlar benim bu telaşımı hiçbir şekide anlamıyorlar.


Ya da anlıyorlar; benzer şeyler hissediyorlar, susuyorlar. Deniyorlar deniyorlar, gizliyorlar. Bu çocuk meselesi garip bir mesele, çiftler çocuk sahibi olmak için ne kadar uğraş verdiklerini nedense anlatmaktan hoşlanmıyorlar. Resmen yalan söylüyorlar.


Annem, ablam gibi bütün çocuk doğurmuş kadınlar ise ‘‘Üzülme canım’’ diyorlar, ‘‘Artık her şeyin bir çaresi var.’’


Gözlerini benden kaçırarak ekliyorlar: ‘‘Tıbben.’’


İyice sinirimi bozuyorlar.


Bir de ‘‘Acaba denemekten ipin ucunu mu kaçırıyorsunuz?’’ diyenler çıkıyor.


Çok sevişirsen de olmazmış!


Beni tamamen delirtiyorlar.


Sonunda bir an geliyor ne yalan söyleyeyim usanıyorum, sevişmek dışında her şeyden vaz geçiyorum:


Doktora gitmekten, ona sorular sormaktan, aşılama yöntemini araştırmaktan, kendimi telaşa vermekten, sevgilime hayatı zehir etmekten...


Bu meseleyi rölantiye alıyorum. Rafa kaldırıyorum.


Artık başka bir yaza diyorum...


*


Ama ben iflah olmaz bir şeyim.


Dakika bir, gol bir!


Acilen kendime başka bir takıntı buluyorum.


Spor!


Bakın, o da çok önemli.


En az bebek kadar.


Hemen Hillside'a başlıyorum, Burçin Hoca'yla tanışıyorum.


Ona açık davranıyorum:


‘‘Benim hayalim fit olmanın ötesi. Ben sizin vücudunuzdan istiyorum!’’


Gülüyor.


‘‘Bir senede sizinkini de yaparız böyle. Ama tabii sürekli gelirseniz...’’ diyor. Gelmez olur muyum?


Madem hamile kalamıyorum...


O zaman sıkı popolu, hafif kaslı, güzel vücutlu bir kadın olurum.


Bunun için uğraşırım.


Allah sizi inandırsın sadece İstanbul'da değil Dubai'de de spor yapıyorum. LPG'ye gidiyorum.


Ben yavaş yavaş kilo da veriyorum, popoma pareyo bağlamadan ortalıkta salınacak hale geliyorum.


Kısa vadeli başka planlar da yapıyorum.


Ekim ayında bir Hindistan sonra bir Yemen...


Binbir Gece Masalları gibi seyahatler hayal ediyorum...


Ve ve ve..


Bacaklarımı duvara dayamaktan tamamen istifa ediyorum.


*


Bu kadar lafla kafanızı şişirdim, aslında söylemek istediğim bir cümle: Kafama takmaktan vazgeçtiğim anda hamile kaldım!


HAMİŞ: Şimdi kara kara Burçin Hoca'ya şunu soruyorum. ‘‘Sizin vücudunuzdan vazgeçtim. Karnım dışımda diğer taraflarımın benim eski vücuduma benzeyebilmesi için ne yapmam lazım?’’


Ayşe Arman

Hürriyet
ahh inşallah ben de de stres var içten içe inşallah kendimi toparlayabilirim
 
bencede cok dogru ayse armanın yazılarını hep begenırdım zaten bu yazısı cok daha guzel olmus stres herseyın dusmanılülülülülülü
 
o adar gercek anlatmıskı buların hepsını yasıyoruz işte bır kadını anlayan kadındır kadınca hısler bunlar
CADIARZU acaba spora mı başlasam soyle kalkık popo diri vücut
 
çok güzel bir yazı bende bu ay rahatım allah ıma şükür.. yürüyüşe başladım hergün yürüyorum hem kan dolaşımı içinde gebe kalmaya faydalıymış.. onun harıcınde ot çöp hiç birşey yapmıyorum ilk gebelıgımde bişi yapmadan kalmıştım maalesef kaybettım ama demekkı takvıye yapmadan olabiliyormuş..
 
X