Haluk'la Meltem'in boşanmasından bile daha ağır bir ayrılık süreci... Aşk gerçekten herşeyi affeder mi? Sevgi, bağlılık dediğimiz hissiyatlar bir anda yok olabilir mi iki taraf için de? Kafamı kemiren on yedi gün. İçinde otururken afakanlar bastıran bir ev. Fotoğraflar , silinen hesaplar , kalan don , pijama , tshirt bir dee bir öküz boyutunda kalbin ortasında olan sıkıntı hali. Kafamın sürekli içerisinde dönen kelime geçecek geçecek geçecek ... Ne zaman? Bu kabustan uyanmak istiyorum. Merak ediyorum bir de aptal gibi. Evde mi , yemeğini yedi mi acaba, o da beni özledi mi, acaba güzel günlerimizi unutur mu, ben nasıl toparlanırım,? Gözlerimi kapatıp o gülümseyişi hatırlamaya çalışıyorum. Hala hatırlıyorum en azından. Bekliyorum... Kimseye belli edemem, mükemmel görünmek zorundayım hatta hayatıma bakmak için elimden gelen herşeyi yapıcam ama yine de bekliyorum... Böyle sevmeyi çok özlemişim. Ama böyle özlemek çok kötü.
ailem... şu an kalbimdeki ağırlığı şu anda biraz olsun geçiren gerçekten de onlar. ama şimdi gidemem saat onlara gitmem için çok geç. bu evde kalmak zorundayım ama çok zor. bütün bunlar çok zor.
bazı konularda üzerine gittim. Ben bu evde huzurlu mutlu olabilmek için kalıyorum ama su anda mutlu değilim dedi. sevgim ağır basmıyor dedi. huzurlu değilim aylardır dedi. daha neler neler... tabiiki haketmediğim birsürü cümle daha geldi arkasından.