Ayağa basmadan önce...
İstanbul'da psikolog Fatma Torun Reid ve Şeyma Doğramacı'nın önderliğinde, 20 kişilik bir grup bir süredir Amerikalı psikoterapist William J. Hiebert'ten evlilik danışmanlığı konusunda dersler alıyor. 30 yıldır, evlenecek çiftlere terapi uygulayan Hiebert, iki yıl sürecek bir program başlatmış. Geçtiğimiz Kasım'da İstanbul'a gelerek ekibe üç günlük yoğun bir eğitim vermiş. Giderken de izlemeleri için 25 saatlik uygulamalı video kasetler ile okuyup tartışsınlar diye okuma notları bırakmış.
Reid, "Haftada bir gün hepimiz toplanarak bu kasetleri seyrediyoruz. Amerikalı çiftlere yapılan terapiden görüntüler var. Her vakayı seyrettikten sonra tartışıyoruz. Ayrıca bu seyir/tartışmaya paralel okuma notlarımız var. Hiebert, 2005 Nisan'da yeniden gelerek, ekipteki değişimi gözlemleyecek, yine seminer verecek... Seneye yeniden kasetlerle çalışacağız. Bizim yaptığımız bilgi alımı; ondan sonra onun bizi yönlendirmesiyle kendi içimizde denemeler yapmaya başlayacağız. Bu kursa katılanlar zaten uzman olup sahada çalışan insanlar... Bu bizim için ek bir eğitim oluyor." Ama belli ki bu eğitimin arkası gelecek. Reid, başka uzmanların, başka ekollerin de birikimlerinden yararlanmak istediklerini söylüyor. Kesintisiz eğitime inanıyorlar. Hiebert'in İstanbul'daki tüm masrafları ve yol giderleri ekip tarafından karşılanıyor, çünkü onların tek arzusu bu alanda eğitilmek.
Sorunlar başlamadan çözülebilir
Reid ve Doğramacı, halen çiftlere ilişkilerinde yaşadıkları sorunları çözümlemeleri için danışmanlık hizmeti veriyor. Doğramacı, bu oluşumu koruyucu hekimliğe benzetiyor: "Evlilik terapisi diye bugüne kadar bizim alanımızda tanımlanan şey, evli bir çiftin bir kayaya çarptığı zaman bize gelmesiydi. Oysa çoğu kez çarpılan kayalar aşılamıyor. Onun için evlilik öncesinde terapiye ve danışmanlığa ihtiyaç var. Amacımız çiftlerin ilişkilerinde sorunlar başlamadan gelmeleri."
ABD'nin bazı eyaletlerinde evlenecek çiftlerin 12 saatlik bir kursa katılmaları mecburî. Çünkü çiftlerin evlilik kurumunun başlangıcında, evlilik hakkında farklı bir düzeyde ve düzlemde bilgi sahibi olmaları gerektiği düşünülüyor. Türkiye'de de böyle bir kurs belediyelerle işbirliğiyle pekala gerçekleşebilir.
Reid ve Doğramacı'nın gözlemlerine göre Türkiye'de insanlar çocuklarıyla ilgili kaygıları olmadığı sürece kendilerine ayna tutmaktan kaçınıyor. Kişisel-ilişkisel terapiye başlamak konusunda da ürkekler. 15-20 yıl içinde toplumsal yapı değişti, aile kurumu dönüşüm geçirdi. Artık ikinci, hatta üçüncü evlilikler gündemde. Bu durum ise birliktelikleri daha karmaşık bir hale getiriyor. Yeni oluşumun öncüleri, "Bilmek yetmez. Biliyorum, ama yapamıyorum, değimiz zamanlar oluyor. Çiftlerin 'farkındalıklarını' geliştirebilecekleri bir süreci yaşayabilmeleri o evliliğin daha sağlam başlamasını sağlıyor," görüşündeler.
Nikâhta keramet var mı?
Tekrar evliliği denemek isteyenlerin danışmanlık hizmeti aldıklarında, ilk evliliklerinde karşılaştıkları sorunları çözümlerken en çok kurdukları cümle "Keşke bunu bilseydim," oluyormuş. Psikolog Fatma Torun Reid ve Şeyma Doğramacı'nın en sık rastladıkları 'keşke'lerden birkaç örnek:
Her önemli ikili ilişki, geçmişteki bitmemiş işlerin ve giderilmemiş ihtiyaçların tekrar sahneye çıkmasına vesile olur. Geçmişin bitmemiş işleri arasında olgunlaşma süreci var. Bir sağlıklı evlilik iki yetişkin arasında gerçekleşir. Bu da kronolojik yaşın dışında bir durumdur. Belli bir kalıp içinde belli bir yaşa gelmiş, okulu bitirmiş, evlenme yaşı geldi diye evlenmiş bir kişi psikolojik ve duygusal olarak evliliğe hazır olmayabilir. Her evliliğin normal olarak iniş ve çıkışları vardır. Özellikle ilk iki sene çocuk yapılmaması önerilir, çünkü bu süreçte çiftlerin birbirlerini tanıması ve ilişkinin güçlenmesi açısından baş başa geçirilecek zamana ihtiyaçları vardır.
Birçok evlilik olgunlaşma sürecinden geçerken 'sen-ben' dalışı nedeniyle yıpranıyor ve çok sayıda evlilik sırf bu yüzden yıkılıyor.
Özellikle aşk evliliklerinde 'cicim ayları'ndan sonra karşılaşılan bir durum var: O da karşı tarafın gerçek kişiliğini görünce, o kişinin hayalinizdekinden farklı olduğunu fark edip hayal kırıklığı yaşamanız. Bu dönemde kopmalar çok oluyor, çünkü romans dönemi bitiyor, heyecan kayboluyor. Halbuki bu da bir dönem, bu geçtikten sonra esas yakınlık ve sevgi ilişkisi başlıyor. "Evliliğim yeni bir dönemde: Önce aşk vardı, bu nedenle gözüm bir şey görmedi, aşık olduğum hayalimdeki sevgiliydi. Şimdi aramızdaki farklara rağmen gerçek sevgilimi sevmeye başladım," diyecek noktaya gelmek önemli. Çünkü bu süreçlerin gerçekleşeceğini bilirsek, o zaman çok daha sabırlı davranabiliriz.
İlişkiyi bitirenler
Psikolog Fatma Torun Reid ve Şeyma Doğramacı, evliliğin bitmesine neden olan sorunları gözden geçirdiler:
Kadınların ergenlik krizleri
"Son 10 yıldır Türkiye'de gözlemlediğimiz bir olay var. Evlilikte kadınların ergenlik krizleri bir sosyal fenomen olarak karşımızda. Kadınların büyük kısmı büyümeleri tamamlanmadan, birey olamadan evleniyor. Özgürlük arayışları evlilikte ortaya çıkıyor, bunu yapamayınca da sorunlar yaşanıyor. Kadın kendi arzusuyla evlenmiş, ama baba evinden doğrudan koca evine geçmiş. Ancak, bir süre anne ve babasına gösterdiği tepkileri gösteriyor. Erkek çok olumlu ve fevkalade olsa bile ondan sıkılıyor. Bu durum devam edince kadın boşanmak istiyor."
İstanbul'da psikolog Fatma Torun Reid ve Şeyma Doğramacı'nın önderliğinde, 20 kişilik bir grup bir süredir Amerikalı psikoterapist William J. Hiebert'ten evlilik danışmanlığı konusunda dersler alıyor. 30 yıldır, evlenecek çiftlere terapi uygulayan Hiebert, iki yıl sürecek bir program başlatmış. Geçtiğimiz Kasım'da İstanbul'a gelerek ekibe üç günlük yoğun bir eğitim vermiş. Giderken de izlemeleri için 25 saatlik uygulamalı video kasetler ile okuyup tartışsınlar diye okuma notları bırakmış.
Reid, "Haftada bir gün hepimiz toplanarak bu kasetleri seyrediyoruz. Amerikalı çiftlere yapılan terapiden görüntüler var. Her vakayı seyrettikten sonra tartışıyoruz. Ayrıca bu seyir/tartışmaya paralel okuma notlarımız var. Hiebert, 2005 Nisan'da yeniden gelerek, ekipteki değişimi gözlemleyecek, yine seminer verecek... Seneye yeniden kasetlerle çalışacağız. Bizim yaptığımız bilgi alımı; ondan sonra onun bizi yönlendirmesiyle kendi içimizde denemeler yapmaya başlayacağız. Bu kursa katılanlar zaten uzman olup sahada çalışan insanlar... Bu bizim için ek bir eğitim oluyor." Ama belli ki bu eğitimin arkası gelecek. Reid, başka uzmanların, başka ekollerin de birikimlerinden yararlanmak istediklerini söylüyor. Kesintisiz eğitime inanıyorlar. Hiebert'in İstanbul'daki tüm masrafları ve yol giderleri ekip tarafından karşılanıyor, çünkü onların tek arzusu bu alanda eğitilmek.
Sorunlar başlamadan çözülebilir
Reid ve Doğramacı, halen çiftlere ilişkilerinde yaşadıkları sorunları çözümlemeleri için danışmanlık hizmeti veriyor. Doğramacı, bu oluşumu koruyucu hekimliğe benzetiyor: "Evlilik terapisi diye bugüne kadar bizim alanımızda tanımlanan şey, evli bir çiftin bir kayaya çarptığı zaman bize gelmesiydi. Oysa çoğu kez çarpılan kayalar aşılamıyor. Onun için evlilik öncesinde terapiye ve danışmanlığa ihtiyaç var. Amacımız çiftlerin ilişkilerinde sorunlar başlamadan gelmeleri."
ABD'nin bazı eyaletlerinde evlenecek çiftlerin 12 saatlik bir kursa katılmaları mecburî. Çünkü çiftlerin evlilik kurumunun başlangıcında, evlilik hakkında farklı bir düzeyde ve düzlemde bilgi sahibi olmaları gerektiği düşünülüyor. Türkiye'de de böyle bir kurs belediyelerle işbirliğiyle pekala gerçekleşebilir.
Reid ve Doğramacı'nın gözlemlerine göre Türkiye'de insanlar çocuklarıyla ilgili kaygıları olmadığı sürece kendilerine ayna tutmaktan kaçınıyor. Kişisel-ilişkisel terapiye başlamak konusunda da ürkekler. 15-20 yıl içinde toplumsal yapı değişti, aile kurumu dönüşüm geçirdi. Artık ikinci, hatta üçüncü evlilikler gündemde. Bu durum ise birliktelikleri daha karmaşık bir hale getiriyor. Yeni oluşumun öncüleri, "Bilmek yetmez. Biliyorum, ama yapamıyorum, değimiz zamanlar oluyor. Çiftlerin 'farkındalıklarını' geliştirebilecekleri bir süreci yaşayabilmeleri o evliliğin daha sağlam başlamasını sağlıyor," görüşündeler.
Nikâhta keramet var mı?
Tekrar evliliği denemek isteyenlerin danışmanlık hizmeti aldıklarında, ilk evliliklerinde karşılaştıkları sorunları çözümlerken en çok kurdukları cümle "Keşke bunu bilseydim," oluyormuş. Psikolog Fatma Torun Reid ve Şeyma Doğramacı'nın en sık rastladıkları 'keşke'lerden birkaç örnek:
Her önemli ikili ilişki, geçmişteki bitmemiş işlerin ve giderilmemiş ihtiyaçların tekrar sahneye çıkmasına vesile olur. Geçmişin bitmemiş işleri arasında olgunlaşma süreci var. Bir sağlıklı evlilik iki yetişkin arasında gerçekleşir. Bu da kronolojik yaşın dışında bir durumdur. Belli bir kalıp içinde belli bir yaşa gelmiş, okulu bitirmiş, evlenme yaşı geldi diye evlenmiş bir kişi psikolojik ve duygusal olarak evliliğe hazır olmayabilir. Her evliliğin normal olarak iniş ve çıkışları vardır. Özellikle ilk iki sene çocuk yapılmaması önerilir, çünkü bu süreçte çiftlerin birbirlerini tanıması ve ilişkinin güçlenmesi açısından baş başa geçirilecek zamana ihtiyaçları vardır.
Birçok evlilik olgunlaşma sürecinden geçerken 'sen-ben' dalışı nedeniyle yıpranıyor ve çok sayıda evlilik sırf bu yüzden yıkılıyor.
Özellikle aşk evliliklerinde 'cicim ayları'ndan sonra karşılaşılan bir durum var: O da karşı tarafın gerçek kişiliğini görünce, o kişinin hayalinizdekinden farklı olduğunu fark edip hayal kırıklığı yaşamanız. Bu dönemde kopmalar çok oluyor, çünkü romans dönemi bitiyor, heyecan kayboluyor. Halbuki bu da bir dönem, bu geçtikten sonra esas yakınlık ve sevgi ilişkisi başlıyor. "Evliliğim yeni bir dönemde: Önce aşk vardı, bu nedenle gözüm bir şey görmedi, aşık olduğum hayalimdeki sevgiliydi. Şimdi aramızdaki farklara rağmen gerçek sevgilimi sevmeye başladım," diyecek noktaya gelmek önemli. Çünkü bu süreçlerin gerçekleşeceğini bilirsek, o zaman çok daha sabırlı davranabiliriz.
İlişkiyi bitirenler
Psikolog Fatma Torun Reid ve Şeyma Doğramacı, evliliğin bitmesine neden olan sorunları gözden geçirdiler:
Kadınların ergenlik krizleri
"Son 10 yıldır Türkiye'de gözlemlediğimiz bir olay var. Evlilikte kadınların ergenlik krizleri bir sosyal fenomen olarak karşımızda. Kadınların büyük kısmı büyümeleri tamamlanmadan, birey olamadan evleniyor. Özgürlük arayışları evlilikte ortaya çıkıyor, bunu yapamayınca da sorunlar yaşanıyor. Kadın kendi arzusuyla evlenmiş, ama baba evinden doğrudan koca evine geçmiş. Ancak, bir süre anne ve babasına gösterdiği tepkileri gösteriyor. Erkek çok olumlu ve fevkalade olsa bile ondan sıkılıyor. Bu durum devam edince kadın boşanmak istiyor."