Günahtan korkar mısınız? bilemiyorum.
Ayrıca; tamamen insanların çok çok özeli ve mahremi olması gereken dini inançlarını kapsadığı ve böyle bir edepsizlik etmek istemediğim için, bu soruyu benim - size sormaktan ziyade - kendi inancım çerçevesinde, (görevim nedeniyle afet sonrası gayretlerine yakından tanıklık etmiş biri olarak, bu insanla ilgili garip varsayımınızın yanlışlığından ve üzüntümden dolayı) ifade etmiş olarak algılayın lütfen...
İlk sorumdan bağımsız olarak devam ediyorum.
Adı geçen ve pek çok kişi için olduğu gibi, benim için de değerli bir insan. Ülkemizin yaşadığı büyük deprem sonrasında yakınen de tanımış olduğum için; o çok çok üzücü ve nasıl o kanıya vardığınızı anlamakta zorluk çektiğim görüşünüze, yanıt vermeden edemeyeceğim.
Siz hiç enkazdan bir canlı çıkarttınız mı?
Siz, dibi belli olmayan, rengi tamamen çamur olan yerlerden sırtınızdaki koca oksijen tüpleriyle "yakınları kenarda beklerken" dalgıçlık yapıp canlı veya cansız birilerini bulup çıkarttınız mı hiç?
Siz, yoğun tipide göz gözü görmeyen yüksek dağlarda birilerini canlı olarak kurtarabilmek için saatlerce bir uğraş verdiniz mi hiç?
Fazlasına devam etmeye gerek yok, sanırım bu kadar örnek yeterli... Böyle bir arama ve kurtarma faaliyetinde bulundunuz mu hiç?
Biliyor musunuz? Böyle durumlarda kurtarılmayı veya bulunmayı bekleyen insanlara yardım edilirken kişiler büyük hayati riskler alırlar ve ulaşmaya çalıştıkları kişilerin -sizin ima ettiğiniz- durumları, onları kurtarmakla meşgul olan insanların kırk yıl düşünseler akıllarından bile geçmez...
Çünkü; böyle rahat rahat oturup klavye şovalyeliği yapmamıza benzemez o işler...
Onlar, sadece bir cana ulaşmak ve onu kurtarmaktan başka bir şey düşünmezler o süreçlerde...
Ve ciddi anlamda yürek işidir, emek işidir, profesyonel yeterlilik işidir, mücadele işidir, sevgi işidir...
Nasuh Mahruki'nin sözlerinden de örnek yazayım buraya, belki faydası olur, siz de kendisi hakkında -bana göre gerçekten şaşırtıcı olan ve tekrarını yazmaktan bile imtina ettiğim o ürkütücü bulduğum- varsayımınız hakkında, doğru bilgi sahibi olabilirsiniz, düşüncesiyle...
"İyi - kötü, güzel - çirkin, doğru - yanlış, az - çok, hızlı - yavaş demeden, yargılamadan her şeyi sevmek, sadece var oldukları için sevmek, sadece sevmek için sevmek ve bunun için hiçbir karşılık beklememek...
Bunları bizzat kendisinden imzalı olarak elimde bulunan "Kendi Everest'inize Tırmanın" kitabından alıntıladım sizin için. Kitabı da okumanızı tavsiye ederim, o zaman çok daha iyi anlayabilirsiniz diye umarak...
Bu vatan topraklarında yaşayan ve geçmişte büyükleri bu topraklarda yaşamış olan herkes için;
Milli mücadelede tartışmasız büyük bir komutan ve lider olan değerli insan Sevgili Mustafa Kemal Atatürk'ü ve tüm mücadele şehitlerimizi, bu vatan topraklarındaki her yerde, her adımda anıp hatırlamak, aslında zaten vicdani bir borç ve görevdir ayrıca...