Atatol Behramoğlu'ndan evlilik kurumu dinleyin bir de!!! "Canım kocama ithaf olunur!"

ezgiyilmaz

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
14 Ekim 2010
388
20
118
Nasıl da güzel anlatmış..!!!


Evlilik,
İnanmadığım halde içerisinde 17 seneyi bitirdiğim bir kurum benim için...
17 sene de (abartmıyorum) 40 çift arkadaşımın son verdiği kurum aynı zamanda da...
Evliliğimin bu kadar uzun sürmesinin gizi belki de kuruma inanmamaktan geçiyor.

Evliliği toplumun dayattığı şekilde yaşamamaktan... Nedir bu dayatmalar?

Erkeğin muhakkak kadından yaşça büyük olması, eğitim seviyesinin erkeğin lehine ya da en azından eşit olması bunların sadece ikisi... Olmaz, yürümez diyor toplum...
Erkek yaşça büyük olmalı ki, kadına "höt" dediğinde oturmalı kadın... Ya da yumuşatıyorlar; efendim kadın erkekten önce çöktüğü için (hani doğum filan) küçük olmalıymış yaşı...
Eğitimde de böyle...
Kadının çok okumuşu bilmiş olurmuş, evde kalmakmış layiki....
EŞİM BENDEN 2 YAS BÜYÜK; Ne "höt" dememe gerek kaldı 17 senede, ne de benden önce çöktü... Yıllar içinde ben yaşlandıkça o gençleşti, "oo Ömer bey kapmışız çıtırı" esprilerine muhatap dahi oldum.
EŞİM 3 ÜNİVERSİTE BİTİRDİ; ben bi taneyi 9 senede bitirdim... Ne o bana
bilmişlik tasladı, ne ben ona ezik baktım...
Kulağa gelen müzik tekse de, onu oluşturan notalar farklıdır der Halil Cibran... Bunu unutmadık biz. Ben konuşurken o dinledi, Ben dinlerken o konuştu 17 sene. O öfkeliyken ben, ben öfkeliyken o "haklısın bi tanem..." dedik, öfke bitip fırtına durulduğunda
"ama bi de böyle düşün" de dedik fikrimizi savunurken.
Farklı insanlar olarak görmedik birbirimizi, ayni amaç için savaşan neferlerdik bu hayatta...
Asla bilmedik ne kadar para kazandığımızı, ortak cüzdanımızdan gerektiği kadar aldık...
Ne kadar çalarsa çalsın masanın üstünde telefonu, kim bu saatte arayan karşı cins diye sorgulamadık da ama...
Sevginin en büyük dostuydu bizim için "güven"... Ve güvenin ardına saklanmış bir "saygı" vardı daima...
Ne kavgalar, ne badireler atlattık 17 senede... Eee ülkeler neler gördü, biz çekirdek aile mi sütliman yaşayacaktık...
Öyle bir girdik ki birbirimize, ben ilk kez odamın dışında yattım bir gece, misafir odasında... Gece yarısı kapı açıldı, eşim "ne yapıyorsun burada" diye sordu kapının eşiğinden, "uyuyorum" dedim buz gibi bi sesle... Gitti, gelmesi 1 dakikasını almıştı elinde yastıkla... "kay yana" dedi daracık yatakta. "ne yapıyorsun?" dediğimde
"benim yerim senin yanın, sen gelmezsen ben gelirim" dedi... Anladım ki o gece, en uzun kavgamız yat saatine kadar sürecek... Ve bence doğrusu da bu... Özen gösterdik o günden sonra, evin her yerinde kavga ettik, yatak odamız hariç... Kırsak da zaman zaman
kalplerimizi, asla kin tutmadık birbirimize...
Toplum kurallarıyla oynasaydık bu oyunu belki de 41 inci çift olacaktık o
listede... Ama oyunun kurallarını biz koyduk... Ne de olsa bizim oyunumuzdu, oynanan...
Evlilik;
Hesapsız içine dalınması gereken bir oyun bence... Topluma kulaklarını tıkayarak hem de... Ne benim, ne de bizim sözlerimizle...
Sadece gönlünüzden geçtiğince...
Ataol Behramoglu
 
Çok güzel bir paylaşım teşekkürler:107:
Ama bildiğim kadarıyla bu yazı Ataol Behramoğlu'na değil Can Dündar'a ait...
Ya da ben yanlış biliyorum...:44:
 
Son düzenleme:
Çok güzel bir paylaşım teşekkürler:107:
Ama bildiğim kadarıyla bu yazı Ataol Behramoğlu'na değil Can Dündar'a ait...
Ya da ben yanlış biliyorum...:44:

yok canım doğru biliyosun,köşesinde yazmıştı.
ve hatta bu kadar anlamlı yazıdan sonra da sevgilisiyle teknede öpüşürken görüntülerini gördük gazetelerde..
bu güzel yazı anlamsız oldu bi anda...
 
Son düzenleme:
yok canım doğru biliyosun,köşesinde yazmıştı.
ve hatta bu kadar anlamlı yazıdan sonra da sevgilisiyle teknede öpüşürken görüntülerini gördük gazetelerde..
bu güzel yazı anlamsız oldu bi anda...

Haberim yoktu:53:
Şimdi senden öğrendim ve araştırdım gerçekten öyle olmuş...
Yorumsuzum...
 
Back