Hayat dediğin içinde büyüttüğün birkaç parça umuttan ibaretmiş....
dokunmasınlar diye inadına baharlar büyütürmüşsün....
ama ya söndürürlerse....
ya bağrından baharları...
sevgiye dair ne varsa söküp alırlarsa....
işte o zaman hayat söylenecek son sözü söylermiş....
'aşk bir rüyadan ibaret çocuk, senin kendince büyüttüğün rüyalardan..aslında sahibinin hep sen olduğu rüyalardan..uyumadığın, ama uyanmakta istemediğin rüyalardan....sen rüyanın kahramanını umursamazsın aslında...kim olduğu, ne olduğu, nasıl olduğu,nasıl konuştuğu,nasıl oturduğu önemli değil!...senin sevgin; aslında içindeki senden varolan, senin yüreğinin büyüklüğüyle ölçülür....kahramanın bir çöpçüde olabilir dilenci de, bir prenste, prenseste....önemli olan senin onu nasıl gördüğündür...hakedip haketmediğine de bakmazsın..aşk bu ya!..ee bu da senin yüreğinin büyüklüğüdür...sadece 'sev' dersin....'sev!' oda sever....ve sen gerçeğe uyanana kadar o rüyalara büyürsün..ve karşındakini de büyütürsün..en acısı belki o bile ne kadar büyük olduğunu bilmiyordur..belki o senin ona yakıştırdığın hiçbir sıfatı aslında kendinde taşımıyordur..belki o bile hala nerede durduğunu farketmiyordur...yani aslında o bile, sende ne anlam uyandırdığını hala bilmiyordur..ve bil ki...hiç birzaman öğrenemeyecektir...öğrenmesi için senin gözünden kendini görmelidir...ve asla göremez...göremeyecektir....yani gerçeğinden bağımsız bir sevgidir her zaman yaşadığın....aslında hiçbir şarkı sizin değildir!..'sen'indir...aslında okuduğun hiçbir şiiri o yazamıştır sana...ama o yazmış gibi okursun..hatta ağlarsın....aslında hiç bir filme 'siz' ağlamamışsınızdır..sadece 'sen' ağlamışsındır...gezdiğiniz sahil kenarları da belki o kadar güzel değildi....belkide sendin onları güzel yapan...yani anlayacağın; sen hep kendinle yaşadın aşkını...aslında o bile nerede, kimde, nasıl olduğunun farkında değildi ki.....ve işte en acı an gelir çocuk....'hadi' uyanma vakti!' denilir sana...'onca büyüttüğün rüyalarını al!...senden birşey bırakma...zaten yalandı herşey..rüyaydı..sen kendi kendine yaşamıştın...karşındaki hiç bildiğin gibi değildi!...bırak sevgiyi, aşkı, biz demedikmi sana rüyadan ibaret diye.bir kaç anlık mutluluktu sana bahşedilen...ne sanmıştın?...hayat iki fiil!..yaşa ve öl! herşey iki fiil!..başlar ve biter!..hadi topla ceplerine hatılaraları..haydi çocuk...gerçeğe uyanma vaktidir'....ve hiçbirşeyin ölümsüz olmadığını anlarsın o an ...hayat bu!....tek bildiğin o an zaten yaşamadığındır...öldüğün...öldürüldüğündür...ama yine de gülmek zorundasındır hayata..nefes aldığın müddetçe..yalnız bir şartla...'Bir daha asla böyle sevmeyeceğim!...
işte bu sözle öğrenmeye başlarsın hayatı...
orta karar bir hayat sunulmadı hiç önüme benim.....
ya herşey haddinden fazlaydı....
ya da kocaman bir hiç....
hiçbir zaman orta şeker bir kahveyi tatmayı bilemedi dilim.....
ya çok tatlısı geldi...
ya da gereğinden fazla yandı içim....
işte bu öğretilerin ardından, mazi denen çıkmaza gömülüp gidersin binbir pişmanlıklarla.....ama bilirsin..öğrenirsin..ve büyürsün çekilen acılarınla.....
ve en kötüsü...söylenecek olanlara geç kalmak.....susulacak olanlara erken davranmak olur 'keşke'lerinin ardında.........
önce acılarınla yanıp kül olursun, kimi zaman gelir kendinin içinde, kimi zaman gelir bir başka bedende...acının adresi nereye vuruyorsa..orda boğulup boğulup gidersin...
ve yüreğine vuran her selden sonra....ardında kalan kum tanelerini toplarsın cebine....ve yanmış umutlarını....bir şişeye koyup hepsini....savurursun geldiği yere...yani denize.....o şişe ulaşacağı yere ulaşırmı bilemezsin..ulaşması da artık senin için hiçbirşey ifade etmez!.....sadece aldığın yere teslim edersin...ve yemin edersin bir daha sevmemeye.....beklemekten vazgeçmiş dizlerinle....onun seni gelip bulmasını beklersin bu kez.....ama gelse de eskisi gibi hani denize ilk saldığın gibimi gelir umutlar?.....eskisi gibi cesaretini toplayıp bir daha toplayabilecek gücün varmıdır bu kez her bir kum tanesini?....bir kez daha mı dersin...yinemi?...'yok kalsın!' dersin...ve yemin edersin ikinci kez ölmemeye!...aşkların olmuştur...yaraların.....pişmanlıkların..suskunluk ların..geç kalmışlıkların vardır çünkü artık senin.....ve çökmüş dizlerin....ve ikici kez ölmemek için...ve öğrenirsin çocuk...düşe kalka öğrenirsin..hayat bu ya!...yine kendi kendine öğrenirsin......ARTIK RÜYA KURMAKTAN VAZGEÇİP, 'RÜYA' OLMAYI BEKLERSİN
alıntı
dokunmasınlar diye inadına baharlar büyütürmüşsün....
ama ya söndürürlerse....
ya bağrından baharları...
sevgiye dair ne varsa söküp alırlarsa....
işte o zaman hayat söylenecek son sözü söylermiş....
'aşk bir rüyadan ibaret çocuk, senin kendince büyüttüğün rüyalardan..aslında sahibinin hep sen olduğu rüyalardan..uyumadığın, ama uyanmakta istemediğin rüyalardan....sen rüyanın kahramanını umursamazsın aslında...kim olduğu, ne olduğu, nasıl olduğu,nasıl konuştuğu,nasıl oturduğu önemli değil!...senin sevgin; aslında içindeki senden varolan, senin yüreğinin büyüklüğüyle ölçülür....kahramanın bir çöpçüde olabilir dilenci de, bir prenste, prenseste....önemli olan senin onu nasıl gördüğündür...hakedip haketmediğine de bakmazsın..aşk bu ya!..ee bu da senin yüreğinin büyüklüğüdür...sadece 'sev' dersin....'sev!' oda sever....ve sen gerçeğe uyanana kadar o rüyalara büyürsün..ve karşındakini de büyütürsün..en acısı belki o bile ne kadar büyük olduğunu bilmiyordur..belki o senin ona yakıştırdığın hiçbir sıfatı aslında kendinde taşımıyordur..belki o bile hala nerede durduğunu farketmiyordur...yani aslında o bile, sende ne anlam uyandırdığını hala bilmiyordur..ve bil ki...hiç birzaman öğrenemeyecektir...öğrenmesi için senin gözünden kendini görmelidir...ve asla göremez...göremeyecektir....yani gerçeğinden bağımsız bir sevgidir her zaman yaşadığın....aslında hiçbir şarkı sizin değildir!..'sen'indir...aslında okuduğun hiçbir şiiri o yazamıştır sana...ama o yazmış gibi okursun..hatta ağlarsın....aslında hiç bir filme 'siz' ağlamamışsınızdır..sadece 'sen' ağlamışsındır...gezdiğiniz sahil kenarları da belki o kadar güzel değildi....belkide sendin onları güzel yapan...yani anlayacağın; sen hep kendinle yaşadın aşkını...aslında o bile nerede, kimde, nasıl olduğunun farkında değildi ki.....ve işte en acı an gelir çocuk....'hadi' uyanma vakti!' denilir sana...'onca büyüttüğün rüyalarını al!...senden birşey bırakma...zaten yalandı herşey..rüyaydı..sen kendi kendine yaşamıştın...karşındaki hiç bildiğin gibi değildi!...bırak sevgiyi, aşkı, biz demedikmi sana rüyadan ibaret diye.bir kaç anlık mutluluktu sana bahşedilen...ne sanmıştın?...hayat iki fiil!..yaşa ve öl! herşey iki fiil!..başlar ve biter!..hadi topla ceplerine hatılaraları..haydi çocuk...gerçeğe uyanma vaktidir'....ve hiçbirşeyin ölümsüz olmadığını anlarsın o an ...hayat bu!....tek bildiğin o an zaten yaşamadığındır...öldüğün...öldürüldüğündür...ama yine de gülmek zorundasındır hayata..nefes aldığın müddetçe..yalnız bir şartla...'Bir daha asla böyle sevmeyeceğim!...
işte bu sözle öğrenmeye başlarsın hayatı...
orta karar bir hayat sunulmadı hiç önüme benim.....
ya herşey haddinden fazlaydı....
ya da kocaman bir hiç....
hiçbir zaman orta şeker bir kahveyi tatmayı bilemedi dilim.....
ya çok tatlısı geldi...
ya da gereğinden fazla yandı içim....
işte bu öğretilerin ardından, mazi denen çıkmaza gömülüp gidersin binbir pişmanlıklarla.....ama bilirsin..öğrenirsin..ve büyürsün çekilen acılarınla.....
ve en kötüsü...söylenecek olanlara geç kalmak.....susulacak olanlara erken davranmak olur 'keşke'lerinin ardında.........
önce acılarınla yanıp kül olursun, kimi zaman gelir kendinin içinde, kimi zaman gelir bir başka bedende...acının adresi nereye vuruyorsa..orda boğulup boğulup gidersin...
ve yüreğine vuran her selden sonra....ardında kalan kum tanelerini toplarsın cebine....ve yanmış umutlarını....bir şişeye koyup hepsini....savurursun geldiği yere...yani denize.....o şişe ulaşacağı yere ulaşırmı bilemezsin..ulaşması da artık senin için hiçbirşey ifade etmez!.....sadece aldığın yere teslim edersin...ve yemin edersin bir daha sevmemeye.....beklemekten vazgeçmiş dizlerinle....onun seni gelip bulmasını beklersin bu kez.....ama gelse de eskisi gibi hani denize ilk saldığın gibimi gelir umutlar?.....eskisi gibi cesaretini toplayıp bir daha toplayabilecek gücün varmıdır bu kez her bir kum tanesini?....bir kez daha mı dersin...yinemi?...'yok kalsın!' dersin...ve yemin edersin ikinci kez ölmemeye!...aşkların olmuştur...yaraların.....pişmanlıkların..suskunluk ların..geç kalmışlıkların vardır çünkü artık senin.....ve çökmüş dizlerin....ve ikici kez ölmemek için...ve öğrenirsin çocuk...düşe kalka öğrenirsin..hayat bu ya!...yine kendi kendine öğrenirsin......ARTIK RÜYA KURMAKTAN VAZGEÇİP, 'RÜYA' OLMAYI BEKLERSİN
alıntı