Aslında konu açmak istemiyordum ama bazen içimde tutmak çok zor geliyor. Benim canımı çok sıkan bir durum. Düşündüklerimden farklı bir yorum gelir mi merak ediyorum.
Öncelikle biz en yakın arkadaşımla küçüklüğümüzde internet üzerinden tanışmıştık. 10 yıl olmuştur kesin. Farklı şehirlerdeydik yani birbirimizi görmedik bile. Buna rağmen bütün gün konuşurduk sanal olarak, abartısız bütün gün. Birlikte yapacak çok şeyimiz oldu bu zamana kadar hiç sıkılmadan. Zevklerimiz, hayata bakışımız o kadar benzer ki, onun için "benim aynım" diyorum. Gün boyunca sürekli bir aktivitemiz olurdu yani. Müzik dinlemek, yeni bir dil çalışmak, dizi izlemek, film izlemek, sohbet etmek vs vs
Biz 2014'te ilk kez görüştük, o benim yanıma gelmişti günübirlik. Sonra 2016'nın başından itibaren gidip gelmeye başladık. İkimiz de öğrenciydik bu arada ama ben ailemle kalıyorum. Onun evine gidip kaldım, o geldi bizde günlerce kaldı vs. Aramızdan su sızmadı ve o benim hep güvenli limanım gibi bir şeydi, hayatta yanında en rahat olduğum insan.
2016 yılı bizim için çok güzel geçti. Çok detaya girmek istemiyorum ama bizim aramızdaki en büyük problem benim birazcık kıskançlığımdı. Bu konuda hatalarım olduğunu kabul ediyorum ama kimin yok ki ya? Yani istemsiz olarak ona soğuk davranırdım beni bırakıp arkadaşıyla dışarı gittiği zaman. Bu çok sağlıksız farkındayım ve değişmek için de çok uğraştım. Neyse bu nadiren olan bir sorundu zaten. O da dışarı çıkmayı pek sevmez.
2017'de çok fazla sorun yaşadık. Ben depresyon gibi bir durum yaşadım, onu yalnız bıraktım, o beni çok suçladı, çok yıprandı ilişkimiz. Bir de ben bir çocukla tanışmıştım 2 ay onunla konuştum. Arkadaşımla konuşurken sürekli tartıştığımız ve tartışmalar beni inanılmaz dibe sürüklediği için onunla konuşasım hiç gelmiyordu. Ama o hep sevgili bulduğum için onu bıraktığımı düşündü. En yakınınızın sizi tanımaması çok acı bir durum gerçekten. Biz bunları konuştuk, anlaştık, çözdük sonra. Ya da ben öyle düşünmüşüm aslında o hep bana doluymuş sanırım. Ben de çok acı çektim ama bilinçli ona kötü davrandığımı düşünüyor galiba. Aylar geçti biz yine yakındık. Fakat bir ara o bana arkadaşlığımıza güvenmediğini ve yıkılabileceğini düşündüğünü söyleyen bir cümle kurmuştu bu da beni çok kırmıştı ama üstünde durmadım. Biz yine yakındık yani.
Sonra 1 ay önce kadar o yine bize gelmeye karar verdi ve geldi 4 gün kaldı. Benim açımdan gerçekten zevkli ve eğlenceli bir 4 gündü. Zaten çok özlemiştim. Sürekli sarılıyorduk, sürekli eğleniyorduk, gülüyorduk. Gezdik tozduk vs. Hatta ben ona kek yaptım gideceği gün, evine götürüp yesin diye. Sonunda o evine döndü ve işte nasıl olduysa bana geç cevap vermeye soğuk davranmaya başladı. Hatta yazmıyordu bile 2-3 sefer ben yazdım havadan sudan. Tam 1 hafta hiç konuşmadık ki bu bizim için anormaldir. Benim içim içimi yedi ne olduğunu anlamadığım için. En sonunda "buradayken sana bir şey mi yaptım" dedim ama "hayır saçmalama" cevabı alacağımı düşünerek sordum bunu. Çünkü bir sorun olmadı aramızda. Bana dediği şey "yüz yüze farklı olur sanmıştım ama sen yine aynısın" dı. Ne yaptığımı sorduğumda onu ezdiğimi söyledi. Ona üstünlük kuruyormuşum. Düşündüm. Bazen o şımardığında sinirleniyorum ya da benim istediğim bir şeyi istemediğini söylediğinde anlık geriliyorum ve laf da ediyor olabilirim ama bunlar çok normal değil mi arkadaşlar arasında ya? Ona söylediğimde bunların da sorun olmadığını söyledi ve ne yaptığımı anlatamadı. Öyle hissediyormuş. Mutsuzmuş değer görmüyormuş. Ben onu mutlu etmek için ne kadar uğraştım halbuki. En yakın arkadaşı ona bunları veremiyorsa yalnız kalmak tercihiymiş. Resmen kalbime bir şeyler saplandı bunları duydukça. Çevremdeki insanların mutsuz olmasına asla katlanamayan biriyim. En yakınımın beni hiç tanımıyormuşçasına konuşması çok canımı yaktı. Hala yakıyor. Uzunca konuştuk. Ne dedim, nasıl mutluysan öyle davran o zaman dedim. Sen de öyle davran o zaman dedi. Ben isterdim ki ona bir yanlışım olduğunda direk söylesin. Onun bana gülerken içinde kırgın veya kızgın olduğu düşüncesi bana çok acı geliyor
Bir de ben biriyle ya çok konuşmalıyım ya hiç konuşmam. Arasını hiç sevmiyorum. Belirsizliği de sevmem. Aramıza mesafe girmesinden nefret ediyorum eğer bir gün tekrar konuşacaksak. Eğer konuşmayacaksak bu daha çok üzüyor beni çünkü bizim hayallerimiz bile aynı. Bu yaz mezun oluyoruz ve sonrası hakkında öyle güzel hayallerimiz vardı ki. Bunları çöpe atma düşüncesi çok koyuyor. Tek başıma da her şeyi yaparım ama onun yerini tutmaz ki. Onun eskiden çok arkadaşı yoktu ve çok dışarı da çıkmazdı. Biz konuşmamaya başladığımızdan beri arkadaşlarıyla dışarıda resimler atıyor kalpler atıyor bilmem ne. Twitter'a yazdığım bir şeyi beğendi bir ara, onu da ona sinirimden yazmıştım. Yani işte aramızdaki ipler kopuyor gibime geliyor ve zaten mezun olduktan sonrası çok korkunçtu, ama o vardı. Şimdi o da yok. Ben gerçekten bu kadar kötü biri miyim sadece kendimi mi düşünüyorum.
Bilmiyorum bazılarınız arkadaşlıkları gereksiz buluyor az çok görüyorum. Ama bizimki gerçek bir dostluk, bunu söyleyebilirim. Benim nazarımda sevgili mevgili hikayedir, arkadaşlıklar en önemlisi. Şimdi hangi arkadaşımla konuşsam onun gibi olmuyor ve ben gerçekten yalnız hissediyorum.
İçimi döktüm, okumayacaksanız da canınız sağ olsun. Buna ihtiyacım vardı.