ANNEM

Merhaba bunu okumak için ayırdığın zaman adına sana teşekkür ederim

Konuma geçecek olursak geldim 20 küsür yaşına bugüne kadar hiç cesaret edipte dillendirememiştim ama bugün haykırıyorum annem beni sevmiyor hiçte sevmedi parçaları birleştirdikçe çıkan tablo o kadar canımı acıtıyorki Benim annem çalışan bir kadın ben doğduduğumda beni sadece üç ay emzirmiş sonra başlamış hemen işe bu bahaneyle emzirmeyi bırakmış bana teyzem bakmış ben kendimi bildim gözümü açtım açalı teyzemi gördüm annem hep çalışırdı beni sabahtan bırakırdı teyzeme akşama alırdı bütün çocukluğum teyzemle geçti teyzem yaz olup memlekete gittiğinde çantamı toplar bende giderdim daha 7 8 yaşındayken çünkü sevgiyi anne şefkatini teyzemde görürdüm hep annem bana hiç teyzem gibi davranmazdı sebepli sebepsiz çok fazla dayak yedim annemden stresliyken sinirliyken benden çıkarırdı hep bazende babamı kışkırtır onun bana kızmasını dövmesini sağlardı ama babama kızmıyorum o benim herşeyim sığındığım en büyük dağım geriye dönüp baktığımda unutamadığım o kadar çok şey varki beni hep küçümserdi hep arkadaşlarımla kıyaslardı beni onlardan düşük başarısız görürdü bunuda hep söylerdi ben hiç başarısız olmadım oysa iyi bir Anadolu lisesi kazandım mühendislik okudum koskoca mühendis oldum ama bir kere olsun annemin ağzından seninle gurur duyuyorum tebrik ederim kızım.başardın kızım. ben senin yanındayım kızım .ne derdin var kızım cümlesini duymadım bayram özel gün haricinde sebepsiz yere beni öptüğünü sarıldığını bile hatırlamam hatta bir gün sordular kendisine en çok kimi seviyorsun diye gözümün içine bakarak dayımın kuzenimin ve erkek kardeşimin adını söyledi bunlar benim herşeyim bunlar için ölürüm dedi ben öyle gözünün içine bakarak kaldım sanki büyüdükçe bana karşı olan nefreti iyice artıyor gibi hissediyorum zamanın birinde küçücük bir kızken çok beğenip kırmızı bir pantalon istemiştim annemlerden maddi açıdan durumumuzda çok iyiydi ama almamışlardı ama çocuk aklı işte çok üzülmüştüm eve gelene kadar önden yürüdüm kızgın kızgın eve geldik babam ben sizi aşağıda bekliyorum dedi biz annemle eve çıktık evde ben gelmeyeceğim gideceğimiz yere deyip yatağıma yattım diyorum ya işte çocuktum babamın yokluğunu fırsat bilip beni yatağımda örtünün altında ağlarken 10 dakika boyunca terlikle dövdü nereme vurduğunu önemsemeden örtünün üstünden vurdukça vurdu ben sadece ağladım bırakır herhalde diye düşündüm ama acımadı beni kan ter içinde bırakana kadar ağlatıp dövdü babam yukarı eve çıkıp beni yataktan çıkarttığında kıpkırmızı olmuş hıçkıra hıçkıra titreyerek ağlıyordum o gün bizim ilişkimiz bambaşka bir boyuta taşındı işte her zaman dayak yerdim zaten ama o olay başkaydı ben bu olaydan sonra herseyi saklar oldum annemden ilk adet oluşumu bile sakladım onada kızar sandım bir sene boyunca adet oldum ben bu süreci ped kullanmadan kendimce peçetelerle geçiştirdim orta okula giden bilgisiz bir kızdım sonuçta ve benim ilgili annem bu durumu bir sene boyunca farkına bile varmadı bir sene sonunda tesadüfen fark etti ilk defa bacağımı aldığında ağlata ağlata canımı acıtarak aldı bir iki defa aldı bacaklarımı sonra beni kendi halime bıraktı bende kolum bacağım çıktıkça durumu kendi imkanlarımla çözmeye çalıştım utana sıkıla uzun kıyafetler giydim jilete sarıldım çocuk yaşımla yapabileceğim tek şey buydu çünkü hayatımda ilk defa aşık olduğumu hissettğimde lisedeydim ve annem bu çocuğu tesadüfen öğrendiğinde beni herkese rezil etti babama söylemekle tehdit etti ki nitekim söyledide telefonuma el koydu yine dayak yedim lise ve üniversite sınavlarına hazırlandığım senelerde abartısız her gün benimle kavga eder döver ağlatırdı senden hiç birşey olmaz kazanamazsın yapamazsın diyerek büyüdükçe boyunu geçtikçe şiddet uygulayamaz oldu şimdide laflarıyla hareketleriyle dövmeye başladı beni 39 buçuk derece ateşle evde bırakıp teyzemle kahve içmeye gidecek kadar sevmedi kolumu bacağımı incittiğimde röntgen çektirmeye gelmeyecek kadar önemsemedi bana defalarca benim paramı yiyorsun sen dedi defalarca evden atmaya kalktı atmakla tehdit etti defalarca senden nefret ediyorum diye yüzüme haykırdı küfürler etti son seviye olarakta bugün kullandığım yanlış bir kelime yüzünden hakaretler küfürler etti seni doğurduğum güne lanet olsun dedi sinirini atamayınca odama geldi bağıra çağıra koca kar küresiyle beni dövmeye kalktı belki babam olmasa yapardıda bunu yaparkende seni gebertirimler öldürürümler hakaretler havada uçuştu durup düşününce yazık diyorum annem benim ne göz yaşlarımı gördü ne canım yandığında ilk ona koşabildim ne Sevinç’le anne ben aşık oldum deyip çocuğu gösterebildim nede anne Benim canımı yaktılar diyerek sığınabildim odamda bir başıma ağladım hep başıma ne gelirse gelsin ben ağlarken annem başkalarına koşmakla meşguldü çünkü hep kuzenlerime teyzelerime dayılarıma koşarken beni unuttu ben onun için külkedisinden farksız oldum evi temizleyip yemek yaptığımda misafirlerini ağırladığımda sever gibi yaptı sadece yazdıkça yazdım içimi dökebileceğim tek yer Burası özür dilerim sizlerden ama Emin’im aranızda pek çok anne vardır biriniz bana açıklayın bir anne evladını neden sevmez
Aynı şeyleri yaşamışız. Senin yazdıklarında kendimi buldum. Ama çaresi yok. İnsan ailesini seçemiyor. Ben kabullendim durumu. Ama devir döndü, şimdi annem bana muhtaç. Sırf Allah rızası için ona iyi davranıyorum. Umarım vicdanı sızlıyordur.
 
@Honey44 Bence anneni iyileştirmeye çalışmamalı, kendi hayatına odaklanmalısın. Annene annelik yapmaya çalışma kuzum. Sen, kendi yaranı sar... Öperim sevgiyle.
Annesine annelik yapsın demiyorum. Annesiyle yaşayacak olan kendisi; siz , ben ya da başkası değil.Konu sahibi yıllarca nedenini sorgulayacak, nefreti, öfkesi , kızgınlığı hayatını etkileyecek.Anneyle yüzleşecek. Bunun için de hem anne hem de konu sahibi destek almaları gerekiyor.
 
Annem beni çocukken döverdi. Sevdiğini ve saydığını cocukken hiç hissetmedim. Hem sevgisini kazanmaya çalışırdım, ama bana göre başaramadım hiç. Ben doğarken annem ve ben son dakika kurtulmusuz. Ben çocukken bana bir kere "sen ölseydin umrumda olmazdı, yeter ki ben hayatda kaliyim" demişti. Dövmekten çok beni böyle sözler yaralardi. Kendimi hep degersiz hissettim bu yüzden. Bugün bile beni gerçekten sevip sevmediginden emin değilim galiba. Eskisi gibi degil artık, ama çocukluğum hep bu yalnızlık ve eksiklik hissi ile geçti. Yani senin yasadiklarin kadar da yasamasam da az cok kirginligini ve duygularını tahmin edebiliyorum. Sahsen bir şekilde annemin bu eksiklerini olduğu gibi kabullenmeye çalışıyorum, ama bazen içten içe nasıl öfke dolu olduğumu hissediyorum. Ne yapılır ne edilir inan hiç bir fikrim yok. Tek bir bildiğim var: Kendi cocuklarimin asla benim kadar yalnız hissetmelerine asla izin vermeyecegim. Seni de burdan kucakliyorum:KK200:
 
Annem beni çocukken döverdi. Sevdiğini ve saydığını cocukken hiç hissetmedim. Hem sevgisini kazanmaya çalışırdım, ama bana göre başaramadım hiç. Ben doğarken annem ve ben son dakika kurtulmusuz. Ben çocukken bana bir kere "sen ölseydin umrumda olmazdı, yeter ki ben hayatda kaliyim" demişti. Dövmekten çok beni böyle sözler yaralardi. Kendimi hep degersiz hissettim bu yüzden. Bugün bile beni gerçekten sevip sevmediginden emin değilim galiba. Eskisi gibi degil artık, ama çocukluğum hep bu yalnızlık ve eksiklik hissi ile geçti. Yani senin yasadiklarin kadar da yasamasam da az cok kirginligini ve duygularını tahmin edebiliyorum. Sahsen bir şekilde annemin bu eksiklerini olduğu gibi kabullenmeye çalışıyorum, ama bazen içten içe nasıl öfke dolu olduğumu hissediyorum. Ne yapılır ne edilir inan hiç bir fikrim yok. Tek bir bildiğim var: Kendi cocuklarimin asla benim kadar yalnız hissetmelerine asla izin vermeyecegim. Seni de burdan kucakliyorum:KK200:
Bana da seni evlat gibi değil üstüme gelmiş kuma gibi görüyorum demişti annem. Hala içim sızlar.
 
Bana da seni evlat gibi değil üstüme gelmiş kuma gibi görüyorum demişti annem. Hala içim sızlar.

Bir insan bunu çocuğuna nasıl söyler hiç anlamıyorum. Bende anneyim. Sonuçta çocuklarımız olsun diye karar verip doğruyoruz. Çocuğun seçme şansı yok ki. Belki çocuğa sorulsa bambaşka birini seçer baştan..
 
sizin yasadiklarinizi yasayan o kadar cok insan var ki. eskiler sevmeyi sevilmeyi bilmeden yasamislar. muhtemelen anneniz de kendi annesinden sevgi gormeden buyumustur. sizi de tek bildigi yol olan dayak ve baski ile buyutmeye calismis.
benim annem de sorsaniz cocuklari icin dunyayi yakar ama bir basini oksamayi akil edemezdi. kadin bizi sevmeden buyuttu. sarilmayi opmeyi bilmez. dayagin alasini bilir ama. oyle boyle ruhumuzda actiklari yaralarla buyuduk. sen de kendi hayatini kurarsin ve bu zulumden kurtarirsin insallah en kisa zamanda kendini.

benim annem de sorsaniz cocuklari icinjjjjjjjjjj
 
Gözlerim dolu dolu okudum. Yazacak çok şey var ama ben size sadece şunu söylemek istiyorum:
"Siz çok değerlisiniz ve her çocuk gibi siz de sevilmeyi hakediyordunuz. Yaşadıklarınız sizin suçunuz değil, biliyorum çocukluktaki anılar kolay kolay silinmiyor ama inşallah bundan sonraki hayatınızda çok mutlu olursunuz, karşınıza sizi çok seven ve değer veren biri çıkar. "
 
Kabul etmek lazım ki sağlıklı bir anne değilmiş anneniz.. bu şüphesiz günahsız evlat için çok acı.. hayata 1:0 geriden başlamak demek...

Kimse durduk yere evladına kötülük edemez hatta kimseye edemez.. ama yaşadığı travmalar onu kötü bir insan haline getirir...

Anne ve babanızın ilişkisi nasıldı acaba?
Annenizi bu kadar zalim olmaya iten sebepler ne idi?
Dayiniz ve erkek kardeşinizin adını söylemiş sizin söylememiş mesela..
Acaba kız - erkek farkı denilen bir anlayış mı hakimdi aile de ? Belki de kız doğurdu diye ona da zulm mu edildi?
Sizi hep bir ceza olarak mı gördü ?

Bilinmez... Biraz düşünün anneniz neler çekmiş olabilir? Etrafiniz nasıldı? Belki kendi de çocukluğunda kız olmanın ezikligi gibi bir psikoloji ile büyütüldü... ??

Yani hiçbir şey sebepsiz değildir.. annenizi böyle olmaya iten muhakkak çok derin bir psikolojik sorun aşılamamiş bir travma vardir..

Düşünün ... Baba tarafınızi anne tarafınızi.. anne ve babaniz arasında ki iliskiyi ...
 
Kabul etmek lazım ki sağlıklı bir anne değilmiş anneniz.. bu şüphesiz günahsız evlat için çok acı.. hayata 1:0 geriden başlamak demek...

Kimse durduk yere evladına kötülük edemez hatta kimseye edemez.. ama yaşadığı travmalar onu kötü bir insan haline getirir...

Anne ve babanızın ilişkisi nasıldı acaba?
Annenizi bu kadar zalim olmaya iten sebepler ne idi?
Dayiniz ve erkek kardeşinizin adını söylemiş sizin söylememiş mesela..
Acaba kız - erkek farkı denilen bir anlayış mı hakimdi aile de ? Belki de kız doğurdu diye ona da zulm mu edildi?
Sizi hep bir ceza olarak mı gördü ?

Bilinmez... Biraz düşünün anneniz neler çekmiş olabilir? Etrafiniz nasıldı? Belki kendi de çocukluğunda kız olmanın ezikligi gibi bir psikoloji ile büyütüldü... ??

Yani hiçbir şey sebepsiz değildir.. annenizi böyle olmaya iten muhakkak çok derin bir psikolojik sorun aşılamamiş bir travma vardir..

Düşünün ... Baba tarafınızi anne tarafınızi.. anne ve babaniz arasında ki iliskiyi ...
Hurma_agaci Hurma_agaci İşte tam da sizin söylediğiniz gibi, bu ilişkiler, geçmişteki yaşanmışlıklarımız ve ailemizde bizden önce yaşananlar, aynı genlerin nesiller arasında aktarılması gibi enerjetik olarak sonraki nesillere aktarılır. Bu durum zaman zaman aile fertleri arasında kurulan sağlıksız ilişkilere yol açabilir. Yoksa sağlıklı ilişkilerin, sağlıklı bağların olduğu bir ailede, bir annenin evladını sevmemesi mümkün mü?
Yukarda ne farklı yorumlar var. "Sen ölsen umrumda olmazdı" diyen anneler, "Seni üstüme gelmiş bir kuma gibi görüyorum" diyen anneler..
Annenin evladıyla kuracağı ilişkiyi sabote eden (farklı aile fertleri de söz konusu olabilir elbette), geçmiş kuşaklardaki travmatik yaşanmışlıkların bugünkü yaşamımıza etkisini yoketmek için size daha önce "aile dizimi, konstellasyon" çalışması yaptırmanızı önermiştim. @Honey44
Tekrar ve şiddetle öneririm.
Şifalar diliyorum size.
Sevgiyle,

Kısa bilgi:
"http://konstelasyon.com/aile-diziminin-onemi/"
Şu an hayatta olmayan aile bireylerinin yaşadıkları, kişinin şu anki hayatını nasıl etkileyebiliyor? Örneğin 3 kuşak evvel olmuş bir cinayet, kürtaj ya da intihar bugünkü hayatı nasıl etkiliyor?
Bu soruyu cevaplarken çok hassas olunması gerektiğini ve özellikle bir genelleme yapamayacağımızı üstüne basarak vurgulama ihtiyacının gerekli olduğunu belirtmek istiyorum. Çok uzun anlatılması gereken ve derin bir konuyu şu şekilde özetleyebilirim. Daha önceki kuşaklarda yaşanmış aile sisteminde güçlü, sıkışmış enerji ya da travma oluşturabilecek cinayet, intihar, kürtaj gibi yaşanmışlıkların daha sonraki kuşakları olumsuz anlamda etkilemesi, olayın yaşandığı dönemde aile sistemine ait insanların bu yaşanmışlıklardaki duruşu ile doğrudan bağlantılıdır. Eğer yaşanılan dönemde aile sistemindeki kişiler yaşananı yok saydıysa, sorumluluk almadılarsa, kabul edemedilerse bu enerji kolektif vicdan gereği daha sonraki kuşaklar tarafından telafi edilmek üzere üstlenilir. Daha önceki kuşaklardaki yaşanmışlıkların bugüne etkisini görmek, tespit etmek ve bunlarla ilgili ‘bilen alan’da konstelasyon çalışmaları yapmak ne kadar önemliyse, “Kürtajda mutlaka yük alınır ve bir şekilde bedel ödenir.” demenin doğru olmadığını belirtmek de bir o kadar önemlidir. İnsanları ‘korku’ ile koşullandırmış olursunuz.
Sistem nasıl çalışıyor? Olmuş olan her olay kaydediliyor ise bir travma ya da negatif durum yaşadığımızda ne yapmalıyız?
Sistem çok temel olarak şu şekilde çalışıyor. Derin düzeyde işbaşında olan ve hiçbir şekilde hiçbir şeyi dışlamayan sistemik bir bilinçdışı ve bu bilinçdışının yeniden dengeleme girişimlerine farkında olmadan aracılık eden kişilerin bireysel vicdanında hissettikleri. Kişilerin doğuştan bağlı bulundukları aile sistemi dahil, daha bir çok sisteme aidiyetlerinin devamını sağlamak adına bireysel ve kolektif vicdanın her zaman iş başında olduğu bir sistemden bahsediyoruz bir yönüyle de.http://essaywritersonline.net/
Kendi yaşadığımız travmanın nasıl bir travma olduğuna bakmamız gerekir. Hayatta kalmaya yönelik bir tehdit oluşturan kaza, tecavüz gibi varoluşsal bir travma mı, sevilen bir insanın ya da temel hayat statüsünün kaybı ile oluşan kayıp travması mı (ani ayrılık, ebeveyn ölümü, çocuk ölümü), duygusal bağlanmaya ihanet olarak çocuğun anne tarafından reddedilmesiyle oluşan bağlanma travması mı yada manevi ve etik açıdan savunulamaz davranışlar yoluyla gerçekleşen (yeni doğan bebeği öldürme, ensest) bağlanma sistemi travması mı? Travmanın nasıl bir durumla ilintili olduğuyla, insan ve sistem üzerinde oluşturduğu temel duygular ve duygusal çatışmalar arasında doğrudan bir bağlantı vardır.
Yukarıda temel ve özet olarak belirttiğim travmaların birini ya da birden fazlasını yaşamamız durumunda yapılacak bir travma konstelasyon çalışması ile birçok şeyi gün ışığına çıkarabilir ve travmanın oluşturduğu temel duyguların ve duygusal çatışmaların hafiflemesine, varoluşun kolaylaşmasına çok ciddi katkı verebiliriz.
Aile dizilimi yapıldıktan sonra kişinin yaşamında ne gibi değişiklikler meydana gelir?
Bu sorunuzla ilgili şunu söyleyebilirim. Aile konstelasyon çalışmasında en azından şu iki unsur çok önemlidir. Birincisi danışanın, bugüne kadar var olan durumu değiştirme, kolaylaştırma düşüncesiyle konstelasyon çalışması yapma isteği. İkincisi, bu konstelasyon çalışmasında danışana yardımcı olacak olan kişinin konstelasyon çalışmasından ne anladığı, ne kadar açık olduğu, bilgi birikimi, koşullanmaları, tecrübesi ve her şeyden önemlisi bilen alan’da temsilciler ve danışan aracılığıyla ortaya çıkacak olanları nasıl gözlemlediği ve algıladığı son derece önemlidir. Konstelasyon çalışması sırasında unutmamalıyız ki sistemik, fenomonolojik ve yapılandırmacı (constructivist) yaklaşımlar gerekli ve geçerli algılama yollarıdır.
Yukarıda kısaca üzerinde durduğum olguların, kişinin konstelasyon çalışması sonrası yaşamında meydana gelecek değişimlere etkisi büyüktür.
Kimlere yapılmasını tavsiye edersiniz? Ya da ruhsal açıdan sıkıntı çeken herkes yaptırmalı mı?
Ruhsal, zihinsel, fiziksel herhangi bir konuda sıkıntı çeken herkes konstelasyon çalışması talep edebilir. İçine doğduğu ya da kendi kurduğu güncel ailesinde sorun yaşayanlar, şirketlerde sorun yaşayan çalışanlar, yöneticiler, şirket sahipleri konstelasyon çalışması talep edebilir.
 
Ben
Merhaba bunu okumak için ayırdığın zaman adına sana teşekkür ederim

Konuma geçecek olursak geldim 20 küsür yaşına bugüne kadar hiç cesaret edipte dillendirememiştim ama bugün haykırıyorum annem beni sevmiyor hiçte sevmedi parçaları birleştirdikçe çıkan tablo o kadar canımı acıtıyorki Benim annem çalışan bir kadın ben doğduduğumda beni sadece üç ay emzirmiş sonra başlamış hemen işe bu bahaneyle emzirmeyi bırakmış bana teyzem bakmış ben kendimi bildim gözümü açtım açalı teyzemi gördüm annem hep çalışırdı beni sabahtan bırakırdı teyzeme akşama alırdı bütün çocukluğum teyzemle geçti teyzem yaz olup memlekete gittiğinde çantamı toplar bende giderdim daha 7 8 yaşındayken çünkü sevgiyi anne şefkatini teyzemde görürdüm hep annem bana hiç teyzem gibi davranmazdı sebepli sebepsiz çok fazla dayak yedim annemden stresliyken sinirliyken benden çıkarırdı hep bazende babamı kışkırtır onun bana kızmasını dövmesini sağlardı ama babama kızmıyorum o benim herşeyim sığındığım en büyük dağım geriye dönüp baktığımda unutamadığım o kadar çok şey varki beni hep küçümserdi hep arkadaşlarımla kıyaslardı beni onlardan düşük başarısız görürdü bunuda hep söylerdi ben hiç başarısız olmadım oysa iyi bir Anadolu lisesi kazandım mühendislik okudum koskoca mühendis oldum ama bir kere olsun annemin ağzından seninle gurur duyuyorum tebrik ederim kızım.başardın kızım. ben senin yanındayım kızım .ne derdin var kızım cümlesini duymadım bayram özel gün haricinde sebepsiz yere beni öptüğünü sarıldığını bile hatırlamam hatta bir gün sordular kendisine en çok kimi seviyorsun diye gözümün içine bakarak dayımın kuzenimin ve erkek kardeşimin adını söyledi bunlar benim herşeyim bunlar için ölürüm dedi ben öyle gözünün içine bakarak kaldım sanki büyüdükçe bana karşı olan nefreti iyice artıyor gibi hissediyorum zamanın birinde küçücük bir kızken çok beğenip kırmızı bir pantalon istemiştim annemlerden maddi açıdan durumumuzda çok iyiydi ama almamışlardı ama çocuk aklı işte çok üzülmüştüm eve gelene kadar önden yürüdüm kızgın kızgın eve geldik babam ben sizi aşağıda bekliyorum dedi biz annemle eve çıktık evde ben gelmeyeceğim gideceğimiz yere deyip yatağıma yattım diyorum ya işte çocuktum babamın yokluğunu fırsat bilip beni yatağımda örtünün altında ağlarken 10 dakika boyunca terlikle dövdü nereme vurduğunu önemsemeden örtünün üstünden vurdukça vurdu ben sadece ağladım bırakır herhalde diye düşündüm ama acımadı beni kan ter içinde bırakana kadar ağlatıp dövdü babam yukarı eve çıkıp beni yataktan çıkarttığında kıpkırmızı olmuş hıçkıra hıçkıra titreyerek ağlıyordum o gün bizim ilişkimiz bambaşka bir boyuta taşındı işte her zaman dayak yerdim zaten ama o olay başkaydı ben bu olaydan sonra herseyi saklar oldum annemden ilk adet oluşumu bile sakladım onada kızar sandım bir sene boyunca adet oldum ben bu süreci ped kullanmadan kendimce peçetelerle geçiştirdim orta okula giden bilgisiz bir kızdım sonuçta ve benim ilgili annem bu durumu bir sene boyunca farkına bile varmadı bir sene sonunda tesadüfen fark etti ilk defa bacağımı aldığında ağlata ağlata canımı acıtarak aldı bir iki defa aldı bacaklarımı sonra beni kendi halime bıraktı bende kolum bacağım çıktıkça durumu kendi imkanlarımla çözmeye çalıştım utana sıkıla uzun kıyafetler giydim jilete sarıldım çocuk yaşımla yapabileceğim tek şey buydu çünkü hayatımda ilk defa aşık olduğumu hissettğimde lisedeydim ve annem bu çocuğu tesadüfen öğrendiğinde beni herkese rezil etti babama söylemekle tehdit etti ki nitekim söyledide telefonuma el koydu yine dayak yedim lise ve üniversite sınavlarına hazırlandığım senelerde abartısız her gün benimle kavga eder döver ağlatırdı senden hiç birşey olmaz kazanamazsın yapamazsın diyerek büyüdükçe boyunu geçtikçe şiddet uygulayamaz oldu şimdide laflarıyla hareketleriyle dövmeye başladı beni 39 buçuk derece ateşle evde bırakıp teyzemle kahve içmeye gidecek kadar sevmedi kolumu bacağımı incittiğimde röntgen çektirmeye gelmeyecek kadar önemsemedi bana defalarca benim paramı yiyorsun sen dedi defalarca evden atmaya kalktı atmakla tehdit etti defalarca senden nefret ediyorum diye yüzüme haykırdı küfürler etti son seviye olarakta bugün kullandığım yanlış bir kelime yüzünden hakaretler küfürler etti seni doğurduğum güne lanet olsun dedi sinirini atamayınca odama geldi bağıra çağıra koca kar küresiyle beni dövmeye kalktı belki babam olmasa yapardıda bunu yaparkende seni gebertirimler öldürürümler hakaretler havada uçuştu durup düşününce yazık diyorum annem benim ne göz yaşlarımı gördü ne canım yandığında ilk ona koşabildim ne Sevinç’le anne ben aşık oldum deyip çocuğu gösterebildim nede anne Benim canımı yaktılar diyerek sığınabildim odamda bir başıma ağladım hep başıma ne gelirse gelsin ben ağlarken annem başkalarına koşmakla meşguldü çünkü hep kuzenlerime teyzelerime dayılarıma koşarken beni unuttu ben onun için külkedisinden farksız oldum evi temizleyip yemek yaptığımda misafirlerini ağırladığımda sever gibi yaptı sadece yazdıkça yazdım içimi dökebileceğim tek yer Burası özür dilerim sizlerden ama Emin’im aranızda pek çok anne vardır biriniz bana açıklayın bir anne evladını neden sevmez
Ben daha 21 yaşındayım ve 10 aylık oğlum var şu anda ağlayarak yazıyorum anne babası sevmeyen bi çocuk olarak çok canım yandı çok üzüldüm
 
Merhaba bunu okumak için ayırdığın zaman adına sana teşekkür ederim

Konuma geçecek olursak geldim 20 küsür yaşına bugüne kadar hiç cesaret edipte dillendirememiştim ama bugün haykırıyorum annem beni sevmiyor hiçte sevmedi parçaları birleştirdikçe çıkan tablo o kadar canımı acıtıyorki Benim annem çalışan bir kadın ben doğduduğumda beni sadece üç ay emzirmiş sonra başlamış hemen işe bu bahaneyle emzirmeyi bırakmış bana teyzem bakmış ben kendimi bildim gözümü açtım açalı teyzemi gördüm annem hep çalışırdı beni sabahtan bırakırdı teyzeme akşama alırdı bütün çocukluğum teyzemle geçti teyzem yaz olup memlekete gittiğinde çantamı toplar bende giderdim daha 7 8 yaşındayken çünkü sevgiyi anne şefkatini teyzemde görürdüm hep annem bana hiç teyzem gibi davranmazdı sebepli sebepsiz çok fazla dayak yedim annemden stresliyken sinirliyken benden çıkarırdı hep bazende babamı kışkırtır onun bana kızmasını dövmesini sağlardı ama babama kızmıyorum o benim herşeyim sığındığım en büyük dağım geriye dönüp baktığımda unutamadığım o kadar çok şey varki beni hep küçümserdi hep arkadaşlarımla kıyaslardı beni onlardan düşük başarısız görürdü bunuda hep söylerdi ben hiç başarısız olmadım oysa iyi bir Anadolu lisesi kazandım mühendislik okudum koskoca mühendis oldum ama bir kere olsun annemin ağzından seninle gurur duyuyorum tebrik ederim kızım.başardın kızım. ben senin yanındayım kızım .ne derdin var kızım cümlesini duymadım bayram özel gün haricinde sebepsiz yere beni öptüğünü sarıldığını bile hatırlamam hatta bir gün sordular kendisine en çok kimi seviyorsun diye gözümün içine bakarak dayımın kuzenimin ve erkek kardeşimin adını söyledi bunlar benim herşeyim bunlar için ölürüm dedi ben öyle gözünün içine bakarak kaldım sanki büyüdükçe bana karşı olan nefreti iyice artıyor gibi hissediyorum zamanın birinde küçücük bir kızken çok beğenip kırmızı bir pantalon istemiştim annemlerden maddi açıdan durumumuzda çok iyiydi ama almamışlardı ama çocuk aklı işte çok üzülmüştüm eve gelene kadar önden yürüdüm kızgın kızgın eve geldik babam ben sizi aşağıda bekliyorum dedi biz annemle eve çıktık evde ben gelmeyeceğim gideceğimiz yere deyip yatağıma yattım diyorum ya işte çocuktum babamın yokluğunu fırsat bilip beni yatağımda örtünün altında ağlarken 10 dakika boyunca terlikle dövdü nereme vurduğunu önemsemeden örtünün üstünden vurdukça vurdu ben sadece ağladım bırakır herhalde diye düşündüm ama acımadı beni kan ter içinde bırakana kadar ağlatıp dövdü babam yukarı eve çıkıp beni yataktan çıkarttığında kıpkırmızı olmuş hıçkıra hıçkıra titreyerek ağlıyordum o gün bizim ilişkimiz bambaşka bir boyuta taşındı işte her zaman dayak yerdim zaten ama o olay başkaydı ben bu olaydan sonra herseyi saklar oldum annemden ilk adet oluşumu bile sakladım onada kızar sandım bir sene boyunca adet oldum ben bu süreci ped kullanmadan kendimce peçetelerle geçiştirdim orta okula giden bilgisiz bir kızdım sonuçta ve benim ilgili annem bu durumu bir sene boyunca farkına bile varmadı bir sene sonunda tesadüfen fark etti ilk defa bacağımı aldığında ağlata ağlata canımı acıtarak aldı bir iki defa aldı bacaklarımı sonra beni kendi halime bıraktı bende kolum bacağım çıktıkça durumu kendi imkanlarımla çözmeye çalıştım utana sıkıla uzun kıyafetler giydim jilete sarıldım çocuk yaşımla yapabileceğim tek şey buydu çünkü hayatımda ilk defa aşık olduğumu hissettğimde lisedeydim ve annem bu çocuğu tesadüfen öğrendiğinde beni herkese rezil etti babama söylemekle tehdit etti ki nitekim söyledide telefonuma el koydu yine dayak yedim lise ve üniversite sınavlarına hazırlandığım senelerde abartısız her gün benimle kavga eder döver ağlatırdı senden hiç birşey olmaz kazanamazsın yapamazsın diyerek büyüdükçe boyunu geçtikçe şiddet uygulayamaz oldu şimdide laflarıyla hareketleriyle dövmeye başladı beni 39 buçuk derece ateşle evde bırakıp teyzemle kahve içmeye gidecek kadar sevmedi kolumu bacağımı incittiğimde röntgen çektirmeye gelmeyecek kadar önemsemedi bana defalarca benim paramı yiyorsun sen dedi defalarca evden atmaya kalktı atmakla tehdit etti defalarca senden nefret ediyorum diye yüzüme haykırdı küfürler etti son seviye olarakta bugün kullandığım yanlış bir kelime yüzünden hakaretler küfürler etti seni doğurduğum güne lanet olsun dedi sinirini atamayınca odama geldi bağıra çağıra koca kar küresiyle beni dövmeye kalktı belki babam olmasa yapardıda bunu yaparkende seni gebertirimler öldürürümler hakaretler havada uçuştu durup düşününce yazık diyorum annem benim ne göz yaşlarımı gördü ne canım yandığında ilk ona koşabildim ne Sevinç’le anne ben aşık oldum deyip çocuğu gösterebildim nede anne Benim canımı yaktılar diyerek sığınabildim odamda bir başıma ağladım hep başıma ne gelirse gelsin ben ağlarken annem başkalarına koşmakla meşguldü çünkü hep kuzenlerime teyzelerime dayılarıma koşarken beni unuttu ben onun için külkedisinden farksız oldum evi temizleyip yemek yaptığımda misafirlerini ağırladığımda sever gibi yaptı sadece yazdıkça yazdım içimi dökebileceğim tek yer Burası özür dilerim sizlerden ama Emin’im aranızda pek çok anne vardır biriniz bana açıklayın bir anne evladını neden sevmez
Annenizin psikolojik sorunu var olmasi lazim yoksa bu anlattiklariniz korku filmi gibi normal insan yapmaz
 
Hurma_agaci Hurma_agaci İşte tam da sizin söylediğiniz gibi, bu ilişkiler, geçmişteki yaşanmışlıklarımız ve ailemizde bizden önce yaşananlar, aynı genlerin nesiller arasında aktarılması gibi enerjetik olarak sonraki nesillere aktarılır. Bu durum zaman zaman aile fertleri arasında kurulan sağlıksız ilişkilere yol açabilir. Yoksa sağlıklı ilişkilerin, sağlıklı bağların olduğu bir ailede, bir annenin evladını sevmemesi mümkün mü?
Yukarda ne farklı yorumlar var. "Sen ölsen umrumda olmazdı" diyen anneler, "Seni üstüme gelmiş bir kuma gibi görüyorum" diyen anneler..
Annenin evladıyla kuracağı ilişkiyi sabote eden (farklı aile fertleri de söz konusu olabilir elbette), geçmiş kuşaklardaki travmatik yaşanmışlıkların bugünkü yaşamımıza etkisini yoketmek için size daha önce "aile dizimi, konstellasyon" çalışması yaptırmanızı önermiştim. @Honey44
Tekrar ve şiddetle öneririm.
Şifalar diliyorum size.
Sevgiyle,

Kısa bilgi:
"Aile dizimi’nin önemi…"
Şu an hayatta olmayan aile bireylerinin yaşadıkları, kişinin şu anki hayatını nasıl etkileyebiliyor? Örneğin 3 kuşak evvel olmuş bir cinayet, kürtaj ya da intihar bugünkü hayatı nasıl etkiliyor?
Bu soruyu cevaplarken çok hassas olunması gerektiğini ve özellikle bir genelleme yapamayacağımızı üstüne basarak vurgulama ihtiyacının gerekli olduğunu belirtmek istiyorum. Çok uzun anlatılması gereken ve derin bir konuyu şu şekilde özetleyebilirim. Daha önceki kuşaklarda yaşanmış aile sisteminde güçlü, sıkışmış enerji ya da travma oluşturabilecek cinayet, intihar, kürtaj gibi yaşanmışlıkların daha sonraki kuşakları olumsuz anlamda etkilemesi, olayın yaşandığı dönemde aile sistemine ait insanların bu yaşanmışlıklardaki duruşu ile doğrudan bağlantılıdır. Eğer yaşanılan dönemde aile sistemindeki kişiler yaşananı yok saydıysa, sorumluluk almadılarsa, kabul edemedilerse bu enerji kolektif vicdan gereği daha sonraki kuşaklar tarafından telafi edilmek üzere üstlenilir. Daha önceki kuşaklardaki yaşanmışlıkların bugüne etkisini görmek, tespit etmek ve bunlarla ilgili ‘bilen alan’da konstelasyon çalışmaları yapmak ne kadar önemliyse, “Kürtajda mutlaka yük alınır ve bir şekilde bedel ödenir.” demenin doğru olmadığını belirtmek de bir o kadar önemlidir. İnsanları ‘korku’ ile koşullandırmış olursunuz.
Sistem nasıl çalışıyor? Olmuş olan her olay kaydediliyor ise bir travma ya da negatif durum yaşadığımızda ne yapmalıyız?
Sistem çok temel olarak şu şekilde çalışıyor. Derin düzeyde işbaşında olan ve hiçbir şekilde hiçbir şeyi dışlamayan sistemik bir bilinçdışı ve bu bilinçdışının yeniden dengeleme girişimlerine farkında olmadan aracılık eden kişilerin bireysel vicdanında hissettikleri. Kişilerin doğuştan bağlı bulundukları aile sistemi dahil, daha bir çok sisteme aidiyetlerinin devamını sağlamak adına bireysel ve kolektif vicdanın her zaman iş başında olduğu bir sistemden bahsediyoruz bir yönüyle de.http://essaywritersonline.net/
Kendi yaşadığımız travmanın nasıl bir travma olduğuna bakmamız gerekir. Hayatta kalmaya yönelik bir tehdit oluşturan kaza, tecavüz gibi varoluşsal bir travma mı, sevilen bir insanın ya da temel hayat statüsünün kaybı ile oluşan kayıp travması mı (ani ayrılık, ebeveyn ölümü, çocuk ölümü), duygusal bağlanmaya ihanet olarak çocuğun anne tarafından reddedilmesiyle oluşan bağlanma travması mı yada manevi ve etik açıdan savunulamaz davranışlar yoluyla gerçekleşen (yeni doğan bebeği öldürme, ensest) bağlanma sistemi travması mı? Travmanın nasıl bir durumla ilintili olduğuyla, insan ve sistem üzerinde oluşturduğu temel duygular ve duygusal çatışmalar arasında doğrudan bir bağlantı vardır.
Yukarıda temel ve özet olarak belirttiğim travmaların birini ya da birden fazlasını yaşamamız durumunda yapılacak bir travma konstelasyon çalışması ile birçok şeyi gün ışığına çıkarabilir ve travmanın oluşturduğu temel duyguların ve duygusal çatışmaların hafiflemesine, varoluşun kolaylaşmasına çok ciddi katkı verebiliriz.
Aile dizilimi yapıldıktan sonra kişinin yaşamında ne gibi değişiklikler meydana gelir?
Bu sorunuzla ilgili şunu söyleyebilirim. Aile konstelasyon çalışmasında en azından şu iki unsur çok önemlidir. Birincisi danışanın, bugüne kadar var olan durumu değiştirme, kolaylaştırma düşüncesiyle konstelasyon çalışması yapma isteği. İkincisi, bu konstelasyon çalışmasında danışana yardımcı olacak olan kişinin konstelasyon çalışmasından ne anladığı, ne kadar açık olduğu, bilgi birikimi, koşullanmaları, tecrübesi ve her şeyden önemlisi bilen alan’da temsilciler ve danışan aracılığıyla ortaya çıkacak olanları nasıl gözlemlediği ve algıladığı son derece önemlidir. Konstelasyon çalışması sırasında unutmamalıyız ki sistemik, fenomonolojik ve yapılandırmacı (constructivist) yaklaşımlar gerekli ve geçerli algılama yollarıdır.
Yukarıda kısaca üzerinde durduğum olguların, kişinin konstelasyon çalışması sonrası yaşamında meydana gelecek değişimlere etkisi büyüktür.
Kimlere yapılmasını tavsiye edersiniz? Ya da ruhsal açıdan sıkıntı çeken herkes yaptırmalı mı?
Ruhsal, zihinsel, fiziksel herhangi bir konuda sıkıntı çeken herkes konstelasyon çalışması talep edebilir. İçine doğduğu ya da kendi kurduğu güncel ailesinde sorun yaşayanlar, şirketlerde sorun yaşayan çalışanlar, yöneticiler, şirket sahipleri konstelasyon çalışması talep edebilir.
Turkiyede aile dizimini psikolog danismanlik saatine cevirmisler oysa kitabi yazan sadece dizimi yapiyor yani cok konusmadan anlatmadan herkesi olmasi yere koyuyor sahsen ben yatirmak istemistim Izmirde ama ilk seansda hayal kirikligina ugradim ve vazgectim.
 
X