anne olmak zor sanattır, bir sanatçı gibi yavaş yavaş işlersiniz eserinizi, geliştirir, duyguyu /sevgiyi / saygıyı / özgüveni/ tatlıyı / acıyı / iyiyi/ kötüyü ve bildiğinizin en güzelini verirsiniz ellerine, önce kendine kazandırır, sonra salıverirsiniz hayata, kaç yaşına gelirse gelsin canınızın bir parçasıdır o.predictordeki o 2 cizgiyi gorme anından itibaren hayatının sonuna kadar* bi kadının yasadıgı en ozel duygu...gercek ve hiçbir karşılık beklemeden sevmenin, ugruna yasamını verebilecek olmanın farkındalıgını yasatan statü... ona her baktığında yüreğinde bir şeylerin kıpır kıpır olduğunu hissetmektir.
hiç bitmeyecek aşktır.
hep bir şeyleri yanlış yapıyor olmak korkusuyla birlikte yaşamaktır.
minicik dudaklardan yanağına konan sıcacık, ıslak bir öpücük için bütün bir ömrü feda etmeye hazır olmaktır.
dünyada herkesten daha değerli, daha güzel, daha sıcak, daha mükemmel birinin varlığından emin olmaktır.
kuzguna yavrusu meselesini bilirken yine de en güzel kuzgunun seninki olduğuna inanmaktır.
minicik yüreğindeki o sorun geçsin diye gece gündüz dua etmektir. ona her baktığında yüreğinin sızlamasıdır anne olmak. o'nun kalbindeki o minik sorun olacağına keşke senin kalbin dursadır
ultrasonda görülen bir siyah yuvarlak karşısında; gözünün kenarından yaş akmasına şaşırmakla başlar.
yıllardır süregelen ve nefret edilen regl ağrısı artık annelik işaretidir; sevilir. gülümseyerek; "gene ağrım var" denilir.
günde bir paketi geçen sigara tüketimi bir anda sıfırlanır; krize girmeden, sinir küpü olunmadan, daha bir hafta önce "hastasıyım sigaranın, atın ölümü arpadan" derken bu kadar kolay bir vazgeçişe inanamayarak.
canından can çıkarmak. sonra kendini unutup, canına canla başla bir ömür boyu canını vermek
senağlamasenağlamasenağlama