- Konu Sahibi disakkarit
- #1
Söze nerden başlayacağımı bilemiyorum. En baştan anlatmalıyım sanırım. Ben bu sene üniversite sınavına ikinci kez hazırlanmaktaydım. Gayet güzel başladım. Canımdan çok sevdiğim bir erkek arkadaşım vardı. (Başka bir şehirde üniversiteye gitti, soğudu benden) Ayrıldım. Hiç unutamadım. Çok kötü günler geçirdim. Her gün ağlıyordum, en ufak bir şeye bile. Bu başlangıçtı. Tam gaz sınava çalıştım tüm sene, tüm dünyadan kendimi soyutladım. Hiç bir şekilde sosyal bir hayatım yoktu. Dershane arkadaşlarımla dershane çıkışı eve gelmek (Bir kaç mağaza ve belki dışarda yemek yemek) dışında hiç bir şey yapmadım. Sabahlara kadar ders çalıştım. İyice kötüye gittiğimi biliyordum, en yakın arkadaşlarımdan bile soyutladım. Sınav bitti. Dershanedeki en yakın arkadaşımla bir şey planlamıştık. Yazın sosyallik olması açısından hafta içi iki gün takı kursuna gidecektik. Ayrıca çıkışlarında ingilizce çalışıp ekstra dil öğrenmeye calısacaktık.
Tüm bunları planlarken beni hiç tanımayan, tanımak için çaba göstermeyen bir annem ve bir babam var. Tüm sene boyunca beni görmezden gelen bir anne baba. Ruhsal bir bozukluk yaşadığımın bile farkında olmayan bir anne baba. Serbest yetiştiren bir anne baba. Daha öncesine kadar geç kalsam bile telefonla aramaya bile tenezzül etmeyen bir anne baba. Hak veriyorum anneme, kanser hastasıydı. Şükür ki geçti. Ama babam... Kaygısızın önde gideni...
(Daha önce bir olay olmuştu babamla: Şifre olayları olmuştu, ygs konusunda. Ben çok ağlamıştım sınavda kopya çektiler diye. Babama göstermiştim o şifre skandallarını, sadece paylaşyordum.... O da bana "sen sahtekarlığa mı başlayacaksın, o zaman git şifreleri öğren, lys e de hiç çalışma demişti." Çok dalga geçmişti, hala sinirlenirim, halaaa... Üstelik onun dediği gibi bir şey bile yoktu. Tamamen beni yanlış anladı. Ben çok üzüldüm o zaman çok sinirlendim. Veeee Ben daha önce hiç o kadar sinirlenmemiştim. Ve çok kötü bir şekilde bağırarak ona ; Gerizekalı dedim. O buna karşılık sadece sustu. Daha önce hiç yapmadığım bir şeydi, sonrasında çok pişman oldum. Haklıyken haksız duruma düştüm.)
Sınav sonrası bir akşam; Ben planlarımı babama söyledim. Birden bağırmaya başladı. Daha önce onu annemle kavga ederken görmüştüm bu şekilde. Ama iyice abarttı. Beni hiç anlamadı, dinlemedi. Konuyu önceki şeye getirdi. "Ben sana beddua ettim" dedi. "Hemde ne lanetler ettim sana" dedi. (Bağırıyor, apartman yıkılcaktı sesten.) "Baba ne olursun sessiz ol apartmandakiler..." daha cümlemi tamamlayamadan "sen kimsin bana emir veriyorsun" diyerek beni dövmeye başladı. Hayatımda hiç böyle dayak yememiştim babamdan. 18 yaşındayım ben. tam tamına 18. Hala yazarken ağlıyorum.
((Bundan bir kaç gün önce sınav yüzünden ertelediğim hastalık yüzünden, hastaneye gitmiştik. Doktor bir sürü ilaç yazdı. Astım başlangıcı falanmış. ))
Ben babamdan yediğim dayaktan sonra zorla odama gittim. Kapıyı bacayı kilitledim zorla attm yatağa kendimi. Nefesim kesile kesile ağladım sabaha kadar. Ne kadar zoruma gitti, ne kadar anlatamam. Sonrasında tek bir özür bile yok. Çok oturdu bu içime.
Artık eskisi gibi değilim. Asla olabileceğimi de düşünmüyordum bir kaç gün öncesine kadar. Bu olay beni çok durgunlaştırdı. Üstelik kurs olayıda yalan oldu. Sınav bitti biteli hiç evden dışarıya çıkmadım. Annem ve babam hiç bir şey yokmuş gibi davranıyorlar. Odama kapanıyorum. O günden beridir hiç onlarla yemek yemedim. Her gün ağlıyorum. Hayatımdan çok fazla kişi çıkardım ayrıca şu süreçte. Ben çok kötüyüm. Her şey kötü gidiyor.
Şuan tek hayalim, tek tutunduğum dal başka bir şehirde üniversite eğitimi. (Tabi babam başka bir şehire izin verirse) Kendimi, duygularımı, ruhumu, huylarımı tamamen değiştirmek istiyorum artık depresyondan çıkmak istiyorum. Artık içten bir gülmek istiyorum. Artık beni anlamadan, dinlemeden yargılayan ailemden uzakta olmak istiyorum. Hiç bir zaman bu kadar kötü olmamıştı. Çocukluğum annemin hastalığına dek geldi. Beni hiç yetiştiremedi. Beni hiç eğitemedi. İnternete bağımlı bir şekilde büyüdüm. Babam zaten ancak selam verir. Nasılsın bile yok. Yıllarca... Küçüklüğümde tek bir gün kavgasız yaşadıklarını bilmiyorum. Babam sürekli aldatırdı, ya da annem çok kıskançtı. Hala bilmiyorum. Annem hep der sen sonradan doğduğun için katlanıyorum şu adama diye. Ama ikiside nefret ettirdi kendinden. Hayattan soyutladığım sınav yüzündendi, geri dönüşümü vardı diye düşündüm. Ama hala başaramadım. En yakın arkadaşlarımla bile adam gibi görüşemiyorum. İnsanlarla konusmaya bile artık çekiniyorum. Beni yanlış anlarlar diye. Hatta buraya yazarken bile endişeliyim birisi bana bişey der diye.
Tüm bunları planlarken beni hiç tanımayan, tanımak için çaba göstermeyen bir annem ve bir babam var. Tüm sene boyunca beni görmezden gelen bir anne baba. Ruhsal bir bozukluk yaşadığımın bile farkında olmayan bir anne baba. Serbest yetiştiren bir anne baba. Daha öncesine kadar geç kalsam bile telefonla aramaya bile tenezzül etmeyen bir anne baba. Hak veriyorum anneme, kanser hastasıydı. Şükür ki geçti. Ama babam... Kaygısızın önde gideni...
(Daha önce bir olay olmuştu babamla: Şifre olayları olmuştu, ygs konusunda. Ben çok ağlamıştım sınavda kopya çektiler diye. Babama göstermiştim o şifre skandallarını, sadece paylaşyordum.... O da bana "sen sahtekarlığa mı başlayacaksın, o zaman git şifreleri öğren, lys e de hiç çalışma demişti." Çok dalga geçmişti, hala sinirlenirim, halaaa... Üstelik onun dediği gibi bir şey bile yoktu. Tamamen beni yanlış anladı. Ben çok üzüldüm o zaman çok sinirlendim. Veeee Ben daha önce hiç o kadar sinirlenmemiştim. Ve çok kötü bir şekilde bağırarak ona ; Gerizekalı dedim. O buna karşılık sadece sustu. Daha önce hiç yapmadığım bir şeydi, sonrasında çok pişman oldum. Haklıyken haksız duruma düştüm.)
Sınav sonrası bir akşam; Ben planlarımı babama söyledim. Birden bağırmaya başladı. Daha önce onu annemle kavga ederken görmüştüm bu şekilde. Ama iyice abarttı. Beni hiç anlamadı, dinlemedi. Konuyu önceki şeye getirdi. "Ben sana beddua ettim" dedi. "Hemde ne lanetler ettim sana" dedi. (Bağırıyor, apartman yıkılcaktı sesten.) "Baba ne olursun sessiz ol apartmandakiler..." daha cümlemi tamamlayamadan "sen kimsin bana emir veriyorsun" diyerek beni dövmeye başladı. Hayatımda hiç böyle dayak yememiştim babamdan. 18 yaşındayım ben. tam tamına 18. Hala yazarken ağlıyorum.
((Bundan bir kaç gün önce sınav yüzünden ertelediğim hastalık yüzünden, hastaneye gitmiştik. Doktor bir sürü ilaç yazdı. Astım başlangıcı falanmış. ))
Ben babamdan yediğim dayaktan sonra zorla odama gittim. Kapıyı bacayı kilitledim zorla attm yatağa kendimi. Nefesim kesile kesile ağladım sabaha kadar. Ne kadar zoruma gitti, ne kadar anlatamam. Sonrasında tek bir özür bile yok. Çok oturdu bu içime.
Artık eskisi gibi değilim. Asla olabileceğimi de düşünmüyordum bir kaç gün öncesine kadar. Bu olay beni çok durgunlaştırdı. Üstelik kurs olayıda yalan oldu. Sınav bitti biteli hiç evden dışarıya çıkmadım. Annem ve babam hiç bir şey yokmuş gibi davranıyorlar. Odama kapanıyorum. O günden beridir hiç onlarla yemek yemedim. Her gün ağlıyorum. Hayatımdan çok fazla kişi çıkardım ayrıca şu süreçte. Ben çok kötüyüm. Her şey kötü gidiyor.
Şuan tek hayalim, tek tutunduğum dal başka bir şehirde üniversite eğitimi. (Tabi babam başka bir şehire izin verirse) Kendimi, duygularımı, ruhumu, huylarımı tamamen değiştirmek istiyorum artık depresyondan çıkmak istiyorum. Artık içten bir gülmek istiyorum. Artık beni anlamadan, dinlemeden yargılayan ailemden uzakta olmak istiyorum. Hiç bir zaman bu kadar kötü olmamıştı. Çocukluğum annemin hastalığına dek geldi. Beni hiç yetiştiremedi. Beni hiç eğitemedi. İnternete bağımlı bir şekilde büyüdüm. Babam zaten ancak selam verir. Nasılsın bile yok. Yıllarca... Küçüklüğümde tek bir gün kavgasız yaşadıklarını bilmiyorum. Babam sürekli aldatırdı, ya da annem çok kıskançtı. Hala bilmiyorum. Annem hep der sen sonradan doğduğun için katlanıyorum şu adama diye. Ama ikiside nefret ettirdi kendinden. Hayattan soyutladığım sınav yüzündendi, geri dönüşümü vardı diye düşündüm. Ama hala başaramadım. En yakın arkadaşlarımla bile adam gibi görüşemiyorum. İnsanlarla konusmaya bile artık çekiniyorum. Beni yanlış anlarlar diye. Hatta buraya yazarken bile endişeliyim birisi bana bişey der diye.