http://www.cnnturk.com/video/turkiy...al&utm_source=twitter.com&utm_campaign=buffer
Angelina Jolie: "İnsanların kaçacak yeri tükeniyor"
Angelina Jolie: "İnsanların kaçacak yeri tükeniyor"
BM iyi niyet elçisi Angeline Jolie, BM Mülteciler Yüksek Komiseri Antanio Guterres ile birlike Midyat'taki mültecilerle yaptığı görüşmenin ardından basın toplantısı düzenledi.
Jolie, herkesin tek bir nedenle burada olduğunu söyledi. Bölgenin küresel krizin üssünde olduğunu belirten Jolie, şöyle dedi:
"Yaklaşık 60 milyon insan evlerinden edildi. Bu dünyadaki her 122 kişiden biri. Dünyamız hiçbir zaman daha zengin ya da daha sağlıklı ya da daha gelişmiş olmamıştı. Fakat, öncesinde hiçbir zaman böylesine fazla sayıda insan malından mülkünden edilmemiş ve temel insan haklarından yoksun bırakılmamıştı. Bu durum neyse öyle adlandırmalıyız. Yalnızca bir 'mülteci krizi' değil, şimdiye kadar kaydettiğimiz en kötü mülteci krizinde kendini gösteren bir küresel güvenlik ve yönetişim krizidir. Çok büyük yerinden edilmelerin yaşandığı bir zaman. Bu çok büyük mülteci akınlarının tek başına en büyük kaynağı Suriye'dir. Dört yıllık bir süre zarfında, 1.8 milyon yerinden edilmiş Suriyeli ve Iraklıya ev sahipliği yapan Türkiye dünyadaki en fazla mültecinin olduğu ülke haline gelmiştir. Dün ziyaret ettiğim Lübnan, daha da büyük yoğunlukta yerinden edilmiş insana ev sahipliği yapıyor: şu anda Lübnan'daki her dört kişiden biri Suriyeli mülteci. İnsanların kaçacak yerleri tükeniyor. Eğer, şiddetten kaçan bir Iraklı ya da Suriyeliyseniz, nereye gidersiniz? Sınırlarındaki her bir ülke, limitlerinin ötesine itiliyor. İşte bu yüzden böylesine çok sayıda insanın denizlerde hayatını kaybettiğini görüyoruz. Bu 'yeni bir eğilim' değil, bu bir ülkeden diğerine kaçıp güvenli bir yer bulamayan insanlar sebebiyle ortaya çıkan bir durum. Bu insanlar, daha iyi bir yaşam arayışında olan ekonomik göçmenler değil; savaş ve zulümden kaçan çaresiz mülteciler."
Yerinden edilmeler artıyor
Angelina Jolie, mülteci kampında mültecilerin yaşadıkları sürenin ortalama 17 yıl olduğunu belirtti. Mültecilerin kamplarda yaşadıklarını ve Lübnan'da gördüklerini anlatan Jolie, ilk mesajıni vermek istediğini dile getirerek, şunları söyledi: "Artık insanların mültecilerin yaşadıkları büyük acıya saygı duyma ve değerlerini görme zamanı çoktan gelmiştir. Onları korumalı ve onlara yatırım yapmalıyız. Onlar bir sorun değil, bu küresel krizin çözümünün bir parçası. Onlar, ülkeleri yeniden inşa etmek ve yeniden istikrarı sağlamak için potensiyel. İkinci olarak, bundan daha çok, uluslararası topluma ve dünyadaki liderlere büyük ölçekli yerinden edilmedeki tanıklık ettiğimiz bu anın ne anlamaya geldiğini kabul etme çağrısında bulunuyorum. Bu yalnızca diğer bir gün değil.
Dünya Mülteciler Günü, uluslararası krizi yönetmedeki yetersizliğimize, barışı sağlama ve kalıcı çözümler bulmadaki yetersizliğimiz, ilişkin bazı korkutu gerçekleri ortaya koymaktadır. Bugün, geçtiğimiz yıl her gün ortalama olduğu gibi, 40 binden fazla insan evlerinden kaçmak zorunda kalacak. Ve bundan sonraki günde. Eğer bu durum devam ederse, bundan sonraki her gün de. Uluslararası toplum olarak, mülteci akınlarının temel nedenlerine kararlılıkla cevap verdiğimiz bir tek ana işaret etmek zor. Yerinden edilmeler artıyor çünkü savaşlar son bulmuyor ve çatışmadan çıkan ülkelere ihtiyaç duydukları destek sağlanmıyor. Krizleri, yalnızca askerler ya da insani yardımı tartışarak ele alıyoruz. Küresel kriz, çatışmayla başa çıkmaya yönelik bu dar bakış açısının yanlış olduğunu bize gösteriyor. UNHCR'nin, diğer BM kuruluşları ve STK'lar ile birlikte, Fransa'nın nüfusu büyüklüğündeki bir nüfusun yaşadığını kaosu yönetmesi beklenemez."
Hepimiz ne yapılmasını biliyoruz ve daha iyisini yapmalıyız
Son 14 yılını BM çalışanları arasında geçirdiğini söyleyen Angelina Jolie, kırılma noktasının geçildiğini ifade ederek, "Bu dünya krizine verilecek cevap, kaç finansal çağrının fonlanabileceği değildir. Ya da doğruyu söylemek gerekirse, bu çağrıların yüzde kaçının fonlanabileceği değildir. İhtiyaçların tümünü karşılamak için yeterli olmasa da, ülkelerin katkıda bulundukları fonlar için elbette minnettarım. Fakat, bu ülkelere, işiniz yerinden edilmeye yönelik müdahaleye fon sağlamak değil, yerinden edilmeyi önlemek diyorum. Yerinden edilmeye son vermek. 60 milyon kişinin yerinden edilmiş olması, bir toplum olarak birlikte çalışmakta, kanunlarımızın hepsini uygulamakta ve ortak kurumlarımızı etkin olarak kullanmakta yetersizliğimizin işareti. Koyduğumuz standartlarda yaşamakta ve sözümüzü tutmakta yetersizliğimizin işareti. İnsanların çektiği acı ve yerinden edilmede, şimdiye dek hiç görülmemiş düzeyde bir patlama söz konusu ve bu insani yardım ile yönetilemez, diplomasi ve hukuk ile yönetilmelidir. Bu, merkezi bir sorun. Hangi insan hakları ihlallerini hoş göreceğimizi hangilerini hoş görmeyeceğimizi seçemeyiz. İnsan hakları doktrinlerinden, sözleşmelere ve mahkemelere, elimizde araçlarımız var. Fakat, yanlış kullanılır ve yanlış yönetilirlerse, tutarsız bir şekilde uygulanır ya da kişilere hizmet ederlerse, bu yerinden edilme eğilimini sürdürürüz ve büyüdükçe büyür. Bu ailelerin hepsinin böyle bir hayatı tolere etmelerini beklemek insanlık dışı. Hepimiz ne yapılması gerektiğini biliyoruz
ve daha iyisini yapmalıyız" dedi.
Türkiye'ye teşekkür
Jolie, çok açık olarak Suriye ile işe başlamaları gerektiğini belirterek, "Bir kez daha Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne çağrıda bulunuyorum: Bakanlarınızı ve Elçilerinizi buraya gönderin. Bu krize kendiniz tanıklık edin. Devam edemeyeceğini görün. Şavaşa son vermek üzere siyasi bir çözüme ulaşmak için güvenilir bir plan yapma zamanı çoktan gelmiştir. Türkiye, Irak, Lübnan ve Ürdün halkına cömertlikleri için teşekkür ediyorum. Buradaki ve dünyadaki tüm ailelere, içinde bulunduğumuz kutsal ay vesilesiyle, Ramazan'ınız kutlu olsun diyorum. Ve yalnızca burada değil dünyanın her yerinde bugün haklı olarak kutladığımız insanlara, mültecilerin kendilerine olan saygılarımı dile getiriyorum" ifadelerini kullandı.
Ezidilerin Irak'a dönmek istemeyip Avrupa'ya gitmek istemeleriyle ilgili bir soru üzerine Angelina Jolie, "Ben daha çok insanların içerisinde bulunduğu durum, eğitim ve gelecekleriyle ilgili konuştuk. Ama Avrupa ve dünyanın daha fazla kişiye kapısını açması gerekiyor" dedi.