• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Ali İsmail davası için Kayseri 'OHAL' oldu!

''TALİMAT OLURSA GEREĞİNİ YAPARIM''

İlk sorguları yapılan sanıklardan polis memuru Şaban Gökpınar, olay akşamı izinli olduğunu, yazılı değil sözlü talimat üzerine olay yerine gittiğini, elinde cop bulunduğunu, Ali İsmail’i hatırlamadığını söyledi.

“Ali İsmail tabir edilen şahıs” ifadesi tepki çeken Gökpınar, Ali İsmail’in dövüldüğü sokakta olmadığını, kamera kayıtlarından da görüleceğini söyledi. Emel Korkmaz itiraz etti: "Tabir edilen şahıs değil, Ali İsmail Korkmaz"

Sanık polislerden Hüseyin Engin ise Ali İsmail’i tanımadığını, kimseye vurmadığını öne sürdü. Sanığın çapraz sorguda müdahil avukatının ''Elinizdeki sopayla göstericilere vuruyor musunuz?'' sorusuna verdiği “Talimat olursa gereğini yaparım” yanıtı tepkilere neden oldu.

BIYIK VE GÖZLÜK SORUSUNA YANIT YOK

Müdahil avukatı teşhis sırasında Engin’e neden bıyığını kesip, gözlük taktığını sordu, yanıt alamadı. Engin, Ali İsmail koşarken ilk vuranlardan biri olduğu iddiasını reddetti.

KOVALAYAN POLİS O MU?

Sanık polis Yalçın Akbulut çapraz sorgu sırasında şöyle konuştu:
Yerde yatan şahıs küfür ediyordu. Talimatım da olmadı, müdahalem de. Ben geri döndüğümde, yerde yatan şahıs yoktu. Benim gördüğüm şahıs 1.75 boylarındaydı, Ali İsmail ile alakası yok. Koyu renk kapişonu vardı peşinden koştuğum şahsın. Ali İsmail 1.60 boyunda, kot pantolonlu, tişörtlüydü. Görüntüleri defalarca izledim. Sadece şahsı uzaklaştırmak için kovaladım. Kovalarken yalnızdım.

MEVLÜT SALDOĞAN: AYAĞIMLA YERDEKİ ŞAHSI HAFİFÇE DÜRTTÜM

Sanık polis Mevlüt Saldoğan, duruşmadaki ifadesiyle Ali İsmail'in abisi Gürkan Korkmaz'ı da çileden çıkarttı.

Saldoğan ifadesinde şunları söyledi:
''TEM’de çalıştım, meslek hayatım boyunca ne olursa olsun Ali İsmail gibi bir gencimizi kaybettiğimiz için çok üzgünüm, buradan baş sağlığı diliyorum, ailesine de sabır diliyorum. Ben 31 Mayıs sabahı mesaiye başladım, akşam mesai bitiminde basın açıklaması olacağı şeklinde bilgi geldi, amirimiz olay yerinden ayrılmamamızı söyledi, harekete geçerek AKP binası önüne geldik. Olay günü sabahına kadar 72 saat bilfiil görev yaptım. Olay gecesine gelince, daha gündüz saatleriydi amirlerimizin emirleri sonucu AKP önünde görev aldık, bize önce söylenen Çevik Kuvvet arkasında bir gözaltı yapılacaksa onu yapmamızdı. Çevik TOMA ile görev yaparken bir müdahale olmadı. Yetkili amirlerimiz güvenlik şube, özel donanımlı yüksek sesle görev yapan araçla eylemin kanuna aykırı olduğu şeklinde defaten, yalvarırcasına ikaz etti. Daha sonra grup dağılmadı. Cadde üzerine kurulan barikatın arkasından taş, sopa,demir, sapanla saldırılar oldu. Barikatı açmak için Çevik ile harekete geçtik. Saldırı olunca geri çekildik. Çevik Kuvvet’in önünden kaçanlar bize saldırdı. Daha sonra sıralı amirlerimizden biri, elinde telsizle o bölgedeki grubu oradan gözaltı yapılmadan uzaklaştırmamız istendi. Sokağa giriş nedenimiz oydu. Benim vurduğum şahıs kesinlikle Ali İsmail değildi. Çünkü şahıs benden uzun boyluydu. Şahıs önümden geçti, müdahalede bulunmadım. Yalçın bey koşuyordu, ileride üç dört şahsın önüne geçitiğini gördüm. Şahıslara 'bırakın dokunmayın' dedim, yere düşmüş vaziyetteydi, hafifçe ayağımla dürterek kalkmasını istedim. Şahıs arkamdan küfür etti. 'Küfretme, ayıp, erkek insana küfür etmek yakışmaz' dedim.''

Bu ifadeye tepki gösteren abi Gürkan Korkmaz yerinden kalkarak, “Erkek misin sen? Elinde kan var, tuttuğun oruç oruç değil, kıldığın namaz namaz değil” diye bağırdı.


Dogru! Birde böyle pislikler dindarligin arkasinda sakliyorlar kendilerini! Icimden öyle bir bagirmak geliyorki, öyle bir öfkeliyimki. Bu mahkeme tiyatrodan baska birsey degil. Suçlular hiçbir zaman cezlarini çekmiyecekler. Onlar sadece katil degil, birde utamadan ali ismail'in üzerine dedikodu yapiyorlar küfür etmis diye! Öylelerine hiç bir küfür yeterli degildir!!!

Ben hiç bir zaman bedduayi sevmem ama yemin ediyorum, insallah öylelerin bu dünyada evlat acisdanda daha beter acilar yasarlar! Artik özur dilerim mune abla fakat kendimi tutamiyorum artik!
 
sabahtan beri haber sayfasını güncellemekten bi hal oldumm
hala sanıklar yok ben vurmadım
yok benim müdahale ettiğim uzun boyluydu, yok ben sadece dürttüm kalksın die
ne kadar vicdansız, ne kadar saçma cümleler bunlar
biz bu kadar üzüldük ailesini düşünmek bile istemiyorum
Allaha havale ettim bunlara sebep olan herkesi..
 





Yeter;Vurmayın! ARTIK ÖLDÜM! #Ali İsmail Korkmaz


$tumblr_n0f2xa8BUp1qh697no1_500.jpg
 
"ayagımla hafifçe dürttüm" ne demek ya? öbürü de kalkar "ali ismail diye tabir edilen şahıs" diye konuşur...
bunlar bu cumleleri kurabilme curetini nereden alıyorlar? nasıl bir pişkinliktir?! neye/kime güveniyorlar?
devlet terörü, polis terörü degil de nedir bu?
kaldı ki bunlar mahkemeye cıkanlar/cıkarılanlar... "emri ben verdim" diyeni yargılayabiliyorlar mı? utanmadan meydanın orta yerine "kahraman polisimin eline saglık" diye pankart hazırlayana yaptırım uygulayabiliyorlar mı?
 
çok yazık oldu o çocuğa ya
ailesine çok üzülüyorum hem çocuklarını kaybettiler hem de bunlarla uğraşıyolar

ben eskişehirdeydim o olaylar sırasında
bi arkadaşımda polis saldırısına uğradı gezi eylemlerinin ilk günlerinde

benim arkadaşım gece sesler duyup aşağıya inmiş apartmanın girişinden bakmış noluyo diye kaçanlar kovalayanlar filan varmış
polisin biri gelmiş arkadaşıma tekme atmış boğazını sıkıp içeri itmiş
kız şok olmuş çok korkmuş
yani apartmanın camından bakan insanlara bile saldıran caniler var
 
Sabah 9 dan beri sürekli takipteyim,katil polisler ve diğer şahıslar dansöz gibi kıvırıyorlar,ilk ifadeleri ve şimdiki ifadeleri çelişik..
Allah o anneye,babaya,abiye sabırlar versin..Dilerim Allah'tan öldüren katiller de aynı acıyı yaşasınlar...
Ama maalesef yargısı taraflı adaleti ölmüş bir ülkeden hiçbirşey bekleyemiyorum ne yazık ki..
 
ne olur artık "pis terürisler, yakıp yıktınız" diyenleren bir tanesi şurda konuşsun, iyi kötü bişey söylesin...neredesiniz???
 
''Aynı dünyada yaşamamalı cellatlar ve çocuklar;
Ya ölmeli cellatlar, ya da hiç doğmamalı çocuklar..''
Şimdi bu hesabı kim verecek bağrına taş basmak zorunda kalan anaya, şimdi ülkenin kazandığı ya da kaybettiği kaç milyon dolar geri getirecek Ali İsmail'i?
 

Polis olmanin gururu yeter gözüyle bakip istedikleri her şeyi yapabileceklerini zanneden bir avuç zavalli bunlar...
Yaptıkları savunma adeta lise kavgasında disipline gidip yırtan arsız ve haşarı çocuk savunması...
Yok orucluymus, yok küfür etmiş, o da sinirlenmiş. Senin tuttuğun orucun ne kadar sevabı olur vicdansız?
Ha zaten adamlar öldürmemiş, ayaklarının kontrolünde değillermiş öyle biraz vurmuşlar, Ali İsmail kendisi abartarak ölmüş zaten.
Pardon ya... Devlet ve polisler katil olamaz zaten, tabi...



 
Son düzenleme:
Dayanılacak acı değil Allah ailesine sabır versin.Okurken ben fenalaşıyorum o anne baba nasıl dayansın.
Sebep olanlarda .........................:47::47::47::47::47:
 
ne olur artık "pis terürisler, yakıp yıktınız" diyenleren bir tanesi şurda konuşsun, iyi kötü bişey söylesin...neredesiniz???

Söylemezler, söyliyemezler. Onlar ancak kiliçdaroglu bir "gaf" yaptiginda çikarlar. Ki bu kendilerine göre bir gaf, daha çok bahane, kendilerini üstün görmek için. Ali Ismail içinde dedigim gibi "orda olmasaydi" "anarsik" "devlete karsi gelirsen böyle olur" gibi düsünceleri var fakat bunlari bu konuda ilan etmekten korkarlar.
 
MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Ali İsmail Korkmaz'a sahip çıkarak "Diyorlar ki, Ali İsmail Korkmaz ateistti, Alevi idi, solcuydu...Biz MHP olarak onlara hitaben diyoruz ki; Ali İsmail Korkmaz insandı..." dedi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Gezi olayları sırasında Eskişehir’de dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz hakkında bir açıklama yaparak “Ali İsmail Korkmaz insandı..." dedi.

Türkeş bugün yaptığı açıklamada, 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz'ın Eskişehir'de "Hunharca katledildiğini" vurgulayarak, dün Kayseri'de gerçekleşen ilk duruşma konusunda şunları dedi:

Ali İsmail Korkmaz (19) “Gezi” eylemleri sırasında Eskişehir’de hunharca katledilmiştir.

Sokak ortasında merhametsizce darp edilen bu yavrunun davası dün (03.02.2014) Kayseri’de görülmeye başlanmıştır.

Savcı mütalaasında tekme darbeleriyle Korkmaz’ın ölümüne sebebiyet veren şahsın tutuklanması talebinde bulunmuştur. Mahkeme heyeti ise söz konusu talebi reddetmiştir.

Netice itibarıyla, 14 saat süren dava, 12.05.2014 tarihine ertelenmiştir.

Elbette burada işleyen bir yargı süreci vardır ve herkesin sabırla sürecin selametle tamamlamasını beklemelidir.

Ancak;

Basına yansıyan ifadelerden, sanıkların arsızlıklarının ve pişkinliklerinin tüyler ürpertici boyutlara ulaştığı anlaşılmaktadır.

Bahsi geçen ifadeler, Türkiye’nin içinde bulunduğu zihniyet buhranını açıkça gözler önüne sermektedir.

“Adalet” ihtiyacı insanlığın tarih boyunca en kutsal arayışı olmuştur.

Bir anne düşünün ki; oğlu sokak ortasında yargısızca infaz ve linç edilmiştir.

Bir anne düşünün ki; ayakta zor duruyor – yaşadığı tarifsiz acıyla yaşlanmış, bitkin düşmüş…

Bir anne düşünün ki; gözyaşlarıyla, haklı bir öfkeyle oğlunun hakkını arıyor, adaleti arıyor ve isyan ediyor.

Hukuk devletinin prensipleri ve prosedürleri bellidir. Bir suç durumu, suç içeren bir fiil veya davranış var ise, o halde gözaltı süreci başlatılır – sorgulama yapılır ve sanık Savcılığa salimen teslim edilir.

Bu kadar.

Hukuk devletinde dayak yoktur, darp ve şiddet yoktur, işkence yoktur – olamaz, olmamalıdır.

Bazı çevreler yüzsüzce bu utancı meşru kılmak adına harekete geçtiler.

Diyorlar ki “Ali İsmail Korkmaz solcu idi”…

Diyorlar ki “Ali İsmail Korkmaz Alevi idi”…

Diyorlar ki “Ali İsmail Korkmaz ateist idi”…

Biz de Milliyetçi Hareket Partisi olarak onlara cevaben diyoruz ki: Ali İsmail Korkmaz insandı ve aynı Ali İsmail Korkmaz, sizin-bizim gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin eşit vatandaşı idi.

Gencimizin hatırasını hayırla yâd ederken; hukukun bir annenin feryadına ve isyanına en doğru şekilde cevap vermesini temenni ediyor, devletimize bu utancı yaşatanların en ağır şekilde cezalandırılmalarını talep ediyoruz.

Vicdanlı Türk kamuoyuna duyurulur.
Radikal
 
Back