• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Ah Muhsin Ünlü..

biliyorum lir sızmıyor şakaklarımdan
ve yüzümde şeyh çıldırtan yarıklar da yok
annem beni hep çok sevdi, kız gördüm mü ağlıyorum
modern bir alışkanlıktır ölmek, seni doğasıya seviyorum
 
lâl, gül, döl

've damarımda akan toprak'

bir sırrı vaktinden önce saklayıvermişim
cümle coğrafya ve dahi dağları sıkıntı basmış.
ben artık sürekli hançerlenirim
iki tiren öpüştü mü kondüktör yanar?

ah sen bana bakma tiyatrolarımı taşra tertibler
benim anlattıklarımla biraz heterodoks kaçabilir sevgilim
yani hükmetsene aksine ki, bir bin yıl sırtımızda paklanmayacak
ve allah'ın isa isminde bir sevgilisi yok!

evet bugünlerde biraz siyaset ehli çocuklar olduk
mesela bundan böyle senin adın petrus olsun sevgilim
ki bir ağaca teşekkür etmek için davranıyorum da bazen
oluk oluk pantolonlar devriliyor kanatlarıma

ve şimdi ben sevgilim
sana beyaz renginde değişik çoraplar temizliyorum ağlayarak.
ve lâl ve gül ve döl, 've damarımda akan toprak'
ve sonra eczama saplanan o tersinden lunapark
o kült, o hırkalar...

ah nasıl da lezzetli asalar birikiyor kirpiklerimde
ve kooperatifler boyu gül koklayan beynelmilel varakalar!

gidişini başka türlü açıklayamıyorum..
 
Resulullahla benim aramdaki fark

Resulullah süper bir insandı, ben o kadar değilim.
Resulullah yolda Ebu
Bekir’i görse ‘Es Selamu Aleyküm Ya Sıddık’ derdi,
ben yolda Ebu Bekir’i
görsem tanımam.
Resulullah asla yalan söylemezdi; ben annem ölürken hiç
ağlamadım.
Ben annem ölürken çok ağladım çünkü annem
gırtlağından
hırıltılar çıkarırken nasıl terliyordu, görmeliydiniz.

Resulullah Azrail’i yolda görse tanırdı;
ben Azrail’i annemin yanında
görseydim ona bir çift lafım olurdu,
derdim ki şimdi yani af edersin ama o
sıktığın annemin gırtlağı.

Resulullah olsa ona bunları söylesem o bana gülümserdi;
o bana gülümserdi
ben ona derdim ki, anam babam yoluna feda olsun ey Allah’ın Resulü;
fakat şu
koca melek, annemin gırtlağını sıkıyor, bir şeyler yapamaz mıyız?

Resulullah orada olsaydı annemin elini tutardı derdi ki ‘Kızım ha
gayret!’;
ben orada olsaydım annemin elini tutardım ve derdim ki ‘Anneciğim
ölmesen…’

Ben oradaydım annemin elini tuttum ve dedim ki ‘Anneciğim seni
ben…’;
Annem döndü bana bir baktı o bakışı görmeliydiniz.

Resulullah o bakışı görseydi merhametten ağlardı;
ben o bakışı gördüm
haşyetten bayılacaktım ama annem elimden tuttu.

Ne tuhaf, anneler ölürken bile çocuklarının

Anneler ölürken bile çocuklarının ellerini bırakmıyor ne tuhaf…

Resulullah çok şanslı bir insan
annesi öldüğünde o küçücüktü;
benim
annem öldüğünde ben küçücük değildim,
zaten şanslı birisi de değilimdir,
filmlerim iş yapmaz.

Annem daha yeni öldü fazla uzaklaşmış olamaz!

Olamaz dedim annem son nefesini alıp da vermeyince
Verse de ben alsam onu,
içim ferahlasa, siz de görseniz
Resulullah tutsa annemin elinden birlikte
geçseler çölü
Nasıl olsa Resulullah da ölü annem de ölü.
ah muhsin ünlü
 
rabbim şimdi bir polisi tutuklar gibi
değişik bir hayvan tıkanıyor göğüslerimde
menşei cam çocukların haysiyetiyle
pasiflora anlamında tiren koşayım
koşayım filmlerin adı bu olsun
şehre laciverd bir ceket gibi yakışsın yağmur
rabbim gör rabbim duy rabbim bağışla
rabbim kızın annesi bankada memur

sol yanlarım cumartesi küle çalışsın
mason teşkilatlara çapsın bisiklet
titreyeyim muştalara sapayım kopkor
rabbim kız okula geliyor, yaşasın cumhuriyet!
 
Son düzenleme:
tumblr_mfi8nuDKBi1rn8k27o1_500.jpg
 
Sonra sen kendi yolunu çizdin.
Benim ilkokulda resmim zayıftı, pek bişey çizemedim.
Bir işe girdim.
Beşiktaş’ta bir eve taşındım ve sigarayı bıraktım.
Bulaşık makinem var, alttan iki dersim var, bir kitap projem var ve sen yoksun..
 
[h=4]geceye koyuldum.
yıldızları dürüp kaldırmışsın
çözdüm indirdim.
aya gayri ihtiyari baktım, yıkanmış ağlıyordun
mintanımı değiştirdim. gürze gül çaldım
şems derlerdi inanmazdım
sen kın dedin, inandım.
ii.
yol sürüyor.
geceyi felç eden sessizliği yaka cebimden söküyor
ve ayaklarıma ilave ediyorum.
sanki akdeniz benim oğlum değil.
künye kayıp.
fünye çekili.
gönyeyi kaptırdığım çingeneyse
çoktan buhara'yı yakmış olmalı.
ki bu, lüzumundan fazla para harcıyor demektir.
iii.
işi bıraktım.
artık aynaya da bakmıyorum
çünkü
ilân etmek;
seccadeyi aynı anda kendi gırtlağına da uygulamaktır.
iv.
seni seviyorum
[/h][h=6][/h][h=5][/h]
 
 
ben sana düzenli olarak telefon ediyorum.
adlı bir cengaver olarak telefon ediyorum.
hakiki cinayetler işleniyor görüyorum.
isa görüyor, şeyhim görüyor, ben görüyorum.
ben sana düzenli olarak telefon ediyorum.

yüzyıl şilisinden bir dazz javulcusu inliyor tam arlarımda
hiç durmadan kentlimağlup kıyasıya mağrur ve mor
bir çocuğum şimdi pişman olmak için
birbiriylebağlantılıyüzbinlerceyılım vor.

seni sevmem
bu savaşı
kesintiye uğratmaz
ama ordan bakma!
bu, werther'in
leş kanını
gül kılar.

birleşmemiz radikal olacak ben kan vereceğim
otobüsler olacak, tirenler, bütün öldürülmüş cumhuriyet şehirleri
saçlarım uzun olacak, bıyıklar, gözlükler, gideceğim
çığlıklarla düzülmüştür aşk şiirleri.
gideceğim ensk ökümde devlet denen şirk,
beb gözüğümde kent gördükçe kırılan gıçlar,
ve bir dizeyi haklar gibi terli ellerim
bu çağın açısını dik tutacaklar.

bana bir öpücük verin yoksa galip döneceğim
ufka bir kesin ordum akıverecek
elimde çözülecek makina ve cinayet
marşlar yazıp halkımla söyleyeceğim yoksa.

inanmışım kaybetmek esrarıdır olmanın
çıldırmış bir vaşak gibi kaybediyorum.
ipimden kurtulmuşum kaybediyorum.
birleşmiyor ellerimiz haykırıyor trapez
tanklar tank olup geçiyor üstümüzden
helvetius haklı, devlet şaşkın, piyanist kara
memleket sana rağmen ket vururken yarama
şu çıplak çocuk şu tüyük bürk şairi ben
-ve emir "kun" diyor; doğuruluyorum-
"bu ülke"den daha bıçkın tamlama bilmiyorum.
bana bir öpücük verin yoksa şair öleceğim
ikdildar tohmekecek sözüme yoksa
ve bir dizenin tan yerini ağartamsıysa
ellerini tutarım ki kudurtucudur.
bunun için gözlerinin meryem hali sevgilim
gözlerinin meryem hali gerçek yurdumdur
ki zuhrettiğinde ilk formuyla isa yeniden
ağlıyorum, ağlıyorum, ağlıyorumdur.

ben bu çağdan bir kere de şerefimle geçeceğim
lazım gelen gülleri göğsüme gömmüşüm
birleşmemiz radikal olacak ben kan vereceğim
bunu daha çok küçükken bir filmde görmüştüm!

ah laikse aşkımız biter elbet bir kışbaharyaz günü
gözlerin uçurumlar kaydeder avuçlarıma
bir çınar gövdesini bir hamle daha yayar
üç içbükey komodin silah çeker vurulur
sen gidersin, denklem düşer, ben aşk olduğumu ağlarım
bir kelebek konduğu yerde bir mayın olduğunu anlar.

ben dünyaya karşı durmak ile meşhurum
olma. yokluğun bulunmama larcivert lavlar akıtır.
nasıl çekip gitmiş bir şaman
çekip gitmiş, bir şaman değilse en çok
benim gibi sonsuz bir at
hiç koşmuyorken de attır.

biliyorum lir sızmıyor şakaklarımdan
ve yüzümde şeyh çıldırtan yarıklar da yok
annem beni hep çok sevdi, kız gördüm mü ağlıyorum
modern bir alışkanlıktır ölmek, seni doğasıya seviyorum
ben sana düzenli olarak telefon ediyorum.

mıknatıssız bir pusula olarak
.
Burdaki siirin ana temasi nedir sizce? Ve benim gibi sonsuz bir at hic kosmuyorken de attir sozuyle sair ne demek istemistir arkadaslar fikriniz var mi?
 
Rüya Hakkındadan Fazla

Annemi üzdüm
Böylece hep bana tirenler çarpsın
Çirkin olduğum için aynaya bakmazsam;
Güzelim.

Aklıma yeni fikirler boca olunca
Bazen çok terliyorum, bazen ise kan!
Yahya Kemal Madrid’teyken… -yeni öğrendim-
Maalesef seni çok özlüyorum ben!

Ah ki ayna gammazdır Mevlana Mesnevi
Teli kes! Teli kes! İngilizler burdadır.
Evraklarım tamamlanmış toprak muhteris
Devam ettiğin kiliseyle ilga olayım…



Ah Muhsin Ünlü
 
“Çay pek müstesna bir üsaredir”.
Mefisto bunu ‘kan’ için söyler mesela… Bunun gibi bir şey Toparlıyorum: Bir insan, günün herhangi bir saatinde ve herhangi bir yerde sabah uyanır uyanmaz ya da gece yatmadan hemen önce mesela koşullar ne olursa olsun iki şey yapabilir: Bir, çay içebilir; iki dua edebilir. Bu iyi bir şey…
Ah Muhsin Ünlü.
 
Back