Ağlayarak dediğini yaptırmak isteyen çocuk

isabel

Kuzey Ege
Yönetici
Super Moderator
Anneler Kulübü
6 Mart 2012
17.731
27.703
49
8.jpg


Çocukların davranış eğitimleri konusunda ebeveynlerin akıllarından çıkarmamaları gereken en temel kural: Çocuk etraftan olumsuz tepkiler almasına rağmen -ki bu, dayak yemek dahi olsa- bir davranışı ısrarla devam ettiriyorsa, mutlaka ya bu davranışıyla ailesine bir mesaj vermeye çalışıyordur, ya da bu davranışından sağladığı bir kazanç vardır.
Ailenin her yolu denemesine rağmen, bir türlü ağlayarak dediğini yaptırma huyundan vazgeçmeyen bir çocuk için daha çok ikinci durum söz konusudur: Çocuk bir kazanç sağlıyordur. Bu kazanç da, muhtemelen, önünde sonunda ebeveynine dediğini yaptırtması ve amacına ulaşmasıdır. Çocuğu, ağlayarak dediğini yaptırma alışkanlığından vazgeçirmek için ebeveynlerin izlemesi gereken bazı adımlar vardır:

1. Ağlama aşamasına gelmeden önceki sürece dikkat edilmelidir:
Çocuk ebeveyninden bir istekte bulunduğu zaman, ebeveyn önce, çocuğun isteğinin makul olup olmadığına karar vermelidir. Çocuğun isteği makul ise onu yerine getirmelidir. Çocuk bu durumda zaten ağlamayacaktır. Çocuğun isteği makul değil ise ve isteği olmadığı takdirde çocuğun ağlayacağı belli ise, ebeveyn daha başında iken bu duruma engel olmaya çalışmalıdır. Bunun için, çocuğun isteğini makul hale getirmesi gerekir.
Çocuğun isteğini makulleştirmek için ebeveyn, öncelikle ona isteğini neden yerine getiremeyeceğini, isteğinin gerçekleşmesi için ne tür koşulların gerekli olduğunu açıklamalıdır. Hemen sonrasında ise, ona bir alternatif sunmalıdır.

Çok sık karşılaşılan bir örnek üzerinden devam edelim: Annesi ile birlikte dışarıdan eve dönerken, yol üstündeki oyuncakçının vitrininde gördüğü kırmızı arabayı almak isteyen çocuğu ele alalım. İsteğini annesine söylemiş olsun. Annesi ise bugün çocuk için yeterince alışveriş yaptığından bu isteği makul görmemiş olsun. Bunu çocuğuna, bugün için daha fazla harcayacak yeterince paraları kalmadığından o arabayı alamayacakları şeklinde izah etsin. Ardından da, eğer isterse onun yerine paralarının yettiği onu eğlendirecek bir oyuncak (topaç, plastik top…) almayı alternatif olarak sunsun. (Alternatif illaki maddi bir şey olmak zorunda değildir. Mesela evde birlikte artık materyallerden kocaman bir araba yapmak da bir alternatif olabilir). Alternatife rağmen çocuk ikna olmamış ve ağlamaya başlamışsa artık annenin yapması gereken tek şey, sakinliğini koruyarak, çocuğun ağlamasına aldırmadan, elinden tutup onu eve götürmek olmalıdır.

2. Çocuğun ağlamasına taviz verilmemelidir:
Ağlama aşamasına gelindiği takdirde, ebeveynlerin dikkat etmesi gereken en önemli nokta, çocuğun ağlamasına taviz vermemek olmalıdır. Onu duymamazlıktan gelmelidirler. Ağlıyor diye çocuğun dediğini yapmamalıdırlar. Sabırlı, istikrarlı ve sakin olmalıdırlar.
En sık karşılaşılan durum ebeveynin sabretmesi ancak sonunda etrafın kınayan bakışlarına, çocuğun kendisini rezil etmesine ve çıkardığı sese dayanamayıp pes etmesidir. Başında hiç sabretmeden çocuğun dediğini yapsa bundan daha iyidir. Çünkü sabır edip edip sonra pes edince bu durum çocuğu ümitlendirecektir. Bundan dolayı çocuk bir dahaki sefere, annem nasıl olsa yine pes eder, diye daha yüksek sesle ve daha uzun süre ağlayacaktır.

Ebeveyn çok can sıkıcı bir durum olmasına rağmen 1-2 kez toplum içinde rezil olmayı, kınayan bakışlarla karşılaşmayı göze almalıdır. Çünkü onun yaptığı yanlış bir durum yoktur. Zaten çocukların normalde uslu olup bir misafirlikte ya da eve misafir gelince çok şımarmaları da bu yüzdendir. Bilir ki, annesi onların yanında nasıl olsa onun her istediğini yapacaktır. Bu nedenle çocuğun ağlamayı koz olarak kullanmasına izin verilmemelidir. Çocuk annesinin bu konuda net ve istikrarlı tavrını görünce bu davranışı yavaş yavaş azalmaya başlayacaktır.

Burada dikkat edilmesi gereken nokta, çocuğun ağlarken tıkanma, kasılma, katılma nöbeti gibi durumlara maruz kalmamasıdır. Eğer bu durumlarla karşılaşılma riski varsa çocuğu ağlatmak doğru değildir. Ne yapılması gerektiği konusunda doktora danışılmalıdır.

3. Ağlayan çocuk ile ilişkiye bir müddet ara verilmelidir:
Eğer ki çocuk bir kere ağlamaya başladıysa, onu susturmaya çalışmak yersiz bir girişim olacaktır. Ebeveynler de genelde bundan yakınırlar. Sürekli her yolu denemelerine rağmen çocuğu susturamadıklarını dile getirirler. Oysa buradaki temel hata, her yolu denemektir. İster tatlı dille, açıklamalarla, alternatiflerle ikna etmeye çalışma; ister ceza ile, tehdit ile, kızmayla ikna etmeye çalışma olsun, durum değişmez. Bunların hiçbiri çocuk üzerinde etkili olmayacaktır. Çünkü o sırada çocuk öfkelidir. Öfkeli çocuk ise kendisini diğer uyaranlara kapatır. O, ağlayarak bir nevi hem ebeveyninden intikam almakta, hem de ebeveynini yıldırmaya çalışmaktadır.

Çocuk öfkesinden dolayı ağladığı zaman onunla sakinleşene kadar iletişime ara vermek gerekir. O an ebeveynin yapması gereken çocuğun ağlamasına vurgu yapmamak, o esnada ona söylenmemek, ahlak dersi vermemektir. Sadece sakinliğini koruyarak onun ağlamasını duymamazlıktan gelmelidir. Sessiz kalmalı, tepkide bulunmamalı, kendi işine devam etmelidir. Bu ilk etapta çocuğu daha da sinirlendirecektir ve onun daha fazla hırçınlaşmasına neden olacaktır. Ancak ebeveyn bu tuzağa düşmez; sakinliğini korur ve kararını uygularsa daha sonraki seferlerde çocuğun ağlama süresi kısalacak, yavaş yavaş ağlama davranışı sönecektir.

4. Çocuk sakinleşince durum konuşulmalıdır:
Çocuk ağlaması bitip sakinleşince, ebeveyni önce ona şefkat göstermeli, daha sonra da yaptığı davranışı konuşmalıdır. Bunu yaparken çocuğun şahsına yönelik eleştirilerde bulunmamalı, çocuğun davranışını eleştirmelidir. Ben dili’ni kullanmalı, yaptığı davranışın kendi duyguları üzerindeki etkilerinden bahsetmelidir. (Sen isteğin olmadığında ağladığın zaman ben çok üzülüyorum. Bu davranışın beni hayal kırıklığına uğratıyor…gibi)
Çocuk sakinleşip, konuşma yapıldıktan sonra ebeveyn bir daha aynı davranışta bulunursa,ne ile karşılaşacağı konusunda çocuğu uyarmalıdır. (Sokak ortasında ağlaman beni rahatsız ediyor, bir dahaki sefere yine aynı şeyi yaparsan, bir müddet, dışarı çıkarken seni götürmemek zorunda kalacağım). Çocuk hala aynı davranışa devam ediyorsa, ebeveyn uyardığı konuda dediğini yapmalıdır.

“Bitirirken,”
Yukarıda bahsettiğimiz adımları uygulamak başlangıçta çok kolay olmayabilir. Çabuk da olmayacak, biraz zaman alacaktır. Ancak, ebeveyn istikrarlı bir şekilde uygulamaya devam ederse bir müddet sonra olumlu sonuç alacaktır. Bu husuta iki nokta çok önemlidir. Birincisi; bu süreçte verilecek en küçük bir tavizin bile çocuğun tekrar en başa dönmesine neden olacağı unutulmamalıdır. İkincisi; ağlıyor diye dediğinin yapılmaması ile çocuk zaten davranışının bedelini ödemiştir, bir de ona ekstradan ceza verilmemeli ya da yaptırım uygulanmamalıdır. Ağlama bitip sakinleştikten sonra anne çocuğu ile normal ilişkisine devam etmelidir.


 
X