tüm kadınların sorunu tacizler tacavüzler kadına şiddet erkeğin kadını saygı duymaması .....
erkekleri hapse tıkarak mı çözeceğiz kendimizi toplumdan soyutlayarak mı? ikisine de hayır yalnızca adam gibi kendisine kadına ve yaratılmış tüm varlıklara saygı duymayı öğreterek. bunun için onu önce erkek olarak değil insan olarak yetiştirerek bunun için cinsel eğitimini küçük yaşta kendimiz vererek. kadınları bir meta, kendisini de bu meta hizmetlerine sunulmuş üstün varlıklar olarak görmelerini engelleyerek...
kızlara da kendisinden, cinselliğinden utanmadan kendi değerini bilerek, kendisini önemseyerek yaşamayı öğreterek
aşağıdaki yazıda çocukların cinsel eğitimi ile ilgili bir yazı var çok uzun biraz alıntılayıp link vereceğim lütfen okuyup yardım alarak çocuğunuza uygun cinsel eğitimi kendiniz verin...
"Pencere
M. İrem Afşin
“Seni leylekler getirmedi çocuğum…!” 15 Kasım 2013 Cuma
Nazım Özgün 11 yaşını bitirip 12 oldu. Ve hemen değil, çabuk çabuk “Acaba ne yapacağım?” dediğim konuyla burun buruna geldik, hatta çarptık diyeyim: Cinsellik!
Kabul edelim ki, biz tabularla kuşatılarak büyütülmüş bir kuşağız. Cinsellikle ilgili bilgilerimiz ağırlıklı arkadaşlarımızdan, biraz şanslıysak okul derslerindeki bilgilerden, şanssızsak aniden karşılaştığımız bir film sahnesinden ibaret. Çok iyi biliyorum ki, bizim kuşağımızdan çok az çocuk annesinden babasından sağlıklı ve net bilgiler alarak cinsel eğitimini tamamladı. Bu eksiklik, bizi bazen dehşete düşürdü, bazen üzdü, çokça da korkuttu. Biz çocukken her şey “Çok ayıp, büyüyünce anlarsın” açıklamasından ibaretti. Ve bunun nasıl büyük bir hata olduğunu ancak büyüdükçe anladık. Cinsellik bu ülkede hâlâ ciddi bir tabu.
İstedim ki, oğlum benden daha şanslı olsun ve zamanı gelince, ne öğrenmek istiyorsa sorsun, ben de anlatayım. Ancak neyi nasıl anlatmam gerektiğini aslında bilmiyormuşum!
Bu yazı hem nasıl komik bir şekilde çuvalladığımı, hem de süreç içinde nasıl öğrendiğimi anlatsın istedim, buyurun itiraf zamanı! (Gülmek tabii ki serbest, ama çok dalga geçmeyin rica ederim!)
***
Nazım Özgün’ün 3-8 yaş dönemi daha ağırlıklı olarak otizmden kaynaklanan gelişim sorunları ile geçip gittiği için, cinsellik konusu bizde pek de gündeme gelmedi. Aralarda sorduğu “Kızlar neden benden farklı? Pipim ne işe yarıyor? Senin de pipin var mı?" gibi sorulara, o andaki anlama kapasitesine göre cevaplar vermeyi ve kafasındaki soru işaretlerini gidermeyi başarmıştım. Ya da öyle sanmışım!
Bu yaşa kadar öğrendikleri kısaca şöyle:
*Kız ve erkeklerin vücudu birbirinden farklıdır. (Ben doğru ve gerçek adlarını kullanmasından yana olduğum için cinsel organ isimlerini biliyor; erkeklerin penisi, kızların vajinası olur. Fakat Böcük sanırım çevreden duyduklarının da etkisiyle kendi seçimini yaparak, ısrarla pipi demeye devam etti, ama kadın cinsel organı konusunda “kuku”ya kadar düşmedik şükür, “Kızların da vajinası varmış”ta kaldık.)
*Kadın ve erkek bebeği beraber “yapar”. (“Nasıl yaparlar?”sorusunu hiç sormamıştı, ben de durduk yerde anlatmadım. Şimdi biliyorum ki, sormadan anlatmamak doğruymuş.)
*Bebekler, annenin karnında büyür. Bebek doğunca annenin memelerinde süt oluşur, bebek memeden beslenir. (Çok net anlattığım için Nazım Özgün onu emzirdiğim kendi fotoğraflarına bakarken hep çok mutlu oluyor!)
*Herkesin bedeni kendine aittir. Biz izin vermeden kimse bize dokunmamalı. Cinsel organlarımız da kolumuz, bacağımız gibi bizim organlarımız, sadece farklı görevleri var. Konuşmak veya organlarla ilgili soru sormak ayıp değil! (Cinsel istismar kâbusundan dolayı çok dikkat ettiğim ve doğru anlatmayı becerdiğim bir konu!)
Adamcığım büyüdü ve gerçek cinsel eğitim sürecimiz, iki hafta önce okulda Fen dersinde “insan ve üreme” konusu ortaya çıkınca başladı. Ders kitabındaki son derece teknik ve ara geçişleri (!) hiç anlatmayan, detaydan uzak bilgiler Nazım Özgün’ü hiç tatmin etmediği gibi, kafasındaki soruları daha da arttırdı. Terimlere takıldı, çizimlere baktı, okudu ve haliyle anlamadı!
Üstelik kendi farklılığı nedeniyle her şeyi görsel olarak öğrenen, detaylara çok fazla takılan ve kimsenin aklına gelmeyecek soruları bulup sorma konusunda ciddi bir uzman (!) olan Böcük beni epey zorladı, sonuçta Anniş fena çuvalladı!
İşte Fen çalışırken (!) aramızda geçen konuşmalardan bir demet:
Böcük: Ben bu okuduklarımızdan pek bir şey anlamadım. Sana çoook soru sormam lazım Anniş!
Anniş: Sor bakalım…(Eveeet, başlıyoruz!)
Soru 1) Kadında yumurta varmış, erkekte sperm. Şimdi göster bakayım, senin yumurtaların nerede duruyor?
Soru 2) Bu sperm denen şeyler tıpkı solucana benziyor, ne yani ben de erkeğim, benim de içimde solucanlar mı var, varsa peki nerede?? Yaaaaa ben istemem içimde solucan filan, neremde duruyorsa çıkaralım onları!!!
Soru 3) O spermler nereden çıkıyor ve yumurtaya nasıl giriyor peki? ( BİNGO! )
Soru 4) Yumurta spermle döllenince bu zigot denen yaratığa dönüyor ya, o yaratık annenin karnına nasıl giriyor? (Yaratık mı??)
Soru 5) Annenin karnından bebek nasıl çıkıyor? Yoksaaaaa karnını mı kesiyorlarrrrr? Ayyy iğrenç!!! ( En korktuğum soru!)
Bu noktada bilmeniz gereken bir detay: Görsel hafızasına takıntılı Böcüğün ilkokulda “Vücudumuz” konusunu öğrenirken, “hastaneye gidelim, beni bir makineye soksunlar, bakalım bütün organlarım, midem, ciğerlerim, böbreklerim doğru yerde duruyor mu?” diye tutturmuşluğu vardır, ille de her şeyi görmek ister, yani idmanlıyım ben!
Ben ki kendimi okumuş etmiş araştırmış, nispeten yeterli bir anne zannederdim, ancak cinsellik konusunu oğluma anlatmaya çalışırken fark ettim, neyi nasıl anlatmam gerektiğini pek de bilmediğimi…
Bu konuşma devam ederken öncesinde ilgili kitapları okumadığım veya bir uzmana danışmadığım için de kendime epey kızdığımı, konuyu son derece teknik anlatan ders kitabına da, “Burada yazanları okuduk bitti, siz bunları çalışın” diyerek geçiştiren Fen öğretmenine de epey söylendiğimi belirteyim!"
yazının tamamı..siz aile kültür ve gelenek yapınızın izin verdiği ölçüde, detaya girmeden anlatabilirsiniz
http://www.hthayat.com/yazarlar/m-irem-afsin/1017751-seni-leylekler-getirmedi-cocugum-
erkekleri hapse tıkarak mı çözeceğiz kendimizi toplumdan soyutlayarak mı? ikisine de hayır yalnızca adam gibi kendisine kadına ve yaratılmış tüm varlıklara saygı duymayı öğreterek. bunun için onu önce erkek olarak değil insan olarak yetiştirerek bunun için cinsel eğitimini küçük yaşta kendimiz vererek. kadınları bir meta, kendisini de bu meta hizmetlerine sunulmuş üstün varlıklar olarak görmelerini engelleyerek...
kızlara da kendisinden, cinselliğinden utanmadan kendi değerini bilerek, kendisini önemseyerek yaşamayı öğreterek
aşağıdaki yazıda çocukların cinsel eğitimi ile ilgili bir yazı var çok uzun biraz alıntılayıp link vereceğim lütfen okuyup yardım alarak çocuğunuza uygun cinsel eğitimi kendiniz verin...
"Pencere
M. İrem Afşin
“Seni leylekler getirmedi çocuğum…!” 15 Kasım 2013 Cuma
Nazım Özgün 11 yaşını bitirip 12 oldu. Ve hemen değil, çabuk çabuk “Acaba ne yapacağım?” dediğim konuyla burun buruna geldik, hatta çarptık diyeyim: Cinsellik!
Kabul edelim ki, biz tabularla kuşatılarak büyütülmüş bir kuşağız. Cinsellikle ilgili bilgilerimiz ağırlıklı arkadaşlarımızdan, biraz şanslıysak okul derslerindeki bilgilerden, şanssızsak aniden karşılaştığımız bir film sahnesinden ibaret. Çok iyi biliyorum ki, bizim kuşağımızdan çok az çocuk annesinden babasından sağlıklı ve net bilgiler alarak cinsel eğitimini tamamladı. Bu eksiklik, bizi bazen dehşete düşürdü, bazen üzdü, çokça da korkuttu. Biz çocukken her şey “Çok ayıp, büyüyünce anlarsın” açıklamasından ibaretti. Ve bunun nasıl büyük bir hata olduğunu ancak büyüdükçe anladık. Cinsellik bu ülkede hâlâ ciddi bir tabu.
İstedim ki, oğlum benden daha şanslı olsun ve zamanı gelince, ne öğrenmek istiyorsa sorsun, ben de anlatayım. Ancak neyi nasıl anlatmam gerektiğini aslında bilmiyormuşum!
Bu yazı hem nasıl komik bir şekilde çuvalladığımı, hem de süreç içinde nasıl öğrendiğimi anlatsın istedim, buyurun itiraf zamanı! (Gülmek tabii ki serbest, ama çok dalga geçmeyin rica ederim!)
***
Nazım Özgün’ün 3-8 yaş dönemi daha ağırlıklı olarak otizmden kaynaklanan gelişim sorunları ile geçip gittiği için, cinsellik konusu bizde pek de gündeme gelmedi. Aralarda sorduğu “Kızlar neden benden farklı? Pipim ne işe yarıyor? Senin de pipin var mı?" gibi sorulara, o andaki anlama kapasitesine göre cevaplar vermeyi ve kafasındaki soru işaretlerini gidermeyi başarmıştım. Ya da öyle sanmışım!
Bu yaşa kadar öğrendikleri kısaca şöyle:
*Kız ve erkeklerin vücudu birbirinden farklıdır. (Ben doğru ve gerçek adlarını kullanmasından yana olduğum için cinsel organ isimlerini biliyor; erkeklerin penisi, kızların vajinası olur. Fakat Böcük sanırım çevreden duyduklarının da etkisiyle kendi seçimini yaparak, ısrarla pipi demeye devam etti, ama kadın cinsel organı konusunda “kuku”ya kadar düşmedik şükür, “Kızların da vajinası varmış”ta kaldık.)
*Kadın ve erkek bebeği beraber “yapar”. (“Nasıl yaparlar?”sorusunu hiç sormamıştı, ben de durduk yerde anlatmadım. Şimdi biliyorum ki, sormadan anlatmamak doğruymuş.)
*Bebekler, annenin karnında büyür. Bebek doğunca annenin memelerinde süt oluşur, bebek memeden beslenir. (Çok net anlattığım için Nazım Özgün onu emzirdiğim kendi fotoğraflarına bakarken hep çok mutlu oluyor!)
*Herkesin bedeni kendine aittir. Biz izin vermeden kimse bize dokunmamalı. Cinsel organlarımız da kolumuz, bacağımız gibi bizim organlarımız, sadece farklı görevleri var. Konuşmak veya organlarla ilgili soru sormak ayıp değil! (Cinsel istismar kâbusundan dolayı çok dikkat ettiğim ve doğru anlatmayı becerdiğim bir konu!)
Adamcığım büyüdü ve gerçek cinsel eğitim sürecimiz, iki hafta önce okulda Fen dersinde “insan ve üreme” konusu ortaya çıkınca başladı. Ders kitabındaki son derece teknik ve ara geçişleri (!) hiç anlatmayan, detaydan uzak bilgiler Nazım Özgün’ü hiç tatmin etmediği gibi, kafasındaki soruları daha da arttırdı. Terimlere takıldı, çizimlere baktı, okudu ve haliyle anlamadı!
Üstelik kendi farklılığı nedeniyle her şeyi görsel olarak öğrenen, detaylara çok fazla takılan ve kimsenin aklına gelmeyecek soruları bulup sorma konusunda ciddi bir uzman (!) olan Böcük beni epey zorladı, sonuçta Anniş fena çuvalladı!
İşte Fen çalışırken (!) aramızda geçen konuşmalardan bir demet:
Böcük: Ben bu okuduklarımızdan pek bir şey anlamadım. Sana çoook soru sormam lazım Anniş!
Anniş: Sor bakalım…(Eveeet, başlıyoruz!)
Soru 1) Kadında yumurta varmış, erkekte sperm. Şimdi göster bakayım, senin yumurtaların nerede duruyor?
Soru 2) Bu sperm denen şeyler tıpkı solucana benziyor, ne yani ben de erkeğim, benim de içimde solucanlar mı var, varsa peki nerede?? Yaaaaa ben istemem içimde solucan filan, neremde duruyorsa çıkaralım onları!!!
Soru 3) O spermler nereden çıkıyor ve yumurtaya nasıl giriyor peki? ( BİNGO! )
Soru 4) Yumurta spermle döllenince bu zigot denen yaratığa dönüyor ya, o yaratık annenin karnına nasıl giriyor? (Yaratık mı??)
Soru 5) Annenin karnından bebek nasıl çıkıyor? Yoksaaaaa karnını mı kesiyorlarrrrr? Ayyy iğrenç!!! ( En korktuğum soru!)
Bu noktada bilmeniz gereken bir detay: Görsel hafızasına takıntılı Böcüğün ilkokulda “Vücudumuz” konusunu öğrenirken, “hastaneye gidelim, beni bir makineye soksunlar, bakalım bütün organlarım, midem, ciğerlerim, böbreklerim doğru yerde duruyor mu?” diye tutturmuşluğu vardır, ille de her şeyi görmek ister, yani idmanlıyım ben!
Ben ki kendimi okumuş etmiş araştırmış, nispeten yeterli bir anne zannederdim, ancak cinsellik konusunu oğluma anlatmaya çalışırken fark ettim, neyi nasıl anlatmam gerektiğini pek de bilmediğimi…
Bu konuşma devam ederken öncesinde ilgili kitapları okumadığım veya bir uzmana danışmadığım için de kendime epey kızdığımı, konuyu son derece teknik anlatan ders kitabına da, “Burada yazanları okuduk bitti, siz bunları çalışın” diyerek geçiştiren Fen öğretmenine de epey söylendiğimi belirteyim!"
yazının tamamı..siz aile kültür ve gelenek yapınızın izin verdiği ölçüde, detaya girmeden anlatabilirsiniz
http://www.hthayat.com/yazarlar/m-irem-afsin/1017751-seni-leylekler-getirmedi-cocugum-