- 30 Haziran 2012
- 3.948
- 2.545
Açık oy gizli tasnifin mucidi Cumhuriyet Halk Partisi
Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne ‘tek adamcılık’ ve ‘diktatörlük’ eleştirisi getiren CHP’nin, bunları Türkiye’ye bizzat yaşatan parti olduğunu tarihi hakikatler ortaya koyuyor. Seçimler ‘açık oy gizli sayım’ sistemiyle yapılıyor, seçim sandıkları CHP bayraklarıyla donatılıyordu...
CHP’nin yeni anayasa değişikliği teklifindeki Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne ilişkin ‘tek adamcılık’ eleştirisine cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer olayı buraya götürmek istiyorsan bunun kaynağında siz varsınız, sizin iradeniz var. Eğer daha da gerilere giderseniz asıl tek adamcılığı orada görürsünüz” diyerek CHP’nin geçmişini hatırlattı. Tarihi gerçekler, Erdoğan’ı doğrulayarak tek adam sisteminin Türkiye’de CHP eliyle faaliyete geçirildiğini ortaya koyuyor.
İşte CHP’nin tek adamlık konusundaki cemaziyelevveli:
HEM CUMHURBAŞKANI HEM CHP LİDERİ HEM DE CHP VEKİLİ
Erdoğan’ın sözleriyle gündeme gelen CHP’nin tek parti iktidarı sürecinde Türkiye 1924 Anayasası ile yönetiliyordu. 1923-1946 yılları arasındaki Türkiye’de yalnızca tek parti hüküm sürüyordu. “Cumhuriyet Halk Fırkası” yani günümüzün CHP’sinin kurucusu Mustafa Kemal olağanüstü yetkilerle Cumhurbaşkanı yapılmıştı. Cumhurbaşkanı olmasına rağmen M. Kemal, TBMM çatısı altında yürütülen faaliyetlere de katılıyordu. Çünkü M. Kemal, Cumhurbaşkanı olmasının yanı sıra CHP Genel Başkanı’ydı. Partisiyle bağını koparmadan Cumhurbaşkanı M. Kemal’in milletvekilliği de devam ediyordu. 15 yıl boyunca Türkiye’yi hem Cumhurbaşkanı, hem CHP lideri hem de bir milletvekili olarak yöneten M. Kemal tam 4 dönem bu şekilde görev aldı. Mustafa Kemal’in ölene kadar yaptığı Cumhurbaşkanlığı-CHP Liderliği görevini 11 Kasım’da bir başka CHP’li İsmet İnönü aldı. 1938 ile 1950 yılları arasında 12 yıl görev alan İsmet İnönü de yine Mustafa Kemal gibi partili cumhurbaşkanlığı yaptı. Yasama, yürütme ve hatta yargı üzerinde geniş yetkilere sahip olan İnönü, hem cumhurbaşkanlığı, hem milletvekilliği, hem de CHP’nin genel başkanlığı görevini yürüttü.
İL BAŞKANI AYNI ZAMANDA VALİ
Demokrat Parti’nin 1950’de CHP saltanatına son verene kadarki süreçte yaşanan tek unsur partili cumhurbaşkanlığı değildi. 27 yıllık CHP iktidarı döneminde Türkiye şehirlerinde valiler bulunmuyordu. Çünkü tarafsız olması ve devleti temsil etmesi gereken valilik makamını CHP’nin il başkanları temsil ediyordu. “CHP’li cumhurbaşkanı ve genel başkan”ın göreve getirdiği CHP il başkanı, valilik görevini de sürdürüyordu. Aynı dönemde CHP’nin ilçe başkanları ise hemen hemen bir kaymakam statüsünde oluyordu. Türkiye’nin illeri gibi ilçeleri de ‘devlet partisi’ CHP’nin yetkililerince yönetiliyordu.
GÖSTERMELİK SEÇİMLER
Devletin tüm kurumlarında CHP’lilerin oturduğu tek partili dönemde seçim sistemi de oldukça ilginçti. 1923, 1927, 1931, 1935 ve 1939 seçimleri, iki dereceli ve basit çoğunluk seçim sistemine göre yapıldı. Bu sistemde millet direkt olarak milletvekili seçemiyordu.
Tek parti dönemi, 1946’daki ilk çok partili seçimle sona erdi. Ancak ‘açık oy, gizli tasnif’ yöntemi yerini korudu ve denetim adli birimler yerine CHP’lilerden oluşan idari birimlerce yapıldı. Açık oy, gizli tasnif sisteminde kullanılan oy herkes tarafından görülüyordu. Oy sayımı ise kimsenin görmediği şekilde yapılıyordu. 1946’da bu yolla CHP bir kez daha iktidarı ele geçirdi.
İKTİDARLIK ARTIK RÜYADA!
Ancak buna rağmen 1950’de CHP sandığa gömüldü ve Demokrat Parti yüzde 55’lik oy oranına ulaşarak iktidar çıkmıştı. Tek parti diktası 23 yıl süren, 4 yıl ise şaibeli seçimle iktidarda kalan CHP, 1950’den itibaren girdiği hiçbir seçimden tek başına iktidar olarak çıkamadı.
https://www.google.com.tr/amp/m.yen...umhuriyet-halk-partisi-258467-amp.html?espv=1
Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne ‘tek adamcılık’ ve ‘diktatörlük’ eleştirisi getiren CHP’nin, bunları Türkiye’ye bizzat yaşatan parti olduğunu tarihi hakikatler ortaya koyuyor. Seçimler ‘açık oy gizli sayım’ sistemiyle yapılıyor, seçim sandıkları CHP bayraklarıyla donatılıyordu...
CHP’nin yeni anayasa değişikliği teklifindeki Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne ilişkin ‘tek adamcılık’ eleştirisine cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer olayı buraya götürmek istiyorsan bunun kaynağında siz varsınız, sizin iradeniz var. Eğer daha da gerilere giderseniz asıl tek adamcılığı orada görürsünüz” diyerek CHP’nin geçmişini hatırlattı. Tarihi gerçekler, Erdoğan’ı doğrulayarak tek adam sisteminin Türkiye’de CHP eliyle faaliyete geçirildiğini ortaya koyuyor.
İşte CHP’nin tek adamlık konusundaki cemaziyelevveli:
HEM CUMHURBAŞKANI HEM CHP LİDERİ HEM DE CHP VEKİLİ
Erdoğan’ın sözleriyle gündeme gelen CHP’nin tek parti iktidarı sürecinde Türkiye 1924 Anayasası ile yönetiliyordu. 1923-1946 yılları arasındaki Türkiye’de yalnızca tek parti hüküm sürüyordu. “Cumhuriyet Halk Fırkası” yani günümüzün CHP’sinin kurucusu Mustafa Kemal olağanüstü yetkilerle Cumhurbaşkanı yapılmıştı. Cumhurbaşkanı olmasına rağmen M. Kemal, TBMM çatısı altında yürütülen faaliyetlere de katılıyordu. Çünkü M. Kemal, Cumhurbaşkanı olmasının yanı sıra CHP Genel Başkanı’ydı. Partisiyle bağını koparmadan Cumhurbaşkanı M. Kemal’in milletvekilliği de devam ediyordu. 15 yıl boyunca Türkiye’yi hem Cumhurbaşkanı, hem CHP lideri hem de bir milletvekili olarak yöneten M. Kemal tam 4 dönem bu şekilde görev aldı. Mustafa Kemal’in ölene kadar yaptığı Cumhurbaşkanlığı-CHP Liderliği görevini 11 Kasım’da bir başka CHP’li İsmet İnönü aldı. 1938 ile 1950 yılları arasında 12 yıl görev alan İsmet İnönü de yine Mustafa Kemal gibi partili cumhurbaşkanlığı yaptı. Yasama, yürütme ve hatta yargı üzerinde geniş yetkilere sahip olan İnönü, hem cumhurbaşkanlığı, hem milletvekilliği, hem de CHP’nin genel başkanlığı görevini yürüttü.
İL BAŞKANI AYNI ZAMANDA VALİ
Demokrat Parti’nin 1950’de CHP saltanatına son verene kadarki süreçte yaşanan tek unsur partili cumhurbaşkanlığı değildi. 27 yıllık CHP iktidarı döneminde Türkiye şehirlerinde valiler bulunmuyordu. Çünkü tarafsız olması ve devleti temsil etmesi gereken valilik makamını CHP’nin il başkanları temsil ediyordu. “CHP’li cumhurbaşkanı ve genel başkan”ın göreve getirdiği CHP il başkanı, valilik görevini de sürdürüyordu. Aynı dönemde CHP’nin ilçe başkanları ise hemen hemen bir kaymakam statüsünde oluyordu. Türkiye’nin illeri gibi ilçeleri de ‘devlet partisi’ CHP’nin yetkililerince yönetiliyordu.
GÖSTERMELİK SEÇİMLER
Devletin tüm kurumlarında CHP’lilerin oturduğu tek partili dönemde seçim sistemi de oldukça ilginçti. 1923, 1927, 1931, 1935 ve 1939 seçimleri, iki dereceli ve basit çoğunluk seçim sistemine göre yapıldı. Bu sistemde millet direkt olarak milletvekili seçemiyordu.
Tek parti dönemi, 1946’daki ilk çok partili seçimle sona erdi. Ancak ‘açık oy, gizli tasnif’ yöntemi yerini korudu ve denetim adli birimler yerine CHP’lilerden oluşan idari birimlerce yapıldı. Açık oy, gizli tasnif sisteminde kullanılan oy herkes tarafından görülüyordu. Oy sayımı ise kimsenin görmediği şekilde yapılıyordu. 1946’da bu yolla CHP bir kez daha iktidarı ele geçirdi.
İKTİDARLIK ARTIK RÜYADA!
Ancak buna rağmen 1950’de CHP sandığa gömüldü ve Demokrat Parti yüzde 55’lik oy oranına ulaşarak iktidar çıkmıştı. Tek parti diktası 23 yıl süren, 4 yıl ise şaibeli seçimle iktidarda kalan CHP, 1950’den itibaren girdiği hiçbir seçimden tek başına iktidar olarak çıkamadı.
- Yeni Akit Gazetesi
- 2 ay önce
- Categories:Gündem
https://www.google.com.tr/amp/m.yen...umhuriyet-halk-partisi-258467-amp.html?espv=1