bu mail bana sabah geldi.maalesef benimde acıbadem hastanesiyle ilgili buna benzer anılarım var:1no2:çok ilgisiz ve hastaya sadece para olarak bakan bir zihniyete sahip benim gözümde.
okumanızı tavsiye ederim...
ACIBADEM HASTANESİ BAŞHEKİMLİĞİNE,
Eşim Güray Kurt 13.07.2007 günü TEM yolunda geçirdiği trafik kazası
neticesinde Adapazarı yakınlarındaki TOYOTA Hastanesine kaldırılmış ve ilk
müdahale olarak başındaki yarıklar dikilmiş, beyin tomografisi çekilmiş,
gece saat 24.00 e kadar gözetim altında tutularak ambulansla başka bir
hastaneye nakledilmesine izin verilmiştir. Başındaki yarıklardan başka
sırtında boynunda ve belinde aşırı derecede ağrılar olan eşimi istanbul'da
yaşıyor olmamız ve evimize yakınlığı nedeniyle gece yarısı 01.30 civarında
KOZYATAĞI ACIBADEM Hastanesine getirdik.
Acil servise alınan eşimin genel durumuna bakıldı ve hemen yeni bir
tomografi çekilmesine karar verildi, ben elimde toyoto hastanesinden
getirdiğim tomografiler olduğunu söylediğim halde, kendi cihazlarımızla
çekmemiz ve görmemiz lazım denilerek getirdiklerime bakmaya bile lüzum
görülmeden reddedildi.....
Tomografi sonucu beyinde bir hasar olmadığı, vucutta da darbeler, ezikler
bulunduğu ağrıların da bunlardan kaynaklandığı birkaç saat gözlem altında
tutulduktan sonra eve gönderilebileceği söylenerek gece 01.30 dan sabah saat
10.00 civarına kadar, acil serviste neden bekletildiğimiz ve bundan sonraki
aşamada ne olacağı bize açıklanmadan bekletildik. Bu arada acil servis
doktorları 3 kez değişti, her gelen yeni doktora durumumuzu yeniden
anlattık.
Sonunda sabah 10.00 civarında doktor Mehran Sohrabifar geldi, tomografileri
gördü ve acil hemşirelerine sinirli bir şekilde bu kadar ciddi ve acil bir
hasta olduğu halde niçin kendisine haber verilmediğini sordu ve "en önce
benim görmem gereken hasta en son bana gösteriliyor" şeklinde tepkisini
belirterek, diğer doktorlarla bir takım telefon görüşmeleri yaptı ve o
dakikadan itibaren kaç tanesinin gelip gittiğini hatırlayamadığım çeşitli
branşlarda doktorlar gelip giderek, MR çekilmesine karar verdiler. MR'a son
derece ilkel bir yöntemle çarşaflarla bir sedyeden diğer sedyeye bohça atar
gibi aktarılarak götürülen eşim yarım saat sonra geri geldiğinde kaza
geçirdiği andan beri var olan ağrıları daha da artmış vaziyetteydi...yine
çarşaflarla yataktan diğer yatağa aynı yöntemlerle taşındı. Bir müddet
sonra gelen genel cerrah ve orotopedi uzmanları önce sırtında bir iki kırık
olduğunu, daha sonra gelen başka bir doktor, boynunda da bir iki kırık
olduğunu söyledi. Her yeni gelen doktorla neresinde ne var endişesiyle
bekler olduk. Sonunda sırt omurlarında birkaç basit kırık olduğu boynunda da
iki küçük kırık olduğu bunların korse ile 6 hafta'da düzelebileceği şeklinde
bir teşhis kondu. Hazırlanan T şeklindeki bütün korsenin yatarken de
kullanılması gerektiği söylendi ????.. Korse ile ilgili bir medikal şirket
sorumlusu çağrıldı, ölçü aldı ve ancak 7 gün sonra korseyi getirmek üzere
gitti. Hastaneden çıkmadan önce hekimlerden bir tanesi, 3-4 gün sonra
hastanızı getirin göğüs cerrahi uzmanı da bir görsün dedi, bu gün niye
görmüyor diye sorduğumda, doktorumuz şimdi yok, siz randevu alın dedi,
kımıldamaması gereken bir hastayı hastaneye nasıl getireceğim dediğimde ise,
evet biraz zor olacak gibi bir cevapla karşılaştım ve hastamızı kaşık
sedyesi olan bir ambulans çağırarak eve getirdik.
Acıbadem hastanesinden, elimizde bir reçete, bir pansumancı telefonu, bir
korseci telefonu ve hastanenizin güvenlik memurunun el yazısıyla kargacık
burgacık yazmış olduğu bir raporla ayrıldık.
Evde bekleme sürecinde hastamla ilgili danışmamız gereken konularda
hastaneden kimi arayıp kiminle konuşacağımı bilemedim, zira elimde reçeteyi
yazan doktor isminden başka bir isim bile yoktu, acilde tutulduğumuz sürede
bir yığın doktor geldi, gitti, ama hiç biri böyle bir hastanın bundan
sonraki tedavisini üstlenmedi. Bu konuda hiç kimse de bizi bilgilendirmedi
.Ayaküstü gelip isimlerini söyleyip giden hekimlerinizin zaten ancak birer
kere görebildik. Hastanedeyken korsemizle ilgilenen ve reçeteyi yazan
ortopedist Afşar beyin tavsiye ettiği pansumancının telefonunun arayarak
Afşar beyin cep telefonuna ulaştım, ve sorularımı gerekli cevapları aldım
Evde birkaç gün sonra eşimin belinde ağrıların artması nedeniyle korseyi
tavsiye eden doktoru Afşar beyi bulmaya çalıştım, cep telefonundan
ulaşamadım hastaneden ulaşmaya çalıştığımda ise izinli olduğu söylediler.
Daha önceki yıllarda geçirdiği kaza nedeniyle eşimin belinde kırık olduğunu
ve korse ile tedavi edildiğini şimdi yeni bir korsenin hazırlandığını, ancak
belinde bu kaza ile ilgili yeni bir problem varsa bu korsenin uygun olup
olmayacağını öğrenmeye çalışıyordum ancak başarılı olamadım, zira benimle
muhattap olacak kimse yoktu. Dakikalarca süren mücadele ile değişik
servislere bağlanarak derdimi önce asistanlara anlatmaya çalıştım. Sonunda
telefonuma bağlanan ortopedistlerinizden birinden yalvararak eşimin
tetkiklerini incelemesini ve beli ile ilgili bir tetkik yapılıp
yapılmadığının bana söylenmesini istedim. Belle ilgili böyle bir tetkik
yapılmamıştı, sadece boyun ve sırt bölgesinde MR çekilmiş ve oralarda
kırıklar tespit edilmişti. Telefonda görüştüğüm doktora, kullanılmak üzere
yapılan korse belinde sorun olan biri için kullanılacak türden mi diye
sorduğumda ise; uygun olmaz bel eğiminin farklı olması gerekir cevabını
aldım. Bu korseyi takmak için hasteneye mi geleceğiz dediğimde, hayır gerek
yok, korseciler onu getirip hastaya takarlar cevabını aldım, bunun doktor
kontrolunda takılması gerekmiyor mu diye soruduğumda hep böyle yapılıyor
korseciler takıyor gibi bir cevap aldım ve endişelerim iyice arttı.
Eşimin bel ağrıları daha da artınca hastanenizden ancak birkaç kez gidip
gelerek alabildiğimiz MR çekimlerinin CD'lerini aldık, birkaç beyin
cerrahı ve ortopediste incelettik, öncelikle bu çekimlerin kötü olduğu, net
görünemediği söylendi, ayrıca hastanenize geldiği andan beri şuuru açık
olup, bütün gece sırtı boynu ve beli ağrıdığını söyleyen bir hastadan
defalarca kan alınıp tetkikler yapılmış, sadece boyun ve sırt MR'ı çekilmiş
ama niyeyse beliyle ilgili hiçbir inceleme yapılmamıştı.
Biz yeni bir ambulans çağırarak eşimi bütün omuragasının MR ını çektirmek
üzere başka bir sağlık kuruluşuna götürdük, sırt omurlarındaki kırıklar,
göğüs kafesindeki ve boyun omurlarındaki kırıklar tek tek tespit edildi,
omurdaki kırıklardan bir tanesinin içe göçük olması ve omuriliğe baskı
yapıyor olması nedeniyle başka tetkikleri de yapıldıktan sonra AMELİYATA
ALINDI...
AMA;
Sayenizde 1 haftayı elimiz kolumuz bağlı bir şekilde korse bekleyerek ve
yatağa bağlanmış halde vakit kaybederek geçirmiş olduk...
SON DERECE RİSKLİ OLAN BİR OMURGA KIRIĞINI BASİTE İNDİRGEYİP, KAÇ TANE
OLDUĞUNA BİLE DOĞRU DÜRÜST KARAR VEREMEYİP....
BELKİ DE EŞİMİN BUNDAN SONRAKİ YAŞANTISINI SAKAT OLARAK GEÇİRMESİNE SEBEP
OLACAKTINIZ.....
Bütün bu kepazeliğin bedeli ise yaklaşık 4000 YTL idi...
Bütün bu olanları eğer okuma zahmetinde bulunduysanız. Hastenenizdeki acil
servisin ne kadar yetersiz ve ilgisiz olduğu, gelen acil hastaların ne kadar
sahiplenilmediği ve acil durumdaki bir hastanın ne kadar ilgisiz bir şekilde
bütün gece buz gibi bir serviste yatırılarak bekletildiğini umarım
anlatabilmişimdir. İnsanların en aciz ve çaresiz olduğu zamanlarda herşeyi
kabullenir bir ruh halinde olduğunu çok iyi biliyorsunuz .Eğer tesadüfen
Mehran bey gibi bir doktorunuz olmasaydı eşim sayenizde belki de sakat
kalacaktı.
En son eşim adına kesilen faturanın bir kopyasının tarafıma faksla
gönderilmesini istedim, aldığım cevap, şu an burası çok yoğun, ben ilgili
doktorumuzla konuşup size döneyim oldu, telefonum alındı ama 15 gündür kimse
bana dönmedi.
Bu kadar kötü bir gecenin benim yanıma acı hatıra olarak kalması mümkün
değil,
En azından çevremdeki insanları uyarmak adına şimdi bu yazıyı İsviçre'den
Avustralya ya kadar yayılmış olan yüzlerce kişiden oluşan mail arkadaşlarıma
göndereceğim, tabii onlar da kendi arkadaşlarına ve dahil oldukları yazışma
gruplarına gönderecekler. Ayrıca bu konu sadece mail listelerine değil;
Sağlık Bakanlığı,
Türk Tabipler Birliği,
Tüketiciyi Koruma Derneği
Adreslerine de göndereceğim.
İnsan hayatına ve sağlığına hiç önem verilmeyen kuruluşunuzu şiddetle
kınıyor, başka hastaların başına da aynı çirkin olayların gelmemesi için
sizleri ve yetkilileri uyarıyorum.
Aynur Demirtaş Kurt
okumanızı tavsiye ederim...
ACIBADEM HASTANESİ BAŞHEKİMLİĞİNE,
Eşim Güray Kurt 13.07.2007 günü TEM yolunda geçirdiği trafik kazası
neticesinde Adapazarı yakınlarındaki TOYOTA Hastanesine kaldırılmış ve ilk
müdahale olarak başındaki yarıklar dikilmiş, beyin tomografisi çekilmiş,
gece saat 24.00 e kadar gözetim altında tutularak ambulansla başka bir
hastaneye nakledilmesine izin verilmiştir. Başındaki yarıklardan başka
sırtında boynunda ve belinde aşırı derecede ağrılar olan eşimi istanbul'da
yaşıyor olmamız ve evimize yakınlığı nedeniyle gece yarısı 01.30 civarında
KOZYATAĞI ACIBADEM Hastanesine getirdik.
Acil servise alınan eşimin genel durumuna bakıldı ve hemen yeni bir
tomografi çekilmesine karar verildi, ben elimde toyoto hastanesinden
getirdiğim tomografiler olduğunu söylediğim halde, kendi cihazlarımızla
çekmemiz ve görmemiz lazım denilerek getirdiklerime bakmaya bile lüzum
görülmeden reddedildi.....
Tomografi sonucu beyinde bir hasar olmadığı, vucutta da darbeler, ezikler
bulunduğu ağrıların da bunlardan kaynaklandığı birkaç saat gözlem altında
tutulduktan sonra eve gönderilebileceği söylenerek gece 01.30 dan sabah saat
10.00 civarına kadar, acil serviste neden bekletildiğimiz ve bundan sonraki
aşamada ne olacağı bize açıklanmadan bekletildik. Bu arada acil servis
doktorları 3 kez değişti, her gelen yeni doktora durumumuzu yeniden
anlattık.
Sonunda sabah 10.00 civarında doktor Mehran Sohrabifar geldi, tomografileri
gördü ve acil hemşirelerine sinirli bir şekilde bu kadar ciddi ve acil bir
hasta olduğu halde niçin kendisine haber verilmediğini sordu ve "en önce
benim görmem gereken hasta en son bana gösteriliyor" şeklinde tepkisini
belirterek, diğer doktorlarla bir takım telefon görüşmeleri yaptı ve o
dakikadan itibaren kaç tanesinin gelip gittiğini hatırlayamadığım çeşitli
branşlarda doktorlar gelip giderek, MR çekilmesine karar verdiler. MR'a son
derece ilkel bir yöntemle çarşaflarla bir sedyeden diğer sedyeye bohça atar
gibi aktarılarak götürülen eşim yarım saat sonra geri geldiğinde kaza
geçirdiği andan beri var olan ağrıları daha da artmış vaziyetteydi...yine
çarşaflarla yataktan diğer yatağa aynı yöntemlerle taşındı. Bir müddet
sonra gelen genel cerrah ve orotopedi uzmanları önce sırtında bir iki kırık
olduğunu, daha sonra gelen başka bir doktor, boynunda da bir iki kırık
olduğunu söyledi. Her yeni gelen doktorla neresinde ne var endişesiyle
bekler olduk. Sonunda sırt omurlarında birkaç basit kırık olduğu boynunda da
iki küçük kırık olduğu bunların korse ile 6 hafta'da düzelebileceği şeklinde
bir teşhis kondu. Hazırlanan T şeklindeki bütün korsenin yatarken de
kullanılması gerektiği söylendi ????.. Korse ile ilgili bir medikal şirket
sorumlusu çağrıldı, ölçü aldı ve ancak 7 gün sonra korseyi getirmek üzere
gitti. Hastaneden çıkmadan önce hekimlerden bir tanesi, 3-4 gün sonra
hastanızı getirin göğüs cerrahi uzmanı da bir görsün dedi, bu gün niye
görmüyor diye sorduğumda, doktorumuz şimdi yok, siz randevu alın dedi,
kımıldamaması gereken bir hastayı hastaneye nasıl getireceğim dediğimde ise,
evet biraz zor olacak gibi bir cevapla karşılaştım ve hastamızı kaşık
sedyesi olan bir ambulans çağırarak eve getirdik.
Acıbadem hastanesinden, elimizde bir reçete, bir pansumancı telefonu, bir
korseci telefonu ve hastanenizin güvenlik memurunun el yazısıyla kargacık
burgacık yazmış olduğu bir raporla ayrıldık.
Evde bekleme sürecinde hastamla ilgili danışmamız gereken konularda
hastaneden kimi arayıp kiminle konuşacağımı bilemedim, zira elimde reçeteyi
yazan doktor isminden başka bir isim bile yoktu, acilde tutulduğumuz sürede
bir yığın doktor geldi, gitti, ama hiç biri böyle bir hastanın bundan
sonraki tedavisini üstlenmedi. Bu konuda hiç kimse de bizi bilgilendirmedi
.Ayaküstü gelip isimlerini söyleyip giden hekimlerinizin zaten ancak birer
kere görebildik. Hastanedeyken korsemizle ilgilenen ve reçeteyi yazan
ortopedist Afşar beyin tavsiye ettiği pansumancının telefonunun arayarak
Afşar beyin cep telefonuna ulaştım, ve sorularımı gerekli cevapları aldım
Evde birkaç gün sonra eşimin belinde ağrıların artması nedeniyle korseyi
tavsiye eden doktoru Afşar beyi bulmaya çalıştım, cep telefonundan
ulaşamadım hastaneden ulaşmaya çalıştığımda ise izinli olduğu söylediler.
Daha önceki yıllarda geçirdiği kaza nedeniyle eşimin belinde kırık olduğunu
ve korse ile tedavi edildiğini şimdi yeni bir korsenin hazırlandığını, ancak
belinde bu kaza ile ilgili yeni bir problem varsa bu korsenin uygun olup
olmayacağını öğrenmeye çalışıyordum ancak başarılı olamadım, zira benimle
muhattap olacak kimse yoktu. Dakikalarca süren mücadele ile değişik
servislere bağlanarak derdimi önce asistanlara anlatmaya çalıştım. Sonunda
telefonuma bağlanan ortopedistlerinizden birinden yalvararak eşimin
tetkiklerini incelemesini ve beli ile ilgili bir tetkik yapılıp
yapılmadığının bana söylenmesini istedim. Belle ilgili böyle bir tetkik
yapılmamıştı, sadece boyun ve sırt bölgesinde MR çekilmiş ve oralarda
kırıklar tespit edilmişti. Telefonda görüştüğüm doktora, kullanılmak üzere
yapılan korse belinde sorun olan biri için kullanılacak türden mi diye
sorduğumda ise; uygun olmaz bel eğiminin farklı olması gerekir cevabını
aldım. Bu korseyi takmak için hasteneye mi geleceğiz dediğimde, hayır gerek
yok, korseciler onu getirip hastaya takarlar cevabını aldım, bunun doktor
kontrolunda takılması gerekmiyor mu diye soruduğumda hep böyle yapılıyor
korseciler takıyor gibi bir cevap aldım ve endişelerim iyice arttı.
Eşimin bel ağrıları daha da artınca hastanenizden ancak birkaç kez gidip
gelerek alabildiğimiz MR çekimlerinin CD'lerini aldık, birkaç beyin
cerrahı ve ortopediste incelettik, öncelikle bu çekimlerin kötü olduğu, net
görünemediği söylendi, ayrıca hastanenize geldiği andan beri şuuru açık
olup, bütün gece sırtı boynu ve beli ağrıdığını söyleyen bir hastadan
defalarca kan alınıp tetkikler yapılmış, sadece boyun ve sırt MR'ı çekilmiş
ama niyeyse beliyle ilgili hiçbir inceleme yapılmamıştı.
Biz yeni bir ambulans çağırarak eşimi bütün omuragasının MR ını çektirmek
üzere başka bir sağlık kuruluşuna götürdük, sırt omurlarındaki kırıklar,
göğüs kafesindeki ve boyun omurlarındaki kırıklar tek tek tespit edildi,
omurdaki kırıklardan bir tanesinin içe göçük olması ve omuriliğe baskı
yapıyor olması nedeniyle başka tetkikleri de yapıldıktan sonra AMELİYATA
ALINDI...
AMA;
Sayenizde 1 haftayı elimiz kolumuz bağlı bir şekilde korse bekleyerek ve
yatağa bağlanmış halde vakit kaybederek geçirmiş olduk...
SON DERECE RİSKLİ OLAN BİR OMURGA KIRIĞINI BASİTE İNDİRGEYİP, KAÇ TANE
OLDUĞUNA BİLE DOĞRU DÜRÜST KARAR VEREMEYİP....
BELKİ DE EŞİMİN BUNDAN SONRAKİ YAŞANTISINI SAKAT OLARAK GEÇİRMESİNE SEBEP
OLACAKTINIZ.....
Bütün bu kepazeliğin bedeli ise yaklaşık 4000 YTL idi...
Bütün bu olanları eğer okuma zahmetinde bulunduysanız. Hastenenizdeki acil
servisin ne kadar yetersiz ve ilgisiz olduğu, gelen acil hastaların ne kadar
sahiplenilmediği ve acil durumdaki bir hastanın ne kadar ilgisiz bir şekilde
bütün gece buz gibi bir serviste yatırılarak bekletildiğini umarım
anlatabilmişimdir. İnsanların en aciz ve çaresiz olduğu zamanlarda herşeyi
kabullenir bir ruh halinde olduğunu çok iyi biliyorsunuz .Eğer tesadüfen
Mehran bey gibi bir doktorunuz olmasaydı eşim sayenizde belki de sakat
kalacaktı.
En son eşim adına kesilen faturanın bir kopyasının tarafıma faksla
gönderilmesini istedim, aldığım cevap, şu an burası çok yoğun, ben ilgili
doktorumuzla konuşup size döneyim oldu, telefonum alındı ama 15 gündür kimse
bana dönmedi.
Bu kadar kötü bir gecenin benim yanıma acı hatıra olarak kalması mümkün
değil,
En azından çevremdeki insanları uyarmak adına şimdi bu yazıyı İsviçre'den
Avustralya ya kadar yayılmış olan yüzlerce kişiden oluşan mail arkadaşlarıma
göndereceğim, tabii onlar da kendi arkadaşlarına ve dahil oldukları yazışma
gruplarına gönderecekler. Ayrıca bu konu sadece mail listelerine değil;
Sağlık Bakanlığı,
Türk Tabipler Birliği,
Tüketiciyi Koruma Derneği
Adreslerine de göndereceğim.
İnsan hayatına ve sağlığına hiç önem verilmeyen kuruluşunuzu şiddetle
kınıyor, başka hastaların başına da aynı çirkin olayların gelmemesi için
sizleri ve yetkilileri uyarıyorum.
Aynur Demirtaş Kurt