Psikiyatrdaki pozitif bilimlere inanc, baglilik ve vizyon sizinle yarisir masallahÇok ilginç bir anım var. Ankara'nın çok zengin ve ünlü ailelerinden birinin oğlu alkol ve uyuşturucu müptelası ve her türlü pis işin içindeydi. Olabilecek tüm psikiyatri ve psikoterapi sürecleri en iyi hocalarla en iyi kliniklerde sürdrülmüs ve iki yıl hiç sonuç alınamamıştı. Aile iyice ümitsiz, genç adam iyice yoldan çıkmıstı.
Bir Psikiyatrist abimiz Anadolu'daki bir tarikatı ve şeyhini önerdi. Çocuğunuz kurtulur ama şekli şemalı değişir dedi. Aile gayet seküler yaşam içindeydi ama cocukları kurtulsun diye bu fikre razı oldular.
Çocuk bir hafta tekkede kaldı, şeyh ilgilenmiş, tekkeyi temizlemiş, yemekler yapmış, beş vakit namaz, iki üc günde bir oruç. zikir, dua ...
Birinci ayın sonunda çocukta ne sigara, ne alkol ne uyuşturucu kaldı. Sigara da haram olarak kabul edilmiş. Artık cübbeli, Takkeli, salvarlı dindar, tarikat ehli bir çocukları olmuş ve üc dört ay sonra ögrendik ki aile çok mutluymuş.
Pozitif bilimlere inanmakla birlikte insanların dini inançlarına hatta bize batıl, anlamsız gözükse bile inanç ritüellerine saygı duyarım. Tek kırmızı çizgi inancın başkalarına dayatılmamasıdır.Psikiyatrdaki pozitif bilimlere inanc, baglilik ve vizyon sizinle yarisir masallah
Ben herhangi bir tarikat oneren psikiyatrin diplomasindan ve hekimliginden suphe ederim.Pozitif bilimlere inanmakla birlikte insanların dini inançlarına hatta bize batıl, anlamsız gözükse bile inanç ritüellerine saygı duyarım. Tek kırmızı çizgi inancın başkalarına dayatılmamasıdır.
İnancın ve duanın gücüne inanıyorum. Bunu çalısma ortamımda her gün yaşıyorum. Ben ne kadar pozitif (kanıta dayalı) bilim bağlısı olsam da yaşadıklarım ve gördüklerim inancın insan hayatında beden ve ruh sağlığına önemli katkılarının olduğu lehinedir.
Hastalık (kanser) nedeniyle ölüme yaklaştığını (Bir yerde tıp da bitiyor.) farkeden insanların angziyetelerinin inançlı (tevekkül sahibi) ve inançsız (niye ben diye sorguluyor) insanlarda çok farklı olduğunu defalarca gözlemlemişimdir. Karşılaştırmalı çalışma yaparak sonuçları dünya tıp literatüüne yayınlayacağım.
Tarikatlara ve şeyhlere karsı birisi olduğumu biliyorsunuzdur. Alkol ve uyuşturucu bağımlılığını hiç değilse anlattığım vaka bazında iyi sonuçlanmış olması olumlu bir durumdur.
Prof. Dr. Kemal Sayar, Prof. Dr. Sefa Saygılı, duayen psikiyatrist rahmetli Prof. Dr. Ayhan Songar, duayen onkolog rahmetli Haluk Nurbaki bizlere tedavi dünyasında farklı şeyler sunuyorlar. İsterseniz lütfen Prof. Dr. Kemal Sayar'ın bir kitabından başlayabilirsiniz. Kendisi ile yakın tanışırım ve iyi bir abimdir. Psikiyatrist Prof. Dr. Erol Göka'nın (Ankara'dan abimdir, çok sohbetimiz oldu.) kitaplarını okuyabilirsiniz. Kitap okumaya vaktiniz yoksa YouTube videolarından tasavvuf, tarikat, mürşit, nefsi emmare ilişkin konuları izleyebilirsiniz.
WOMAN hanım benimle maytap geçmişsiniz, canınız sağ olsun ama inanın ki, inancın da bilimsel temelleri var. İsterseniz Kur'an ve bilimsellik ilişkin yazılara bir göz atın. İnanç diye bahsettiğim aslında İslam inancı da değil, ister semavi olsun ister insanların kendi ürettikleri dinler olsun tedaviye katkısı olabilir. Tabii ki yanılma payımı da söyleyeyim; katı ve dogmatik inançlar saglığınıza zararlı da olabilir.
Selam ve sevgilerimle.
İsimlerini verdiklerimin hepsi profesördür ve saygın tıp doktorlarıdır. On binlerce insanı bilimse tıp ile tedavi etmiş/etmekte olan insanlardır. Dikkate alıp almamak tabii ki sizin bileceğiniz bir şey.Ben herhangi bir tarikat oneren psikiyatrin diplomasindan ve hekimliginden suphe ederim.
Bahsettiginiz konulari da okuyacak ya da arastiracak kiymette bulmuyorum. Herkesin inanci kendine, saygi duyarim ama bir hekim dinle ilgili bir oneride bulunamaz. Ben tedavi edemedim, bir tarikata basvurun demek, avukatin bosanma asamasinda olan cifte acaba bir hocaya mi gitseniz demesiyle ayni sey.
Size, kiymetli abilerinizle basarilar diliyorum
Çok ilginç bir anım var. Ankara'nın çok zengin ve ünlü ailelerinden birinin oğlu alkol ve uyuşturucu müptelası ve her türlü pis işin içindeydi. Olabilecek tüm psikiyatri ve psikoterapi sürecleri en iyi hocalarla en iyi kliniklerde sürdrülmüs ve iki yıl hiç sonuç alınamamıştı. Aile iyice ümitsiz, genç adam iyice yoldan çıkmıstı.
Bir Psikiyatrist abimiz Anadolu'daki bir tarikatı ve şeyhini önerdi. Çocuğunuz kurtulur ama şekli şemalı değişir dedi. Aile gayet seküler yaşam içindeydi ama cocukları kurtulsun diye bu fikre razı oldular.
Çocuk bir hafta tekkede kaldı, şeyh ilgilenmiş, tekkeyi temizlemiş, yemekler yapmış, beş vakit namaz, iki üc günde bir oruç. zikir, dua ...
Birinci ayın sonunda çocukta ne sigara, ne alkol ne uyuşturucu kaldı. Sigara da haram olarak kabul edilmiş. Artık cübbeli, Takkeli, salvarlı dindar, tarikat ehli bir çocukları olmuş ve üc dört ay sonra ögrendik ki aile çok mutluymuş.
Yani verdiğim örneğin gerçekliğine şahit olmuş birisi olarak burada paylaştım. Alkol ve uyuşturucu bağımlılığının ne kadar korkunç bir şey olduğunun farkında değilsiniz galiba. Bu insanlar gözlerini kırpmadan 100 liralık uyuşturucu parası için ana babalarını keserler. O halde olmaktansa boş verin tarikat ehli bir dindar olsunlar. Beyin yıkamaya gelince, tek mesaj üstünden değerlendirme yerine birkaç mesajıma daha bakarsanız daha iyi anlarsınız. Bu konuya sonradan yazdıklarımı alıntılayayım da meramımımz anlaşılsın. Gayet bilimsel bir yazı olarak gördüklerimi ve tecrübelerimi yakında bir araştırma yazısı olarak yayınlayacağım.Aile, oğullarının yeni halinin tam olarak nesinden mutluymuş ? Bu kadar kötü bir örneği hangi açıdan anlatılmaya değer buldunuz ; beyin yıkamanın gücü açısından mı ?
Pozitif bilimlere inanmakla birlikte insanların dini inançlarına hatta bize batıl, anlamsız gözükse bile inanç ritüellerine saygı duyarım. Tek kırmızı çizgi inancın başkalarına dayatılmamasıdır.
İnancın ve duanın gücüne inanıyorum. Bunu çalısma ortamımda her gün yaşıyorum. Ben ne kadar pozitif (kanıta dayalı) bilim bağlısı olsam da yaşadıklarım ve gördüklerim inancın insan hayatında beden ve ruh sağlığına önemli katkılarının olduğu lehinedir.
Hastalık (kanser) nedeniyle ölüme yaklaştığını (Bir yerde tıp da bitiyor.) farkeden insanların angziyetelerinin inançlı (tevekkül sahibi) ve inançsız (niye ben diye sorguluyor) insanlarda çok farklı olduğunu defalarca gözlemlemişimdir. Karşılaştırmalı çalışma yaparak sonuçları dünya tıp literatüüne yayınlayacağım.
Tarikatlara ve şeyhlere karsı birisi olduğumu biliyorsunuzdur. Alkol ve uyuşturucu bağımlılığını hiç değilse anlattığım vaka bazında iyi sonuçlanmış olması olumlu bir durumdur.
Prof. Dr. Kemal Sayar, Prof. Dr. Sefa Saygılı, duayen psikiyatrist rahmetli Prof. Dr. Ayhan Songar, duayen onkolog rahmetli Prof. Dr. Haluk Nurbaki bizlere tedavi dünyasında farklı şeyler sunuyorlar. İsterseniz lütfen Prof. Dr. Kemal Sayar'ın bir kitabından başlayabilirsiniz. Kendisi ile yakın tanışırım ve iyi bir abimdir. Psikiyatrist Prof. Dr. Erol Göka'nın (Ankara'dan abimdir, çok sohbetimiz oldu.) kitaplarını okuyabilirsiniz. Kitap okumaya vaktiniz yoksa YouTube videolarından tasavvuf, tarikat, mürşit, nefsi emmare ilişkin konuları izleyebilirsiniz.
WOMAN hanım benimle maytap geçmişsiniz, canınız sağ olsun ama inanın ki, inancın da bilimsel temelleri var. İsterseniz Kur'an ve bilimsellik ilişkin yazılara bir göz atın. İnanç diye bahsettiğim aslında İslam inancı da değil, ister semavi olsun ister insanların kendi ürettikleri dinler olsun tedaviye katkısı olabilir. Tabii ki yanılma payımı da söyleyeyim; katı ve dogmatik inançlar saglığınıza zararlı da olabilir.
Selam ve sevgilerimle.
İsimlerini verdiklerimin hepsi profesördür ve saygın tıp doktorlarıdır. On binlerce insanı bilimse tıp ile tedavi etmiş/etmekte olan insanlardır. Dikkate alıp almamak tabii ki sizin bileceğiniz bir şey.
Tarikat yapılanmalarının çoğu zırcahilliktir. Burada tartışacağımız bur şey yok. Tasavvuf ve nefsin terbiyesi üzerine çalısan ve insana katkısı olanlar da var.
Ben saydiginiz insanlarin bir kismini taniyorum zaten ve isterseniz buralara nasil geldiklerini bir konusalim. Ustelik boyle bir konuda dini yaklasimlari dogru bulmadigimi belirtiyorum, tasavvuf diyorsunuz.İsimlerini verdiklerimin hepsi profesördür ve saygın tıp doktorlarıdır. On binlerce insanı bilimse tıp ile tedavi etmiş/etmekte olan insanlardır. Dikkate alıp almamak tabii ki sizin bileceğiniz bir şey.
Tarikat yapılanmalarının çoğu zırcahilliktir. Burada tartışacağımız bur şey yok. Tasavvuf ve nefsin terbiyesi üzerine çalısan ve insana katkısı olanlar da var.
İki yıl sonuçsuz - başarısız bir ilaç tedavisi , klinikte birkaç defa yatarak ve psikoterapi alarak tedavi süreci. Gözünüzün önünde eriyen ve gittikçe kötülesen 23 yaşında alkol ve uyusturucu bağımlısı bir evlat.Ben saydiginiz insanlarin bir kismini taniyorum zaten ve isterseniz buralara nasil geldiklerini bir konusalim. Ustelik boyle bir konuda dini yaklasimlari dogru bulmadigimi belirtiyorum, tasavvuf diyorsunuz.
Kaldi ki “ben bu cocugun bagimliligini cozemiyorum, surda bir tarikat var bir de oraya bakin isterseniz” diyen bir tip doktorunun bana gore hicbir gecerliligi yoktur. Aile cocuklarinin uyusturucu kullanmasi ile tarikatci olmasi arasinda secim yapiyor yani, rezalet
Yoo benim tepkim tum tarikatlara. İnsanlarin dini duygularini somurmek disinda bir aktiviteleri yok bana gore. Siz hangi tarikata mensupsunuz bilmiyorum, beni de ilgilendirmiyor zaten (sadece bu konuda yazdiklarinizdan degil, baska konularda da hissettirmeden ama son derece fanatik din alt metinli mesajlarinizi hatirliyorum) amaaaaa rabbim beni ve ailemi sizin gibi hekimlere muhtac etmesin.İki yıl sonuçsuz - başarısız bir ilaç tedavisi , klinikte birkaç defa yatarak ve psikoterapi alarak tedavi süreci. Gözünüzün önünde eriyen ve gittikçe kötülesen 23 yaşında alkol ve uyusturucu bağımlısı bir evlat.
Aileyi çok iyi anlayabiliyorum. Valla artık ümit nerdeyse oraya yönelirler. Çocuk alkol ve uyuşturucudan kurtuldu. Bu vaka bazında aile, uyuşturucu bağımlısı olacağına sarıklı, sakallı tarikatçı olmasını tercih etti.
İnsanlar bilimsel tıbbi tedavilerini alıyorlar, tıbbın yetmediği ve bittiği noktada bize de ilginç hatta saçma gelen bir sürü şeyin peşine yöneliyorlar. Kanserin terminal döneminde evine gönderilen hastalar Uzak Doğu'ya, hatta Afrika'ya, Hindistan'da yogaya, meditasyona, ülke içinde otçulara, püsürcülere gidiyorlar. Hiçbirisi ise yaramıyor, biliyorum ama Minicik bir fayda, ömürlerinde beş on günlük uzama bile onlara iyi geliyor.
İnanç ve dua kısmının önemini ve hastalara her aşamada iyi geldiğini görüyorum.
Size, "Düşen uçakta ateist kalmazmış." ı hatırlatayım. Bu tür konular başa gelmeyince de anlaşılmıyor. O yüzden büyük konuşmamak, çaresiz insanları anlamaya çalışmak lazım. Evet, şarlatan umut sömürücüleri ve dinden geçinen tarikatçılar da var, tepkimiz de bunlara. Ne düşündüğümü de biliyorsunuzdur.