Küçüksemekten değil de memursun giriş çıkış saatin belli, o adam özel sektör ve ailecek çalışılan bir yerde sanıyorum ki eleman. Ne senin müsait olduğun anlarda müsait olur ne onun boş olduğunda sen olabilirsin. Sevgililik başka evlilik başka biraz realist düşünmek lazım. Ben abine kısmen hak verdim. Eğitim ve sosyal statünün aile yapısının az çok benzemesi gerektiği kanaatindeyim.
O iş hep öyle olur
ama sonuçta dükkanın sahibi değil ne verirlerse onu alır. Araba almak ne ki motorunu satıp kredi çekip alsın 500-600 lük bir şey tek sorun buysa
Kaç yaşındasın? Evin ayrı mı olacak ?
Bu da gerçekçi değil ki. “Senin param bizim paramız, benim param sadece benim param” olmaz ki evlilikte. Evlilik müşterek
Evlilikte böyle bir dünya yok ki. Markete pazara hiç gitmeyecek misin ?
Mobilya deyince aklınıza salon takımları gelmesin. Mobilya ustaları müteahhitlerle çalışıp sıfır dairelere vestiyer, mutfak ve banyo dolabı vs. yapar, evine tadilat yaptırmak isteyenlerle de çalışır. Gayet yoğun işleri var. Sıraya koyuyorlar. 2-3 haftada anca bitti bizim mutfak dolabı.
Abin haklı Pempecim, kuzenleriyle çalışan adamla evlenip ailenin kredi kapısı olmaya gerek yok.
Yani bişey dicem olmıcak, sülalenin ayakçısını bulmuşsun bula bula.
Öyle derler hep. Sonra gelsin faturalar krediler.
Seninle aynı fikirdeyim. Ülkemizde gizli kast sistemi var. Kimse okumuş kızını,oğlunu okumamış kimseye layık görmüyor. ( Okumamış derken zanaatkar,meslek sahibi kişilerden bahsediyorum) Bu kafadan çıkmadığı müddetçe sorunlar bitmez.
Memurların elinden o mesleği al, dımdızlak ortada kalır. Ama bir usta her yerde iş bulur. Memurluğun favori olduğu dönem çoktan bitti artık. El emeği daha gözde şu an. Elektrikçi bulunmuyor mesela her dakika. Adamlar randevu veriyor bize yoğunluktan. Ve iş bitiriyorlar, insanlarını ihtiyacını gideriyorlar. Zanaatkar olmak kesinlikle memurluktan iyidir. Tabii biz anlatıldığı kadarını biliyoruz. Çalışma şartları kişiden kişiye değişebilir.
