Şimdi benim bir arkadaşımın ailesi alevi, diğerinin ailesi sünni idi. Açık açık yazayım ben, sizinki nasıl bir farklılık bilmiyorum.
Sünni olan kız tarafı alevi oğlana kızı vermek istemediler. Oğlan ve kız türlü zorluklarla birbirlerini ikna ettiler ve evlendiler. Evlendikten sonra kızın ailesi oğlanı da daha iyi tanıyınca sevdiler ve sorun çıkmadı. Hala da damatlarını seviyorlar bir sıkıntı yok.
Sizin için moral düzeltici bir örnek olsun diye yazdım :)
Örnekteki bir diğer çift de ben ve eşim oluyoruz :)
Olumlu tarafları şunlar, kafa yapınız uyuyorsa ve karşılıklı sevgi saygı, ANLAYIŞ varsa evlilik güzel ilerliyor.
Olumsuz tarafları, dünürler ve ailenin diğer üyeleri birbiriyle mecbur kalmadıkça görüşmüyorlar. Çünkü onlar birbirlerini sevmek zorunda değiller. Sevme ihtimalleri varsa bile bunun içinde bulunmak istemiyorlar. Sadece onların sana olan tavırları ailen için önemli oluyor.
"Ben uzak kalıyorum ama bir elim de kızımın üstünde." Hissini veriyorlar.
İsteme, nişan, kına, düğün artık herneyse siz son derece mutlu oluyorsunuz. Ama aileler arasında mutlaka soğuk bir rüzgar esiyor. O hep reklamlarda gördüğümüz tatlı dünür muhabbetleri, toplu yemekleri yaşanamıyor yani. Çok da gerekli değil aslında.. Normal şartlarda da herkes birbirinden uzak yaşıyor artık.
Belki siz de farklı olur, ama benim için bu şekilde gelişti her şey.
Bu inanılan mezhebe olan bağlılıkla da çok ilgili. Ben mesela ilahiyat okuyan kapalı bir kızdım. Babam çok dindar ve ibadetlerine bağlı bir insandı. Annem de öyle. Tabi ki bu dünya görüşüyle ve zihniyetle alakalı bir durum olsada durum bu şekilde olunca bizim zorlanma derecemiz 10 a katlandı. Onlar eşimin ibadetlerini yapıp yapmaması konusunda da aşırı hassastı. Neleri aşmaya çalıştım bir bilseniz.. Eşime senet gibi kağıt imzalattı babam. Çocuğuna vereceği ismin dinimize uygun bir isim olması gerektiğini içeren maddeye kadar hemde.. Çok sorunlar yaşadık. Ailesi her şeye üzüldü, ezik hissettiler, eşime yüklendiler. Eşim sırf benim için babamın her türlü yaklaşımına katlandı. Babamın "ilerde çocuğunuz olunca babası alevi olduğu için oda alevi sayılacak" böyle korkuları da oldu.
Suan eşimle bir sorunları yok. Eşimi severler. Ama eşimle din konuşmazlar. Eşimle siyaset konuşmazlar. Eşime bu konuda saygı duymak zorunda olduklarını anladılar artık. Çünkü babam hala insanların içinde eşimin ailesini ya da kendisini küçümser tavırlar sergiliyordu. Eşim de yumuşak yüzlü bir insandır, sorun çıkmasın diye alttan alırdı hep. Ama bu sefer ben eşimi korurdum. Bu da babamla aramızın açılmasına sebep oldu.
Tabi şimdi aştık bunları.. Uzun oldu biraz. Ama bilmek isteyeceğini düşündüm.
Bu arada ben eşimle dini konularda ayrıntılara inersek çok fikir ayrılığına düşerim. Hatta bazen o kadar farklı düşünüyoruz ki sırf bu yüzden tartışabiliyoruz. Çünkü tamamiyle emin olduğum çok hassas konularda onun eleştirel tavrı çok sivri olabiliyor. Bunu iyi göğüsleyemiyorum bazen. Ama oralara girmezsek sorun olmuyor.
Ailesi yılbaşı partisi verdiği zaman gitmeyişim mesela benim tercihim. Özel bir durumum. Ama ayrımcılık yapan ve kötü gözüken gelin olarak düşünülüyorum o durumda eşimin ailesi tarafından.
Eşim, abisi gireceği zaman başımı kapatmak için acele etmemi anlamıyor mesela. Olsun, o senin baban yaşında diyor. Yani tabi ki öyle.. Ama böyle ufak tefek durumlarda aramızdaki kültür farkı kendini belli ediyor.
Eşimin annesi benim çok istememe rağmen oğluma "Ömer" ismini koymamı istemedi. Çünkü onlarda konulmazmış.. Hz Ömeri neden sevmediklerini sorduğumda nedenini de bilmiyorlar. Ama öyle gördükleri için buna inanıyorlar. Bende üzerine gitmek istemediğim için oğluma başka bir isim koydum. Bu gibi şeyler de yaşanabiliyor..
Tabi dediğim gibi bunların "sorun" olması hassasiyetle ilgili. Neye ne kadar düşkün olduğumuzla ilgili. Ama eşinizle saygınız sevginiz varsa yürüyor bu evlilik..