Prof.Dr.Özge: “DSÖ’nün global olarak ele aldığı hastalıklara baktığınızda baş ağrısı dünyadaki tüm sağlık sorunları içinde üçüncü sırada. Tıpta 296 nedene bağlı baş ağrısı var. Migrenin ise 27 çeşidi var. Dolayısı ile bu hekimler için çok kolay teşhis konulacak bir durum değil.”
Migren tüm dünyada insanların yaşam kalitesini bozan hastalıkların başında geliyor ve topluma hem ekonomik hem de sosyal açıdan yük getiren hastalıklar listesinde sekizinci sırada.
Ağrı kesicinin fazlası da baş ağrısı yapıyor!
Ağrı kesici kullanma oranları da migren ve diğer baş ağrılarına bağlı olarak her geçen gün artıyor. Ancak ağrı kesicilerin bilinçsiz ve çok kullanılması yeni baş ağrılarının ortaya çıkmasına neden oluyor ve “Doğru olmayan ağrı kesici kullanımına bağlı baş ağrısı” Dünya Sağlık Örgütü(DSÖ) tarafından yayınlanan acil eylem listesindeki 20 hastalık arasında yer alıyor.
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Dünya Başağrısı Cemiyeti Çocuk Başağrısı Çalışma Grubu Moderatörü Prof. Dr. Aynur Özge Medimagazin’e yaptığı açıklamada,
“DSÖ’nün global olarak ele aldığı hastalıklara baktığınızda baş ağrısı dünyadaki tüm sağlık sorunları içinde üçüncü sırada. Tıpta 296 nedene bağlı baş ağrısı var. Migrenin ise 27 çeşidi var. Dolayısı ile bu hekimler için çok kolay teşhis konulacak bir durum değil.” dedi.
Baş ağrısında hekime başvuru az!
Baş ağrısı çeken kişilerin yalnızca 3’te birinin bir hekime başvurduğunu, diğerlerinin ise kendi yöntemleri ile baş ağrısından kurtulmaya çalıştığını ifade eden Özge,
“Mayo Clinic’te yapılan bir araştırmaya göre en az üç kere kulak buru boğaz uzmanına giden ve sinüzit teşhisi konulmuş hastaların yüzde 70’inin, vertigo teşhisi konulan hastaların ise yüzde 47’sinin aslında migren hastası olduğu ortaya koyuldu. Dolayısı ile insanlar tekrarlayan sinüzitleri olduğunu, tedavi oldukları halde sinüzitlerinin ve baş ağrılarının geçmediğini fark ederlerse bir nöroloğa başvursunlar. Bunun temeli biliniyor ve insanların farkındalık kazanması önemli.” açıklamasında bulundu.
“Mide yerine beyne dokunmasından korkmalılar”
Erişkinlerin yüzde 8.8’inin, lise çağındaki çocukların ise yüzde 13.2’sinin aydan 10 tabletten fazla ağrı kesici kullandığı bilgisini veren Özge, baş ağrısının doğru tedavi edilmemesi durumunda ağrı hafızası nedeni ile bu ağrıların kronik hale gelebileceğine dikkat çekti.
Ağrı kesicilerin hekim sorumluluğunda alınması gerektiğini vurgulayan Özge, “Ağrı kesici bir ilaçtır ve her ilacın oluğu gibi bir hekim sorumluluğunda tüketilmelidir. Bilinçsiz tüketilen ağrı kesici sadece karaciğer mide gibi organları etkilemez. Toplumumuz keşke ağrı kesicilerin midesine dokunmasından korktuğu kadar beynine dokunmasından da korksa, o zaman iş çözülecek.” ifadelerini kullandı.
“Kadınlarda migren ağrısını hormonlar etkiliyor”
Baş ağrıları ile ilgili bir diğer önemli konunun ise kız çocuklarda ve yaşlı kadınlardaki baş ağrıları olduğuna dikkat çeken Özge,
“Baş ağrıları çocuklar, yaşlılar ve üretken çağ denilen 20-50 yaş arası grupta farklı seyrediyor. Kliniğe yansıyan vakalarda çocuğun ve anneannesinin çok yakın bir klinik seyri varken durum annede farklı seyrediyor. Bu cinsiyet hormonlarının etkisi. Migrenin göstergeleri, ağrının başın neresinde olduğu, nasıl geçebildiği ve yaşantısına etkisi ergenlik öncesi ve sonrası ve menopozdan sonra değişiyor çünkü kadın cinsiyet hormonları ile migren gibi baş ağrıları arasında ilişki var.” ifadelerini kullandı.
“Küme baş ağrıları erkeklerde daha sık görülüyor”
Biyolojik saatin bozulması ile her sene belli zamanlarda ortaya çıkan küme baş ağrılarının erkeklerde kadınlara göre 4-7 kat daha sık görüldüğü bilgisini veren Özge,
“Bütün sene ağrısı olan hastalar bile olabiliyor. Bu hastalar işi gücü bırakıp elinde oksijen tüpü ile gezebiliyor. Bu baş ağrılarının yüzde 85’i beyin filmi ve kan tahlili gibi sonuçların normal olduğu bu baş ağrılarına biyolojik olan primer baş ağrıları diyoruz. Hekim ya da hasta MR ve tahlillerle ortaya çıkmayan bu ağrılar üzerinde durmazsa topluma sosyal ve ekonomik açıdan çok fazla zararı olabiliyor.” dedi.
Migren tüm dünyada insanların yaşam kalitesini bozan hastalıkların başında geliyor ve topluma hem ekonomik hem de sosyal açıdan yük getiren hastalıklar listesinde sekizinci sırada.
Ağrı kesicinin fazlası da baş ağrısı yapıyor!
Ağrı kesici kullanma oranları da migren ve diğer baş ağrılarına bağlı olarak her geçen gün artıyor. Ancak ağrı kesicilerin bilinçsiz ve çok kullanılması yeni baş ağrılarının ortaya çıkmasına neden oluyor ve “Doğru olmayan ağrı kesici kullanımına bağlı baş ağrısı” Dünya Sağlık Örgütü(DSÖ) tarafından yayınlanan acil eylem listesindeki 20 hastalık arasında yer alıyor.
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Dünya Başağrısı Cemiyeti Çocuk Başağrısı Çalışma Grubu Moderatörü Prof. Dr. Aynur Özge Medimagazin’e yaptığı açıklamada,
“DSÖ’nün global olarak ele aldığı hastalıklara baktığınızda baş ağrısı dünyadaki tüm sağlık sorunları içinde üçüncü sırada. Tıpta 296 nedene bağlı baş ağrısı var. Migrenin ise 27 çeşidi var. Dolayısı ile bu hekimler için çok kolay teşhis konulacak bir durum değil.” dedi.
Baş ağrısında hekime başvuru az!
Baş ağrısı çeken kişilerin yalnızca 3’te birinin bir hekime başvurduğunu, diğerlerinin ise kendi yöntemleri ile baş ağrısından kurtulmaya çalıştığını ifade eden Özge,
“Mayo Clinic’te yapılan bir araştırmaya göre en az üç kere kulak buru boğaz uzmanına giden ve sinüzit teşhisi konulmuş hastaların yüzde 70’inin, vertigo teşhisi konulan hastaların ise yüzde 47’sinin aslında migren hastası olduğu ortaya koyuldu. Dolayısı ile insanlar tekrarlayan sinüzitleri olduğunu, tedavi oldukları halde sinüzitlerinin ve baş ağrılarının geçmediğini fark ederlerse bir nöroloğa başvursunlar. Bunun temeli biliniyor ve insanların farkındalık kazanması önemli.” açıklamasında bulundu.
“Mide yerine beyne dokunmasından korkmalılar”
Erişkinlerin yüzde 8.8’inin, lise çağındaki çocukların ise yüzde 13.2’sinin aydan 10 tabletten fazla ağrı kesici kullandığı bilgisini veren Özge, baş ağrısının doğru tedavi edilmemesi durumunda ağrı hafızası nedeni ile bu ağrıların kronik hale gelebileceğine dikkat çekti.
Ağrı kesicilerin hekim sorumluluğunda alınması gerektiğini vurgulayan Özge, “Ağrı kesici bir ilaçtır ve her ilacın oluğu gibi bir hekim sorumluluğunda tüketilmelidir. Bilinçsiz tüketilen ağrı kesici sadece karaciğer mide gibi organları etkilemez. Toplumumuz keşke ağrı kesicilerin midesine dokunmasından korktuğu kadar beynine dokunmasından da korksa, o zaman iş çözülecek.” ifadelerini kullandı.
“Kadınlarda migren ağrısını hormonlar etkiliyor”
Baş ağrıları ile ilgili bir diğer önemli konunun ise kız çocuklarda ve yaşlı kadınlardaki baş ağrıları olduğuna dikkat çeken Özge,
“Baş ağrıları çocuklar, yaşlılar ve üretken çağ denilen 20-50 yaş arası grupta farklı seyrediyor. Kliniğe yansıyan vakalarda çocuğun ve anneannesinin çok yakın bir klinik seyri varken durum annede farklı seyrediyor. Bu cinsiyet hormonlarının etkisi. Migrenin göstergeleri, ağrının başın neresinde olduğu, nasıl geçebildiği ve yaşantısına etkisi ergenlik öncesi ve sonrası ve menopozdan sonra değişiyor çünkü kadın cinsiyet hormonları ile migren gibi baş ağrıları arasında ilişki var.” ifadelerini kullandı.
“Küme baş ağrıları erkeklerde daha sık görülüyor”
Biyolojik saatin bozulması ile her sene belli zamanlarda ortaya çıkan küme baş ağrılarının erkeklerde kadınlara göre 4-7 kat daha sık görüldüğü bilgisini veren Özge,
“Bütün sene ağrısı olan hastalar bile olabiliyor. Bu hastalar işi gücü bırakıp elinde oksijen tüpü ile gezebiliyor. Bu baş ağrılarının yüzde 85’i beyin filmi ve kan tahlili gibi sonuçların normal olduğu bu baş ağrılarına biyolojik olan primer baş ağrıları diyoruz. Hekim ya da hasta MR ve tahlillerle ortaya çıkmayan bu ağrılar üzerinde durmazsa topluma sosyal ve ekonomik açıdan çok fazla zararı olabiliyor.” dedi.