Tekrar merhaba,
Daha önce de belirtmiş olduğum gibi bu hususlarda açılan konularda olayların seyrini net şekilde görebildiğimiz açıklamalar olamıyor maalesef. O sebeple bahsetmeye devam edeceğim.
Oğlum birkaç ay sonra altı yaşında olacak. Konuyu ilk açtığımda 3 yaşında bile değildi. Hala mesleğime geri dönmemiş durumdayım. Yeni yeni dönebileceğimi düşünüyorum. Bir öğretmen tuttuk, gölge öğretmen. 09.00-17.00 yanımızda, bir mürebbiye gibi sosyal hayata uyumunu sağlamaya çalışıyor, çeşitli beceriler çalışıyorlar vs.
Bu süreçte yolumuza devam ettiğimiz, yetkinliğine güvendiğimiz birkaç özel eğitimci/ergoterapist/danışman/doktorumuz var. Aylık masrafımız çok, otizm sürecinin başlarındayken bu rakamları ödeyebileceğimizi hayal edemezdik. Aylık 40 bin lirayı buluyor.
Hala aylık peryotlarla bizi gören, Marmara Üni.'de bir hocamız, evladımın ileride toparlayabileceğini düşünüyor. Ama buna ben bile inanmıyorum. :) Çünkü zaman zaman yoğun hiperaktivite nedeniyle akli melekelerini kaybetmiş gibi davranıyor. Doktorumuz ise bu durumun geçici birşey olmadığını, bir ömür boyu devam ettiğini ama aynı zamanda dünyanın da sonu olmadığını söylüyor. Bu şekilde hayatını idame ettirme yollarını açmayı öğrenmemiz gerekiyor.Kimin haklı olduğunu hep beraber göreceğiz. :)
Otizm'den çok bizi yoran şey dürtüsellik/hiperaktivite oldu bu süreçte. Bir süredir ilaç kullanarak (Risperdal 0,75) ve bahsettiğim öğretmen ile yol alarak dizginlemeye çalışıyoruz.
Tabii bu süreçte çocuktaki taşkınlıkların, bizim iyi yetiştiremememizden kaynkalandığnı düşünen bağnazlar oluyor hala. Direk dua ediyorum, evladından veya torunundan benzerini yaşamasını. Böylelikle kemâle ermesini
Çünkü maalesef ki bu cahiller, yaşamadan empati kuramıyorlar.
Evladımızın kontrol edilemezliği eşimi de beni de çok yordu. Biz ikimiz de ayriyetten ilaca başladık. :) Yine de herşeye rağmen problemlerimize çözümler buluyoruz ve güzel bir hayat yaşıyoruz. İkinci bir çocuğu düşünemiyoruz, halbuki hep çok çocuk sahibi olmak isterdim.
Tüm bunlara rağmen evladım çok tatlı bir çocuk, bizi çileden çıkardığı dönemleri hatırlamak dahi istemesem de (çünkü bir insanın ruh sağlığının pamuk ipliğine bağlı olduğunu deneyimledim kendimde) ona bayılıyoruz, içimize sokasımız geliyor. Bu da Rabbimizden bize bir nimet; bu kadar sevecen olması.
Konuyu ilk açtığım zamanlarda evladımın sahip olduğu becerilerden ötürü otizm'i ona yakıştıramadığımı gördüm yazdıklarımda. Halbuki şimdi çok iyi bildiğim birşey var, zaten otizm denen şey 2-3 yaş gibi kendini gösteriyor ve becerilerin kaybolmasıyla kendini belli ediyor. Dikkatli ve uyanık olmak gerekiyor. Yaşıtlarıyla gelişimsel karşılaştırmalarını yapmak her anne-babanın asli görevi. Üstünü örtmenin kimseye bir faydası yok.
Ha bir de, ilaç kullanmanız uygun görülüyorsa kullanın. İlaca karşıyım, marşıyım fasa fiso. Belki de çocuğunuzun erken yaşta beyninin olgunlaşma payını elinden alıyorsunuz. En kritik yaşlarında algılayamıyor, duramıyor, bakamıyor. Çünkü bu çocukların elinde değil; dikkatlerini vermemeleri, dinlememeleri, duramamaları, kontrolsüz davranmaları.. yardıma ihtiyaçları var ve biz bunun için yok muyuz?
Kurumlardan fayda görüp görmememiz ile alakalı ise lütfen özelden yazın, kimsenin reklamını yapmak istemem sürecin ortasında.