Popüler Konu 24 Haziran Başkanlık seçimi anketi ;

Başkanlık seçiminizde oyunuzu kime vereceksiniz ?

  • AKP ile MHP ortak adayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

    OY: 891 37,9%
  • CHP adayı Yalova Milletvekili Muharrem İnce

    OY: 1.067 45,4%
  • HDP adayı İstanbul Milletvekili Selahattin Demirtaş

    OY: 67 2,9%
  • İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener

    OY: 274 11,7%
  • SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu

    OY: 42 1,8%
  • VP Genel Başkanı Doğu Perinçek

    OY: 8 0,3%

  • Ankete Katılan
    2.349
  • Anket Kapalı .
Çok doğru akp için oy istiyorlardı o dönemlerde
Dün oy isterken görüşmüş abiler ablalar da...
Beraber yuruduuuk biz bu yollardaaa.. Feto ile tayyip'in sarkisi.. Menfaatler catisana kadar.. Sonra ne istediniz de vermedik! oldu. Sonra Muhterem hocaefendileri FETO oldu.

Oyle oldu diye, 50000 kisiyi iceri atti diye, cemaate gonul verenler bitmedi. Onlar da hala bu ulkenin vatandasi ve bir zamanlar "hukuk herkese lazim, bir gun sira herkese gelir" lafina aldirmadilar, ama simdi kendilerine lazim olunca bu ulkede hukugu yeniden tesis edebilecek adamin basa gelmesini onlar da ister oldular. Adalet isteyen herkesin adresi CHP artik bu ulkede.. Normaldir. CHP icin oy toplamalarina sasirmaya gerek yok yane..

Dua edin de birgun sizler de CHP gelsin zulum bitsin diye oy toplamaya cikmak zorunda kalmayin. Gordugunuz gibi, bu isler hic belli olmuyor. Yarin kimin basi ezilecek, sira kime gelecek bu ulkede AKP varken belli olmuyor. Bugun dost, yarin dusman.. Bugun kardes, yarin kalles.. Sira size de gelebilir yane..AKP iktidar oldukca kaderiniz reisin iki dudagi arasinda.:KK66:
 
Son düzenleme:
Show tv de Erdoğan'ı izledim azcık bakalım ne diyecek diye.. Dedi ki ben dedi belediye başkanlığı dönemşmde dedi 2 veya 3kere görüşmüşümdür dedi...Allah bak sen yahu.. Sonra da sen çık yıllar sonra de ki... " geeeeelll bitsin bu hasret..." sonra da de ki... " fetö haindir... Ne istediler de vermedikkkk...?" şimdi bunların hepsi 2_3 görüştükten sonra kanka olup küsünce oldu yani...? Valla süper kafalar pırıl pırıl... Ha bir de dedi ki " ben ekonomi okudum... Ekonomi cesaret işidir derdi hocalarımız..." Şey mmmmmm what is the diploma.? No I am not diploma... :)) where is the diploma There is the diploma.... Herkesin diplomasına kimse karışamaz.. İster diplomam olur ister olmaz.. Ben Allah katında diplomalıyım... Ülkeyide vahiyle yönetiyorum.. Da diyebilirdi... Ben inanıyorum.. Derse inanacak bir kitle var çünkü..
Where is the diploma ?
Diploma is on the table :KK53:


Şaka bi tarafa 16 yıldır tek bir hocası çıkıpta Tayyip bey okulda şöyleydi demedi :KK51:
 
Fetö nedir kinle ilişki halindeydi apaçık belliydi ve belli , akpliler manipüle ediyor milleti. Ams şuraya Neo-Liberalizm ve halkın parasını iç eden bunu da dını kullanarak yapan akpnin ne olduğumu anlatan bir haber iliştireyim. Bu ülke kendinie vatansever diyen, farklı her sesi boğan hainler yüzünden bu halde. Nazım Hikmet Ran teşhisi yaptı yarım asır önce zaten, hiç bir şey de değişmemiş hala.

Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.



Haşnlerimiz ile ilgili haberlere devam edelim.

"". İşte Türkiye'yi batıracak tezgâh!
Cumhuriyet yazarı Çiğdem Toker'e niye 3 milyon liralık tazminat davası açtılar biliyor musunuz? Bu ülkenin Düyun-u Umumiye'den beri gördüğü en tehlikeli tezgâha çomak soktu çünkü. O yıllardır anlatıyor ama gelin, '2023 vizyonu' adıyla pazarlanan şu tehlikeli oyunu, somut örneklerle bir kez daha masaya yatıralım. Bakalım o vizyon kimin için, nasıl çizilmiş?


......


Peki ‘eski Türkiye’ye dair ne varsa yıkmaya ant içmiş AKP ne yaptı? Hazine kaynaklarını ‘yandaşa’ aktarmanın keşfedilmiş bu en kolay yönteminden vazgeçmedi tabii ki. Adını bir güzel yeniledi ve Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) gibi ‘imece naifliği’nde bir ambalajla eskisini dahi aratacak hunharlıkta uygulamaya koydu. ‘Mega projeler’ etiketiyle milletin önüne sürüp sürüp duruyor şimdi.

Lafı uzatmadan söyleyelim; KÖİ projeleri, bu ülkenin Düyun-u Umumiye’den beri gördüğü en büyük tezgâhtır. Devletin vergilerle topladığı ve gelecekte toplayacağı milyarlarca dolarlık kaynağı düne kadar çapı belli bir avuç şirkete ve sahiplerine aktarmaktır. Asıl önemlisi, borç içindeki özel sektörü vurması muhtemel krizin, kamu ayağında yaratacağı depremin de baş müsebbibi olacaktır.

Nasıl mı? Hakkında 3 milyon liralık tazminat davası açılan Cumhuriyet yazarı Çiğdem Toker’in anlatmaktan dilinde tüy bitti ama gelin bu tezgâhın işleyişini somut örneklerle bir kez daha inceleyelim…

TEZGÂH NASIL İŞLİYOR?

Malum; otoyollar, köprüler, 3. havalimanı gibi dev projeler hükümetin medarı iftiharı. Hepsine birden ‘2023’ vizyonu adını verdiler. Madde madde bakalım, 2023 vizyonu kimler için çizilmiş?

* KÖİ’ler 2009’dan sonra patladı. Önce yasal kılıf hazırlandı. 3996 sayılı YİD kanununun 2. Maddesi değiştirilerek; gar kompleksinden lojistik merkezine, havalimanlarından sınır kapılarına, milli parklardan yaban hayatı koruma sahalarına, otogarlara ve balıkçı barınaklarına kadar her şey kapsama alındı. Ardından 4749 sayılı Kamu Borç Yönetimi Kanunu’na el attılar. 8. Madde’deki değişikliklerle Hazine’nin verdiği garantiler genişletildi. Üzerine bir de ihaleyi dağıtan kurumlara tahvil ihraç etme yetkisi tanındı ki, buradaki garanti de yüzde 100’e çıkarılarak bütçeye bir kurşun daha sıkıldı.

* Değişikliklerin içinde en vahimlerinden birisi, işi yapacak şirketlerin alacağı borcun tamamını Hazine’nin üstlenmesiydi. Bu, Cumhuriyet tarihinin en önemli ekonomik değişikliklerinden birisiydi. Nitekim KÖİ tezgâhı tam burada devreye giriyor. Projeler için alınan borçlara, üstlenilen finansal risklere, harcanan paralara devlet garantisi verildiği halde iş bütçeye değil, şirketlerin bilançosuna kaydediliyor. Böylece sanki devletten para çıkmayacak gibi gösterilip, bütçe açığına ve kamu borçlarına bunlar dahil edilmiyor. Oysa şirketler batar, iflas eder veya işi bırakırlarsa aldıkları borçları kamunun ödeyeceği açık açık yazılıdır. Dolayısıyla bütçe açığı, kamunun dış ve iç borç stoku şu anda gösterilenden daha fazladır.

* 2009’dan sonra ihale edilen KÖİ projelerinin toplam sözleşme değeri 129.5 milyar dolardır. Kalkınma Bakanlığı’nın verilerine bakılırsa, 2023’e kadar planlanan yeni yatırımların büyüklüğü de 325 milyar dolara ulaşıyor. Şu anda 17 milyar dolarlık karayolu, 68.5 milyar dolarlık havalimanı, 11.5 milyar dolarlık da şehir hastanesi yapılıyor. 2023’e kadar da 80 milyar dolarlık karayolu, 30’ar milyar dolarlık tren yolu, havalimanı, sağlık tesisi ve liman ihalesi planlanıyor. 5-10 milyar dolarlık olanları hesaba katmıyoruz bile.

* Yasal değişikliklerden sonra tezgâhın ikinci perdesi, her ihalede görülen ancak pek dikkat çekmeyen bir ibarede ortaya çıkıyor. ‘Sözleşme değeri’ ile ‘yatırım değeri’ arasındaki fark, bize özel şirketlere aktarılacak asgari parayı gösteriyor çünkü. İktisatçı Hakan Özyıldız gayet güzel açıkladı: Şu andaki projelerin sözleşme değeri 130 milyar dolar. Yatırım değeri ise 59 milyar dolar. Bu ne demek? O işleri devlet kendisi yapsaydı eğer, 20-25 yılda elde edeceği 130 milyar dolardan vazgeçip şirketlere, ‘buyurun sizin olsun’ demek.

* Tezgâhın üçüncü perdesi burada açılıyor. Şirketler yatırım için gerekli kaynağa sahip değiller. Öz kaynaklarının ise borç almalarına yetmediğini biliyoruz. Hazine devreye giriyor ve alınan her cent borca garantör oluyor. Yetmiyor, “yabancılar güvenip vermez” diye kamu bankalarını devreye sokuyor. Bununla da kalmıyor; yapılan tüm işlerde, tıpkı otoyol ve köprülerde olduğu gibi, şirketlere gelir garantisi taahhüt ediliyor. Kimse o yollardan geçmese de, o havalimanından uçmasa da devletin kasasından şirketlere söz verilen miktar tıkır tıkır ödenecek.

* Tezgâhın son aşamasının nasıl kurgulandığını görmek için somut örneklere başvuralım. Mesela; 3. havalimanına bakalım. Malum, ihaleyi Cengiz – Limak – Kolin – Mapa – Kalyon Ortak Girişim Grubu, 25 yıllık kira bedeli olarak 22 milyar 152 milyon euro vererek aldı. İlk iş 4.5 milyar euro kredi verildi. Kredinin 3.5 milyar euroluk kısmını kamu bankaları üstlendi. Tamamı da Hazine garantisi altında. Sözleşmeye göre, devlet 25 yıl boyunca yolcu başına 20 euro ödeyecek. Ardından bir de gelir garantisi eklendi. Şirketlere 12 yıl boyunca en az 6.3 milyar euro kazanma sözü verildi. Gelir bunun altında kalırsa fark bütçeden karşılanacak. Üçüncü garanti ise sözleşmenin feshi halinde devletin tesise el koyacak olması. Görünürde ne kadar da masum değil mi? Oysa işin aslı çok başka. Devlet el koyduğu zaman krediler dahil, o güne dek şirketlerin öz kaynaklarından yaptığı masrafları da üstlenmiş olacak. Daha havalimanı açılmadan yıllık 1 milyar euro kiranın iki yıl ötelenmesi, gelecekte bizi neyin beklediğinin de işareti aslında.

DÜNYADA BİR EŞİ DAHA YOK.....
https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2018/05/28/iste-turkiyeyi-batiracak-tezgah/

Haberin devamı linkte zaten, lütfen okuyup yorum yapın. @METANOL METANOL METANOL senden yorum bekliyorum özellikle.
 
Dün Adli Tıp Kurumunun mülakatlı alım sonuçlarında yine kimlerin yerleştiğini(!) gördüm ama dilerim Allah'tan nasıl insanların emeğini hiçe sayıp SADECE yandaş yerleştiriyorsa bu millet de onu sandıkta rezil etsin!

Dilerim Allah'tan nasıl ailelerin geçimsizlikle okuttuğu evlatlarının hakkını gasp ediyorsa bu son torpili olsun.
Dilerim tüm saklıları ortaya çıksın hak hukuk sahibi insanlara kalsın bu ülke.

Onun Allah korkusu mu var?!
Onun öyle gizlileri var ki korktuğu, kendine inanan halkına ve torpillilerine güveniyor.

Gelip bana hiç kimse haktan söz etmesin!

Bazı yorumlardan anlıyorum ki ülke hiç ilerlememiş, kıt düşünceler arasında bir dönenceye girmiş.
İzinde olduğu insanları kendilerine has imkanlarla büyütmüş diye reis yapmışlar onu.

Bu o kadar belli ki hâlâ cevaplanmayan sorular var çünkü.
Bir yandan sinirlenip bir yandan üzülüyorum ama...
Hak hukuk size göre değil.
Sadece gülüyorum.

"Cahille girme münakaşaya.
Ya sinirini zıplatır tavana! Ya da yazık olur adabına." - Mevlana
.
.
.
 
Sahi akp ve lideri dünya lideri, Türkiye'yi ileriye taşıyacak güç, mazlumların sesiydi di mi :) ülkemizi parsel parsel satanların torunları sadece, halkın bir kesimi ise kendi çocuklarını dahi sevmeyen ya da , onların geleceği için doğru kararlar veremeyecek kadar cahil ve günü kurtarma peşinde..
 
Dün Adli Tıp Kurumunun mülakatlı alım sonuçlarında yine kimlerin yerleştiğini(!) gördüm ama dilerim Allah'tan nasıl insanların emeğini hiçe sayıp SADECE yandaş yerleştiriyorsa bu millet de onu sandıkta rezil etsin!

Dilerim Allah'tan nasıl ailelerin geçimsizlikle okuttuğu evlatlarının hakkını gasp ediyorsa bu son torpili olsun.
Dilerim tüm saklıları ortaya çıksın hak hukuk sahibi insanlara kalsın bu ülke.

Onun Allah korkusu mu var?!
Onun öyle gizlileri var ki korktuğu, kendine inanan halkına ve torpillilerine güveniyor.

Gelip bana hiç kimse haktan söz etmesin!

Bazı yorumlardan anlıyorum ki ülke hiç ilerlememiş, kıt düşünceler arasında bir dönenceye girmiş.
İzinde olduğu insanları kendilerine has imkanlarla büyütmüş diye reis yapmışlar onu.

Bu o kadar belli ki hâlâ cevaplanmayan sorular var çünkü.
Bir yandan sinirlenip bir yandan üzülüyorum ama...
Hak hukuk size göre değil.
Sadece gülüyorum.

"Cahille girme münakaşaya.
Ya sinirini zıplatır tavana! Ya da yazık olur adabına." - Mevlana
.
.
.

Amin canim..
Malesef mulakat olan her yerde igrenc torpiller dönüyor Ben bu topikte defalarca yazdim kendi koylum akrabam 50 60 bin tl para yedirdiler ogretmen atama mulakati icin Simdi oturup atanacagi gunu bekliyor Normalde yillardir kpss.de atanamiyordu

Bir reis sevdalısı da cikip bana yahu sen yalan atıyorsun akp iktidarinda boyle seyler olmaz kul hakki yenmez isim ver adres ver demedi
 
Fetö nedir kinle ilişki halindeydi apaçık belliydi ve belli , akpliler manipüle ediyor milleti. Ams şuraya Neo-Liberalizm ve halkın parasını iç eden bunu da dını kullanarak yapan akpnin ne olduğumu anlatan bir haber iliştireyim. Bu ülke kendinie vatansever diyen, farklı her sesi boğan hainler yüzünden bu halde. Nazım Hikmet Ran teşhisi yaptı yarım asır önce zaten, hiç bir şey de değişmemiş hala.

Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.



Haşnlerimiz ile ilgili haberlere devam edelim.

"". İşte Türkiye'yi batıracak tezgâh!
Cumhuriyet yazarı Çiğdem Toker'e niye 3 milyon liralık tazminat davası açtılar biliyor musunuz? Bu ülkenin Düyun-u Umumiye'den beri gördüğü en tehlikeli tezgâha çomak soktu çünkü. O yıllardır anlatıyor ama gelin, '2023 vizyonu' adıyla pazarlanan şu tehlikeli oyunu, somut örneklerle bir kez daha masaya yatıralım. Bakalım o vizyon kimin için, nasıl çizilmiş?


......


Peki ‘eski Türkiye’ye dair ne varsa yıkmaya ant içmiş AKP ne yaptı? Hazine kaynaklarını ‘yandaşa’ aktarmanın keşfedilmiş bu en kolay yönteminden vazgeçmedi tabii ki. Adını bir güzel yeniledi ve Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) gibi ‘imece naifliği’nde bir ambalajla eskisini dahi aratacak hunharlıkta uygulamaya koydu. ‘Mega projeler’ etiketiyle milletin önüne sürüp sürüp duruyor şimdi.

Lafı uzatmadan söyleyelim; KÖİ projeleri, bu ülkenin Düyun-u Umumiye’den beri gördüğü en büyük tezgâhtır. Devletin vergilerle topladığı ve gelecekte toplayacağı milyarlarca dolarlık kaynağı düne kadar çapı belli bir avuç şirkete ve sahiplerine aktarmaktır. Asıl önemlisi, borç içindeki özel sektörü vurması muhtemel krizin, kamu ayağında yaratacağı depremin de baş müsebbibi olacaktır.

Nasıl mı? Hakkında 3 milyon liralık tazminat davası açılan Cumhuriyet yazarı Çiğdem Toker’in anlatmaktan dilinde tüy bitti ama gelin bu tezgâhın işleyişini somut örneklerle bir kez daha inceleyelim…

TEZGÂH NASIL İŞLİYOR?

Malum; otoyollar, köprüler, 3. havalimanı gibi dev projeler hükümetin medarı iftiharı. Hepsine birden ‘2023’ vizyonu adını verdiler. Madde madde bakalım, 2023 vizyonu kimler için çizilmiş?

* KÖİ’ler 2009’dan sonra patladı. Önce yasal kılıf hazırlandı. 3996 sayılı YİD kanununun 2. Maddesi değiştirilerek; gar kompleksinden lojistik merkezine, havalimanlarından sınır kapılarına, milli parklardan yaban hayatı koruma sahalarına, otogarlara ve balıkçı barınaklarına kadar her şey kapsama alındı. Ardından 4749 sayılı Kamu Borç Yönetimi Kanunu’na el attılar. 8. Madde’deki değişikliklerle Hazine’nin verdiği garantiler genişletildi. Üzerine bir de ihaleyi dağıtan kurumlara tahvil ihraç etme yetkisi tanındı ki, buradaki garanti de yüzde 100’e çıkarılarak bütçeye bir kurşun daha sıkıldı.

* Değişikliklerin içinde en vahimlerinden birisi, işi yapacak şirketlerin alacağı borcun tamamını Hazine’nin üstlenmesiydi. Bu, Cumhuriyet tarihinin en önemli ekonomik değişikliklerinden birisiydi. Nitekim KÖİ tezgâhı tam burada devreye giriyor. Projeler için alınan borçlara, üstlenilen finansal risklere, harcanan paralara devlet garantisi verildiği halde iş bütçeye değil, şirketlerin bilançosuna kaydediliyor. Böylece sanki devletten para çıkmayacak gibi gösterilip, bütçe açığına ve kamu borçlarına bunlar dahil edilmiyor. Oysa şirketler batar, iflas eder veya işi bırakırlarsa aldıkları borçları kamunun ödeyeceği açık açık yazılıdır. Dolayısıyla bütçe açığı, kamunun dış ve iç borç stoku şu anda gösterilenden daha fazladır.

* 2009’dan sonra ihale edilen KÖİ projelerinin toplam sözleşme değeri 129.5 milyar dolardır. Kalkınma Bakanlığı’nın verilerine bakılırsa, 2023’e kadar planlanan yeni yatırımların büyüklüğü de 325 milyar dolara ulaşıyor. Şu anda 17 milyar dolarlık karayolu, 68.5 milyar dolarlık havalimanı, 11.5 milyar dolarlık da şehir hastanesi yapılıyor. 2023’e kadar da 80 milyar dolarlık karayolu, 30’ar milyar dolarlık tren yolu, havalimanı, sağlık tesisi ve liman ihalesi planlanıyor. 5-10 milyar dolarlık olanları hesaba katmıyoruz bile.

* Yasal değişikliklerden sonra tezgâhın ikinci perdesi, her ihalede görülen ancak pek dikkat çekmeyen bir ibarede ortaya çıkıyor. ‘Sözleşme değeri’ ile ‘yatırım değeri’ arasındaki fark, bize özel şirketlere aktarılacak asgari parayı gösteriyor çünkü. İktisatçı Hakan Özyıldız gayet güzel açıkladı: Şu andaki projelerin sözleşme değeri 130 milyar dolar. Yatırım değeri ise 59 milyar dolar. Bu ne demek? O işleri devlet kendisi yapsaydı eğer, 20-25 yılda elde edeceği 130 milyar dolardan vazgeçip şirketlere, ‘buyurun sizin olsun’ demek.

* Tezgâhın üçüncü perdesi burada açılıyor. Şirketler yatırım için gerekli kaynağa sahip değiller. Öz kaynaklarının ise borç almalarına yetmediğini biliyoruz. Hazine devreye giriyor ve alınan her cent borca garantör oluyor. Yetmiyor, “yabancılar güvenip vermez” diye kamu bankalarını devreye sokuyor. Bununla da kalmıyor; yapılan tüm işlerde, tıpkı otoyol ve köprülerde olduğu gibi, şirketlere gelir garantisi taahhüt ediliyor. Kimse o yollardan geçmese de, o havalimanından uçmasa da devletin kasasından şirketlere söz verilen miktar tıkır tıkır ödenecek.

* Tezgâhın son aşamasının nasıl kurgulandığını görmek için somut örneklere başvuralım. Mesela; 3. havalimanına bakalım. Malum, ihaleyi Cengiz – Limak – Kolin – Mapa – Kalyon Ortak Girişim Grubu, 25 yıllık kira bedeli olarak 22 milyar 152 milyon euro vererek aldı. İlk iş 4.5 milyar euro kredi verildi. Kredinin 3.5 milyar euroluk kısmını kamu bankaları üstlendi. Tamamı da Hazine garantisi altında. Sözleşmeye göre, devlet 25 yıl boyunca yolcu başına 20 euro ödeyecek. Ardından bir de gelir garantisi eklendi. Şirketlere 12 yıl boyunca en az 6.3 milyar euro kazanma sözü verildi. Gelir bunun altında kalırsa fark bütçeden karşılanacak. Üçüncü garanti ise sözleşmenin feshi halinde devletin tesise el koyacak olması. Görünürde ne kadar da masum değil mi? Oysa işin aslı çok başka. Devlet el koyduğu zaman krediler dahil, o güne dek şirketlerin öz kaynaklarından yaptığı masrafları da üstlenmiş olacak. Daha havalimanı açılmadan yıllık 1 milyar euro kiranın iki yıl ötelenmesi, gelecekte bizi neyin beklediğinin de işareti aslında.

DÜNYADA BİR EŞİ DAHA YOK.....
https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2018/05/28/iste-turkiyeyi-batiracak-tezgah/

Haberin devamı linkte zaten, lütfen okuyup yorum yapın. @METANOL METANOL METANOL senden yorum bekliyorum özellikle.
merhaba philly şuan yorum yapamayacağım okuyup araştırmam lazım bu konuda bilgim yok sana dönerim inşallah bu aralar biraz yogun,uykusuz ve açım iş çıkardın bana hadi bakalım:KK66:
 
Korkma gel su çok gizel :KK53:

he geleyim de saçma nedenlerle ban yiyeyim sonra nereden gittiğimi bile anlamayayım:KK70:

hayır bide bundan mı ban yedim ne alaka diye özel mesaj atıyorum geride dönülmüyor napmak lazım acaba

adalet her yer için gerekli belli ki

oylar meral akşenere diyor ve gidiyorum :KK53:
 
Amin canim..
Malesef mulakat olan her yerde igrenc torpiller dönüyor Ben bu topikte defalarca yazdim kendi koylum akrabam 50 60 bin tl para yedirdiler ogretmen atama mulakati icin Simdi oturup atanacagi gunu bekliyor Normalde yillardir kpss.de atanamiyordu

Bir reis sevdalısı da cikip bana yahu sen yalan atıyorsun akp iktidarinda boyle seyler olmaz kul hakki yenmez isim ver adres ver demedi
Öğretmen ataması için yapılan mülakata mı 50-60 bin tl para yedirdiler
 
bu seneki mülakat KPSS puanı değişmeden + - puan uygulamadan güvenlik soruşturmasının bir parçası olarak yapıldı bu yüzden 50-60 bin tl mevzusuna asla inanmıyorum
 
bu seneki mülakat KPSS puanı değişmeden + - puan uygulamadan güvenlik soruşturmasının bir parçası olarak yapıldı bu yüzden 50-60 bin tl mevzusuna asla inanmıyorum
Dünyanın yuvarlak olduğuna veya döndüğüne inanmamak; dünyanın düz olduğu veya dönmediği anlamına gelmez. Eğer böyle bir iddia varsa; hemen komisyon kurulmalı ve soruşturma açılmalıdır. Binealyn bunun başka izahat tarzı vaa mı?
 
Muhafazakar ama demokrat! akp ve kadın söylemleri , kadını en çok ihya eden hükümet mi demişti biri.

Her cümlede cinlerimi tepeme çıkaran bir video olmuş! ya yok ben böyle bi zihniyeti istemiyorum ya yetti artık TAMAM! Eşlerine , kızlarına analarına kardeşlerine illa kadın doktor ararlarken de söylesinler bu cümleleri de göreyim . Sana ne benim eğitimimden , sana ne benim yediğimden içtiğimden , sana ne benim anneliğimden ,sana ne benim işimden gücümden, sana ne benim kahkahamdan ! Nefret ediyorum gerçekten şu kadın-erkek ayrımcılığından ! Kadını değersizleştiren her türlü kişiden laftan sözden girişimden nefret ediyorum!
 
Muhafazakar ama demokrat! akp ve kadın söylemleri , kadını en çok ihya eden hükümet mi demişti biri.

Onlara göre bu yapılanlar kadına yapılan güzellemeler. İşte haklı diyolar kadın çalışmasın, konuşmasın, gülmesin, hamileyken gezmesin, heryer ihl olsun, içki yasayla yasaklansın. Ben açık açık yazıyorum içki içmiyorum. Ama yasaklanmasını da istemiyorum. İnsanlar özgür olsun istiyorum. Oruç tutuyorum ama sokakta yiyenlerin dövülmesini istemiyorum. Onlar bu videodan utanmazlar gurur duyarlar. Çünkü onlar her ne kadar buraya yazmasalar da şeriatın ülkeye gelmesini istiyorlar
 
X