hanımefendi, yıpranma payı diye bir şey var sonuçta. emekli yaşı hesaplanırken elbette ki mesleklere göre yıpranma payları da hesaplanmalı. ancak dünyada insanlar 60-70 yaşına kadar çalışıyor. yani ne kadar çok çalışır, ne kadar çok üretirsek genel olarak o kadar gelişiriz. çalışma koşulları da dahil olmak üzere refah seviyemiz artar. bu nedenle sahaya gelecek denk dinamik çalışanlara yer bulmanın yolu genç yaşta emeklilik değil, o gençlere yeni iş alanları yaratmak, böylece mevcut çalışanların üzerindeki iş yükünü azaltırken sistemi daha da güçlendirmek olmalı mesela. söylemeye çalıştığım, bu çok yönlü bir sorun ve tek cevap emeklilik değil.
emeklilik sisteminin tüm koşullar göz önünde bulundurularak tasarlanması lazım. şu an zaten bozuk bir sistemde "onlar oldu ben de olayım" talebi sadece sistemi daha da bozmak anlamına gelir. ve soruyorum size, nereye kadar? birine o hak verildiğinde sınırdan o hakkı kaçıranlar da "biz de isteriz" demeyecek mi? sınırı nerede çekeceğiz?
ve daha önce de dediğim gibi çökmüş bir sistemde "emekli" olsanız bile ya paranızı alamazsınız ya da aldığınız kuş kadar parayla aç kalıp nereden para kazanırım diye bakınmaya başlarsınız. önemli olan o payeyi almak değil, o payenin bir anlam taşıdığı sistemi inşa etmek. yani kişilerden bağımsız olarak bütüne bakarak hareket etmek gerekiyor.