18 yaşında kocaya değil, hayata...

joey

just breathe
Kayıtlı Üye
30 Eylül 2009
2.530
3
birkaç gündür şu forumda okuduğum konularda genelde 18 yaşındaki gencecik kızlarımız sevgili derdine düşmüş, evlilik hayalleri kuruyor.

Ben de diyorum ki bu konu altında, okuyup ya da okuyamayıp ne olursa olsun, dişiyle tırnağıyla altın bileziğini koluna takmış hanımlarımız, neler yaptılar nasıl buralara geldiler anlatsınlar. Belki özendirici olur da koca derdine düşmek yerine, asıl yatırımı kendilerine yapmaya karar verirler.


Diyerek ilk ben başlayayım;

lise sonda 17 yaşındaydım. okul bittiğinde 18imi henüz doldurmamıştım. Üniversite sınavlarına hazırlanıyordum. Ailemin maddi durumu iyi olmadığı için beni dedem dershaneye gönderiyordu. Özel ders vs gibi şeyler söz konusu bile değildi. Elimden geldiğince çalıştım. Aslında daha iyisini yapabilirdim, boşladığım zamanlar da olmadı değil. Mimarlık istiyordum. 5 puanla kaçırdım. 2. yıl tekrar üniversiteye hazırlanma imkanım olmadığı için tercih yapmalıydım. İzmirde bir devlet üniversitesinde İşletme bölümüne girdim. Okulum uzayamazdı çünkü bitirir bitirmez çalışmam gerekiyordu.

okul bitti. 6 ay işsiz kaldım. sonunda bir yer buldum. maaşı çok düşüktü ama kendimi geliştirmeliydim. maaş pazarlığı yapabilecek durumda değildim. kabul ettim. dış ticaret bölümünde işe başladım. yabancılarla konuştukça dilimi ilerlettim. şirketim beni kurslara seminerlere gönderdi. bunların da bana kattığı çok şeyler oldu. kendim oturdum, araştırdım. hatta bu işi kendim de yapabilirim dedim bir ara, bir çok firmayla kontak kurup iş bağlamaya çalıştım. netice alamadım ama denedim ve öğrendim.3,5 senedir çalışıyorum. artık işimde belli bir birikime sahip olmuşum ki insanlara neyi nasıl yapacakları hakkında fikir verebiliyorum. bir şeyler bildiğimi görmek bana keyif veriyor. Şu an İzmir şartlarında iyi para kazanıyorum diyebilirim. Ama aza tamah etmeseydim bunu da bulamazdım.

Erkek arkadaşlarım da oldu, hatta nişanlandım. ama nişanlandığımda 25 yaşındaydım. kısmet değilmiş evlilik olmadı. 18 yaşında, 22 yaşında... farketmez. sevgilisi olabilir insanların. mühim olan öncelikler sıralamasını doğru yapmak. önce kendi ayaklarınızın üzerinde durmayı başarın ki, başkaları sizin yanınızdan ayrıldığında ayakta durabilin...
 
çok güzel bir konuya değinmişsinz..
ama bizim toplum olarak bilinçlenmemiz gerekiyor..
gerçekten gençlerin birçoğu özenti malesef..:KK50:
 
biz de toplumun birer parçası olarak bilinçlendirelim o zaman :) ne kadar okurlar ne kadar okumazlar bilemiyorum ama göz ucuyla baksalar bile bana yeter :KK19:sizin hikayeniz ne?
 
hmm benm çok ders verici bi hikayem yok aslında ama hayatn içinde kaybolan gençlere üzülüyorum...
öncelkle kendi mesleklerinin olması önemli diye düşünüyorum..
sonra daha iyileri çıkıyor karşılarına.. beklemeyi sabretmeyi bilmek gerekiyor..
ailemin karşı çıktıgı birisi vardı hayatmda ve seviyordum onun da beni sevdiğini sanıyordum...
ama değilmiş okulumu bırakma durumuna kadar gelmştm.. ama şimdi çok pişmanım değmeyen biri için ne zorlukları yaşamışım..
her zamn aile en doğru yolu gösteriyor o zamnlar lisedeydm ve aşkı çok farklı görüyordum..
sanki bir daha karşıma kimse çıkmayacakmş gibi ama yok öyle bişey..
çıkıyor hemde daha iyileri..ailemin de istediği gibi...
 
Son düzenleme:
Sorumsuz bir babanın ve son derece güçlü bir annenin çocuğuyum.Babam şimdinin 10bin lirasını bir ayda kazanıyor olmasına rağmen, kumarbaz olduğundan bana değil kurs, dershane kışın mont bile almaz, akrabaların eskimiş montlarını giydirirdi.
Ne test kitabı ne bir yaprak deneme kağıdı.Üniversite sınavına girdim, ilk 250lilk dilime girerek 245. oldum.Üniversitede ilk seneden itibaren çalışmaya başladım.Bir yabancı dil kolejinde dersi anlamayanlara "ek ders anlatıcı" gibi bir görevim vardı.Cumartesi, pazar full diğer günler de fulle yakın çalıştım.Maaşım şimdinin 300lirası falan gibiydi.Ama biri faks mı çekiyor, dibine girdim "abi,abla nasıl faks çekiliyor?", telefonla müşterilerle konuşanları dinleyip, ne diyor, nasıl iletişim kuruyor diye meraklı kaynana gibi izledim.Haftaiçi boş günümde dahi işe gittim.Ve tam yedi yıl orada çalıştım.5 yıl sonrasında orada müdür yardımcısı olup, hem yurt dışı eğitimlere gidip, hem de deli paralar kazandım.Sevgilim de oldu, arkadaşlarım da.Gece on ikilerde eve gittiğimde oldu, çok çalışmaktan hastalandığımda, "bu saatte toplantı olmaz, sen ne b.k yiyorsun işe gidiyorum diyerek" diye soran bir babam da oldu.Güzel iş teklifleriyle başka kolejlerde yöneticiklikler de yaptım ve savaştım, çalıştım ve kendimi geliştirdim.29 yaşında evlendim.Güzel bir meslekle, kendimi geliştirmişliğim ve annemden öğrenmişliklerimle bu hayattan korkmuyorum, en kötü şartlarda dahi olsa ekmeğimi kazanabileceğimi biliyorum ve kendime güveniyorum.

Evlilik güzel bir şey.Hayat arkadaşıyla yeni bir hayata el ele başlamak, güne onunla başlayıp, günü onunla bitirmek tarif bile edilemez evet ama her şeyin bir zamanı ve gerektirdikleri var.Önce eğitim, elde olan bir meslek ve kendini geliştirme, kendi paranı kazanmanın zevki, başarının tadı ve daha sonrasın da bunları paylaşacağın bir hayat arkadaşı...Hayat o zaman güzel, o zaman daha güvenli.
 
ama hani diğerleriiiii? okuyup geçmeyin siz de paylaşın. nasıl olsa o kızlarımız burayı okumaz demeyin, biri bile okusa belki faydası olur :KK71:
 
bende anlatayım.

kendimi bildim bileli çalışkan bir çocuktum.
benim olduğum bir sınıfta kaçarı yok sınıf birincisi ben olurdum.(lise-üniversite hariç :KK75: )
ortaokuldan sonra girdiğim sınavda anadolu lisesini kazandım.
kilolu ve büyük gözlüklü bir çocuk olduğumdan içe kapanık bir çocukluk dönemi geçirdim.
çokta dalga geçilirdi. o yüzden hiç dost ,arkadaş biriktirmedim o dönemden.
hatta hiç hatırlamak istemem o dönemi. kilo takıntımda o dönemden kalma. (şimdi zayıfım)

iyi bir ingilizce eğitim alarak mezun oldum. o yıl girdiğim öss sınavı hüsranla sonuçlandı malesef.
puanım yeterliydi birçok yere ama çok istemediğim yerlere sırf puanım yetiyor diyede gitmek istemedim.
sıkı bir şekilde tekrar hazırlandım. dersanede devamlı dereceler almaya başladım. sınıfta zaten hep birinciydim.
ancak ne yazıkki sınavda heyecanlanarak normalde aldığım puanın 35-40 puan aşağısını aldım.
benim için 2. hüsrandı ama tekrarda çalışacak gücü kendimde bulamadım. çünkü zaten gücümün sonuna kadar çalışmıştım.
daha fazlası artık sağlığımı kaybettirebilirdi.

bir anadolu üniversitesinde elektrik-elektronik mühendisliği bölümünü kazandım.
hiç aklımdan geçmeyen bir bölümdü mimarlık düşünüyordum ama kısmette mühendislik varmış.
yavaş yavaş dış görünüşümü de değiştirmeye başladım. gözlüklerimi değiştim çerçevesiz gözlük aldım saç rengimi değiştirdim vs.
üniversiteye geçtiğimda artık öyle deli gibi çalışmıyordum. sınav hangi günse bir önceki gün oturup çalışıyorduk odacak.
yurtta kalıyordum. çocukluktan kalma bir arkadaş edinme sıkıntım vardı. ancak yurtta korktuğum başıma gelmedi.
harika oda arkadaşlarım oldu. 4 yıl nasıl geçti onlarla anlamadım. hala da görüşürüz.
okulu yarım dönem uzatarak bitirdim.

eşimlede 4. sınıfta tanıştım. eşim kısa sürede evlenmek istedi ama ben iş güç edinmeden kendi ayaklarım üstünde durmadan
evlenmek istemedim birde eşimi iyice tanımak istedim tabiki.

işimi çok çabuk buldum ilk iş görüşmemdi zaten. iyimi ettim kötümü bilmem acaba başka yere başvursam şimdi başka sonuçlar olur muydu bilmem.
elektrik ürünlerinin satışı üzerine. "Satış" işi takdir edersinizki içe kapanık bir kız için çokta kolay bir iş değildi.
sıkı bir çene ve ikna gücü gerektiriyordu. zaten işe başlarkende belirtmiştim size satış patlaması vadetmiyorum işi öğretirseniz elimden geleni yaparım.
beni işe alan müdürüm çok yoğun bir adamdı bana işi pek öğretemedi ama ben diğer çalışanlara sora sora kaptım birşeyler. zamanla dahada geliştirdim.
katalogları düzenledim. sunumlarını hazılardım ve sunardım. eskisi kadarda tutuk değildim. eskiden müşterileri aramadan önce içimden sayardım içimden
40'a kadar sonraları çatır çatır arar oldum müşterileri. sonraları şirketin sahibi vefat etti ve miras kavgası ortalığı karıştırdı. tüm yönetim değişti. beni ieş alan
müdürde gitti. bende anladım ki benim burada geleceğim pek yok. düşünmeye başladım kpss'yi.

maaşlara zam yapılma vakti geldi. baktım en düşük maaş bende. öncesinde kim ne alıyor bilmiyordum. aynı işi yaptığım kişiler daha yüksek alıyordu.
görüştüm baktım olacağı yok. bastım istifamı. ben aldığım eğitime ihanet edemem dedim. başladım kpss ye kasmaya. iyide bir puan aldım. bu kezde başladı mı
bir kopya olayları. sınav iptal edildi edilmedi derken sonunda iptal edilmeyeceği açıklandı. tercihimi yaptım. atandım.

sonrada 3,5 yıllık bir flört aşamasından sonra eşimle evlendik. çalıştığımız süre içerisinde paramızı biriktirdiğimiz için çok şükür borçsuz harçsız evlendik.:nazar:
biraz uzun oldu kusura bakmayın :KK17:
 
Son düzenleme:
joey ne kadar azimliymişsin... emeklerinin karşılığını almana sevindim :)bende dış ticaret okuyorum ve bu işi yapmak için doğmuş gibi hissediyorum kendimi :KK3: ticaret lisesinde de dış ticaret dalını seçmiştim şimdi üniversiteyi bitiricem inşallah seneye mezun oluyorum..
sorun şu ki 21 yaşındayım daha bende çalışmak istiyorum ama sözlüyüm mezun olunca evlenicem sözlümünde maddi durumu iyi çalışmana gerek yok diyor bu konuda çok kavga ediyoruz :KK43:o kadar arada kaldım ki anlatamam :44: ama şöyle düşünüyorum yastık altındada olsa diploma diplomadır birgün senin dediğin gibi yalnız kalsamda bir iş bulup çalışırım diplomam olucak en azından diyorum.belkide kendimi avutuyorum sadece ... :26:
 
ne kadar maddi durum iyi olursa olsun çalışılmalı bence
ben eşim bile olsa çekinirim açıkçası param yok verir misin demeye
kendin kazanıp istediğin gibi harcamak gibisi var mı
maddi yönü dışında manevi tatmin olayı da var
yeni mezunum 1 aydır evde oturuyorum ve patlamak üzereyim
atamam ekimde bi öncekinde istesem yetişebilirdim ama kadro nasıl olur diye riske atmak istemedim
ama şimdi diyorum ki atansa mıydım acaba
boş duracağıma 3 ay erken para kazanırdım, ders de çalıştığım yok
kaç senedir okullardayım bu kadar emekten sonra kesinlikle boş duramam.
 
joey ne kadar azimliymişsin... emeklerinin karşılığını almana sevindim :)bende dış ticaret okuyorum ve bu işi yapmak için doğmuş gibi hissediyorum kendimi :KK3: ticaret lisesinde de dış ticaret dalını seçmiştim şimdi üniversiteyi bitiricem inşallah seneye mezun oluyorum..
sorun şu ki 21 yaşındayım daha bende çalışmak istiyorum ama sözlüyüm mezun olunca evlenicem sözlümünde maddi durumu iyi çalışmana gerek yok diyor bu konuda çok kavga ediyoruz :KK43:o kadar arada kaldım ki anlatamam :44: ama şöyle düşünüyorum yastık altındada olsa diploma diplomadır birgün senin dediğin gibi yalnız kalsamda bir iş bulup çalışırım diplomam olucak en azından diyorum.belkide kendimi avutuyorum sadece ... :26:

teşekkür ederim canım.. ama dış ticarette şu var ki pratik ve teori birarada olmadığı zaman çok zorlanırsın. çünkü sektörden sektöre bile değişiyor işler. Ama madem o kadar okudun, bunun hakkını ver bence. Sözlünle konuş ikna et. En azından tecrübe kazan ki evde oturmaya karar verdiğinde, tekrar işe dönmek istediğin an, işler nasıl işliyordu diye bir sorunun olmasın. hem 22 yaşında mezun olmuş ama hiç çalışmamış, deneyim sahibi olmamış bir insanın iş bulması daha zor. en azından bir süre çalışırsan hem kendin için hem de ilerde istediğinde iş bulman için kolay olur. kendi paranı kazanmanın zevkine de var derim :KK34:



eveeett başka hikayesi olan hadi bakalım hanımlar :KK9:
 
Çok güzel bir konu olmuş, teşekkürler joey :KK71:
Daha gencecikken hayatı hiç yaşamadan, hiç kendi ayaklarımız üzerinde durmadan evlenmek niye??
Ben henüz nişanlıyım, eminim sevdiğin insanla evlilik çok güzel bir şeydir.
Ama her insan önce kendi kendine yetmeli bence, kimseye muhtaç olmadan yaşayabilmeli.

Ben üniversiteyi 2.senemde kazandım. Ailemden uzak bir şehire biyoloji okumaya gittim. :KK55:
Bölümümü çok severek okudum ama üniversite yaşamını, bağımsızlık duygusunu, 18 yaşımda ellerime aldığım kendi hayatımı çok daha fazla sevdim galiba.:78:
Çok güzel bir dünya kurdum kendime. :KK69:
Devletten aldığım öğrenim kredisi ve ayda 80 TL karşılıksız bursumla geçindim.
Ailem sadece yıllık 800 TL olan yurt ücretini ödedi.
10 kişilik küçücük bir odada yaşadım 4 sene. En mutsuz zamanlarımda bile kendi ayaklarım üzerinde durabilmek güç verdi bana. :KK8:
1,5 sene bir tiyatro grubunda amatör oyunculuk yaptım.
4 sene boyunca şehir tiyatrolarının hiçbir oyununu kaçırmadım. Her festivale katıldım.
İlkokul 1.sınıf öğrencileriyle 23 Nisan için müzikli oyun hazırladık. Oyunun ismi Kedi'ydi ve hepsini kedi gibi giydirdim. :90:
Oradan aldığım 50 TL kazandığım ilk paraydı ama şu anki aklım olsa oradan para almazdım. En güzel deneyimlerimden biriydi.
Ebru kursuna gittim, fotoğraf çektim, arkadaşlarımla inanılmaz gezdim. :nazar:
1.sınıfta derslerimi biraz boşlamıştım. 4.sınıfa geldiğimde alttan yükseltmeye bir çok ders aldım.
İyi bir ortalamayla, 4 sene boyunca hiçbir dersten kalmamış olarak mezun oldum.
Ne yazık ki bölümümle alakalı iş bulamadım ama maddi durum çalışmamı gerektiriyordu.
Mezun olduktan 1,5 ay sonra bir çağrı merkezinde müşteri temsilcisi olarak işe başladım.
Vardiyalı sistemde çok uzun saatler gece gündüz demeden çalıştım.
4 kere performans birincisi oldum. Şirket içinde destek eğitimleri verdim.
İkinci üniversiteye başladım ve KPSS'ye çalışmak için işten ayrıldım.
Sınavdan 86,9 aldım. Atamayı evde beklemiyim dedim.
Şimdi bir şirkette genel koordinatör olarak çalışıyorum ve sosyoloji 3. sınıfa geçtim.

Çok uzun anlattım okuyan herkese teşekkürler.
Amacım bakın ben neler yaşadım değil, siz çok daha fazlasını yapın diyedir.
Nişanlımla üniversite 2. sınıfta tanıştık, 6 ay önce nişanlandık, seneye de evleneceğiz işallah.
Ailesinden ve nişanlımdan hiçbir şey istemedim.
Fırınımı, bulaşık ve çamaşır makinamı ve mutfak gereçlerimin çoğunu aldım, eksiklerimi az az almaya devam ediyorum.
Allah kısmet eder de atanırsam, geri kalan eksiklerimi tamamlamayı ve aileme evlenmeden önce biraz daha yardım etmeyi çok istiyorum.
 
Liseye basladigimdan beri oyle boyle bir yerlerde calisiyorum. Hatta ortaokul donemlerinde bile arkadaslarimla boncuk bilezikler yapip pazarda satardik. Her neyse, lisede ilk para kazanisim, dizi setlerine yardimci oyuncu olarak gitmek oldu. Ozellikle Hayat Bilgisi dizisinin cekimlerine her hafta sonu giderdim; daha baska dizilere de gittim. Para kazanmanin hazzini ilk o zamanlar yasadim. Sonra yurtdisina geldik ailece. Yine lisedeydim. Burda da hamburgercide, benzincide, pizzacida ve daha sonra huzur evinde bakici olarak degisik islerde calistim. Hamburgerciye girdim, ve 2 ay sonra biriktirdigim parayla ilk dizustu bilgisayarimi aldim, tabii benim icin en degerli esyam oydu. Sonra ehliyet ve 2. el bir araba aldim; ama paranin yarisini annem odedi. Liseden beri aileme masrafim olmadi, herseyimi kendim oduyordum.

Simdi 22 yasinda, yeni mezun bir hemsireyim, mezun olur olmaz is buldum, calisiyorum. Simdi de biriktirdigim maasimla, biraz da borca girerek 2012 son model 2. arabami alicam, tek bekledigim sey arabanin piyasaya cikmasi. Borcunu 1-1.5 sene icinde kapatmayi planliyorum. Sonra da parami biriktirip ilerde ev alacagim. Daha yasim genc, yapacaklarim bitmedi. Ama sunu soylemek istiyorum, calismak bana cok seyler katti. Sabirli olmak, ottan sebeplerle isi birakmamak, cesitli insan tanimak ve idare etmek, is stresini kontrol edebilmek gibi seyler. Simdi buralarda okuyorum "yeni ise girdim, cok sıkıldım, ciksam mi acaba..." diye konu acanlari, hemen anliyorum acemi olduklarini. Is hayatinda tecrubeli ve tecrubesiz insanlari ayirt edebilmek zor olmuyor benim icin.
Calismak cok baska bir duygu gercekten. Insanin kendi ayaklarinin ustunde durmasi, kimseye minnet etmeyip kendi ihtiyacini karsilayabilmesi kadar guzel birsey yok. Evliligi, kocasi sonra gelse de olur.
 
Son düzenleme:
1990 doğumluyum. Üniversite okuyorum bu yaşıma kadar 4 kez sevgilim oldu. şuanki ilişkim hariç dğerleri bana çocukluk aşkı gibi geliyor .. şuan ki ilişkim 16 aylık..erkek arkadaşımla 4 senedir tanışıyoruz. akraba sayılırız. ondan ilişkimize biraz ciddi bakıyoruz. aslında biraz zorlanıyorum çünki askere gitti. ama bu askerlik olayı ikimizide baya bi olgunlaştırdı. herşeyi olgunlukla konuşup tartışıp kararlarımızı verebiliyoruz. Bu konuda sizin kadar tecrübem olmasada ben evlilik konusundaki kararımı şöyle belirtmek istiyorum. okulumu bitirip bir iş sahibi olana dek evlenmek istemiyorum. çünki kendi hayatımı kuramazsam ve birgün evlenip boşanırsam öyle ortada kalmak istemiyorum. sonuçta hayat bu.. ne olacağımızı bilmiyoruz..
 
teşekkür ederim canım.. ama dış ticarette şu var ki pratik ve teori birarada olmadığı zaman çok zorlanırsın. çünkü sektörden sektöre bile değişiyor işler. Ama madem o kadar okudun, bunun hakkını ver bence. Sözlünle konuş ikna et. En azından tecrübe kazan ki evde oturmaya karar verdiğinde, tekrar işe dönmek istediğin an, işler nasıl işliyordu diye bir sorunun olmasın. hem 22 yaşında mezun olmuş ama hiç çalışmamış, deneyim sahibi olmamış bir insanın iş bulması daha zor. en azından bir süre çalışırsan hem kendin için hem de ilerde istediğinde iş bulman için kolay olur. kendi paranı kazanmanın zevkine de var derim :KK34:



eveeett başka hikayesi olan hadi bakalım hanımlar :KK9:

çok haklısın şimdi bütün firmalar 3 yıl 5 yıl tecrübeli personel alıyorlar birde...kadının kendi ayakları üzerinde durması lazım kesinlikle en çokta sigortamın işlemesi için istiyorum sonuçta ne olacağı belli değil hayatta... sözlümü ikna etmek kolay bir yerde ama ailesi gelinleri üniversite mezunu da olsa onlarda gelin çalışmazmış !! ileride büyük sorunlar beni bekliyor...artık hakkımızda hayırlısı olsun...
 
bide işleri böyle güzel olumlu yolunda gidemeyenler var. belkide şans meselesi. kendimi bildim bileli çalışkanım üniverste sınavını ilk girdiğimde dışarıyı kazandım ve ailem göndermedi. 2. girdiğimde güzel puan almama rağmen babam beyin kanaması geçirdi ve tercih yapamadım. pes ettim. ek kontenjandan açıköğretime girdim.şuan işletme okumaktayım. açıköğretim okurken bi yandan çalışmak istedim malum babam hasta eve destek olmak için. elimi nereye attıysam boş döndü. kpss sınavına girdim güzel bi puan aldım ailem yine izin vermediği için tercih yapamadım. hala izmirde açılan kontenjan bekliyorum yeni tercihlerde.yada bi torpil demi! nereye başvurduysam tecrübemi sordular kimse izin vermediki başlamaya tecrübe edinmeye. benim iş değil ama hayat tecrübem var. 21 yaşındayım hala işsizim iş arıyorum okuyorum aileme destek olamadığım için hergün kahroluyorum. bide böyle hayatlar var....
 
ne kadar maddi durum iyi olursa olsun çalışılmalı bence
ben eşim bile olsa çekinirim açıkçası param yok verir misin demeye
kendin kazanıp istediğin gibi harcamak gibisi var mı
maddi yönü dışında manevi tatmin olayı da var
yeni mezunum 1 aydır evde oturuyorum ve patlamak üzereyim
atamam ekimde bi öncekinde istesem yetişebilirdim ama kadro nasıl olur diye riske atmak istemedim
ama şimdi diyorum ki atansa mıydım acaba
boş duracağıma 3 ay erken para kazanırdım, ders de çalıştığım yok
kaç senedir okullardayım bu kadar emekten sonra kesinlikle boş duramam.
evet bende bunu düşünüyorum ailem o kadar para döktüler canla başla çalıştılar annemde babamda borç harç ev yaptırdık okuttular çok zorlandık maddiyatın yanında birde manevi durum var o kadar emek çaba sabahlara kadar ağlaya ağlaya ders çalış vizesi finali...bende ayda 300de olsa 500de olsa bi kazancım olsun emeğimin karşılığını alayım istiyorum aileme destek çıkayım...ben böyle söyleyince sözlümün verdiği cevap şu ;
ailen banka değil sana o parayı geri ödeyeceksin diye vermedi evlatlarısın bunun hesabını yapmazlar sen onları evlenip mutlu olduğunda birde onlara torun verdiğinde en büyük ödülü alıcaklar..onu sevdiğimi bildiği için beni seçim yapmaya zorluyor resmen...
 
bide işleri böyle güzel olumlu yolunda gidemeyenler var. belkide şans meselesi. kendimi bildim bileli çalışkanım üniverste sınavını ilk girdiğimde dışarıyı kazandım ve ailem göndermedi. 2. girdiğimde güzel puan almama rağmen babam beyin kanaması geçirdi ve tercih yapamadım. pes ettim. ek kontenjandan açıköğretime girdim.şuan işletme okumaktayım. açıköğretim okurken bi yandan çalışmak istedim malum babam hasta eve destek olmak için. elimi nereye attıysam boş döndü. kpss sınavına girdim güzel bi puan aldım ailem yine izin vermediği için tercih yapamadım. hala izmirde açılan kontenjan bekliyorum yeni tercihlerde.yada bi torpil demi! nereye başvurduysam tecrübemi sordular kimse izin vermediki başlamaya tecrübe edinmeye. benim iş değil ama hayat tecrübem var. 21 yaşındayım hala işsizim iş arıyorum okuyorum aileme destek olamadığım için hergün kahroluyorum. bide böyle hayatlar var....

burası türkiye işte insana değer yok ki en başta tecrübe tecrübe neyse bu kadar yeni mezunlara gençlere iş vermezsen nerden yapacak tecrübeyi?umudunu yitirme inşallah iyi bir iş bulur ailene yardımcı olursun canım allah acil şifalar versin...
 
burası türkiye işte insana değer yok ki en başta tecrübe tecrübe neyse bu kadar yeni mezunlara gençlere iş vermezsen nerden yapacak tecrübeyi?umudunu yitirme inşallah iyi bir iş bulur ailene yardımcı olursun canım allah acil şifalar versin...

umarım...artık ummaktan başka elimizden birşey gelmiyor. çok saol
 
çok güzel bi konu olmuş :KK74:
ben de anlatayım: hem anneminkini hem kendimi.. :KK42:
dilerim annemin yaşadıkları bi tecrübe ve ders olur okuyanlar için, benim yaşadıklarım da bir örnek..
ben 2, annem 22 yaşındayken babam BİZİ boşadı
annem kaçarak evlendiği için kalakalıyoruz öyle
baba evinden koca evine kaçıp tekrar geri gelmenin acısını anneme sormak lazım
1 sene köyde dedemlerdeyiz..
annem o 1 sene boyunca köyde dışarı çıkmıyor, çıkamıyor.. o zamanki devir boşanmayı ayıplıyor, ee bir de köyde küçük yerde daha da zor oluyor.
annem dayıma şehre gidelim çalışalım diyor
dayım evlilik derdinde.. istemiyor
yaşım büyüyor okula gitmem lazım
annem benim için kendinden 20 yaş büyük bi adamla evlenip şehre geliyor
fakat çalışamıyor çünkü üvey babamın benden 10 yaş büyük oğlu var, ikimizi evde bırakamıyor malum!
yıllar geçti, üvey babamın da türlü türlü hallerini görüyoruz
annem hep görmezden geliyor, sırf ben okuyayım diye, el mahkum..
8 yaşında parmaklarımda sedef hastalığı çıktı, babadan dolayı karnem yok, bu konuda üvey babamın hakkını yemiyeyim senelerce doktorlara gidip tedavi ettirdi beni sağ olsun, şimdi sadece birazcık dizimde var.
üniversite sınavına öyle bi ortamda hazırlandım ki, evde yüksek sesle bağrışma kesilmezdi, anneciğim çalışayım diye sesini çıkarmazdı, kışları soğuk odada titreye titreye, ağlaya ağlaya çalışırdım..
dersanenin bursluluk sınavına girdim ve %75 indirim kazanarak yazıldım
öss ye bir kez girme ve yaşadığım şehri kazanma zorunluluğum vardı
üvey abim okumamış etmemiş, evin üvey kızı neden okusundu?
ve ben yaşadığım şehri sınıf öğretmenliğini kazandım
o andan itibaren bile üvey babamın anneme karşı tavırları değişti
ne de olsa annemin o güne kadar olmayan şeyi güvencesi olmuştu
(buraya dikkat arkadaşlar! annemin arkasında benim bir altın bilezik olarak duruşum, babamın tavırlarını 180 derece değiştirdi. önce insanın kendine güveni geliyo, sonra karşındaki senin dimdik durabileceğini görüp adımlarını korka korka atıyo, biliyo ki istesen artık ona göz yummayacaksın, biliyo ki sen güçlüsün, artık o seni aldattığında kapıyı çekip gidebileceksin, biliyo ki artık ona muhtaç değilsin)
ben de üniversiteyi kazanınca kendime güvenim gelmişti, bundan sonra gerisini getirebilirdim, bursum bağlandı, ikiz çocuklara özel ders verip harçlığımı çıkardım
20 yaşındayım, bugüne kadar arayıp sormayan öz babamı görmek için bişeyler denedim fakat hiçbirinde istemedi beni
en sonunda dava açtım, belki orada görürüm diye.. onda da öyle bir yalanlar uydurmuş ki nerdeyse davayı o kazanıyodu ve üstüme 10 milyar kadar dava borcu kalıyodu
ama onun da üstesinden geldim çok şükür
şu an okulum bitmedi, üniversite 3 e geçtim.
şimdiden aldım kpss kitaplarımı, başladım çalışmaya, çünkü atamalar çok zorlaştı.
ama ben kendimi çok olgun ve güçlü hissediyorum.
en büyük hayalim 2 yıl sonra atanıp anneciğimi de yanıma alıp buralardan gidip kendimize yeni bi hayat kurmak.
belki diyoruz ki köy öğretmeni olurum, tarlada çalışan çocuklarımın, küçük yaşta kocaya verilen kızlarımın hayatlarını kurtarırım
annem çocuklarımın annelerine boyama kursu verir, onlara bişeyler öğretir. onlar da kendilerini güçlü hissedip, isteyince bişeyi başaracaklarına inanıp eşlerin şiddetine, kumaya vs. maruz kalmazlar
2 babadan gördüklerimden sonra erkeklerden nefret etmeme rağmen, şu an 6 yıllık bi ilişkim de var.
evlenene kadar bi 6 yıl daha geçicek biliyoruz
evlenmeyi tabii ki çok istiyoruz, ama ben daha koluma altın bileziğimi takmadım, anneciğime hayatın güzel yüzünü gösteremedim
biz sevgili olmaktan da mutluyuz, bir ömür birlikte olucaz, şurda biraz daha beklemekten ne zarar çıkar ki diye düşünüyoruz.
sıkıntılı dönemlerimde psikolağa gittiğimde doktor bana özellikle ailevi problemleri olan kızların sevgililerine kaçtığı erken yaşta evlendiğini fakat bunun çözüm yerine daha çok sorunlar getirdiğini, çözümün yalnızca kendi ayakları üzerinde durabilecek güçlükte olunması gerektiğini söylemişti.
ben insanın kaderinin biraz da kendi elinde olduğunu düşünüyorum.
hayat bizi en derine sürüklese de önemli olan oradan çıkabilmeyi isteyip doğru yolda emek vermek. yeter ki hep umutlu ve güçlü olun
 
X