- 30 Eylül 2009
- 2.530
- 3
birkaç gündür şu forumda okuduğum konularda genelde 18 yaşındaki gencecik kızlarımız sevgili derdine düşmüş, evlilik hayalleri kuruyor.
Ben de diyorum ki bu konu altında, okuyup ya da okuyamayıp ne olursa olsun, dişiyle tırnağıyla altın bileziğini koluna takmış hanımlarımız, neler yaptılar nasıl buralara geldiler anlatsınlar. Belki özendirici olur da koca derdine düşmek yerine, asıl yatırımı kendilerine yapmaya karar verirler.
Diyerek ilk ben başlayayım;
lise sonda 17 yaşındaydım. okul bittiğinde 18imi henüz doldurmamıştım. Üniversite sınavlarına hazırlanıyordum. Ailemin maddi durumu iyi olmadığı için beni dedem dershaneye gönderiyordu. Özel ders vs gibi şeyler söz konusu bile değildi. Elimden geldiğince çalıştım. Aslında daha iyisini yapabilirdim, boşladığım zamanlar da olmadı değil. Mimarlık istiyordum. 5 puanla kaçırdım. 2. yıl tekrar üniversiteye hazırlanma imkanım olmadığı için tercih yapmalıydım. İzmirde bir devlet üniversitesinde İşletme bölümüne girdim. Okulum uzayamazdı çünkü bitirir bitirmez çalışmam gerekiyordu.
okul bitti. 6 ay işsiz kaldım. sonunda bir yer buldum. maaşı çok düşüktü ama kendimi geliştirmeliydim. maaş pazarlığı yapabilecek durumda değildim. kabul ettim. dış ticaret bölümünde işe başladım. yabancılarla konuştukça dilimi ilerlettim. şirketim beni kurslara seminerlere gönderdi. bunların da bana kattığı çok şeyler oldu. kendim oturdum, araştırdım. hatta bu işi kendim de yapabilirim dedim bir ara, bir çok firmayla kontak kurup iş bağlamaya çalıştım. netice alamadım ama denedim ve öğrendim.3,5 senedir çalışıyorum. artık işimde belli bir birikime sahip olmuşum ki insanlara neyi nasıl yapacakları hakkında fikir verebiliyorum. bir şeyler bildiğimi görmek bana keyif veriyor. Şu an İzmir şartlarında iyi para kazanıyorum diyebilirim. Ama aza tamah etmeseydim bunu da bulamazdım.
Erkek arkadaşlarım da oldu, hatta nişanlandım. ama nişanlandığımda 25 yaşındaydım. kısmet değilmiş evlilik olmadı. 18 yaşında, 22 yaşında... farketmez. sevgilisi olabilir insanların. mühim olan öncelikler sıralamasını doğru yapmak. önce kendi ayaklarınızın üzerinde durmayı başarın ki, başkaları sizin yanınızdan ayrıldığında ayakta durabilin...
Ben de diyorum ki bu konu altında, okuyup ya da okuyamayıp ne olursa olsun, dişiyle tırnağıyla altın bileziğini koluna takmış hanımlarımız, neler yaptılar nasıl buralara geldiler anlatsınlar. Belki özendirici olur da koca derdine düşmek yerine, asıl yatırımı kendilerine yapmaya karar verirler.
Diyerek ilk ben başlayayım;
lise sonda 17 yaşındaydım. okul bittiğinde 18imi henüz doldurmamıştım. Üniversite sınavlarına hazırlanıyordum. Ailemin maddi durumu iyi olmadığı için beni dedem dershaneye gönderiyordu. Özel ders vs gibi şeyler söz konusu bile değildi. Elimden geldiğince çalıştım. Aslında daha iyisini yapabilirdim, boşladığım zamanlar da olmadı değil. Mimarlık istiyordum. 5 puanla kaçırdım. 2. yıl tekrar üniversiteye hazırlanma imkanım olmadığı için tercih yapmalıydım. İzmirde bir devlet üniversitesinde İşletme bölümüne girdim. Okulum uzayamazdı çünkü bitirir bitirmez çalışmam gerekiyordu.
okul bitti. 6 ay işsiz kaldım. sonunda bir yer buldum. maaşı çok düşüktü ama kendimi geliştirmeliydim. maaş pazarlığı yapabilecek durumda değildim. kabul ettim. dış ticaret bölümünde işe başladım. yabancılarla konuştukça dilimi ilerlettim. şirketim beni kurslara seminerlere gönderdi. bunların da bana kattığı çok şeyler oldu. kendim oturdum, araştırdım. hatta bu işi kendim de yapabilirim dedim bir ara, bir çok firmayla kontak kurup iş bağlamaya çalıştım. netice alamadım ama denedim ve öğrendim.3,5 senedir çalışıyorum. artık işimde belli bir birikime sahip olmuşum ki insanlara neyi nasıl yapacakları hakkında fikir verebiliyorum. bir şeyler bildiğimi görmek bana keyif veriyor. Şu an İzmir şartlarında iyi para kazanıyorum diyebilirim. Ama aza tamah etmeseydim bunu da bulamazdım.
Erkek arkadaşlarım da oldu, hatta nişanlandım. ama nişanlandığımda 25 yaşındaydım. kısmet değilmiş evlilik olmadı. 18 yaşında, 22 yaşında... farketmez. sevgilisi olabilir insanların. mühim olan öncelikler sıralamasını doğru yapmak. önce kendi ayaklarınızın üzerinde durmayı başarın ki, başkaları sizin yanınızdan ayrıldığında ayakta durabilin...