• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

1 yaşındaki kızım

İşte yapmıyor. Oyuncak sayısını azalttım o da olmadı. Yok o daldığında gidip mudahale etmiyorum ama zaten bir şeye odaklanmıyor da. 3 5 dk bakıp ya bir yerlere tırmanmaya çalışıyor ya da bana. Arkasından da ağlıyo.
TV açmıyorum o yüzden masal kanalı da açamam ama ben sık sık okuyorun
Yapmıyor çünkü hep başında birileri olmuş. Annesi babası “ ay tuttu, tutundu, oynadı, başını çevirdi” diye tepki vermiş bu güne kadar. O yaştaki bebek 5 dk odaklanır zaten. 5 dk oyun sonra sizle pencereden baksın, 5 dk bırakın, 5 dk aynaya bakıp konuşun. Bu şekilde idare edin. Bebek bu tabi ki saatlerce sessizce oynamaz üstünüze tırmanır. Bebek sahibi olmanın olayı bu zaten:)
Masalı tv den açmayacaksınız. Müziksiz sadece kitap seslendirmesini telefonunuza kaydedip o oynarken ona dinletirsiniz. Hep oynar hem dinler. Güzel telaffuza ve kelimelere aşinalık geliştirir.
 
Her hafta bir renk ya da tema belirleyip o renklerin oldupu oyuncakları çıkarıp diğerlerini kutuya koyuyorum. Ama zaten oynamıyor da. Bir tane de olsa bin de aynı
O yaşlar da oyuncaklar çok da dikkatlerini çekmiyor. Zaten odaklanmalari kısa sürüyor. Emin olun mutfakda ki kırmızı sepet daha çok dikkatini çeker
 
Ağlamasına müsaade etmek mi?
Niye ağlatayım çocuğumu yazık değil mi? Çocuğunuz var mı bilmiyorum ama gözümde çocupu ağlarken umursamayıp köşede kahvesini içen bir anne canlandı gözümde.
Ne yapacağını gebeliğinden beri 100 ün üzerine kitap okuyarak öğrenen bir anneye yaptığınız bu yorum biraz garip olmuş. Bazı şeyler kitaplarda yazıldığı gibi olmuyor.
hanımefendi ilkokul 1. sınıfa giden bir oğlum var.. herhalde tırışkadan yorum yapacak değiliz..
bilale anlatır gibi anlatmayı deneyeceğim zira gereğinden fazla hassas bir anne olduğunuzu düşünüyorum..
çocuğun ağrısı/sızısı/derdi/tasası yoksa, karnı tok altı temizse, bazen ağlamasına müsaade etmek gerekir ki her istediğini ağlayarak elde etmesin. ağlarken köşede kahve içme canlanması nasılll ajite bi cümledir yani bi dönüp bakın bence.. hiçbir bilinçli anne bunu yapmaz. ama attığı oyuncağı için ağlayan bir çocuğu da susturmaya çalışmak yerine kendisinin almasına yönlendirmek veya alınamayacak durumdaysa ilgisini dağıtmak veya bazen gerçekten ortamdan uzaklaşıp bi 2-3 dakika öylece ağlamasına müsaade etmek canilik değildir..
çocuk bazen kısa sürelerle güvenli oyuncaklarla güvenli bir ortamda yalnız bırakılmalı ki yalnız başına da vakit geçirmeyi öğrensin.
çocuk bazen sıkılmayı tecrübe etmeli ki yaratıcılığı gelişsin.
her ne kadar sürekli tüm oyuncakları vermiyor değiştiriyor olsanız da çocuk bir çok şeyinin olduğunun farkında..
ben oğlum 3 yaşına gelene kadar zeka geliştirici 4-5 oyuncak ve aylık kutu aboneliği dışında oyuncak almadığım gibi kimsenin oyuncak getirmesine de müsaade etmedim. 3 yaş itibariyle de oyuncakçılara gidip sadece doğum günü ve dini bayramlarda (harçlık verildiği için) senede 3 tane oyuncak seçmesine sağladım. sadece ayda 1 kere kitapçıya götürürüm ve nerdeyse her ay kendi istediği 3-4 kitap seçip almasına müsaade ederim. ama piyasadaki her oyuncağı almak sizin iyi anne olduğunuzu değil nasıl bir anne olacağınızı bilmediğinizi gösterir.
hala kendisi anne oyuncakçıya gidebilir miyiz der tabi derim, gider yarım saat gezer tamam bir sonraki alacağımı seçtim diyip gelir.. bir kere bile şunu istiyorum diye kendini yerlere atıp ağladığını görmedim..
çocuklara (sevgi hariç) ne kadar çok verirseniz o kadar çok şey isterler ve çok fazla şeye sahip olmaları bana göre asla ve asla doğru değildir.
inşallah ben anlatabilmişimdir..
 
Her hafta bir renk ya da tema belirleyip o renklerin oldupu oyuncakları çıkarıp diğerlerini kutuya koyuyorum. Ama zaten oynamıyor da. Bir tane de olsa bin de aynı

Kusura bakma ama cidden abartiyorsun. O yaştaki çocuk ne anlasin temadan, renkten. Biri sevdiğin kitabi elinden alsa "aaa bu haftanin temasina uygun değil" diye, kabul edermiydin?

Bu kadar eğitimi için kafa patlatmayin. Bir çocugun en çok iki şeye ihtiyaci var, sevgi ve kurallar.

Cocuğu birak yerde emeklesin, tirmansin. Kendi başina birşeyleri keşf etsin. Elbette konsentrasyonu fazla değil. O yaştada en fazla 2-3dakika olur zaten.

Sabah, öğlen uykusu yokmu? O yaşta zaten kizimin uyku aralarinda 2-3 saat vardi. Eh o 2-3 saatte biraz ben oynuyordum, biraz o oyalaniyordu. Masa sandalyesine koyup yemek yapiyordum, oda elinde oyuncak ile oynuyordu.

Her hafta yeni oyuncak almayin, vermeyinde. Birak cocuğun dünyasi biraz sabit olsun. Sevdiği, bağ kurduğu oyuncaklar olsun. Evet birak biraz ağlasin. Yada hemen yanina gitme.
 
oyuncaklarla çok oynamıyorlar ki
hepsi zaten tv ünitesinin tepesine, koltuğun kenarına, yataktan perdelere uzanma peşinde.
1000 tane oyuncak alırsın o gider takar damacanaya musluğunu kopartır onunla oynar.
pet şişeyi ister, tespih buldu mu yapışır bırakmaz
her çocuk böyle değil mi yaa? normal bence
 
Merhabalar.
Dert değil ama fikir almak istedim.
Kızım 28 Eylül 2020 doğumlu. Önümüzdeki günlerde inşallah yaşını kutlayacağız.
İlk 5 ay kolikti. O bitti diş başladı derken öyle böyle 12 ayı tamamlamak üzereyiz.
Doğduğundan beri hep duygularını üst perdeden yaşayan bir bebekti.
Acıktığında, üşüdüğünde, susadığında, gazı olduğunda, dişi acıdığında çoğu zaman da hiç sebebp olmadan çılgınca ağlıyor. Bazen elindeki oyuncak düştü koltuğun altına gitti diye bile dakikalarca ağlayabiliyor.
Babası da ben de çok ilgilenmeye çalışıyoruz. Sürekli kitap okuyoruz. Oyun oynuyoruz. TV hiç açılmıyor. Anneannesi dedesi de hep yanında. Ama bu ağlama ve sürekli mızmızlanma işini bir türlü çözemedik.
Piyasadaki ne kadar oyuncak varsa hemen hemen hepsini aldık. Yanına oturup birlikte oynamaya çalışıyoruz. Onda bile 5 dk geçmeden feryat figan ya bize tırmanmaya başlıyor ya koltuklara TV ünitesine.
Tecrübeli anneler bu haller ne zaman azalır acaba? Bazen o kadar yoruluyorum ki.

sana da böylesi denk gelmiş.
benimki de nazlı bir çocuk. en son mizacının bu olduğuna karar verdim. çok talepkar, asla yalnız kalmak, kendi başına oynamak gibi bir isteği yok. ilgi arsızı diyorum ben kendisine :)
gece uyuyana kadar anne konuşalım, benimle konuş, bana bak, beni sev, neden benimle konuşmuyorsun...
halbuki uyumadığımız anların dışında sürekli onunlayız.
pek düzelmiyorlar bence, en azından 3 yaştan bildiriyorum hala aynı.
 
bu arada başka çocukları bilemem ama kızıma aldığım tüm oyuncaklarla oynadı.
hiç boşa aldığım bir şey olmadı sanırım.
asla evdeki tencere tava kaşık falan ilgisini çekmedi, hiç çekmece dolap kurcalamadı (imkanı vardı ama yapmadı) hep oyuncaklarıyla oynar. bu yüzden fazla oyuncak kötüdür anlayışının her zaman geçerli olduğunu düşünmüyorum. her oyuncağı kızıma bir şey kattı.
 
İşte yapmıyor. Oyuncak sayısını azalttım o da olmadı. Yok o daldığında gidip mudahale etmiyorum ama zaten bir şeye odaklanmıyor da. 3 5 dk bakıp ya bir yerlere tırmanmaya çalışıyor ya da bana. Arkasından da ağlıyo.
TV açmıyorum o yüzden masal kanalı da açamam ama ben sık sık okuyorun

ya bir de bizim normal sessiz sakin ne güzel normal dediğimiz çocuklarda asıl sıkıntı oluyor
açılan 1589 konu sayesinde uzmanı olduk artık.
yani of be ne yaramazsın sen bi durmadın denilen çocuklar aslında normalmiş
her şeye ağlaması evet biraz garip sinir bozucu, onu da sanırım siz bir şeylere konsantre olsun diye çok zorluyorsanız sıkılıyor ondan bence.
oturup kitap baktığımızı hayatta hatırlamıyorum
hatta dün yoga kitabı açtım resimlere baktık saydık ettik
5 dakika toplam o kadar durdu
onda da sayfaları yırtmaya teşebbüsünden bıraktım :D
 
Ben sadece meraktan bir soru sormak istiyorum.
Kitap okuyoruz dediniz ya o yaştaki çocuk okuduğunuz kitabı anlıyor mu ?
Çocuklar daha büyümeden nedir bu eğitim aşkı bende onu anlamıyorum.
Geçen bir oyuncakçıya girdim yok ilk ay kartları, yok 6.ay kartları falan filan bana bu kadar küçüklükten başlayıp çocuğu eğitime boğmak yanlış geliyor.
Eğitimi tabi ki de destekliyorum ama zamanı gelince.
Çocuk bir parkta oynasın, bir sokak görsün isterim.

Sürekli eğitim eğitim olunca okuldan daha çabuk sıkılıyorlar sanki.
 
Ağlamasına müsaade etmek mi?
Niye ağlatayım çocuğumu yazık değil mi? Çocuğunuz var mı bilmiyorum ama gözümde çocupu ağlarken umursamayıp köşede kahvesini içen bir anne canlandı gözümde.
Ne yapacağını gebeliğinden beri 100 ün üzerine kitap okuyarak öğrenen bir anneye yaptığınız bu yorum biraz garip olmuş. Bazı şeyler kitaplarda yazıldığı gibi olmuyor.
bilinçli bebek kitabını okudunuz mu bilmem ama 2 yaş altı bebeklerin streslerini atmaları için ağlamaya ihtiyaçları vardır.
aç ya da başka bir sıkıntısı yoksa ve ağlıyorsa kucağınıza alıp sarılarak "istediğin kadar ağlayabilirsin ben seni dinliyorum" gibi bir şey diyerek ağlamasına müsaade etmeniz işe yarar. bu ağlama 1 saate yakın bile sürebilir. sakinleştirmeye çalışmadan sadece yanında olduğunuzu hissettirerek ağlamasına izin verebilirsiniz.
kenara geçip hadi ağla demeyeceksiniz tabi.
 
Ben sadece meraktan bir soru sormak istiyorum.
Kitap okuyoruz dediniz ya o yaştaki çocuk okuduğunuz kitabı anlıyor mu ?
Çocuklar daha büyümeden nedir bu eğitim aşkı bende onu anlamıyorum.
Geçen bir oyuncakçıya girdim yok ilk ay kartları, yok 6.ay kartları falan filan bana bu kadar küçüklükten başlayıp çocuğu eğitime boğmak yanlış geliyor.
Eğitimi tabi ki de destekliyorum ama zamanı gelince.
Çocuk bir parkta oynasın, bir sokak görsün isterim.

Sürekli eğitim eğitim olunca okuldan daha çabuk sıkılıyorlar sanki.

her şeyin azı karar çoğu zarar tabi ki..
günde 1 saat etkinlik kesinlikle faydalı -tecrübeyle sabit- ama sürekli sürekli gelişim aşkı tabi ki yanlış.
bu arada sokakta oynama fikri kalp ben :)
 
"Çocuğuna aşırı ilgi gösteren ebeveyn ile çocuğuna hiç ilgi göstermeyen ebeveyn arasında hiçbir fark yoktur, üzerine düşen anne baba farkında olmadan zarar verir çocuğuna" demişti görüştüğüm bir pedagog. Benim oğlum da doğduğundan beri benzer durumlar vardı çünkü, şu an 3 yaşına gelecek değişti mi diye sorarsanız, kısmen hayır. En sonunda bir pedagog ile görüştüm. Bana yukarıda söylediğim cümleleri söyledi. Salmam gerektiğini, her düştüğünde kaldırmamam, her ağladığında koşup gitmemem gerektiğini anlattı. Siz iyi yaptım zannedersiniz ama özgüvensiz, size bağımlı bir çocuk büyütürsünüz dedi. Hakikaten öyle, pamuklara sarıp büyütmek, etrafında fır dönmek derler ya eksiği yok fazlasıyla öyle davrandık çocuğumuza. Ve en sonunda hala her şeyi ağlayarak çözmeye çalışan, hafif düştüğünde gidip kaldırmam için avazı çıktığı kadar bağıran bir çocuk oldu maalesef. Pedagog ile görüşmenin üzerinden 3 ay geçti, söylediği şeyleri dikkate alıp hafif hafif elimi eteğimi çekmeye başladım, ve ciddi anlamada ağlamalar sona erdi, dudak büzdügü anda hayır annecim bir şeyin yok kendin kalkabilirsin dememle normale dönen bir çocuk oldu.
Siz de yazınızda her şeyiyle ilgili alakalı olduğunuzu, her yeni çıkan oyuncağı aldığınızı söylemişsiniz. Bunlar anne olarak bize harika şeyler gibi geliyor ancak çocuk için doyumsuzluk ve en ufak şeyde anne babaya ihtiyaç halinde olma anlamına geliyor. Sizin çocuğunuz daha küçük, benim kadar keskin davranmaniz beklemez tabi ki ama ağladığı zaman ağlamasının sönmesini bekleyin, konuşun.anlamaz zannediyoruz ama anlıyorlar. Her ağladığında ağlaması geçsin diye yeni farklı oyuncak verirseniz o ağlamalar hiç sona ermez ne yazık ki
 
Ben sadece meraktan bir soru sormak istiyorum.
Kitap okuyoruz dediniz ya o yaştaki çocuk okuduğunuz kitabı anlıyor mu ?
Çocuklar daha büyümeden nedir bu eğitim aşkı bende onu anlamıyorum.
Geçen bir oyuncakçıya girdim yok ilk ay kartları, yok 6.ay kartları falan filan bana bu kadar küçüklükten başlayıp çocuğu eğitime boğmak yanlış geliyor.
Eğitimi tabi ki de destekliyorum ama zamanı gelince.
Çocuk bir parkta oynasın, bir sokak görsün isterim.

Sürekli eğitim eğitim olunca okuldan daha çabuk sıkılıyorlar sanki.
bu eğitim değil ki, tabiki anlar yani her okuduğunuzu anlamasına da gerek yok ama kızım 3 yaşına girmek üzere ve ona 1 yaş civarında okuduğumuz kitapları hatırlıyor ve o zamanlar benim ona okuduklarımı şimdi bana tekrarlıyor. kelime hazinesinin gelişimi ve bilişsel kapasitesinin beslenmesi için gayet iyi olduğunu düşünüyorum.
 
her şeyin azı karar çoğu zarar tabi ki..
günde 1 saat etkinlik kesinlikle faydalı -tecrübeyle sabit- ama sürekli sürekli gelişim aşkı tabi ki yanlış.
bu arada sokakta oynama fikri kalp ben :)

Daha doğurmadım ama benim fikrim bu yönde.
Çocuk önce çocukluğuna doysun sonrasında eğitimi için elimden fazlasını yaparım.
Dediğim gibi ilk başlarda o aşırı eğitim aşkı beni öldürüyor.

Hatta ben bile oynayacağım sokakta :))
 
bu eğitim değil ki, tabiki anlar yani her okuduğunuzu anlamasına da gerek yok ama kızım 3 yaşına girmek üzere ve ona 1 yaş civarında okuduğumuz kitapları hatırlıyor ve o zamanlar benim ona okuduklarımı şimdi bana tekrarlıyor. kelime hazinesinin gelişimi ve bilişsel kapasitesinin beslenmesi için gayet iyi olduğunu düşünüyorum.

Doğrudur Spi ama ben o kadar eğitim odaklı olmanın bunaltıcı olacağını düşünüyorum.
Kararındaysa tamam ama fazlasını demek istedim ben.
 
Merhabalar.
Dert değil ama fikir almak istedim.
Kızım 28 Eylül 2020 doğumlu. Önümüzdeki günlerde inşallah yaşını kutlayacağız.
İlk 5 ay kolikti. O bitti diş başladı derken öyle böyle 12 ayı tamamlamak üzereyiz.
Doğduğundan beri hep duygularını üst perdeden yaşayan bir bebekti.
Acıktığında, üşüdüğünde, susadığında, gazı olduğunda, dişi acıdığında çoğu zaman da hiç sebebp olmadan çılgınca ağlıyor. Bazen elindeki oyuncak düştü koltuğun altına gitti diye bile dakikalarca ağlayabiliyor.
Babası da ben de çok ilgilenmeye çalışıyoruz. Sürekli kitap okuyoruz. Oyun oynuyoruz. TV hiç açılmıyor. Anneannesi dedesi de hep yanında. Ama bu ağlama ve sürekli mızmızlanma işini bir türlü çözemedik.
Piyasadaki ne kadar oyuncak varsa hemen hemen hepsini aldık. Yanına oturup birlikte oynamaya çalışıyoruz. Onda bile 5 dk geçmeden feryat figan ya bize tırmanmaya başlıyor ya koltuklara TV ünitesine.
Tecrübeli anneler bu haller ne zaman azalır acaba? Bazen o kadar yoruluyorum ki.
Benim kizim da kolikti sonralari sizin cocugunuzun ki kadar olmasada cok aglardi. Sanirim kolik zamani alisiyolar sonrada bize karsi kullaniyolar diye dusunuyorum. Kendini ifade etmeye baslayinca aglamalar azaliyo
 
ya alemsınız gercekten bebek ıcın sureklı aglıyor dıyorsunuz
ne yapsın mesela yumrugunu masaya vurup o oyuncak buraya gelecek mı desın :KK70: bebek tabıkı aglar bebekler konusmayı ogrenene kadar ıletısımı aglamak ve gulmek uzerıne baska bırsey bılmezler elınden gelen tek sey bu yavrunun napsın :)

bırde cok oyuncaga bogulmasın sahıp oldugu oyuncak cok ıse bıle hepsını aynı anda cıkarmayın 1-2 oyuncakla oynasın 1 ay sonra onu kaldırıp baska oyuncak verın döngüyü boyle kurun hem sıkılmaz da
 
Nekadar dramatiklestirmissiniz aglarken kahvemi iceyim falan.. aglisn bisey olmaz surekli etrafinda pervane olmayin cocugun bir ystan bahsediyoruz tabiki heryeri karistiricak tirmanicak biz uniteyi kaldirdk sandalyeleri kaldirdik surekli herseyin tepesinde oldugu icin he bizimki de digru degil ama basa cikamadik. Neden bu cocuk tirmaniyor demedik mesela cunku cocuk ne yaosin? Tirmaniz karistirir aglar doker bu yani bir yas beklentinizi dusuk tutun ilgiyi de azaltin biraz hepimiz cocuk buyuttuk aglayarak istedigini yaotirmaktan baska bisey degil bu
 
Ağlamasına müsaade etmek mi?
Niye ağlatayım çocuğumu yazık değil mi? Çocuğunuz var mı bilmiyorum ama gözümde çocupu ağlarken umursamayıp köşede kahvesini içen bir anne canlandı gözümde.
Ne yapacağını gebeliğinden beri 100 ün üzerine kitap okuyarak öğrenen bir anneye yaptığınız bu yorum biraz garip olmuş. Bazı şeyler kitaplarda yazıldığı gibi olmuyor.

Kendini tokatlıyor çok ağlıyor istediği olmayınca. Yapma kızım etme kızım yok. Görmezden gelince görene kadar devam ediyor
ben büyük kızım için oyun terapisi aldım, kendisi 3 3-3,5 yaşlarındaydı. hocamızın bize en çok söylediği şey "kötüyü sizinle öğrensin"di
yani yeri geldiğinde eğer onun için zararlı olacak birşeyde ısrarcı davranıyorsa ve siz konuşmanıza rağmen vazgeçmiyorsa bırakın kendi haline gerekiyorsa ağlasın da demişti
her istediğini yapmayın her şeyine evet demeyin, çünkü büyüdüğünde dış dünyaya açıldığında herkes her istediğini yapmayacak ve bu onun için daha yaralayıcı olacaktır demişti

ama tabii onu görmezden gelerek değil, demişti ki hocamız o ısrarcı davranıp ağlamaya başladığında ilk önce sakince anlatın ağlamaya devam ediyorsa yine onun yanında kalıp ağladığını onun varlığının farkında olduğunuzu hissettirerek ama hiç tepki vermeyerek durun demişti

eğer bu ağlamalar çok artıp kendne zarar vermeye dönerse (kafasını duvarlara vurma gibi) sımsıkı sarılıp o bu eyleminden vazgeçene kadar öylece yine hiçbirşey söylemeden kalın demişti

ve kaç yaşında olursa olsun çocuklar otoriteyi severler demişti
siz kurallarınızı belirleyin ve çocuğunuza bunu anlatın bir süre sonra uyum sağladığını göreceksiniz demişti
 
bu arada şunu da söylerler bütün danıştığım hocalarım
örneğin yemek yemiyor mu bırak yemesin açlıktan ölecek hali yok acıkınca illaki yiyecek ya da saçma, olmayacak, olması mümkün olmayan birşey için mi ağlıyor bırak ağlasın nasıl olsa pes edecek olmadığını görünce demişlerdi.
yani çocuğun ağlamasına izin vermek kötü annelik olmuyor aksine aslında ilerisi için ona iyilik yapıyorsunuz biraz bu açıdan düşünün
 
Back
X