emzirme_puf_noktalari.jpg


Anne olmanın, bir kadının hormon değerlerini alt üst ettiği de bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçek. Her ne kadar sözüm ona 40 gün denilen (ama aslında çok fazla süren) lohusalık hallerinin bitimi ve emzirme sürecinin sonlanmasıyla bu değerler büyük ölçüde normale dönse de, anne olmak bir kadının vücudunda bazı kalıcı değişikliklere sebep oluyor kesin.

Bunların bir kısmı hamileyken gerçekleşiyor. Hamileyken kadının beyninin küçüldüğü artık biliniyor. Sebebi her ne kadar kesin olarak tespit edilmemişse ve küçülme oranı kaynaktan kaynağa değişse de, yüzde 3 ila yüzde 5 arasında gerçekleşen bu değişim hamile kadının unutkanlıklarının arkasında yatan sebep olarak görülüyor. Her ne kadar hamileliğin sonlanmasıyla birlikte beynin tekrardan eski haline döndüğü bilinse de bu sefer uykusuzluk devreye girerek anne kişisinin unutkanlığına ve şaşkınlığına yeni bir boyut katıyor.

Unutkanlık ve şaşkınlık, anneliğin kadına hediyeliklerinin sadece bir kısmı. Bir de denge bozukluğu durumu var ki, oranı kadından kadına değişmekle birlikte, hemen her anne bundan nasibini alıyor.

Bu denge bozukluğunun kadının beyninde mi, kalbinde mi gerçekleştiğini bilemiyorum. Ancak kendi kişisel tecrübelerime ve etrafında yaşadıklarıma dayanarak söyleyebilirim ki, anne kişileri biraz dengesiz insanlar aslında. Şöyle örnekleyeyim:

Bakıcıyı kıskanma sendromu: Günümüz koşullarında birçok anne, özellikle de çalışan anneler, çocuklarını bakıcı desteğiyle büyütmektedir. Hatta annelerin en büyük dertlerinin başında güvenebilecekleri bir bakıcı bulmak gelir. Annenin çocuğunu rahatlıkla teslim edebileceği, gözü arkada kalmadan işe gidebileceği, arada sırada çocuğu bırakıp belki kocasıyla, belki arkadaşlarıyla nefes almaya çıkabileceği birini bulmak kolay iş değildir. Kimi anne ilk denemesinde böyle birini bulur; kimisi uzun, sancılı süreçler sonunda rahata erer.

İyi bir bakıcı bulunduğunda ise annenin hayatı değişir. İşine daha rahat gitmekte, çocuğunun evde iyi bakıldığını bilmektedir. Hele de çocuk bakıcıyı seviyor, onunla vakit geçirmeyi seviyor, anne giderken arkasından ağlamıyorsa annenin keyfine diyecek yoktur. Ama o da ne?! Anne bu sefer hiç beklemediği bir durumla karşı karşıyadır: Bakıcısını kıskanmaktadır! Anne ister istemeye istemeye işe gidiyor olsun, ister arkadaşlarıyla gezmeye çıkıyor olsun, çocuğunu bir şekilde arkada bırakmakta ve görünen o ki çocuğu bu durumdan hiç şikâyetçi olmamaktadır.


  • Beğen
Reactions: Nevreste