Özal'dan şok iddia: Babam hastaneye ayakta gitti

bulca

Gönül almayı bilmeyene ömür emanet edilmez.Mevlana
Pro Üye
28 Ocak 2009
33.280
52.962
[h=2]Ahmet Özal babasının ölümüyle ilgili bir basın toplantısı düzenleyerek dikkat çeken açıklamalar yaptı. Özal babasının hastaneye götürülürken ayakta ve hayatta olduğunu gösteren bir fotoğrafı da basına dağıttı. AA'nın foto muhabiri ise Özal'ın iddiasını yalanladı.[/h]Özal ayrıca babasına düzenlenen suikastte Bedrettin Dalan'ın ateş edilmeden eğilmesine dikkat çekti.
Ahmet Özal düzenlediği basın toplantısında babasının saçını haftaya yetklililere teslim edeceklerini ve şimdiye kadar neden teslim etmediklerini açıkladı. Ahmet Özal'ın, Merhum Cumhurbaşkanı'nın hastaneye götürülürken çekildiği fotoğrafı basın mensuplarıyla paylaşmasıtoplantıya damgasını vurdu.
Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal, faili meçhuller ve şüpheli ölümlerde kesinlikle zaman aşımı olmaması gerektiğini ifade ederek, "Zaman aşımının Meclis'te, kanun değişikliğiyle kaldırılması gerekir" dedi.
TURGUT ÖZAL'IN HASTANEYE GETİRİLİŞ ANININ KARELERİ İÇİN TIKLAYIN
Ahmet Özal, Taksim'deki The Green Park Otel'de basın toplantısı düzenledi. Babası Turgut Özal'ın ölümüne ilişkin iddialar konusunda yaptığı açıklamalar nedeniyle eleştirilere, hatta haksız iftiralara maruz kaldığını belirten Özal, bu nedenle, basın toplantısı düzenleme ihtiyacı hissettiğini söyledi.
ozaljpg_h217.jpg

Kendisine en çok "Turgut Özal'ın ölümüyle ilgili niye şimdiye kadar konuşmadınız da şimdi konuşuyorsunuz?" sorusunun yöneltildiğini belirten Ahmet Özal, şöyle konuştu: "İnsanlar bunu haklı olarak sorabilirler, çünkü yaptıklarımı bilmiyorlar. Ben, 1993 yılından itibaren bu işle mücadele ettim. 1997 yılında sesimi duyurabildim. Arşivden bulunabilir, kasım ayı Tempo dergisinde, bugün söylediklerimin tümü vardır. Sadece babamla ilgili değil, Türkiye'nin en karanlık yılı 1993'ün meseleleriyle ilgili. 1998'de Fatih Altaylı'nın 'Teke Tek' programında da bu konuyu tartıştım. Hatta o dönemde yapılan anket çalışmasında da halkımızın yüzde 95'i inanmadığını söylemişti. Ben o zaman da 'Kamuoyu vicdanını rahatlatmak için bu işin incelenmesi gerekir' demiştim. Meclis'te 1999'da milletvekili olduğum zaman önerge vermiştim. Ben o zaman da 25 milletvekili arkadaşımla babamın ölümü ve 93 yılının aydınlatılması için Meclis'te komisyon kurulması için uğraştım. Maalesef kimse bunları ciddiye almadı ve önergem rafa kaldırıldı." Turgut Özal'ın ölümünü, gündeme gelmek için kullandığı yönündeki iddiaların kendisini üzdüğünü dile getiren Ahmet Özal, "Ben 10 sene boyunca Başbakanlık Köşkü'nü de Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nü de gördüm. Benim şov yapmaya, dikkat çekmeye ihtiyacım yok, bu konuda hevesim de yok. Bunu yazan arkadaşlar, buraların kapısını dahi görmemiştir" diye konuştu.
Turgut Özal gibi Eşref Bitlis, Cem Ersever, Uğur Mumcu, Çetin Emeç ile Madımak ve Başbağlar olayların aydınlatılması gerektiğini kaydeden Özal, ancak bu ölümlere ilişkin dosyaların zaman aşımı nedeniyle rafa kaldırılmasından endişe ettiğini söyledi.
Ahmet Özal, sözlerine şöyle devam etti: "Yakın zamanda bir sürü insanın ölümleri rafa kaldırılacak. Buradan Meclis'e sesleniyorum. Faili meçhuller ve şüpheli ölümlerde kesinlikle zaman aşımı olmamalıdır. Zaman aşımının Meclis'te, kanun değişikliğiyle kaldırılması gerekir. Kanun değişikliğini sayın Tayyip Erdoğan, AK Parti ile diğer partilerden rica ediyorum. Çünkü bu sadece benim meselem değil. Bu mesele herkesin meselesi. Benim mücadelem sadece rahmetli babamla ilgili değildi. Her konuşmamda rahmetli babamın ardından Uğur Mumcu'nun adını andım. Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Başbağlar hepsini sıraladım. Sağ ya da sol diye ayırım yapmadım. Rahmetli Uğur Mumcu ve o görüşteki insanlar benimle aynı görüşte olmayabilir ama bu benim onları korumamam anlamına gelmez." 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal, Adnan Menderes ve arkadaşları hakkındaki idam kararları gibi Deniz Gezmiş ve arkadaşları hakkındaki idam kararlarının da kaldırılması gerektiğini savundu.
ÖZAL'IN SON ANLARININ TANIĞI SELAHATTİN YILMAZ: FOTOĞRAF ÇEKTİM, ÖZAL SEDYEDEYDİ
Ahmet Özal'ın babası olduğunu söylediği fotoğraftaki kişinin, Turgut Özal olmadığı yönünde iddialar gündemde.
O günün tanıklarından, Özal'ın son fotoğrafını çeken isimlerden biri olan Anadolu Ajansı Emekli Foto Muhabiri Selahattin Yılmaz A Haber canlı yayınına telefonla bağlanarak o günü anlattı.
Kendisinin Özal acil servise girerken fotoğrafını çektiğini dile getiren Yılmaz, Özal'ın korumalar arasında sedye ile hastaneye girdiğini ifade etti. Bu fotoğrafın Özal acil servise girdikte sonra, dışarıda yaşanan kargaşa sırasında çekilen fotoğraflardan biri olduğunu söyleyen Selahattin Yılmaz, "Benim gördüğüm rahmetli Özal'ı bu şekilde sokmadılar. Benim gördüğüm korumaların sedye üzerinde içeriye soktuklarıdır." Şeklinde konuştu.
Selahattin Yılmaz şunları söyledi.
"Rahmetli Özal'ın böyle bir olayı olduğunu duyar duymaz birkaç ekip hem Gülhane hem de Hacettepe gittik. Hacettepe'ye giden ekipte sadece ben vardım. Ben Hacettepe'den içeri girdiğim andan itibaren gördüğüm manzara şu, servisin kapısının 100-150 metre dışındaydım koruma arkadaşların bir sedyeye rahmetli Özal'ı koyduklarını ve acilden içeriye girdiklerini gördüm. Benim çektiğim fotoğraf, zaten gazetelerde çıkan bu fotoğraf değil. Benim çektiğim fotoğrafta sadece ayakları görünüyordu, korumaların arasında sedyedeydi. bu kadar kalabalık yoktu. Acil servisin önündeki bu kalabalık çok sonra oluşan bir kalabalık. Sonradan insanlar geldi. Bu fotoğrafta görünen rahmetli Özal değil. benim çıplak gözle gördüğüm rahmetli Özal sedyenin üzerindeydi ve sadece ayakları görünüyordu. Yüzünü korumalar örttüğü için görünmüyordu.
Ondan sonra acil servise girmeye çalıştım,korumalar ancak o şekilde fotoğraf çekilmesini istemedikleri için beni almadılar. Son çekilen fotoğrafı da benim gördüğüm şekildeydi. O gün biz Anadolu Ajansı olarak yüzlerce fotoğraf koyduk servise. Bu daha sonra, yani rahmetli Özal acil servise girdikten sonraki kargaşada çekilen fotoğraflardan bir tanesi. Benim gördüğüm rahmetli Özal'ı bu şekilde sokmadılar. Benim gördüğüm korumaların sedye üzerinde içeriye soktuklarıdır. Benim gördüğüm budur."

Kaynak: DHA
 
Ahmet Özal'ın, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın zehirlendiği iddiasına dayanak olarak gösterdiği fotoğrafı çeken Anadolu Ajansı muhabiri Selahattin Yılmaz, 'Fotoğraftaki Özal değil' dedi




AA muhabiri Selahattin Yılmaz: O fotoğraf rahmetli Özal'ın bir fotoğrafı değil. Özal, ambulanstan indirildikten sonra Hacettepe'nin acilinde bulunan sedyelerden birisine bindirildi

>> AHMET ÖZAL DÜN NE DEMİŞTİ?

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın zehirlendiğine dair bir bulguya rastlanılmadığını açıklamasına rağmen tartışmalar devam ediyor.

Merhum Cumhurbaşkanı'nın oğlu Ahmet Özal, dün düzenlediği basın toplantısında Turgut Özal'ın hastaneye getirilirken çekilen bazı fotoğraflar gösterdi.

Doktorların “hastaneye ölü olarak getirildiği” açıklamasını hatırlatan Ahmet Özal, “Fotoğrafta babam ayağına basıyor. Ölü bir hali varsa söyleyin” diye konuştu.


Ahmet Özal gazete sayfalarını gösterirken

Gündem yaratan bu açıkmanın ardından "Fotoğraftaki kişi Turgut Özal mı?" tartışmaları başladı.

Fotoğrafları çeken eski Anadolu Ajansı (AA) muhabiri Selahattin Yılmaz, NTV Gece Bülteni'nde konuya açıklık getirdi.

Fotoğraftakinin Turgut Özal olmadığını söyleyen Yılmaz, objektifiyle tanıklık ettiği anları şöyle anlattı:

"Ben geldiğimde Özal'la aramda 100-150 metre mesafe vardı. O sırada Rahmetli Turgut Özal, malum olan ambulanstan indirilip korumaları tarafından bir sedyeye konuluyordu.

O fotoğraf rahmetli Özal'ın bir fotoğrafı değil. Özal, ambulanstan indirildikten sonra Hacettepe'nin acilinde bulunan sedyelerden birisine bindirildi. Ben o sırada geldim.

Sedyeye bindirildikten sonra, korumalar tarafından acilin içine konuldu. Bu fotoğraf o fotoğraftır. Benim çektiğim fotoğraftan, yani daha önceden AA tarafından servise konulan fotoğraflardan ayrı bir fotoğraf daha vardır. Orada da sadece ayakları görünüyor.

Bu fotoğrafta Turgut Özal yoktur. Ben sadece korumaları görüyorum. Turgut Özal'ın sedyeyle içeriye girdiğini çıplak gözle gördüm. Fakat takım elbise veya benzeri bir şey yoktu, belki bir eşofman veya pijama vardı.

Zaten arkası dönük olan korumayı zaten tanıyorum ben. Özal'ı Anavatan Partisi'nin kurulduğu tarihten Cumhurbaşkanı olduğu döneme kadar sürekli izlediğimiz için yakın korumalarını da çok iyi tanıyorduk.

Korumaların bir çoğunu isimlerini bilmesem bile tanıyorum. Bu fotoğraftaki kollarından tuttukları insan, Cumhurbaşkanı değil. Turgut Özal'ın üzerinde takım elbise yoktu ve sedye üzerindeydi."
 
X