- 12 Temmuz 2006
- 35.014
- 30.368
- 60
Vurmalı çalgılar arasında yer alan davul belki de insanların kullandığı çalgıların en eskisidir. Dünyadaki hemen hemen bütün halkların kültürlerinde yeri vardır. Arkeologların bulduğu eski uygarlıklardan kalma çok güzel biçimli davullar, yazılı tarihten çok önce Mısırlılar'ın, Asurlular'ın ve Uzakdoğulu*ların davulu bildiğini gösteriyor. Amerika Yerlileri dinsel törenlerinde dans ederken, tempo tutmak için davul çalarlardı. Davul, aynı zamanda havanın nasıl olacağım anlamaya da yarıyordu. Yağmur yağmadan önce havadaki nem oranı artıyor ve davulların deri*si geriliyordu. Afrika'nın Siyah halkı bugün de olduğu gibi, davulu hem şifreli vuruşlarla kabileden kabileye haber yollarken, hem dans ederken kullanırdı.
Davul, en eski çalgılardan biri olmanın yanı sıra, çalgıların en basitlerindendir. İnce dana derisi ya da onun gibi güçlü ama esnek bir malzeme, boru ya da silindire benzer bir kasnak gövdenin bir ya da her iki yüzüne gerilerek takılır. Gerilen bu malzemeye davul derisi denir. Davulun yanları tahta ya. Davul derisi elle ya da sopayla vurulduğunda titrer ve çevredeki havanın dalgalar biçiminde yayılmasını sağlar. Dalgalar kulağa ulaşır ve ses olarak algılanır.
Eskiden insanlar davulu genellikle ritim çalgısı olarak kullanırlardı. Bazı davul çeşitleri belirli nota ya da tonlarda ses çıkarabilir. Timbal ya da timpani olarak bilinen modern orkestra davulları bu türdendir. Akordu ayar*lanarak istenildiği gibi yüksek da yumuşak tonlarda çalınabilir. Timballer, parşömen (kurutulmuş dana derisi) ile ya da daha çok plastikle kaplı pirinç ya da bakırdan yapılma yarı küre biçiminde davullardır. Ses ayarı için, davul derisi ya kelebek vidalarla ya da pedallarla gerilip gevşetilir. Bir orkestrada değişik boyutlarda iki, üç ya da daha çok timbal kullanılabilir. Akort edilebilen, ama ses değişimleri daha az belirgin bir başka davul da bongodur. Bongolar, dans orkestralarında çalınan, küçük kovaya benzer davullardır. Çoğunlukla çift kullanılır, dizler arasında tutularak elle ya da parmaklarla çalınırlar.
Bongonun kökeninin Afrika olduğu sanılmaktadır. Konga davulu denen büyük, silindir biçiminde başka bir davulun yurdu da Afrika'dır Hem Amerika Yerlileri hem de Siyah Afrikalılar'ca haberleşme davulu olarak kullanılan davullara tamtam adı verilir. Tam*tamlar genellikle elle çalınır.
Timbal, çağdaş senfoni orkestralarında kullanılanlar içinde akort edilebilen tek davul*dur. En büyük davul olan bas davul perdesi belirsiz, derin, gümbürtülü bir ses çıkarır. Gök gürültüsü ya da top ateşi gibi kimi etkiler yaratmak için kullanılır. Bas davulun çapı çok geniştir. İçi boş silindir biçiminde, tahtadan bir gövdesi vardır. Davul derisi bu gövdenin bir ya da her iki yüzüne birden gerilir. Askeri bandolarda kullanılan bas davul, ağırlığından dolayı özel bir taşıyıcının üzerine oturtulur.
Kirişli davul ve trampet, hem orkestrada hem bandoda kullanılan boru biçiminde kü*çük davullardır. İnce demir ya da kiriş tellerin tuttuğu davul derisi parşömenden yapılmıştır. Bunlar gerildiği zaman davul kes*kin, tiz bir ses çıkarır; gevşetildiği zaman donuk ve daha pes ses verir.
Davulun çıkardığı sesler, kullanılan baget (davulun çalındığı sopa ya da tokmak) çeşitle*rine de bağlıdır. Bunların baş bölümleri tahta, sünger, keçe ya da deri kaplı olabilir. Dans ve rock orkestralarında davulcular yumuşak, tatlı bir etki yaratmak için tel fırça biçiminde bagetler de kullanırlar.
Davul, Türkler'in de en eski vurmalı çalgısıdır. Türkler'in eski dinleri olan Şamanlık'ta davulun dinsel bir işlevi de vardı. Şaman din adamları kötü ruhları davul çalarak kovarlar*dı. Türkler Müslüman olduktan sonra davul yeni anlamlar kazanmış, tuğ ve sancakla birlikte devletin bağımsızlık simgesi olmuştur.
Türkler'de davul hem Osmanlı döneminde mehter müziği adı verilen askeri müzikte, hem de halk müziğinde kullanılmıştır. Askeri müzikte kullanılan davullar büyük çaplı ve tek yüzü deri kaplı olurdu. Yere konularak tek ya da çift olarak çalınan bu davullara "kös" denirdi. Bunların biraz daha küçüğü atın iki yanına bağlanarak da çalınırdı. Halk müziğinde, özellikle zurna eşliğinde kullanı*lan davulun büyüklüğü yöreden yöreye değişmekle birlikte Anadolu davulunun ortalama çapı 50-55 cm, kasnak yüksekliği de 30 cm olarak saptanmıştır. Bir kayışla sol omuza asılan davul, sağ eldeki tokmak ve sol eldeki çubukla çalınır. Yalnız tokmakla çalınan par*çalar da vardır. Tokmak güçlü zamanları, çubuk ise zayıf zamanlan vurur.
Davul, en eski çalgılardan biri olmanın yanı sıra, çalgıların en basitlerindendir. İnce dana derisi ya da onun gibi güçlü ama esnek bir malzeme, boru ya da silindire benzer bir kasnak gövdenin bir ya da her iki yüzüne gerilerek takılır. Gerilen bu malzemeye davul derisi denir. Davulun yanları tahta ya. Davul derisi elle ya da sopayla vurulduğunda titrer ve çevredeki havanın dalgalar biçiminde yayılmasını sağlar. Dalgalar kulağa ulaşır ve ses olarak algılanır.
Eskiden insanlar davulu genellikle ritim çalgısı olarak kullanırlardı. Bazı davul çeşitleri belirli nota ya da tonlarda ses çıkarabilir. Timbal ya da timpani olarak bilinen modern orkestra davulları bu türdendir. Akordu ayar*lanarak istenildiği gibi yüksek da yumuşak tonlarda çalınabilir. Timballer, parşömen (kurutulmuş dana derisi) ile ya da daha çok plastikle kaplı pirinç ya da bakırdan yapılma yarı küre biçiminde davullardır. Ses ayarı için, davul derisi ya kelebek vidalarla ya da pedallarla gerilip gevşetilir. Bir orkestrada değişik boyutlarda iki, üç ya da daha çok timbal kullanılabilir. Akort edilebilen, ama ses değişimleri daha az belirgin bir başka davul da bongodur. Bongolar, dans orkestralarında çalınan, küçük kovaya benzer davullardır. Çoğunlukla çift kullanılır, dizler arasında tutularak elle ya da parmaklarla çalınırlar.
Bongonun kökeninin Afrika olduğu sanılmaktadır. Konga davulu denen büyük, silindir biçiminde başka bir davulun yurdu da Afrika'dır Hem Amerika Yerlileri hem de Siyah Afrikalılar'ca haberleşme davulu olarak kullanılan davullara tamtam adı verilir. Tam*tamlar genellikle elle çalınır.
Timbal, çağdaş senfoni orkestralarında kullanılanlar içinde akort edilebilen tek davul*dur. En büyük davul olan bas davul perdesi belirsiz, derin, gümbürtülü bir ses çıkarır. Gök gürültüsü ya da top ateşi gibi kimi etkiler yaratmak için kullanılır. Bas davulun çapı çok geniştir. İçi boş silindir biçiminde, tahtadan bir gövdesi vardır. Davul derisi bu gövdenin bir ya da her iki yüzüne birden gerilir. Askeri bandolarda kullanılan bas davul, ağırlığından dolayı özel bir taşıyıcının üzerine oturtulur.
Kirişli davul ve trampet, hem orkestrada hem bandoda kullanılan boru biçiminde kü*çük davullardır. İnce demir ya da kiriş tellerin tuttuğu davul derisi parşömenden yapılmıştır. Bunlar gerildiği zaman davul kes*kin, tiz bir ses çıkarır; gevşetildiği zaman donuk ve daha pes ses verir.
Davulun çıkardığı sesler, kullanılan baget (davulun çalındığı sopa ya da tokmak) çeşitle*rine de bağlıdır. Bunların baş bölümleri tahta, sünger, keçe ya da deri kaplı olabilir. Dans ve rock orkestralarında davulcular yumuşak, tatlı bir etki yaratmak için tel fırça biçiminde bagetler de kullanırlar.
Davul, Türkler'in de en eski vurmalı çalgısıdır. Türkler'in eski dinleri olan Şamanlık'ta davulun dinsel bir işlevi de vardı. Şaman din adamları kötü ruhları davul çalarak kovarlar*dı. Türkler Müslüman olduktan sonra davul yeni anlamlar kazanmış, tuğ ve sancakla birlikte devletin bağımsızlık simgesi olmuştur.
Türkler'de davul hem Osmanlı döneminde mehter müziği adı verilen askeri müzikte, hem de halk müziğinde kullanılmıştır. Askeri müzikte kullanılan davullar büyük çaplı ve tek yüzü deri kaplı olurdu. Yere konularak tek ya da çift olarak çalınan bu davullara "kös" denirdi. Bunların biraz daha küçüğü atın iki yanına bağlanarak da çalınırdı. Halk müziğinde, özellikle zurna eşliğinde kullanı*lan davulun büyüklüğü yöreden yöreye değişmekle birlikte Anadolu davulunun ortalama çapı 50-55 cm, kasnak yüksekliği de 30 cm olarak saptanmıştır. Bir kayışla sol omuza asılan davul, sağ eldeki tokmak ve sol eldeki çubukla çalınır. Yalnız tokmakla çalınan par*çalar da vardır. Tokmak güçlü zamanları, çubuk ise zayıf zamanlan vurur.