Kendimi değiştirmek istiyorum ama başaramıyorum.

Benim sorunum babamın beni sürekli aşağılayıp kötü hissettirmesiydi.O yüzden küçüklükten itibaren hayatımın ciddi bir kısmını (ilk 17 yıl) onun hak etmediğim asılsız eleştirilerine inanarak kendimi kötü hissederek özgüvensiz bir şekilde geçirdim.(Yine arkadaşlarım vardı benim ama kendime güvenim hiç yoktu.Tam olarak sizin gibiydim diyemem ama durum benzer)
'İyi hissetmek' kitabını kesinlikle okuyun.Ustalık gerektiren kafaya takmama sanatı da tavsiye edilmiş onu da okudum ben,ama sırasıyla 1.iyi hissetmek 2.ustalık gerektiren kafaya takmama sanatı 3.Özgüven(Matthew McKay) okunmalı eğer vaktiniz varsa.İçinde en etkili olanı 1.kitap önce o okunmalı.Ben o kitabı bitirdikten sonra gerçekte beni üzenin,mutsuz ve depresif hissettirenin babamın bana hakaret etmesi, sürekli aşağılamaları,okul birincisi olduğumda bile benden bir halt olmayacağını söylemesi değil (buraya yazdığımdan çok daha fazlası var) kendi içimde farkında olmadan kendime yönelttiğim özeleştirilerim olduğunu anladım.Kendinize yönelttiğiniz özeleştirileriniz, başka birinin size söyledikleriyle tetiklenir ve eleştirilerle ya da söylenenlerle baş etmekte zorlanırsınız.Tabii bu düşüncelerim babamın bana yaptıklarının mantıklı ve doğru olduğunu göstermez asla,onu kendi içimde bir yerde hiç affetmiyorum orası ayrı ama artık bana söyledikleri beni incitip sarsamıyor,eğer yapılabilecek bir şey benim biriktirdiklerimin üstüne ekleyebileceğim kendimi geliştirebileceğim bir nokta yoksa onu hiç sallamıyorum .Hayatımın dönüm noktasıydı .
Sonrasında başka hatalar da yaptım bu babamla aramızdaki sorundan kaynaklı olarak,hatta benden yaşça büyük adamdan etkilenme sebebim de çok yüksek ihtimalle onun pasif biri olmasıydı.(daha önce açtığım konudaki adam).Zihnim babamın beni aşağılamaları, üzerimdeki baskılarını aşamamıştı ve bunu sanırım karşımda pasif bir baba figürü canlandırarak kendi içimde çözmeye çalıştım.Daha doğrusu normalde devam etmeyeceğim bir adamla sırf pasif ,karışmayan ve ne istersem yapan aramızda benim sözümün geçtiği biri olduğu için devam ettim.Çünkü bu benim geçmişteki travmamı yeniden canlandırarak farkında olmadan aşmaya çalışmama yardımcı olmuştu.(bunu onunla ayrıldıktan çok sonra fark ettim tabii.)
Yine ailelerimiz de benzer şekilde kısıtlamaya çalışan baskıcı insanlar.En son arkadaşımla macfit'e gittiğim için(yazın çalışıp kendi kazandığım paramla-özellikle belirtme sebebim kendisi parayı da bizim üzerimizde bir baskı kurma aracı olarak kullanıyor-)bana ileride kocanla gidersin sen şimdi orada soluk soluğa kalacaksın oradaki namahrem de seni görecek tarzı bir şeyler söyledi.Zihni karanlık, bulanık..Onunla mücadele etmiyorum sabırla ekonomik özgürlüğümü elime alacağım günü bekliyorum sadece.

Uzun uzun açıklamaya çalıştığınız için çok teşekkür ederim. Tek sorunum özgüvensizlik değil belki ama özgüvensiz olmamın sebebi ailem diye düşünüyorum ben de. Yine de onları suçlamıyorum. Yaşlı olmaları, eğitim düzeyleri, yetiştirilme tarzları ve kaygı düzeylerinin biraz yüksek olması nedeniyle beni hep korumaya çalıştılar. Doğru bulmuyorum ama kötü niyetle yapmadıklarını bildiğim için onlara da kızamıyorum. Beni her zaman çok sevdiler hala da öyle. Aile içinde hep muyluydum, her zaman sevgilerini ilgilerini hissettirirlerdi. Her istediğimi yapmaya çalışırlardı, gözümün içine bakarak büyüttüler diyebilirim ama dışarıya karşı korumacılardı işte. Üzerimde hep bir baskı olduğu için 30 yaşında evlenmeme rağmen o yaşıma kadar izin alarak dışarı çıktım. Bir arkadaşımda kalma şansım olmadı. Ya da eve her zaman belli bir saate gelmek zorundaydım. Bu da sosyalleşmemi biraz engelledi tabi ki. Belki küçük yaşlardan geniş bir sosyal çevrem olup da sohbetler etme şansım olsaydı şimdi sohbet etmek de bu kadar zorlanmazdım diye düşünüyorum.

Söylediğiniz kitabı listeme eklemiştim, alıp okumayı düşünüyordum ama şimdi acilen alıp okumaya karar verdim. Umarım bende de sizinki gibi olumlu etkiler bırakır. Çok teşekkür ediyorum tekrardan.
 
Evet haklısınız galiba. Teşekkür ederim fikriniz için. En azından bunu destek almadan da çözebilirim sanırım.
Aslında benim ilk tavsiye ettiğim kitabı yazan ünlü bir psikiyatrist,bilişsel terapi yöntemi uyguluyor kitapta
".Tedavi görün ya da görmeyin,kendine yardım iyileşmenin anahtarı."
Doktorlar,İyi hissetmek okuma terapisinin,en az bir bütün psikoterapi serisi ya da en etkili antidepresanlar kadar etkili olabileceğini görmüşler.Yapılan çalışmalarda ağır depresif epizodlu seksen kişiyi rastgele iki gruba ayırmışlar.Bu kitapla ilgili olarak denenmiş çok şey var. 12 hafta boyunca iyi eğitimli terapistlerden bilişsel terapi görmüş hastalardaki iyileşme ve bu kitabı okuyup kendi kendine okuma terapisi yapan insanlardaki iyileşme çok benzer.Aslında kitabın yazarı olan psikiyatrist de kitabı terapi alan hastaların bir yandan iyileşmelerini desteklemek için yazmış, sonrasında yapılan çalışmalarda tek başına da oldukça etkili olduğu görülmüş.
Ben çok fayda gördüm, umarım siz de görürsünüz ama tek başına okumanız yetmez içindekileri de uygulayın mutlaka.İlk okuduğumda bu ne işe yarayacak diye düşündüğüm çok şey olmasına rağmen hemen hemen çoğunu uyguladım ve ne kadar iyi geldiğini görünce çok şaşırdım.Yaşadiklarınızda yalnız değilsiniz,ben de dahil sizin gibi hisseden çok insan vardır eminim.Kitapta sizin durumunuza benzer başka şeyler yaşayan insanların da örnekleri çok fazla.Bana iyi geldi,size de geleceğine eminim :)
 
Bir de konusu depresyonmuş gibi gözükse de mesela içinde eleştiriyle başa çıkma,daha özgüvenli olma,kişisel gelişim,umutsuzluk,erteleme alışkanlığı gibi birçok konuda alıştırmalar,pratikler, öneriler var.
Uzun uzun açıklamaya çalıştığınız için çok teşekkür ederim. Tek sorunum özgüvensizlik değil belki ama özgüvensiz olmamın sebebi ailem diye düşünüyorum ben de. Yine de onları suçlamıyorum. Yaşlı olmaları, eğitim düzeyleri, yetiştirilme tarzları ve kaygı düzeylerinin biraz yüksek olması nedeniyle beni hep korumaya çalıştılar. Doğru bulmuyorum ama kötü niyetle yapmadıklarını bildiğim için onlara da kızamıyorum. Beni her zaman çok sevdiler hala da öyle. Aile içinde hep muyluydum, her zaman sevgilerini ilgilerini hissettirirlerdi. Her istediğimi yapmaya çalışırlardı, gözümün içine bakarak büyüttüler diyebilirim ama dışarıya karşı korumacılardı işte. Üzerimde hep bir baskı olduğu için 30 yaşında evlenmeme rağmen o yaşıma kadar izin alarak dışarı çıktım. Bir arkadaşımda kalma şansım olmadı. Ya da eve her zaman belli bir saate gelmek zorundaydım. Bu da sosyalleşmemi biraz engelledi tabi ki. Belki küçük yaşlardan geniş bir sosyal çevrem olup da sohbetler etme şansım olsaydı şimdi sohbet etmek de bu kadar zorlanmazdım diye düşünüyorum.

Söylediğiniz kitabı listeme eklemiştim, alıp okumayı düşünüyordum ama şimdi acilen alıp okumaya karar verdim. Umarım bende de sizinki gibi olumlu etkiler bırakır. Çok teşekkür ediyorum tekrardan.
Bu yorumu sonradan gördüm,rica ederim.Ben de ailemi , her şeye rağmen babamı çok seviyorum.Bir tarafım biraz kin duyuyor , çünkü benimkisi sadece korumacı olma durumu değil.Tabii sizin yaşadıklarınız da kendi içinde en az benimki kadar zordur belki de.Ben babamda bile suç bulamıyorum bazen onun yetiştiği ortamı düşününce.Anne babaların geneli çocuğunun iyiliğini düşünmeye çalışıyor bir yerde.Her ne kadar babamın söyledikleri bunun tam tersi gibi gözükse de..Onun söylediklerini içselleştirip doğru olduğuna inanmak yerine kendime çok bambaşka bir dünya kurmaya çalışıyorum.Başaracağımdan da çok eminim çok çabalıyorum.Önceden beni güçsüz bırakıp yaşama isteğimi bitiren kendime olan saygımı yerin dibine sokan adam şimdi benim daha iyi bir hayat kurmak için daha çok çabalamama sebep oluyor.Çünkü babamın böyle olma sebebi bir noktada onun ebeveynleri,ve ben de ileride çocuğuma aynı cümleyi kendim için kurdurtmak istemiyorum.En başta kendim için düzelmeye ; hayata, geleceğe daha olumlu bakmaya çalışıyorum.
Size garip hissettiren kendinizle ilgili düşünceleriniz başka bir şey asla değil.Bir şeyler söylediğimde acaba benimle ilgili ne düşünürler kaygısı taşımamayı öğreneceksiniz.(kitabı çok övdüm ama sizin de çalışmanız gerek, pes etmeden. alınca sonra hayal kırıklığına uğramayın ve bırakmayın diye belirtme gereği duydum) Diğer insanlar ne kadar sosyal zekâsı yüksek ve iyi iletişim kurabilen nerde ne söyleneceğini bilen insanlarsa siz de bir o kadar öylesiniz ve daha iyisi için çabalayacaksınız da.
 
Bir de son olarak kendinizi yabanî olarak etiketlemeyin,bu bir bilişsel çarpıtma örneği .Ve yazınızdan okuduğum kadarıyla aşırı genelleme,zihinsel filtre,olumluyu geçersiz kılmak, akıl okumak , falcılık ve aşırı büyütme de var.(bunlar kitapta yazan bilişsel çarpıtma örnekleri,bende de vardı.yazıp mantık süzgecinden geçirerek kurtuldum.)
 
Bir de son olarak kendinizi yabanî olarak etiketlemeyin,bu bir bilişsel çarpıtma örneği .Ve yazınızdan okuduğum kadarıyla aşırı genelleme,zihinsel filtre,olumluyu geçersiz kılmak, akıl okumak , falcılık ve aşırı büyütme de var.(bunlar kitapta yazan bilişsel çarpıtma örnekleri,bende de vardı.yazıp mantık süzgecinden geçirerek kurtuldum.)

O kadar merak ettim ki kitabı. Ve akıl okuma dediğiniz niyet okuma ile aynı şeyse bu bende çok fazla var. Artık biriyle tartışırken “sen şimdi şöyle şöyle diyeceksin ama…” diye daha o bir şey söylemden söyleyeceğini tahmin edip karşı savunmaya geçiyorum. Ya da “sen kesin şöyle düşündün, böyle düşündün” diye bir de kendimden çok emin olarak karşı tarafı suçluyorum. Bunların hepsinin farkındayım ama beni en çok zorlayan, çekingenliğim. Özgüven eksikliğim. İnsanların benimle ilgili düşündüklerine çok fazla takılmam. Hem bahsettiğiniz kitabı okuyacağım hem de destek almak istiyorum.

Bir çocuğum var. Böyle bir annesinin olmasını istemiyorum. O büyümeden kendimdeki bu olumsuz durumların düzelmesini istiyorum. Ben de pes etmeden çalışacağım bunun için. Umarım ben de sizin gibi başarabilirim. Çok teşekkür ederim gerçekten❤️
 
Eşimle aynı lisedeydik ama alt sınıftaydı haliyle. Ortak tanıdığımız çok fazlaydı. Sonra bir iftarda karşılaştık devamında beni sosyal hesaptan ekledi öyle devam etti. Şu an sadece eşimle sorunlarımı paylaşabiliyorum zaten. Birlikte çıkıp dolaşıyoruz. Eğer benim böyle bir sorunum olmasa çok daha mutlu bir evliliğimiz olurdu muhtemelen.
Umarım bu kadar çok yorum yapmam sizi rahatsız etmemiştir xd Sadece kendim o bataktan çıktım ve nasıl hissettirdiğini çok iyi biliyorum.
Bu mesajınızda kişiselleştirme(yine kitap,yine bilişsel çarpıtma) var.Kendinizi aslında başlıca sorumlusu olmadığınız olumsuz bir olayın nedeni olarak görüyorsunuz.
Daha olumlu bir açıdan bakarsak şanslı olduğunuzu düşünüyorum çünkü en azından size destek olan yargılamayan bir eşiniz var.Ben bu kitaptan önce psikiyatriste gittim, o dönemde sınava hazırlanıyordum.Bana ilaç yazdı , babamın eleştirilerinden aşağılamalarından fazla etkilendiğimi ve bunun diğer insanlarla iletişimimi ve kendime güvenimi kötü etkilediğini söylemiştim.İlaç işe yaramadığı gibi-yan etkileri yoğundu bir de- üstüne babamın gördün mü sorunlu olmasan doktor ilaç yazmazdı demeleriyle tekrar saçmalamalarıyla uğraştım.Ona bana neden durduk yere hakaret ettiğini sorduğumda git ilacını iç diyordu.Bazı şeylerle baş edemediğimizde destek almayı normalleştiremedik belki toplum olarak, bilmiyorum.Daha önce yaşadıklarım ve düşüncelerim için tek başına kendi babamı sorumlu tutmuyorum ama kendi başıma gelen ve deneyimlediğime de bakarak, okuduğum bir yazıdan alıntıyla şunu tekrar yazabilirim,
"psikiyatriste gerçek hastalar gitmez, gerçek hastaların hasta ettikleri kişiler gider" (tabii bu çok genel bir cümle orası ayrı, birçok istisnası da vardır elbette)
Eğer bir şekilde kendinizde düzeltilmesi gereken bir şeyler olduğunu düşünüyorsanız,sizde ağır bir sorun olduğunu da düşünmüyorum.Biraz kendinizi dinlemeye olumsuzları olumluya çevirmeye ihtiyacınız var sadece.
Ben yapabildiysem,siz de yaparsınız.En başta itici olduğum için böyle olduğunu zanneden biriydim.Şimdi çevremde seviliyorum ve markette gördüğüm tanımadığım bir kadınla bile bir ürün üzerinden ayaküstü sohbet edebilirim xd.Sosyal yönü iletişim becerisi eskisine göre çok daha kuvvetli biriyim.Siz kendinizle ilgili ne düşünürseniz başka insanlar da sizinle ilgili onu düşünür.Daha önce bu cümleyi okusam ha.. ordan derdim ama doğru 🤣
Ve tabii ki çaba..Hiçbir şeyden mucize beklememek gerek ,bu benim kendimde bir anda yaptığım bir değişiklik değil.Zamanla çok daha iyi durumlara geldim.
 
Merhaba herkese. Çooook uzun bir iç dökme olacak, baştan belirteyim. Bölümlere ayırarak yazmaya çalışacağım. Okuyacak olanlara şimdiden teşekkür ederim.

Biraz kendimden bahsedecek olursam en temel problemimin özgüven eksikliği olduğunu düşünüyorum artık. Sanırım çocukluğumdan beri böyleymiş ama ben bunu yeni farkediyorum. Ya da ilkokul orta okul lise üniversite derken bir şekilde çevremde görüştüğüm arkadaşlarım vardı ve yalnızlık hissetmiyordum. Ama hepsi o zamanlarda kaldı. Ben de hep şöyle bir şey vardı. Kalabalık ortamlarda herkesle samimi olmak yerine hep bir tane samimi olacağım birini seçer sadece onunla devam ederdim. Kalabalık sohbetleri sevmezdim o yüzden hiç kalabalık arkadaş gruplarım olmadı. Ama önceden bunu isteyerek yapıyordum. Şimdi çevremi gözlemlediğimde bakıyorum da insanların tabi ki dostum diyeceği kişiler ayrıdır ama kalabalık bir ortamda zevkle doldu dolu sohbet ediyorlar. Ben bu noktada hep eksik kalıyorum. Yeni insanlarla tanışıp sohbet etmekte de çok zorlanıyorum.

Bir de sohbeti ilerletemiyorum. Nasılsın iyi misin neler yapıyorsun vs dedikten sonra devamı gelmiyor. Karşı taraf benimle muhabbete devam etmek istemiyormuş gibi geliyor ben de devam edecek bir şey bulamıyorum. Çalışma ortamımda herkes uzun uzun sohbetler ediyor ben o sohbete hiç dahil olamıyorum. Sohbete dair bir cümle de ben ediyorum mesela ama ya hiç duyulmuyor ya da birkaç saniye durup yine devam ediyorlar. Şimdilerde başka sorunlar yaşıyorum iş yerimdekilerle ama önceden de böyleydi. Yaptığım bir hatadan dolayı dışlandığımı düşünüyorum ama öte yandan da bakıyorum bu olaydan önce de paylaşımım çok azmış. Benden sonra başlayan bir arkadaş bile herkesle gayet samimi gülüp eğleniyor dışarda bir şeyler yapıyorlar falan ama ben hiç o aşamaya gelemiyorum. Hemen samimi olup ne yapacaksın diyebilirsiniz ama kastettiğim tam olarak o değil. Yani çok anlam yüklemeden, hadi gülüp sohbet edelim diyecek kadar bile samimi olamıyorum. Sorunun benden kaynaklandığına eminim ama nerde hata yaptığımı bulamıyorum.

İnsanların acılarına duyarsız değilim, burada bir konu yüzünden linç yedim ama güvenilmeyecek bir insan değilim. Çünkü kendimi biliyorum. Bu zamana kadar kimsenin kötülüğünü isteyerek bir şey yapmadım. Kimsenin benden istediği desteği geri çevirmedim. kimsenin anlattığını bir başkasına anlatıp dedikodusunu yapmadım ki çok samimi olanların bile birbirleriyle ilgili neler söylediklerini duyuyorum ben bunu hiç yapmadım. Kimseye kırıcı davranmıyorum. Zaten kimse de bana kötü davranmıyor ama hep bi resmî kalıyor ilişkim. Bir yerden sonra yürümüyor işte. Kimseye soru soramıyorum mesela. Haddime değilmiş gibi geliyor bir şey sorarken. Bu da dışardan mesafe gibi algılanıyor herhalde.

Mesela çalıştığım yerde görevli abla var iki tane. Bakıyorum herkes onlarla samimi sohbet edebiliyor. Bazen gidip onların yanlarında oturuyorlar, hatta onlar aracılığıyla başkalarıyla da tanışıp hastanedeki bir işini halletti ordan bir arkadaş. Onların bulunduğu katta oturuyorlar gelenle geçenle konuşuyorlar falan. Ben ordan çalıştığım kata çıkarken sadece günaydın iyi akşamlardan öteye geçemedim hiç. En fazla nasılsın iyi misin ekleniyor bunlara o kadar devamı yok. Gidip yanlarına otursam sohbet edecek bir şey bulamam ki, annesinin iş yerine gitmiş yanında oturan çocuk gibi kalırım öyle.

Kendimi beğenmediğim için eşimin ailesi ve arkadaşlarıyla bile nişana kadar tanışmadım, kaçtım sürekli. Ki hala arkadaşlarıyla iletişimim yok. Herkes birbirini tanıyor ben sonradan gidince herkes bana odaklanacak diye gerildim ve piknik vs davetlerinde hep bir bahane uydurdum nişanlıyken. Dışardan bakınca sanki onları beğenmeyip iletişim kurmak istemiyormuşum gibi göründü ve sonra da bir daha iletişim olmadı. Kendimi beğenmiyorum, eşimden 3 yaş büyüğüm bunu sorun ediyorum. Sanki herkes arkamızdan bunu konuşuyor ya da konuşacakmış gibi geliyor.

Eskiden ilkokuldan beri hiç ayrılmadığım dostum diyebileceğim bir insan vardı. Eşiyle de aram iyiydi beraber vakit geçirirdik onlarla. Ben eşimle tanışıp evlenmeye karar verince bu arkadaşımın eşi demiş ki ne yapacak çoluk çocukla. Kendi yaşında birini bulamadı mı gibi şeyler söylemiş. Bunu duyunca çok üzüldüm ve sanırım bunu da kompleks yaptım. Sonra o arkadaşımla da uzaklaştım. Tabi dışardan bakınca birini buldu arkadaşını aramayı bıraktı gibi göründüm ve bu yüzden arkadaşım da tavır gösterdi. Kendimi açıklamadım. Sanırım böylesi işime geldi. Onlarla eşli görüşmek istemeyecektim kompleksim yüzünden. Başka yakın bir arkadaşım da başka bir şehirde yaşıyor. Aslında yakın mesafe istesem iletişim kurarım ki birkaç defa gelecek oldular çeşitli sebeplerle erteledim ve ben de geri aramayınca onunla da koptuk. Ama aramama sebebim vefasızlık değil tabi ki komplekslerim.

Eşimin ailesine gelince onlarla da anlaşamadım. Daha önce konu açmıştım zaten zihniyet olarak onlar da pek normal değiller. Eşimin bir teyzesi var onunla aram iyi. Biraz aradaki sorunlardan bahsetmiştim kendisi de konuları bildiği için beni haklı buluyor yani eş ailesiyle ilgili konuda tamamen ben hatalı değilim ama benim hatam olan kısım yine komplekslerim. Kv sürekli misafir getirmek istiyor ama ben kendimi misafir ağırlama konusunda da çok eksik hissediyorum. Hep kaçıyorum. Şimdi eşimin kuzenleri evlendi mesela ve gündem hep yeni gelinler. Şöyle becerikli böyle misafir ağırlıyor falan anlatıyorlar hep. Kendimi eksik hissediyorum. Başkalarına bakıyorum browniler, tartlar, salatalar havalarda uçuşuyor. Kendime bakıyorum hala annem usulü patates salatası, poğaça, börek. Kekim bile kabarmıyor. Pes etmiyorum hadi devam edeyim elim alıştıkça düzelir diyorum ama yok işte olmuyor.

Kendi aileme gelirsem sadece annem babam ve kardeşlerimle iletişimim var. Hiçbir akrabamla görüşmüyorum. 40 yaş çocuğuyum. Kuzenlerim benden çok büyük. Neredeyse benimle yaşıt çocukları olan kuzenlerim var. Yabaniliğim yüzünden onlarla da iletişimim olmadı çocukluğumdan beri. Bunda bence ailemin de payı vardı. Kısıtlayan, aşırı korumacı insanlar annemle babam. O nedenle hep bir uzak kaldım herkese. Şimdi düşünüyorum da anneme babama bir şey olsa kimsem yok şu hayatta. Zaten yaş itibariyle anne babamdan büyük olan kardeşleri hayatta değiller. Kuzenlerle de benim iletişimim olmadı bu saatten sonra da olmaz zaten.

Burada açtığım konularda bile hep linç yedim. Kötü niyetle yapmadığımdan çok emin olduğum şeylerde bile kendimi sorgular hale geldim. Acaba diyorum bu kadar insan böyle diyorsa ben gerçekten kötü niyetli miyim.

Kendimi sevilmiyor istenmiyormuş gibi hissediyorum. Böyle düşündükçe her şeyi kişisel algılamaya başladım. Bugün bir öğrenci beni gördü onların dersine artık ben gireceğim sandı diyor ki hocam siz gelmeyin ben diğer hocayı çok seviyorum. Ben bunu kendime dert ettim mesela. Oysaki bir başka çocuk da bana diyor ki hocam bizim dersimize siz gelin. Diğer hoca hiç alınmıyor gibi. Ama ben ne söylense kişisel algılıyorum. İstenmediğimi düşünüyorum sürekli. Böyle düşündükçe daha da çekiyorum kendimi. Silik bir tip oldum iyice. Yok gibiyim ortamlarda. Destek almayı düşündüm randevu da almıştım ama çalıştığım için sadece cumartesi günü gidebilirim. O güne aldığım randevuyu iki defa psikolog erteledi. Sonra ülkemizdeki deprem felaketi nedeniyle kendisi o bölgeye gitmişti yine ertelendi. Bu cumartesiye aldım bakalım iptal olmazsa gideceğim.

Eğer buraya kadar okuduysanız bana önerebileceğiniz kitap, film, ya da iletişim taktikleri varsa çok sevinirim. Öncelikle acilen uygulayabileceğim yöntemler varsa onları duymayı daha çok isterim. Şimdiden teşekkür ederim.
Canım ben diğer konularına da baktım. Hepimizin günlük hayatta yaşayabileceği,iş hayatında başımıza gelebilecek şeyler yaşıyorsun. Biz insanız mükemmel olmak zorunda değiliz. Eksiklerimiz hatalarımız elbette olacak. Sen zannediyor musun bunlar sadece senin başına geliyor? İnsanları takma. Kendine dönük ol. Anladığım kadarıyla ogretmensin. Ben de öğretmenim. Yani bu kadar takma hayatı. Mutlu ol yaşa. Hiç olmadı hayaller kur. İçinden çıkamayacağını düşünüyorsan da bı psikiyatristle görüş. Sana iyi gelecektir.
 
O kadar merak ettim ki kitabı. Ve akıl okuma dediğiniz niyet okuma ile aynı şeyse bu bende çok fazla var. Artık biriyle tartışırken “sen şimdi şöyle şöyle diyeceksin ama…” diye daha o bir şey söylemden söyleyeceğini tahmin edip karşı savunmaya geçiyorum. Ya da “sen kesin şöyle düşündün, böyle düşündün” diye bir de kendimden çok emin olarak karşı tarafı suçluyorum. Bunların hepsinin farkındayım ama beni en çok zorlayan, çekingenliğim. Özgüven eksikliğim. İnsanların benimle ilgili düşündüklerine çok fazla takılmam. Hem bahsettiğiniz kitabı okuyacağım hem de destek almak istiyorum.

Bir çocuğum var. Böyle bir annesinin olmasını istemiyorum. O büyümeden kendimdeki bu olumsuz durumların düzelmesini istiyorum. Ben de pes etmeden çalışacağım bunun için. Umarım ben de sizin gibi başarabilirim. Çok teşekkür ederim gerçekten❤️
Yazdıktan sonra gördüm yine mesajınızı.Biraz uzun sürüyor hâliyle.Siz çabalayın,insanlar sizdeki değişimi öyle bir fark edecek ki inanamazsınız.Beni 4-5 ay görmeyen akrabalarım vardı, -normalde de çok sık gelmiyorlar ve beni de çok tanıyan insanlar değiller- onlardan birinden bile kabak çiçeği gibi açılmışsın lafını duymuştum direkt yüzüme karşı.Sonra daha önceki hâlimle ilgili yorumlar falan yapıldı jdjdj.
Bence de mutlaka kitaba takviye olarak yüz yüze bir uzmandan destek alın.Her şey bu şekilde sizin için çok daha güzel olacak .Çocuğunuz sizin gibi kendinde eksiklik olarak gördüğü kısımları güçlendirmeye çalışan ,kendi gelişimine odaklı bir anneye sahip olduğu için çok şanslı.
 
Umarım bu kadar çok yorum yapmam sizi rahatsız etmemiştir xd Sadece kendim o bataktan çıktım ve nasıl hissettirdiğini çok iyi biliyorum.
Bu mesajınızda kişiselleştirme(yine kitap,yine bilişsel çarpıtma) var.Kendinizi aslında başlıca sorumlusu olmadığınız olumsuz bir olayın nedeni olarak görüyorsunuz.
Daha olumlu bir açıdan bakarsak şanslı olduğunuzu düşünüyorum çünkü en azından size destek olan yargılamayan bir eşiniz var.Ben bu kitaptan önce psikiyatriste gittim, o dönemde sınava hazırlanıyordum.Bana ilaç yazdı , babamın eleştirilerinden aşağılamalarından fazla etkilendiğimi ve bunun diğer insanlarla iletişimimi ve kendime güvenimi kötü etkilediğini söylemiştim.İlaç işe yaramadığı gibi-yan etkileri yoğundu bir de- üstüne babamın gördün mü sorunlu olmasan doktor ilaç yazmazdı demeleriyle tekrar saçmalamalarıyla uğraştım.Ona bana neden durduk yere hakaret ettiğini sorduğumda git ilacını iç diyordu.Bazı şeylerle baş edemediğimizde destek almayı normalleştiremedik belki toplum olarak, bilmiyorum.Daha önce yaşadıklarım ve düşüncelerim için tek başına kendi babamı sorumlu tutmuyorum ama kendi başıma gelen ve deneyimlediğime de bakarak, okuduğum bir yazıdan alıntıyla şunu tekrar yazabilirim,
"psikiyatriste gerçek hastalar gitmez, gerçek hastaların hasta ettikleri kişiler gider" (tabii bu çok genel bir cümle orası ayrı, birçok istisnası da vardır elbette)
Eğer bir şekilde kendinizde düzeltilmesi gereken bir şeyler olduğunu düşünüyorsanız,sizde ağır bir sorun olduğunu da düşünmüyorum.Biraz kendinizi dinlemeye olumsuzları olumluya çevirmeye ihtiyacınız var sadece.
Ben yapabildiysem,siz de yaparsınız.En başta itici olduğum için böyle olduğunu zanneden biriydim.Şimdi çevremde seviliyorum ve markette gördüğüm tanımadığım bir kadınla bile bir ürün üzerinden ayaküstü sohbet edebilirim xd.Sosyal yönü iletişim becerisi eskisine göre çok daha kuvvetli biriyim.Siz kendinizle ilgili ne düşünürseniz başka insanlar da sizinle ilgili onu düşünür.Daha önce bu cümleyi okusam ha.. ordan derdim ama doğru 🤣
Ve tabii ki çaba..Hiçbir şeyden mucize beklememek gerek ,bu benim kendimde bir anda yaptığım bir değişiklik değil.Zamanla çok daha iyi durumlara geldim.


Aksine yorumlarınızı okumak çok iyi geldi. Aynı şeyleri yaşayıp, kendini değiştirebilmiş birini görmek bana da umut oldu. Ben de itici bir insan olduğumu düşünüp kendimi acımasızca eleştiriyorum çoğu zaman.

Evet eşim en büyük destekçim hatta tek destekçim. Çünkü bu kadar açık bir şekilde başka kimseye anlatamıyorum yaşadığım sorunları. Kendimi iyi hissetmem için elimden geleni yapıyor. Gerekirse çift terapistine bile gidebileceğimizi söylüyor. Biraz maddi imkanlardan dolayı ertelemiştim ama artık daha fazla ertelemeyeceğim. Bu olumsuz düşüncelerim bana çok zarar vermeye başladı çünkü. Her şeyi kişisel algılayıp, her söylenene günlerce kafayı takıp üzülmek beni çok yıprattı. En basiti bir öğrencinin gayri ihtiyarı söylediği bir şeyi bile dert edip öğrencilerim bile beni sevmiyor, istemiyor diye kendimi kötü hissediyorum. İtici, istenmeyen, çirkin ve soğuk bir insan olarak görüyorum şu an kendimi.
 
Yazdıktan sonra gördüm yine mesajınızı.Biraz uzun sürüyor hâliyle.Siz çabalayın,insanlar sizdeki değişimi öyle bir fark edecek ki inanamazsınız.Beni 4-5 ay görmeyen akrabalarım vardı, -normalde de çok sık gelmiyorlar ve beni de çok tanıyan insanlar değiller- onlardan birinden bile kabak çiçeği gibi açılmışsın lafını duymuştum direkt yüzüme karşı.Sonra daha önceki hâlimle ilgili yorumlar falan yapıldı jdjdj.
Bence de mutlaka kitaba takviye olarak yüz yüze bir uzmandan destek alın.Her şey bu şekilde sizin için çok daha güzel olacak .Çocuğunuz sizin gibi kendinde eksiklik olarak gördüğü kısımları güçlendirmeye çalışan ,kendi gelişimine odaklı bir anneye sahip olduğu için çok şanslı.

İşte bu durumda beni düşündürüyor. Mesela diyorum ki tamam artık akrabalarıma yakın davranayım. Sonra diyorum ki ama beni soğuk bir insan olarak biliyorlar şimdi nasıl yakın davranayım. Ya da çok arkadaş kaybettim by saatten sonra onlara nasıl ulaşayım. İş ortamımda istenmeyen birine dönüştüm bunu nasıl düzelteyim ki. Mesela bana kabak çiçeği gibi açılmışsın deseler o an ne diyeceğimi bilemez, kızarırdım muhtemelen. Ama sanırım kitabı okuduğunuzda bununla baş etmeyi de öğreniyorsunuz söylediklerinizden anladığım kadarıyla.
 
Ben sadece ilaçla ilgili yaşadığım olumsuz deneyimden de bahsetmek istedim.Benim durumumda bile aslında ilaçlık bir durum yokmuş bana kalırsa ama psikiyatrist sınava hazırlanıyor olmamı ve o sıralar tek odağımın derslerim olması gerektiğini düşündüğümü de hesaba katarak böyle bir inisiyatif kullanmış olabilir ya da 10 dakika çok yeterli gelmemiştir,tam olarak tanıyabilmesi için malûm devlet hastanesi.
Benim skolyozum var 15 derece kendim bile zor fark ettim-dışarıdan belli olacak bir yamukluk değil sırtımda ağrı vardı ondan doktora gidip öyle öğrendim- ve babam öğrendikten sonra bana benim engelli olduğumu ve benimle kimsenin evlenmek istemeyeceğini söylemişti.Sürekli benimle ilgili kötü imâlarda bulunurdu beni kimsenin istemediğine ve sevmediğine yönelik.(Hâlâ size bunlardan bahsediyor olma sebebim artık bana bunlara zamanında üzülüyor olmam çok komik geliyor.)
Ve eğer çevrenizde bu tarz insanlar varsa en azından daha daha iyi hissedip toparlayana kadar,artık söylediklerinin bir anlam ifade etmemeye başladığı noktaya kadar onlardan kendinizi olabildiğince uzaklaştırın.Sonrasında yanıbaşlarında olsanız bile eskisi gibi düşündürmeyecek.Benim durumumdaki gibi görüşmek zorunda olduğunuz bir insansa da nadiren görüşmeyi tercih edebilirsiniz duruma göre.
 
Canım ben diğer konularına da baktım. Hepimizin günlük hayatta yaşayabileceği,iş hayatında başımıza gelebilecek şeyler yaşıyorsun. Biz insanız mükemmel olmak zorunda değiliz. Eksiklerimiz hatalarımız elbette olacak. Sen zannediyor musun bunlar sadece senin başına geliyor? İnsanları takma. Kendine dönük ol. Anladığım kadarıyla ogretmensin. Ben de öğretmenim. Yani bu kadar takma hayatı. Mutlu ol yaşa. Hiç olmadı hayaller kur. İçinden çıkamayacağını düşünüyorsan da bı psikiyatristle görüş. Sana iyi gelecektir.

Teşekkür ederim olumlu düşünceleriniz için. Destek almaya karar verdim ben de artık. Umarım söylediğiniz gibi takmamayı başarabilirim.
 
Teşekkür ederim olumlu düşünceleriniz için. Destek almaya karar verdim ben de artık. Umarım söylediğiniz gibi takmamayı başarabilirim.
Kendinize güvenin. Sizin yerinizde olmak isteyen bir sürü insan var. Ailenizin çocuğunuzun ve bir meslek sahibi olmanın şükrünü gururunu ve öz güvenini yaşayın. 🌸
 
Ben sadece ilaçla ilgili yaşadığım olumsuz deneyimden de bahsetmek istedim.Benim durumumda bile aslında ilaçlık bir durum yokmuş bana kalırsa ama psikiyatrist sınava hazırlanıyor olmamı ve o sıralar tek odağımın derslerim olması gerektiğini düşündüğümü de hesaba katarak böyle bir inisiyatif kullanmış olabilir ya da 10 dakika çok yeterli gelmemiştir,tam olarak tanıyabilmesi için malûm devlet hastanesi.
Benim skolyozum var 15 derece kendim bile zor fark ettim-dışarıdan belli olacak bir yamukluk değil sırtımda ağrı vardı ondan doktora gidip öyle öğrendim- ve babam öğrendikten sonra bana benim engelli olduğumu ve benimle kimsenin evlenmek istemeyeceğini söylemişti.Sürekli benimle ilgili kötü imâlarda bulunurdu beni kimsenin istemediğine ve sevmediğine yönelik.(Hâlâ size bunlardan bahsediyor olma sebebim artık bana bunlara zamanında üzülüyor olmam çok komik geliyor.)
Ve eğer çevrenizde bu tarz insanlar varsa en azından daha daha iyi hissedip toparlayana kadar,artık söylediklerinin bir anlam ifade etmemeye başladığı noktaya kadar onlardan kendinizi olabildiğince uzaklaştırın.Sonrasında yanıbaşlarında olsanız bile eskisi gibi düşündürmeyecek.Benim durumumdaki gibi görüşmek zorunda olduğunuz bir insansa da nadiren görüşmeyi tercih edebilirsiniz duruma göre.

buraya iş yerinde dışlanmakla ilgili bir konu açmıştım. Son zamanlarda o konuyla ilgili yaşadıklarım bazı düşüncelerimi daha çok tetikledi ve iyice kötü hissetmeye başladım kendimi. Sizin babanızla yaşadığınıza benzer bir durum yaşıyorum ben de. İstenmediğimi iliklerime kadar hissediyorum ve çok fazla kafama takıyorum. Dışlanma anında nasıl davranacağımı da bilemiyorum ve her boşluğumda dışarı çıkıp ağlıyorum sonra tekrar işe dönüyorum. İyice arttı bu tarz ağlama ve iç sıkıntılarım. Eğer emzirme sürecinde olmasam belki ilaç kullanmayı bile isterdim. Çünkü çok zor zamanlar yaşıyorum. Ve bunların hepsi için kendimi suçluyorum hep.

Evet devlet hastanelerinde uzun uzun kendimizi ifade etme şansımız olmadığı için genelde ilaç verip gönderme eğiliminde olabiliyorlar. Ben de bu yüzden maddi durumu toparlayıp özel bir kliniğe gitmeyi düşünüyordum ki artık beklemek de istemiyorum.
 
İşte bu durumda beni düşündürüyor. Mesela diyorum ki tamam artık akrabalarıma yakın davranayım. Sonra diyorum ki ama beni soğuk bir insan olarak biliyorlar şimdi nasıl yakın davranayım. Ya da çok arkadaş kaybettim by saatten sonra onlara nasıl ulaşayım. İş ortamımda istenmeyen birine dönüştüm bunu nasıl düzelteyim ki. Mesela bana kabak çiçeği gibi açılmışsın deseler o an ne diyeceğimi bilemez, kızarırdım muhtemelen. Ama sanırım kitabı okuduğunuzda bununla baş etmeyi de öğreniyorsunuz söylediklerinizden anladığım kadarıyla.
Evet ve duygularınızı kabul etmeyi öğrenin.O anda ben de kulaklarımdan kafama doğru bir sıcaklık hissettim muhtemelen kızarmıştım djdj ve tabii mutlu da oldum çabam meyvelerini vermişti.Artık görece silik değil daha baskın görünür bir karakterde birisiydim.İnsanların içinde duygularımı yaşamaktan utanmadım.Size bahsettiğim gibi o çevrede ağzı laf yapan insanların hiçbiri doğuştan böyle değil.Hiçbir bebeğin emeklemeyi öğrenmeden bir anda ayağı kalkıp yürümeye başlamadığı gibi,o insanlar da bir anda böyle olmadılar.Sadece bazı şeyleri bizden daha önce aşmış olabilirler,bu onların ailelerinin yönlendirmelerine bağlı olabilir ya da kendi kişilik özellikleri çok çok farklıdır bu da mümkün.Böyle olduğunuz için birini de suçlamayın (ben en başta çok yaptım bunu babamı suçlayarak,oysa her şey benim zihnimdeydi babam ne derse desin,bu ben izin vermediğim sürece duygudurumumu,kendimle ilgili düşüncelerimi etkileyemezdi) çünkü bu sizi siz zamanında doğru şekilde yönlendirilmediğiniz için sonsuza dek böyle kalmak zorundaymışsınız ya da değiştirmek çok zormuş gibi hissettirebilir.
 
Evet ve duygularınızı kabul etmeyi öğrenin.O anda ben de kulaklarımdan kafama doğru bir sıcaklık hissettim muhtemelen kızarmıştım djdj ve tabii mutlu da oldum çabam meyvelerini vermişti.Artık görece silik değil daha baskın görünür bir karakterde birisiydim.İnsanların içinde duygularımı yaşamaktan utanmadım.Size bahsettiğim gibi o çevrede ağzı laf yapan insanların hiçbiri doğuştan böyle değil.Hiçbir bebeğin emeklemeyi öğrenmeden bir anda ayağı kalkıp yürümeye başlamadığı gibi,o insanlar da bir anda böyle olmadılar.Sadece bazı şeyleri bizden daha önce aşmış olabilirler,bu onların ailelerinin yönlendirmelerine bağlı olabilir ya da kendi kişilik özellikleri çok çok farklıdır bu da mümkün.Böyle olduğunuz için birini de suçlamayın (ben en başta çok yaptım bunu babamı suçlayarak,oysa her şey benim zihnimdeydi babam ne derse desin,bu ben izin vermediğim sürece duygudurumumu,kendimle ilgili düşüncelerimi etkileyemezdi) çünkü bu sizi siz zamanında doğru şekilde yönlendirilmediğiniz için sonsuza dek böyle kalmak zorundaymışsınız ya da değiştirmek çok zormuş gibi hissettirebilir.

İyi ki konuma denk gelip yorum yazmışsınız, o kadar iyi geldi ki yazdıklarınız. Bugün çok kötü bir gün yaşamıştım. Şimdi söylediğiniz kitabı sipariş ettim ve heyecanla bekliyorum.
 
buraya iş yerinde dışlanmakla ilgili bir konu açmıştım. Son zamanlarda o konuyla ilgili yaşadıklarım bazı düşüncelerimi daha çok tetikledi ve iyice kötü hissetmeye başladım kendimi. Sizin babanızla yaşadığınıza benzer bir durum yaşıyorum ben de. İstenmediğimi iliklerime kadar hissediyorum ve çok fazla kafama takıyorum. Dışlanma anında nasıl davranacağımı da bilemiyorum ve her boşluğumda dışarı çıkıp ağlıyorum sonra tekrar işe dönüyorum. İyice arttı bu tarz ağlama ve iç sıkıntılarım. Eğer emzirme sürecinde olmasam belki ilaç kullanmayı bile isterdim. Çünkü çok zor zamanlar yaşıyorum. Ve bunların hepsi için kendimi suçluyorum hep.

Evet devlet hastanelerinde uzun uzun kendimizi ifade etme şansımız olmadığı için genelde ilaç verip gönderme eğiliminde olabiliyorlar. Ben de bu yüzden maddi durumu toparlayıp özel bir kliniğe gitmeyi düşünüyordum ki artık beklemek de istemiyorum.
Bakın bu yazdıklarınıza benzer şeyleri ben lisede yaşadım.Çok kötü hissettiğim zamanlar olmuştur benim de.Şu an üniversitedeyim farklı bir ortamda ama daha önce yaşadıklarımı bana yaşatabilen var mı :)
Lise evet,sizin bulunduğunuz ortama göre daha genç ergen-aynı zamanda acımasız - insanların bulunduğu bir ortam.Ama bu sizin yaşça daha büyük insanların arasında bulunsanız da benzer ergenlikte kalmış sizinle olan sıkıntısını sizi dışlamaya çalışarak çözebileceğini zanneden insanlarla muhattap olmak zorunda kalmanız gerçeğini değiştirmez.
Şunu da eklemek istiyorum kardeşim bana göre daha sosyal, bazı şeyleri kafasına daha az takan hep benden daha başarılı çok yönlü birisiydi ve o bile zorbalığa uğradı.Emin olun herkes benzer şeyler yaşıyor.Sadece bazılarımız gerekeni yapmadığı için daha çok zulme uğrayıp acı çekiyor.
Önemli olan o insanlara tam olarak saldırıyormuş gibi görünmeden dişlerinizi onlara göstermek.Ve daha önce olduğu gibi yanlış anlaşılmamaya dikkat edin.Kendinizi doğru ifade edebilmek de çok önemli.Benim belki bazı şeyleri aşmamda yazları çalışmamın da faydası olmuştur.Çünkü çoğunlukla bulunduğum ortamdan farklı bir ortamdı orası sonuçta.(Yani yeni şeyler denemek için kullanılabilir)İş yeri dediğim evimizin altındaki fırın,orada kasiyerlik yaptım.
Neyse işte oradaki kızlardan biri beni başta saf gördü ve dışlamaya arkamdan konuşmaya çalıştı.Sadece bu değil işte, çeşitli zorbalıklar..Sonra aynısını başka biriyle ona karşı yaptım.(normalde asla yapabileceğim bir şey değil.)Politik oldum sadece gerektiğinde arkasından da konuşup çekiştirdim.Yanımda olan diğer kıza fısır fısır bir şeyler söylüyormuş gibi yaparak aralarda onun da duyabileceği şekilde ismini söyledim.Yani aynı şekilde ona zorbalık yaptım.Ve tahmin edin ne oldu 🤣 Baya baya kanka falan olduk.Bana daha iyi davrandı,hatta yanımda daha önce birlikte bana zorbalık yaptıkları kankasını çekiştirdi dhdhud.Yeni kankası ben olmuştum.Neyse işten çıktım ben tabii orada geçen yaz çalışmıştım.Ekmek aldığımda karşılaşıyoruz hâlâ.Arada bir haftalık izinde elemana ihtiyacımız oluyo gelsene dedi bana ben derslerim yoğun vs. dedim her fırına indiğimde muhabbet ediyoruz.
Yani kıssadan hisse bence siz karşımdaki üzülür mü diye düşünen -benim daha önce düşündüğüm gibi -fazla iyi niyetli ve saf(iyi anlamda) birisiniz aynı zamanda.Bırakın üzülürlerse üzülsünler, ağızlarının payını verin.Size ne yapılıyorsa aynısını yapın karşı tarafa.Aslında ne kadar tırsak(bu nasıl kelime xd) insanlar olduklarını fark edeceksiniz.Ve yanlış anlaşılmamaya dikkat edin lütfen.
Baktınız çabalarınız işe yaramadı,bunu da takmayın kafaya (tabii yazması kolay o işler pek öyle olmuyor).Kendinize güvendikten bazı şeyleri aştıktan sonra o şahsın yapmaya çalıştığı şeyin bir önemi olmayacak sizin için ve zaman ister ama size yönlendirilen o tavır kimse tarafından hatırlanmayacak bile.Ama daha önce de yazdığım gibi insanlara yanlış anlaşıldığınızı söylemekten çekinmeyin.Ve sizin maruz kaldığınız şeyleri yaşamayan yok emin olun.
Ve ağlamak,ah :KK43: Ben de hep sulugöz olduğumu düşünüyordum.Siz aynı benim gibi hassas birisiniz ama aşılmayacak hiçbir şey yok.Size yapılanın içinizde nasıl fırtınalar kopardığını tahmin edebiliyorum.Lütfen kendinizi üzmeyin.Sizde hiçbir sıkıntı yok.
Önceki konunuzda durum bu değil ama bazen insanlar sadece sizi kıskandığında ya da siz onlardan daha başarılı olduğunuzda bile size zorbalık yapmaya çalışabilirler.Eğer siz istemezseniz başka insanların söyledikleri sizin duygudurumunuzu bu kadar çok etkilemez,bundan emin olun.Canlı örneği benim.
Bu dünya böyle bir dünya,yarın öbür gün işinizde hele bir diğerlerinden daha yüksek yerlere gelmeye yakınsayın , o zaman neler olduğunu görürseniz gerçekten problemin sizde olmadığına daha net ikna olursunuz.Bunun atasözü bile var "meyve veren ağaç taşlanır." diye.Ama önceki konunuzda yanlış anlaşılma var , bunun gereğinin ne olduğunu en iyisi siz bilebilirsiniz,tabii kendinizle ilgili bazı şeyleri iyileştirdikten sonra.
 
Konularınızı bilmiyorum ama özgüven eksikliği çocukluktan geldiğinde gerçekten ileri ki zamanlarını da ciddi anlamda etkiliyor. Bunu kendi içinde toparlamaya çalışmak, iletişimi kuvvetlendirmek çok çaba istiyor. Bende çocukken her şeye ağlayan, aşırı duygusal, kalabalıktan korkan bir çocuktum. Ama sizin aksinize ben bu durumdan hiç memnun değildim. Yani bende diğer arkadaşlarım gibi yarışmalara katılmak, şiirler okumak, spor dalında ilerlemek, kamp yapmak istiyordum ki o ilk adım otomatiğe bağlamanızı sağlıyor. Yaptım ve başardımda. Arkadaş ortamında çok bencil ve aşırı eleştirel yaklaşmamaya çalışın. Herkesin farklı yaşam tarzına ve fikrine saygı duyarak yorumlarsanız daha sağlıklı iletişim kurarsınız. Şahsen benim iki üç tane hep yalnız arkadaşlarım var ve arkadaşlığı uzun sürdüremiyorlar, kimse bir daha aramak istemiyor. Bende gayet açık bir şekilde kırıcı olmadan tabi nedenlerini söylüyorum zira kişi kendinde bazen bu durumu fark etmiyor. Mesela biri sabahtan akşama kadar 5 cümlesinden 3 ünü kendini överek geçiriyor ki biri buna egoistsin demiş bende '' haklılık payı var '' dedim.
Ve kabul etmiyor. Aşırı bilmişlik taslar. Bir diğeri sürekli sitem eder, şikayetle geçer konuşmaları ve derdi bitmez. Sen mesela '' seyahat etmeyi, kamp yapmayı çok özledim '' dersin bir diğeri de '' aman neyini seviyorsunuz kampın valla hiç uğraşamam, zaten hayat çok pahalı '' gibi hemen enerjini emcükleyecek bir yorumda bulunur :KK70: Yani eleştiri yapmak ayrı ama sürekli hayattan memnuniyetsiz halini ve negatif enerjini yansıtman ayrı. Bende sevmiyorum bu tipleri şahsen.Bunlar tabi bir örnek. Belki kafa denginiz değil muhabbet ilerlemiyordur sadece. Herkesin ortak yanı olmuyor. Ama özgüvenli olmak istiyorsanız söylemek istediklerinizi, duygularınızı net gösterin çekingen olmayın. Konuşun, güler yüzlü olmaya çalışın.
 
İyi ki konuma denk gelip yorum yazmışsınız, o kadar iyi geldi ki yazdıklarınız. Bugün çok kötü bir gün yaşamıştım. Şimdi söylediğiniz kitabı sipariş ettim ve heyecanla bekliyorum.
İyi ki yazmışım, başkalarına iyi gelmek bana da iyi hissettirir her zaman.
Ama mucize beklemeyin tekrar etmiş olmiyim ama.Yani ilaç içseniz de sizi dışlamaya çalışan iş arkadaşınız bir fareye dönüşmeyecek sonuçta :) Ona haddini bildirecek olan sizsiniz.
Yine de çok sinirlendiğinizi bile belli etmeyin bu sefer daha çok üzerinize gelmeye çalışırlar.Sadece sakin kalmaya çalışın.Yani insanlar zaaflarınıza oynar unutmayın. (bu insanlar yeri gelince anne babanız en yakınınız bile olur,tabii onlarla çıkarlarımızın çakışması çoğunlukla zor bir ihtimal)
Her dalgada alabora olunca zehir oluyor bu hayat.İşin sonunda yalnız olduğumuzu unutmamamız lazım.Yani şu anlamda ,hayatta her şey olabiliyor.En sırtınızı yasladığınız güvendiğiniz kişi size çok büyük bir kazık da atabilir ,her şey mümkün.İnsanlara güvenmeyelim mi demek bu hayır, sadece yeri gelince onların da gidebilme ihtimalini hesaba katıp sırtımızı en çok kendimize yaslayalım.En çok kendimize güvenelim ve kendi psikolojimizi,hayatimızı öyle bir inşa edelim ki adım adım ; öyle güçlenelim ki kimse onu yıkamasın.
Ağlamak sizi o anlık rahatlatıyorsa devam edin,ben ağlamaktan nefret eder ama engel olamazdım bazen.Zaten emin olun ileride çok daha iyi takmayacak duruma geleceksiniz.Ve siz takmayacak duruma gelince de bu yaptıkları zorbalık bitmiş olucak ilginç bir şekilde jsjdj.Sana yapıldığında ne yapman gerektiğini anladığın anda bu bakışına duruşuna gözlerine bile(ciddiyim) öyle bir yansıyor ki -sıfır şaka- bu sefer insanlar sana böyle şeyler yapmaktan çekiniyor.Yaparlarsa da -ki herkese oluyo- öyle bir tepki veriyorsun ki dik duruşunla bile kendinle gurur duyacak duruma geliyorsun.
İş yerinde başına gelen olayı senin kendine daha çok güvenmeni ,inanmanı sağlamak için verilmiş bir ders olarak düşün.Unutma,ders sen öğrenene kadar devam eder.Sen öğrendikten sonra bitecek hepsi :)
 
X