Kararlı dua, kaderin anahtarıdır!

vera2020

Guru
Kayıtlı Üye
8 Şubat 2009
1.315
1.861
49
Hayatın içerisinde hemen hemen her gün yüz yüze geldiğiniz; çok iyi bildiğinizi ve çok iyi kavradığınızı düşündüğünüz bazı konular vardır. Öyle ki hatta çoğu zaman o konuyu, daha iyi kavrayabilmenin mümkün olmadığını sanırsınız. Ama bazen öyle bir söz duyarsınız, öyle farklı bir anlatıma şahit olursunuz ki, o çok iyi bildiğinizi sandığınız konuda daha önce hiç düşünmediğiniz yepyeni bir kapı, yepyeni bir ufuk açılır. Bir anda tüm bakış açınız kökten değişir. O konuya karşı olan tüm ülfetiniz kırılır. O çok iyi bildiğiniz konuyu sanki hayatınızda ilk kez duyuyormuşçasına yeni bir kavrayış şekli elde edersiniz.
 
İşte insanın, hayatının çeşitli aşamalarında sürekli olarak yeni ve daha derin bir kavrayış kazanacağı bu konulardan biri ‘dua’dır. İman eden her insan, Allah'ın tüm dualara icabet edeceğini bilir ve bu gerçeğe tüm benliğiyle gönülden iman eder. Ancak kişinin Allah'a olan yakınlığı, iman derinliği, kaderi kavrayışı arttıkça, dua konusundaki bakış açısı da sürekli olarak daha derinleşir ve mükemmelleşir. Kuran ayetlerini çok iyi bilmesine rağmen, aynı ayetleri tekrar okuduğunda, Allah'ın o ayetler ile kalbine yerleştirdiği mana gücü de sürekli olarak artar. Ve imanda kararlı olan her insan için bu durum hayatın sonuna kadar sürekli olarak tekrarlanır.
 
İşte dua konusunda insanın duyduğunda bir kez daha kalbinin açılmasına vesile olacak bilgilerden biri de, ‘duanın kaderin anahtarı olduğu’dur. Bu, Allah'ın adetullahının bir parçasıdır. Müslümanlar aşkla, şevkle Allah’tan istediklerinde, Allah'ın izniyle bu dua gerçek olur.

Bu, dünyada pek çok insanın bilmediği bir sistem ve Allah’ın gizli bir sırrıdır: Dua edildiğinde Allah’ın kaderi hareket etmeye başlar. Özellikle de toplu duanın özel bir gücü vardır; Müslümanlar topluca ve ısrarla bir istekte bulunduklarında, ve bu yönde sebebe sarıldıklarında, insanların olmayacak zannettikleri şey dahi Allah'ın izniyle olur. Allah dünyayı bu adetullah ile yaratmıştır.
 
Allah insanların kaderin bu sırrını kavrayabilmeleri için Kuran'da pek çok örnek vermiştir: Hz. Yunus (a.s.) bir balığın karnında iken Allah'ı çokça tesbih ederek dua etmiş ve Allah, benzersiz bir şekilde onu bu durumdan kurtarmıştır. Hz. Musa (a.s.) ve kavmi de, deniz ile Firavun'un askerleri arasında kaldıklarında, Hz. Musa (a.s.) Allah'a tam bir teslimiyetle güvenerek dua etmiş, Allah ona ve kavmine mucizevi bir çıkış yolu yaratmıştır. Resulullah Efendimiz (sav) de arkadaşıyla birlikte mağarada iken Allah'ın sonsuz gücüne gönülden teslim olmuş, Allah onu inkar edenlerin tuzaklarından koruyup galip getirmiştir. Aynı şekilde Hz. Yusuf (a.s.) bir kuyunun dibinde bırakıldığında da, Allah ona sonsuz merhametiyle yardımını ulaştırmıştır. Hz. İbrahim (a.s.) ateşe atılmak üzere iken de yine Allah'ın sonsuz lütfu tecelli etmiş ve Allah, Hz. İbrahim (a.s.) için ateşi esenlik kılmıştır. Hz. Zekeriya (a.s.) ise Allah'a dua etmiş ve eşi de kendisi de ileri yaşlarda olmalarına rağmen Allah'ın lütfuyla Hz. Yahya (a.s.)’ın doğumuyla müjdelenmişlerdir.
 
Kuran'da verilen bu örneklerin benzerleriyle kendi hayatlarında karşılaşan kimi insanlar, o anki bazı şartların değişmesinin “mümkün olmadığı” yanılgısına kapılırlar. Ümitsizlik ve inançsızlıkla yaklaştıkları için de Allah'ın gücünü gereği gibi takdir edemez, Allah'a samimiyetle ve kesin bir teslimiyetle güvenerek dua edemezler. İşte bu, söz konusu insanların kararlı duanın sırrını bilmemelerinden ve duanın kaderin anahtarı olduğundan habersiz olmalarından kaynaklanmaktadır.

Oysa Allah dilerse, insanların gafletleri nedeniyle “imkansız” dedikleri şeyler, hemen o anda dahi gerçek olabilir. Geçmişte nasıl ki Allah elçilerine, salih müminlere yardımını ulaştırdıysa, “imkansız” sanılan durumlar gerçek olduysa, bu durum, tüm insanların hayatları için de geçerlidir.
 
İşte her insanın hayatında, Allah'tan çok istediği, ama gerçekleşmesi çok zor görünen böyle durumlar olabilir. Bu zor şartlar insanı asla yanıltmamalıdır. Duanın kaderin anahtarı olduğunu ve dua edildiğinde Allah'ın kaderinin hareket etmeye başladığını asla unutmamak ve Allah'tan kesin inanarak istemek çok önemlidir. Nasıl ki Rabbimiz Hz. Musa (a.s.)'a yol açtıysa, Peygamber Efendimiz (sav)'e, Hz. Yunus (a.s.)’a, Hz. İbrahim (a.s.)’a, Hz. Zekeriya (a.s.)’a, Hz. İbrahim (a.s.)’a yardım ettiyse, onlar gibi tüm samimi Müslümanların da dualarına da mutlaka rahmetiyle icabet edecektir.

Ancak elbetteki bir şeyin gerçekleşmesini çok isteyen bir mümin de, aynı Hz. Yunus (a.s.) gibi Allah'ı çokça zikredecek; Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) gibi, Hz. Musa (a.s.) gibi, en zorlu şartlarda dahi yılgınlığa kapılmadan “Elbette Allah bizimle beraberdir” diyecek ve hiçbir şüpheye kapılmaksızın Allah'ın gücüne derin bir iman ile iman edip güvenecektir. İşte o zaman Allah'ın duadaki sırrı gerçekleşecek ve Allah'ın izniyle kader bu yönde hareket etmeye başlayacaktır.
 
Büyük İslam alimi İmam-ı Rabbani Hazretleri bir sözünde müminlere bu önemli ve kesin gerçeği şöyle hatırlatmaktadır:

"Bir şeyi istemek, ona nâil olmak (onu elde etmek) demektir; Zirâ Allahû Teâlâ kabul etmeyeceği duayı kuluna ettirmez." (İmam-ı Rabbani)
Cok guzel bir konu acmissin ..
Cok sagol biraz uzun ama olsun...tesekkurler..
Rsbbim banada yuvamda huxuru nasip eyler ins..
 
Cok guzel bir konu acmissin ..
Cok sagol biraz uzun ama olsun...tesekkurler..
Rsbbim banada yuvamda huxuru nasip eyler ins..


Kaderin anahtarı hükmündeki bir kavram için bu kadarcık açıklama çok kısa da olmuş olabilir. Bakış açısı:)
Amin, Rabbim bütün evlilere yuvalarında daimi huzur ve mutluluk versin.
 
Bu arada vakti olanlara hatırlatmam olacak:
Zilhicce ayının ilk 10 günü içerisindeyiz. Yani çok çok çok kıymetli günler ve geceler içerisindeyiz. Dileyen araştırabilir ve dualarını arttırabilir. Özellikle kurban bayramı öncesindeki son 2 günün kıymetine bakabilirsiniz ...
 
Büyük İslam alimi İmam-ı Rabbani Hazretleri bir sözünde müminlere bu önemli ve kesin gerçeği şöyle hatırlatmaktadır:

"Bir şeyi istemek, ona nâil olmak (onu elde etmek) demektir; Zirâ Allahû Teâlâ kabul etmeyeceği duayı kuluna ettirmez." (İmam-ı Rabbani)

çok güzel bir konu açmışsınnn

rabbim herkese sağlık ve huzur nasip etsinnn
 
Bu arada vakti olanlara hatırlatmam olacak:
Zilhicce ayının ilk 10 günü içerisindeyiz. Yani çok çok çok kıymetli günler ve geceler içerisindeyiz. Dileyen araştırabilir ve dualarını arttırabilir. Özellikle kurban bayramı öncesindeki son 2 günün kıymetine bakabilirsiniz ...
Hatırlatmanız için çook teşekkür ederim
 
İstemenin Özellikleri

Yeryüzünde duası çok ve içtenliği yüksek insan kadar bereketli bir ağaç dikilmemiştir.

  • Aciz insan Yaratıcı Kudrete dayandığı ölçüde azizdir.
  • İnsanın çöküşünün durdurulduğu an, Sınırsız Kudret’in takdirine teslim olduğu andır.
  • Evrenin Sahibine güvenip dayananlar, evrene meydan okuyabilirler.
  • Hayatınızdaki en büyük zaferleriniz, içtenliğinizle yoğurduğunuz dualarınız olacak.
  • Dünya, bize sonsuzlukta yürümeyi öğreten eğitim pistimizdir.
  • Dünyada çılgınca istemelisiniz; çünkü, sınırsız sonsuzlukta çok şeye ihtiyacınız olacak.
  • Zaman, çoğu yaşantıların anlamını değiştirecektir. Acılar zevke, zevkler acıya dönüşecektir.
  • Acılar eğlencemizi bozmasaydı; maddenin ötesinde olup bitenleri merak etmeyecektik.
  • Hayatta eğlenmeye yer var; ama, alaya ve küçümsemeye yer yoktur.
  • Açtığınız yol genişleyecek; dilediğiniz iyilik çoğalacaktır.
  • Dualarımız kabul edilmişse, gerçekleşme zamanını sorun yapmamız mantıklı değildir.
  • Her istediğimiz aynen kabul edilseydi, biz insanlar dünyayı adaletten mahrum bırakırdık.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
    • Yorgun kalpler için duadan daha dinlendirici bir mutluluk kaynağı yoktur.

  • Evren sinemasındaki her insan bir başrol oyuncusudur. Rolümüzü iyi oynuyor muyuz?
  • Her dua, layık olduğu karşılığı en doğru zamanda ve yerde alacaktır.
  • Şiddetli coşkunluğa kapılarak isteyenler; fizikötesi yardımcılarla destekleniyorlar.
  • Ruhumuz maddeye bağlandığı sürece, kalbimiz sonsuzlukla iletişime geçemeyecektir.
  • Yeryüzünde kimse kendini Yaratıcıya güvenenden daha güvende hissedemez.
  • İçten dua edebilen ruhlar, isteseler de boğucu karamsarlıklara kapılamazlar.
  • Dua sayesinde, cömertliği ve sevgisi sınırsız bir Sultanla tanışırsınız.
  • Yaratıcımız en küçük isteklerimizi önemserken, biz nasıl tüm isteklerimizi önemsiz sanırız!
  • İnsan şakalaşabilir; ama, Yaratıcımız ciddidir. Duyarsızca isteme lüksüne sahip değiliz.
  • Hoşlanmadığımız olayların bir çoğunu bir zamanlar istemiş olmalıyız.
  • İçinizden sessizce bir şeyler istemek, Yaratıcının huzurunda sesli düşünmektir.
  • Ötelerden, yaşamak istediklerimiz sorulur da, biz kalbimizden geçenlerle cevap veririz.
  • İstekleri her an değişebilen insanın, hayatı da her an değişebilecek durumdadır.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Büyük İslam alimi İmam-ı Rabbani Hazretleri bir sözünde müminlere bu önemli ve kesin gerçeği şöyle hatırlatmaktadır:

"Bir şeyi istemek, ona nâil olmak (onu elde etmek) demektir; Zirâ Allahû Teâlâ kabul etmeyeceği duayı kuluna ettirmez." (İmam-ı Rabbani)
buna ayneeenn katılıyorum
bir çok örneklerim ve yaşamış olduğum deneyimlerim var!!!!
dileyin-dua edin-isteyin ama gönülden-kalpten inanarak yapın!!ve bekleyin..bazen 1 gün bazen 1 yıl oluyor ama sonunda oluyor :)
 
SINIRSIZCA DUA EDEBİLMELİDİR:
İki türlü istemek vardır:
Birisinde yalnızca kendiniz için ister, başkasına verilmesini kıskanırsınız. Aldığınızda dağıtmayacaksınız ve kendi nefsinize mal edeceksiniz. Böylesi istekler ancak haris kalplerin eseri olabilir.

Diğer istemek ise şükürle, acziyetle, fedakârlıkla yoğrulmuştur. Verenin kim olduğunu bilir, herkesin de elde etmesini ister, istemesi sadece kendisi için değildir. İlmi öğrenmek kadar, öğretmek için ister. Zenginliği yaşamak kadar, dağıtmak için ister. Mutluluğu mutlu olmak kadar, mutlu etmek için ister. İşte dua budur ve böylesi duanın sınırsızca yapılması bir insanın şanına çok lâyıktır.
 
X