Işte Cilt Hastaliklari Uzmanindan Kadinlara özel Cilt Hakkinda çok önemli Ipuçlari

kivilcim

Guru
Kayıtlı Üye
23 Nisan 2007
2.390
19
Mucize krem acı badem
Cilt hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Ergenekon, kadınlara cilt hakkında önemli ipuçları verdi.

Cilt hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Ergenekon anlatıyor; “Cildinizi çok yıkamayın. Nemlendirici şart ama tonik hiçbir işe yaramaz. Makyajınızı acı badem sütüyle temizleyin. Buhar banyosundan kaçının.”

Binbir çeşit ürün arasında seçim yapamıyorsanız üzülmeyin. Bunlara hiç gerek yok. Prof. Dr. Gönül Ergenekon sağlıklı bir cilt ve erken yaşlanmayı önlemek için ne yapmamız gerektiğini söylüyor.

Cildimiz… Ona gerçekten çok özenli davranmamız gerekiyor ama çoğumuz bunu dikkate bile almıyoruz. Ama vücudumuzun herhangi bir yerinde görüntümüzü bozacak bir kızarıklık, leke ya da yara izi oluştuğunda, ne yapacağımızı şaşırıyoruz. Ve en önemlisi cildimiz kırışmaya başladığında…

Cildiye uzmanı Prof. Dr. Gönül Ergenekon yaşlanmanın önüne tamamen geçemeyeceğimizi ama beslenme ve cilt temizliğine dikkat ederek bunu geciktirebileceğimizi söylüyor. Botoks, dolgu ve laser konusunda da uyarıyor.

Ne zaman bir bakım ürünü alsanız ya da tesadüfen bir güzellik merkezine girseniz, hemen “Sizin cilt bakımına ihtiyacınız var, gözenekleriniz açılmış” gibisinden bir şeyler söylenir… Cilt bakımı yaptırmak gerçekten bir ihtiyaç mı?

-Cilt bakımı deyince herkesin yaptığı şey; yüze buhar vermek ve yüzü gereksiz yere sıkmak. Buhar banyosu benim hiç sevmediğim bir şey. Yüzü aşırı ısıtarak cildin asit ve su dengesini bozmuş oluyorsunuz. Bu da cildi egzamaya hazırlıyor. Ayrıca buhar verdikçe gözenekler daha çok açılır. Cilt lastik değil ki, hemen açılıp kapansın… Cilt alerjik mi, kuru ve hassas mı, çok mu yağlı? Bunları bilmeden her yüze aynı cilt bakımı uygulanıyor, yanında da bir bavul dolusu krem veriyorlar.

Peki bu bir bavul dolusu krem işe yarıyor mu, siz bir hekim olarak onaylıyor musunuz?

Aşırı ümit vadeden reklamlar yapılıyor ama gerçekleşmesi mümkün değil. Öyle olsa her gün yeni bir ürün peşinde koşmazdı kimse. Nemlendiriciler tamam… Herkesin cildine uygun nemlendirici kullanmasını onaylıyorum. Cildinizi temizlediğiniz ürün ile nemlendiriciniz çok önemli.

Nasıl temizlememiz gerekiyor yüzümüzü?

Çok yıkamak doğru değil. Cilt daha kendi yağını tolare edemeden siz tekrar yıkarsanız, bu sefer cildinizi kurutursunuz. Yaşadığınız bölge, çalıştığınız yer, yaşınız bunların hepsi nemlendirici seçerken önemli. Nemli bir iklimde misiniz, çalıştığınız ofis klimalı mı…

Örneğin, ısıtma ve soğutması klima ile ayarlanan ofislerde cilt kurur. Gün içinde de bir nemlendirici sürmeniz gerekebilir. Ama havası çok nemli bir şehre gitmişseniz, orada sabah-akşam nemlendirici kullanmanıza gerek kalmaz. Kullanırsanız isilik tarzı kızarmalar başlar.

Cilt bakım ürünlerinin fiyatları malum… En basit şekliyle yüzümüzü neyle yıkayıp nemlendirebiliriz?

Deterjan içermeyen ve cilt tipinize uygun herhangi bir sabunla yüzünüzü yıkayabilirsiniz. Şimdi piyasada satılan sabunların çoğunun üzerinde ne maddeler içerdiği ve hangi cilt tipine uygun olduğu yazıyor. İlle de pahalı bir kozmetik markasına ait olması gerekmez.

Sıkça kullanılan tonik ise hiçbir işe yaramıyor. Tonik bir sudur. İyi dinlendirilmiş, fazla kloru alınmış bir su da bir toniktir aslında. Nemlendirici olarak da hiçbir şey yoksa bir acı badem sütü, badem yağı çok işinize yarar. Makyajınızı ise acı badem sütüyle silebilirsiniz.

Hamama gitmek ve kese yaptırmak şimdilerde yine gözde. Siz öneriyor musunuz?

Kese bir nevi peeling, yani derinin üzerindeki ölü tabakayı alıyor. Ama çok sık uygulanmamalı. Yılda birkaç kez yapılabilir. Her cilt bunu kabul etmez bunu da belirteyim. Kimi ciltler kaldıramaz ve tahriş olup, egzamaya dönüşür. Zaten günümüzde çok sık yıkanıyor insanlar. Hamama ve keseye cildin ihtiyacı yok. Çok sıcak su ve buhar banyoları cildi daha çok tahrip eder.

Vücudu temizlerken ne kullanılmalı?

Sentetik lifler, bezler kullanmamaya dikkat edin. Naylon, plastik maddeler cildi tahriş ediyor. Çok yumuşak ve pamuklu şeyleri tercih edin. Cildiniz çok hassassa hiçbir şey yapmadan, sabunu köpürterek vücudunuzu yıkayabilirsiniz.

Cilt bakımı ve korumasına hangi yaşta başlamak gerek?

Bebeklikten itibaren… Örneğin yanlış sabun bebeğin cildini kurutur, tahriş eder. Krem sürülmezse isilik olur. Yani doğuştan itibaren cildin temizliğine ve nem dengesini korumaya dikkat etmek gerek. Yaşlanma ise 25-30 yaş arasında başlar. Bu yaşlardan itibaren cilt tipinize uygun bir nemlendirici seçmenizde yarar var.

Göz çevresi, boyun, alın her bölge için ayrı krem kullanmak gerekli mi?

Boyun derisi çok incedir, çabuk kırışır. O yüzden yüzünüze kullandığınız nemlendirici kremi çok bastırmadan boynunuza da mutlaka sürün. Kreminiz çok yoğunsa zaten gözünüzü yakar ama değilse göz çevrenize de parmak uçlarınızla hafifçe yedirebilirsiniz. Ama “Ben her yerime ayrı krem istiyorum” derseniz buyrun alın, seçim sizin.

Yaz kapıda… Güneşe çıkacak mıyız, yoksa en sağlıklısı beyaz kalmak mı?

Vücudun D vitaminine ihtiyacı var. En iyi D vitamini sentezi de güneş. Ama güneş ışınlarını uygun dozda alacaksınız. Çünkü aşırı güneş ve solaryum deri kanserlerinin başlıca nedeni. Biz yaz kış güneşi olan bir ülkede yaşıyoruz. Yolda yürürken bile ihtiyacımız olan güneşi alıyoruz. Bronzlaşmak isteyenlere ise sadece şunu söyleyebilirim; güneşin en kötü deri kanserlerine neden olduğu ispatlanmıştır.

Günde kaç dakika güneşlenebiliriz peki?

Gölgede bile yazın güneş ışınlarını yeterince alırsınız. Güneşte yatmak için ise günde 10-15 dakika yeterli. Özellikle güneş ışınlarının tam dik geldiği 12-14.00 arası güneşten uzak durun. Koruyucu krem olarak da en az 30 koruma faktörlü krem kullanın.

Güneş cilde nasıl bir zarar veriyor?

Bakın, yaşlanma ile güneş görmeyen bölgelerde göze çarpan klinik değişiklikler; kuruluk, deride incelme, ince kırışıklıklar, elastikiyet kaybı vs’dir. Buradaki kırışıklıklar derin değildir ve cilt gerildiğinde kaybolurlar. Ultraviyole ışınları gören bölgelerdeki değişiklikler ise daha farklıdır. Ciltte kalınlaşma ve kabalaşma, sararma, elastikiyet kaybı ve derin kırışıklıklar gelişir ve bunlar cilt gerildiğinde kaybolmazlar.

Derinin erken yaşlanmasına sebep olan diğer etkenler nelerdir?

Gerçek yaşlanma genler ile planlanan doğal, fizyolojik bir süreçtir. Çevresel etkiler olmasa bile bu süreç gerçekleşir. Bununla birlikte çevresel etkiler yaşlanmayı hızlandırır, arttırır veya erken başlatır. Güneşin yanı sıra aşırı soğuk, rüzgar, nem azalması, alkali sabunlar, yanlış kozmetiklerin kullanımı ve sigara yaşlanmaya etki eden en önemli faktörler.

Cildin erken kırışmasının önüne geçebilir miyiz, yoksa bu şansa mı kalmış?

Genetik yani ailesel özellikleriniz sizin deri yapınızı belirler. Evet bunun tamamen önüne geçmek imkansız ama cildinizi korur, beslenmenize de dikkat ederseniz, yaşlanmayı geciktirebilirsiniz.

Nasıl beslenmemiz gerekiyor iyi bir cilt için?

Öncelikle şunu söyleyeyim, aşırı kilo verme deride gevşeme ve sarkmalara neden olur. Aşırı kilo almalar da elastik ve kollajen lifleri bozar. Bunun için dengeli beslenmeli ve kilonuzu korumalısınız. Tek yönlü beslenme çok yanlış, ihtiyacınız olan tüm vitaminleri yeteri kadar almalısınız. Sofranızda lifli gıdaların ağırlıklı olmasına özen gösterin. Şekeri azaltın ve sık sebze, meyve yiyin, proteini artırın. Günlük tuz kullanımınız da beş gramı aşmamalı. Ayrıca günde en az 8 bardak su içilmeli.

Cilt için önem taşıyan vitaminler hangileri?

Vitamin A, vitamin E; suda çözünen vitaminlerden ise vitamin C sıklıkla tercih edilmeli. Örneğin vitamin A hücresel aktiviteyi düzenler, cildin aşırı kalınlaşmasını ve pigmentasyonu önler. Genel olarak birbirlerini tamamlayıcı etkileri nedeniyle su, selenyum, A, C ve E vitaminlerinin yaşlanmaya karşı etkili olduğu biliniyor.

Bunları besinler dışında, vitamin haplarıyla da alabilir miyiz?

Evet. Eğer yeterli beslenmiyorsanız, dışarıdan takviye olarak vitamin hapı alabilirsiniz.

Sigaranın cilde etkileri neler?

Sigara içenlerin içmeyenlere oranla daha fazla yaşlanma belirtileri gösterdiği ispatlanmıştır. Sigara küçük damar kan akımını etkiliyor ve destek doku yapılarında bozukluklara neden oluyor. Aynı şekilde alkolü de çok az tüketmeniz gerek.

Prof. Dr. Gönül Ergenekon kimdir?

1972 yılında Çapa Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. 1976 yılında Deri ve Zührevi Hastalıkları uzmanı oldu. Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı, 1983 yılında doçent, 1988′de profesör oldu. Amerika Utah Üniversitesi’nde lazer eğitimi aldı. Beyoğlu Hastanesi’nde klinik şefi olarak görev yaptı. Halen Florence Nightingale Hastanesi’nde Dermotoloji Bölüm Başkanı olarak görev yapmakta.


KIzlar ben bu yazıyı okuduktan sonra tonik kullanmaktan vazgeçtim.zaten kullandığım toniğin bir faydasını da görmemiştim şimdiye kadar demek gerçekten işe yaramıyormuş...
 
tonik ben de kullanmıyorum uzun zamandır.tonik kullandığım dönemde daha da hassaslaşıyordu cildim.artık fazla yıkamamayı ve cildime herşeyi sürmeyi bıraktım.bakıyorum cildim artık daha iyi.tonik asla kullanmıyorum.
 
X