K.B.B. - Kulak-Burun-Boğaz gırtlakta kasılmalar ve spazmlar!

moiraia

Guru
Kayıtlı Üye
5 Mayıs 2013
994
41
yaklaşık 2 ay önce doğum yaptım. Hamileliliğim büyük sağlık sorunları ile geçti. sürekli enfeksiyon ve erken doğuum riski nedeniyle hastanede yatmak zorunda kaldım. Yürüyemediğim için de evde yatmak durumundaydım.Bu arada elbette psikolojim çok ciddi derecede bozuldu.Hamileliğin son 2 ayı içinde laringofarengeal adl bir reflü hastalığı başladı. Boğazımın sağ tarafında bir globus ( takılma hissi) oluştu ve bu nedenle büyük strese girdim..hem kustum hem de gırtlak yaraları ile mücaele ederken bir anda 8. ay içinde 7 kilo verdim. Çok şükür bebeğim sağlıklı doğdu. Bu arada herkes bunun reflü yüzünden olduğunu ve gebelik bitince ortadan kalkacağını yani kurtulacağımı söylüyordu.. Ben de bu umutla doğum yapana kadar sabrettim ve acı ile bekledim..Ama o kadar üzülmüşüm ki hem bebeğimi besleyememenin verdiği üzüntü hem kilo kaybı hem acı 35+5'te aniden suyum geldi ve normal doğumla bebeğimi dünyaya getirdim. Ne yazık ki doğumdan sonra bu sıkıntılarım geçeceğine reflüm daha bir arttı. Boğazımda daha çok yara oluştu..sağ taraftaki takılma hissi her yemek yedikten sonra daha çok arttı.Birçok reflü ilacı ve mide asidi azaltıcı proton pompa inhibitörü de kullanmama rağmen ağzımın içi sürekli yara oluyor, gırtlağğım durmadan şişiyor ve yara oluyor, bazen kanıyor..en kötüsü de sağ taraftaki o koca şişlik boğulma hissi yaratıyor..sabah boğazımdan tıkırt tıkırt bir ses de geliyor..gırtlağımda feci kasılmalar olmaya başladı.. o kadar kötü ki sanki bir el süreklli gırtlağımda..boğuluyor gb oluyorum..o an ölmek istiyorum...KBB'den tutun Gastroentrolojye kadar her doktora gittim..gastro reflü derken kbb psikolojik diyerek beni nörolojiye ve psikiyatriye yönlendirdi.Açıkcası çıldırmak üzereyim..Verilen antidepresanlar pek bir işse yaramıyor..dahası bebeğim iki aylık olmasına ramen onunla ilgilenemiyorum bile bu stess yüzünden..kahroluyorum..


acaba aranızda buna benzer bir şey yaşamış ve çözüm bulmuş biri var mı? rahatlatacak biri beni? İnanın çok dertli, mutsuz ve umutsuzum...yaşam enerjim mahvoldu, yok oldu...
 
Cok gecmis olsun,bir doktora gittiniz mi?normalde hamileliktede,hamilelere ozel tedavi ve ilac uygulaniyor.benimde onceleti ara ara bogaz damarlarlarima kramplar giriyordu,bi anda yutkunamiyor ve nefes alamiyordum.doktorum pek bisey dememisti ama o aralar guatir ilaci kullandim,hamileligimin basindan beride kullaniyorum.sizde triot hormonlariniza baktirin derim,diger sorununuz yara ve kusmalar refludense eger,mutlaka tedavi olun,size yaramayan ,refluyu artiran seyleri yemeyin,allah acil sifalar versin,doktora mutlaka gorunun,ihmal etmeyin lutfen...
 
Öncelikle cevap yazdığınız için çok teşekkür ederim. İnanın hamileliğin 8. ayından beri bu testleri sürekli yaptırıyorum. 4 sene önce boğaz reflüm vardı. endoskopi yapılmış midemde mikrop ve gastirit saptanmıştı. O sıralar bir de boğazımın sağ tarafında bir takılma hissi oluşmuştu. Sabah akşam verdikleri mide ilaçları ile hepsi geçmişti. Hamileliğin 6. ayında tekrar ortaya çıktı. Bir şey yiyememeye başladım. Özellikle 8. ayda sağ tarafta takılma hissi, gırtlak yaraları ve kanamaları öksürük, boğulma hissi derken hamileliliğim ve psikolojim mahvoldu. Sürekli doğum yapıp karnın yaptığı basıdan kurtulmayı umut ettim. Herkes geçecek diyordu. Hatta doktolar bile normal mide reflüsü diyerek endoskopi yapmayı reddettiler. hamilelik bitince hemen endoskopi yaptırdım ama mide kapakçığının gevşemesi dışında bir şey çıkmadı. normal kabul edildi..diğer tüm hormonlara, karaciğere, akciğere de baktrdım ama hiçbir şey bulunamadı. Oysaki her sabah kalktığımda boğazım mukus doluyor, yemek yedikten sonra yediklerim ciğerlerime kaçıyor ve öksürüyordum ve de gırtlağım yara içinde ağzıma kadar kanıyordu..en sonunda zaten gastroentrolojiye ve kbb'ye gittim..ikisinin de sonuçları birbirinden farklı..gastro reflünüz devam ediyor ppi( proton pompa inhibitörleri) kullanmaya devam edeceksiniz derken kbb psikolojik deyip nörolojiye ya da psikiyatriye gönderiyor..psikiyatrik ilaç bile kullanıyorum ama geçmiyor geçmiyor..ne oldu da midem yemek borum gırtlağım bu kadar tahrip oldu anlamadım..yaraların verdiği acıdan , sağ taraftaki kocaman şişlikten ziyade bu kasılmalar ve gerginlikler beni mahvediyor, resmen yaşamdan soğuyorsunuz...Acaba nasıl kurtulacağım bu çıkmazdan..? keşke bir çözüm bulabilseydim..
 
Maalesef bende de doğumdan sonra aynı sorun belirdi..Mesleğim öğretmenlik,herzaman acıyan bir boğaza sahiptim zaten..Hamileliğim boyuncada yutağım sürekli acıdı ve boğazım mukus doluydu..Burnumda daha önce operasyon geçirdiği için bir tarafı sürekli tıkalı..Hamileyim diye ilaç alamadım..Doğumdan 3 ay kadar sonra boğaz acımam iyice ilerledi ve boğazkaslarımda kasılma başladı..Sanırım dengeli oksijen alamadığım için kalbimde de aritmi oluşmaya başladı..Kardiyolojiden genel cerrahiye,göğüs hastalıklarından gastrolojiye kulak burun boğaza gitmediğim doktor kalmadı..Yok yok yok...Yaptırmadığım tahlil,tomografi endoskopi vs kalmadı..Bütün doktorlar doğum sonrası diyince psikolojik diyip başlarından atıyorlar..Sadece KBB doktoru boğaz reflüsü dedi...Nefes alamayınca çıldırıcak gibi oluyorum,benimde bebeğim 5 aylık artık bakamaz duruma geldim..Kayın validem ve annemi çağırdım onlar ilgileniyorlar çocuğumla kahroluyorum..En son çare psikiyatriye bile gittim ve verdiği ilaçları alıyorum,ancak faydası yok :KK43: herkes psikolojik vaka olarak düşünüyor ama çektiğim sıkıntıyı ben biliyorum bir tek,psikolojik değil kesinlikle..Artık yaşamdan soğudum,tek yaşam sebebim bebeğim..
 
Gırtlağımdaki yumruk nefes almamı engelliyor benimde..Sanırım aynı durumumuz..Kimse anlamıyor,herkes psikolojik diyor,antidepresanda alıyorum ama geçmiyor.çok çaresizim..
 
Maalesef bende de doğumdan sonra aynı sorun belirdi..Mesleğim öğretmenlik,herzaman acıyan bir boğaza sahiptim zaten..Hamileliğim boyuncada yutağım sürekli acıdı ve boğazım mukus doluydu..Burnumda daha önce operasyon geçirdiği için bir tarafı sürekli tıkalı..Hamileyim diye ilaç alamadım..Doğumdan 3 ay kadar sonra boğaz acımam iyice ilerledi ve boğazkaslarımda kasılma başladı..Sanırım dengeli oksijen alamadığım için kalbimde de aritmi oluşmaya başladı..Kardiyolojiden genel cerrahiye,göğüs hastalıklarından gastrolojiye kulak burun boğaza gitmediğim doktor kalmadı..Yok yok yok...Yaptırmadığım tahlil,tomografi endoskopi vs kalmadı..Bütün doktorlar doğum sonrası diyince psikolojik diyip başlarından atıyorlar..Sadece KBB doktoru boğaz reflüsü dedi...Nefes alamayınca çıldırıcak gibi oluyorum,benimde bebeğim 5 aylık artık bakamaz duruma geldim..Kayın validem ve annemi çağırdım onlar ilgileniyorlar çocuğumla kahroluyorum..En son çare psikiyatriye bile gittim ve verdiği ilaçları alıyorum,ancak faydası yok :KK43: herkes psikolojik vaka olarak düşünüyor ama çektiğim sıkıntıyı ben biliyorum bir tek,psikolojik değil kesinlikle..Artık yaşamdan soğudum,tek yaşam sebebim bebeğim..

Gırtlağımdaki yumruk nefes almamı engelliyor benimde..Sanırım aynı durumumuz..Kimse anlamıyor,herkes psikolojik diyor,antidepresanda alıyorum ama geçmiyor.çok çaresizim..

Cvp yazdığınız için çok teşekkür ederim öncelikle..Bu konuda ne kadar yalnız hissediyorum inanın kendimi anlatamam.Hiçkimse bir şey bulunmadığı ve hep psikolojik dendiği için bana inanmıyor. Dahası kendim abarttığım ve bebeğimle igilenmek bile istemediğim konusunda çok üstüme gidildi.Bu nedenle 2. ayda sütüm kesildi.Şimdi bu satırları bile ağlayarak yazıyorum. Ne çaresz bir dert çözemiyorum. Hayatta tek başıma kalsaydım eğer bebeğim olmasaydı inanın bakış açım daha farklı olacaktı.Böyle elim boğazımda yaşayarak da herkesin hayatnı karatıyorum zira. Zaten zor bir gebelik geçirip bütün bir gebelik boyunca hastanelerde süründüm. Başta boğaz reflüsü gb başladı, nexium gb bir ilaç beni rahatlatıyordu. Herkes geçecek diye beni şartlandırdı.sağ tarafımdaki takılma hissim nedeniyle 8. ayda 7 kilo verdim inanır mısınız? Bir anne nasıl çocuğunu aç bıraksın? Üstelik ben gebeliğin başından beri hep bebeğimi kaybetmekten korkmuşken..... Bitince gebeliğim daha fena oldu; her strese girdiğimde boğulacak gb boğaz kaslarım geriliyor, gırtlağıma sanki bin kiloluk bir şey oturuyor. sıktıkça sıkıyor..takılma hissi de mukus da geçmedi, ne kullandıysam geçmiyor..sanki boğazım kapanıyor, nefes alamıyormuşum gb oluyorum..kanama bile oluyor..bazen sabah kalktığımda ensemde boynumda gırtlağımda korkunç kalsılmalar oluyor; kendimi ölecek gb hissediyorum.

işte ben de en sonunda sütüm de kesilince psikiyatirye gittim. kas gevşetici versler de başta bir süre sonra yine aynı hep aynı..Geceleri uyttuğu ve bebeğimle ilgilenmemi engellediği için hemen bıraktım ben de...üstelik benim de hamileliğin 8. ayından başlayarak anne ve kayınvalidem de hep yanımdaydı. 2 aya girer girmez beni bırakıp gittiler kendim bakmam gerektiği konusunda...

psikolojik dedikleri için kendimi rahatlatacak şeyler yapmak istiyorum ama zaten düşünün bebeğim 2 aylık ve geceleri hiç uyumuyor artık..birçok sorun oluştu bu çıkmazda...dışarı çıkmak istemiyorum...arkadalarımla görüşemiyorum..hiçbir şey yapmak istemiyor canım..elim boğazımda yaşayıp duruyorum...

yabancı sitelerde bu sorunu çok yaşayan, boğaz reflüsünün bu spazmlara dönüşüp psikolojik çıkmaza girmiş birçok insanın hikayesini okudum. Hikayemiz çok benziyor: yapmadıkları endoskopi, gitmedikleri poliklinik kalmamış sonunda xanax, diazem, prozac, flexeril gb kas gevşetici anksiyotiklerle eve gönderilmişler...ve hep bir çıkmaz olarak görüyorlar...

bazı yabancı doktorlar bazı yaşam önerileri tavsiye etmişler bu konuda...yoga, hipnoz gb kas gevşetme methodları vs...ben de psikolojik olduğuna inanmıyorum...bir şey oldu hamilelikte ve bu üstümüze yapıştı kaldı bence...Allah inşallah en kısa sürede kurtulmayı nasip eder..düşünün benimde hiçbir yaşam motivasyonum kalmadı...tek sebebim bebeğim...
 
Gırtlağımdaki yumruk nefes almamı engelliyor benimde..Sanırım aynı durumumuz..Kimse anlamıyor,herkes psikolojik diyor,antidepresanda alıyorum ama geçmiyor.çok çaresizim..


nnnilll hanımi, ayrıca ben de öğretmenim..benim de hep farenjitim olurdu ama hemen geçerdi şimdi krkunç gırtlakyaralarına, kasılmalarına, boğaz takılmasına dönüştü..nedir ki bunun çözümü..ayı sonunda işe başlayacağım..hangi psikoloji ile nasıl? çok mutsuz ve huzursuzum..
 
Gırtlağımdaki yumruk nefes almamı engelliyor benimde..Sanırım aynı durumumuz..Kimse anlamıyor,herkes psikolojik diyor,antidepresanda alıyorum ama geçmiyor.çok çaresizim..


nnnilll hanım ben de öğretmenim..benim de hep farenjitim olurdu ama hemen geçerdi şimdi krkunç gırtlakyaralarına, kasılmalarına, boğaz takılmasına dönüştü..nedir ki bunun çözümü..ayı sonunda işe başlayacağım..hangi psikoloji ile nasıl? çok mutsuz ve huzursuzum..
 
Merhaba,
Çok büyük geçmiş olsun. Bende K.B.B doktorları ile ilgili İzmir için detaylı liste var. Onlardan da araştırıp size uyanını bulabilirsiniz.
 
Merhabalar yaklaşık 8 aydan beri yani gecen yazdan beri yutkunma zorlugum var genellikle sol tarafta olay şöyle başladı agzıma acı ekşi su geldi mide yanması falan sonraları ben yediklerime dikkat ettm cola kızartma vesaire mide yanması tamamen gecti ama boğazımda takılma hissi geçmedi mide fıtıtğı olunca olurmus genelde diye okudum endoskopi yaparlar diye de doktora gitmeye korkuyrm ben bogazıma o tahta seyle bile baltıramayan bir insanım yardımlarınızı beklıyorum su an kudret narı kullanyrm mide yanması yok ama sabah kalktgmda afedersnz agzıma ekşi su gelmiş oluyor bogazımda takılma hissi yasayanlar ve geçirenler yardımcı olursa sevinirim.
 
Aynı problem bende de var nasıl geçecek bilmiyorum mide den dediler Endoskopi falan yapıldı birsey çıkmadı KBB ye gittim birsey yok kafayı yemek uzereyim.psikiyatri ye mi gitsem acaba bilmiyorum kimsenin de gecmiyo galiba hep böyle mi yasicaz
 
Psikolojik olabilir , bakın genelde piskolojik olanların gırtlak sertlik ve kasılmaları 2-3 ay kadar sürüyor..Psikiyatirk ilaçlar özellikle benzodiyazepinler ( xanax, diazem, rivotril) çok fayda sağlıyorlar. Sonra psikolojiniz düzeldikçe kasılma geçiyor..Ama eğer benim gibi ciddi bir mide fıtığınız ve reflünüz varsa bir psikolojik etmenler eklenince daha büyük bir komplikasyon meydana geliyor..ve benbu hastalığı tam bir seneden fazla zamandır çekiyorum..ancak yaşayan bilir..çok zor..Allah düşmanıma bile vermesin derim...hala mide ilaçları kullanıyorum ve kasımı gevşetsin diye benzodiazepinlerden alıyorum..benim kategorimde psikiyatrik ilaçlar fayda sağlamıyor ne yazık ki...hala bu şekilde hayata tutunmaya çalışıyor, çalışıyor, bebeğime bakıyor,öte yandan şifam için her gün dua ediyorum...
 
hanımlar merhaba bilmiyorum yazılalı baya olmuş okur musunuz bende de sekiz aydır geniz akıntısı boğaz takılmaları mevcuttu gastrit ve reflüm zaten var boğazımdan asit sesleri gelyordu derken bir kaç gündür boğazımda kasılmalar ve kramplar var mafoldum doktora gittim mide ilacı ağrı kesici ve balgam söktürücü verdi şaka gibi...sizlerin durumları ne geçirmeyi başardınız mı bu kasılma illetini o an boğulacağım sanıyorum panik yapıyorum nereye atacağımı bilmiyorum kendimi..yardımcı olursanız duacınız olurum.
 
bakın bunu buldum olabilir mi ki



Türkiye’ De Her Üç Kadindan Biri Tiroid Hastasi
Boynunuzda sıkışma ve gerilme hissi varsa, son zamanlarda ani kilo kaybı ya da artışı yaşadıysanız… Soğuğa ve sıcağa karşı tahammülünüz yoksa, kalp atışlarınızın çok yüksek ya da çok düşük olduğunu fark ediyorsanız…Terleme ve sac dökülmesini sıklıkla yaşıyorsanız…TİROİD HASTALIĞI RİSKİ TAŞIYOR OLABİLİRSİNİZ.

Memorial Suadiye Tıp Merkezi’nden İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Soner Dileklen Guatr hastalığı konusunda bilgi verdi.

Guatr, tiroid bezinin iltihabi veya tümoral olmayan büyümesidir. Büyüme ultrasondaki görünüme göre 2 yönlü olabilir.

1. Yaygın olarak bezin büyümesine Diffüz Guatr denir.

2. Nodül adı verilen farklılaşmış yapılar içeren bez büyümesine ise Nodüler Guatr denir. Nodül miktarı birden fazla ise buna Multinodüler Guatr denir.

Tiroid hastalığında testlerin sonucuna göre de 3 farklı durumla karşılaşılır:

1. Eutiroid: Ultrasonda tiroid bezinde patoloji saptanmasına rağmen tiroid hormonu kanda normaldir.

2. Hipertiroidi: Tiroid hormonunun kanda artması sonucu ortaya çıkan durumdur.

3. Hipotiroidi: Kandaki hormon miktarının azalması durumudur.

Yukarıda söz ettiğimiz 2 ayrı tiroid bezi sınıflaması da birbiri ile iç içe görülmektedir. Genel olarak guatr yapan etkenler ise; İyot eksikliği, tiroid hormonunun yapımında bozukluk yapan besinlerin çok yanması ( Lahana, fasulye türleri, karnabahar, brokoli, patates vb), kimyasal maddeler, ilaçlar, bazı mikrobik enfeksiyonlar (E. Coli enf), gebelik ve hormonal değişiklikler olarak sıralanabilir.

2. Kimlerde guatr görülebilir?

Guatr doğumdan ölüme kadar her yaşta görülen bir hastalıktır. Doğumsal olarak daha çok hipotiroidi tiplerini, 50- 60 yaşta kronik troidit hastalığını, 20-30 yaşlarında nodüler ne hipertiroidi tiplerini, 60-70 yaşlarında ise tiroid kanserlerini daha fazla görmekteyiz.

3. Belirti ve bulguları nelerdir?

Guatr hastalığında hormon düzeyleri değişmemiş ise bulgu hiç olmayabilir. Fakat bezin büyümesine bağlı olarak; boğazda şişlik, gerginlik ve sıkışma hissi, nefes darlığı, yutma güçlüğü, boyun damar genişlemesi ve boyunda ağrı ve hassasiyet olabilmektedir. Tiroid hormon miktarı değiştiği zaman esas belirtiler ortaya çıkar. Bunu 2 ayrı grupta inceleyebiliriz:

1- Hipotiroidi (Tiroid bezinin az çalışması); yorgunluk, halsizlik, uyuşukluk ve uyku hali, konsantrasyon bozukluğu, sersemlik hissi, depresyon, saç dökülmesi, ciltte kuruma ve soğukluk hissi, kabızlık, kilo alma, göz kapakları ve bacaklarda şişlik, terlemede azalma, balmumu gibi cilt, soğuğa tahammülsüzlük, üşüme, ses kalınlaşması, ses kısılması, konuşmada ağırlaşma, reflekslerde azalma, tansiyon, kolesterol yüksekliği ve nabız düşüklüğü, adet düzensizliği, hamile kalmada zorluk, çocuklarda boy kısalığı ve gelişme geriliği gibi belirtilerle kendini gösterir.

2. Hipertiroidi (Tiroid bezinin çok çalışması) ise; sinirlilik, aşırı heyecan, duygusallık, kilo kaybı, terleme ve vücut sıcaklığında artma, ellerde titreme, nabız sayısında ve tansiyonda artış, cilt terleme ve nemlilik hissi, saç dökülmesi, sıcağa tahammülsüzlük, bağırsak hareketlerinde artma, adet düzensizliği, gözde canlı bakış, bazen tek gözde büyüme, bazen çift görme şeklinde ortaya çıkar.

4. İyot eksikliğinin guatr üzerindeki etkisi nedir? Ne kadar iyot tüketilmelidir?

Dünya Sağlık Örgütü verileri, günlük bir toplu iğne başı kadar iyot almadığı için dünya nüfusunun % 54’ ünün iyot eksikliğine bağlı tiroid hastalıkları ile karşı karşıya olduğunu ortaya koymaktadır.

İyot, insan vücudunda az miktarda bulunan normal büyüme ve gelişme için gerekli bir elementtir. İyot, vücutta beyin ve sinir sistemi gelişimi ile vücudun ısı ve enerjisinin oluşumunda gerekli olan tiroid hormonunun yapımında kullanılır. Dünya Sağlık Örgütü verileri, günlük bir toplu iğne başı kadar iyot almadığı için dünya nüfusunun % 54’ ünün iyot eksikliğine bağlı tiroid hastalıkları ile karşı karşıya olduğunu ortaya koymaktadır. Dünyada bugün 40 milyon çocuk yeterli iyot alamadığı için zeka geriliği ile karşı karşıyadır.

Ülkemizde özellikle Karadeniz Bölgesi’ nde sıklıkla rastladığımız iyot eksikliğini önleme adına bir düzenleme yapılmış ve tuzlara iyot konulması zorunlu hale getirilmiştir. Ülkemizde guatr oranının % 30 civarında olduğu dikkate alınırsa; halkımızın bu konuda çok özenli olması gerekliliği bir kez daha ortaya çıkmaktadır.

Tiroid hastalığı için ilk planda T3, T4 ve TSH adı verilen 3 farklı hormonun kan analizi incelenmelidir. Buradan alınan sonuç paralelinde tiroidin ultrasonu yapılmalı ve tek nodul çıktı ise tiroid sintigrafisi çekilmelidir. Bu tetkikler bize tedavi ve takipte neler yapmamız gerektiğini gösterecektir. Hastada kronik tirodit yani kronik tiroid iltihabı düşünülürse ya da Graves adı verilen hipertroidi tipi düşünülüyor ise tiroid antikoru bakılmalıdır.

6. Guatrın psikolojik etkileri var mıdır?

Tiroid hastalığında hem hipertroidi hem de hipotroidi durumunda psikolojik birçok sorun ile karşılaşmamız mümkündür. Çoğunlukla depresyon konsantrasyon zorluğu, sıkıntı hissi sık görülmektedir.

7. Guatr sperm kalitesini azaltır mı?

Tiroid hastalıkları özellikle hormon miktarında düşüklükle seyreden hipotiroidi durumunda sperm sayı ve kalitesi etkilenebilir. Spermler daha yavaş ve düzensiz hareket ettiği için çocuk yapabilme yetisi kaybolabilir.

8. Başka hastalıkları tetikleyici rol oynar mı?

Graves ve Hashimoto tiroiditi adı verilen Otoimmun (Vücudun kendi dokusunu yabancı kabul edip reaksiyon göstermesi) tiroid hastalıkları; Tip 1 Şeker hastalığı, Addison hastalığı, Vitiligo (Cilt pigment kaybı), Pernisyöz anemi (Kansızlık), Romotoid artrit, Sistemik Lupus Eritamatozus, Kronık aktif hepatit ve Safra yolları sirozu gibi hastalıklarla beraber bulunabilirler.

9. Gebelikte anne ve bebeğe etkisi nedir?

Gebelik tiroid hormonu üzerinde yükselme etkisi yapar. Ancak gebelik bitiminde ilk bir yıl içinde gebelik sonu tiroidi adı verilen bir problemle karşılaşılabilir. Bu hastalarda gebelikten sonra 1- 1. 5 ay sonra çarpıntı, halsizlik zayıflama, sinirlilik, terleme, titreme gibi şikayetleri başlar. Haftalar veya aylar sonra hasta hipotroidi fazına girebilir. Bu fazda da uyku hali, kilo alma, halsizlik, vücutta şişlik gibi bulgular oluşur. Tiroid problemi olan annelerin bebeklerinde sorun yaşanabilir. Bu nedenle her yeni doğan bebeğe topuktan TSH testi zorunlu yapılmaktadır. Özellikle tiroid ilaçları kullanması zorunlu annelerin bebekleri çok daha özenli bir takipte tutulmalıdırlar.

10. Hastalığın tedavisi nasıldır?

1. İlaç tedavisi: Bu hasta hipertiroidi hastası ise tiroid hormon miktarını düşürmek maksatlı ilaçlar kullanılır. Tiroid hormonu kanda azalmış ise bu durumda hormon ilacı başlanır.

2. Cerrahi tedavi: Hastalarda yapılan incelemede kanserleşme eğilimi olan kişilerde daha çok ameliyat önerilmektedir. Ayrıca rahatsız edecek kadar büyüme oluşan tiroid yapılarının da ameliyat ile alınması önerilmektedir.

3. Radyoaktif iyot tedavisi: Daha çok yaşlı, tiroid hormonu fazla ve genel bir büyümesi olan hastalarda bu yöntem kullanılabilmektedir.

Tiroid hastalığında tedavi zamanında yapılmadığı takdirde hastanın hem yaşam kalitesi düşmekte hem de ileriki dönemde daha ciddi hastalıklarla karşılaşma ihtimali artmaktadır. Tiroid hastalarında, özellikle tek ve soğuk nodül bulunan vakalarda kanser oluşma riskinin daha fazla olduğu saptanmıştır. Bu nedenle bu hastalık gurubunda takip ve tedavinin çok dikkatli ve özenli yapılmasını önerilir.
 
Konuyu açan benim..evet çok zaman olmuş ama hala boğazımda yemek borumda şiddetli kasılmalar var.hormonlar normal...sadece aşırı demir eksikliği var..o da gebelikte olmuş..ne diyeyim..psikolojik desem tam 2 yıldır tedavi görüyorum gırtlağımdaki kasılma ve nevralji hiç geçmiyor..bunun yanında aşırı reflüm de var..bu da hiçbir mide ilacı ile tedavi olmuyor. Şimdi çok ünlü bir gastro uzmanına gidiyorum..bana yapılan bin adet endoskopim dışında ayrıca manometri, ph metre her şeyi yapacak, sıfırdan başlayacamış..aslında arkadaşım usandım diyebilirim..düşünsene; Allah düşmanımın bile başına vermesin, hayyattan resmen elini eteğini çekiyorsun..sanki kocamn bir tuğla var boynumda..ya da iki el sıkıp duruyor..ben en çok duadan ve terapien fayda görüyorum..meditasyon yapmaya çabalıyorum..


sanırım yukarıdaki arkadaşlar dönmedikleri için geri onlarınki geçmiş...İnşallah bir gün bizimki de geçer...
 
Konuyu açan benim..evet çok zaman olmuş ama hala boğazımda yemek borumda şiddetli kasılmalar var.hormonlar normal...sadece aşırı demir eksikliği var..o da gebelikte olmuş..ne diyeyim..psikolojik desem tam 2 yıldır tedavi görüyorum gırtlağımdaki kasılma ve nevralji hiç geçmiyor..bunun yanında aşırı reflüm de var..bu da hiçbir mide ilacı ile tedavi olmuyor. Şimdi çok ünlü bir gastro uzmanına gidiyorum..bana yapılan bin adet endoskopim dışında ayrıca manometri, ph metre her şeyi yapacak, sıfırdan başlayacamış..aslında arkadaşım usandım diyebilirim..düşünsene; Allah düşmanımın bile başına vermesin, hayyattan resmen elini eteğini çekiyorsun..sanki kocamn bir tuğla var boynumda..ya da iki el sıkıp duruyor..ben en çok duadan ve terapien fayda görüyorum..meditasyon yapmaya çabalıyorum..


sanırım yukarıdaki arkadaşlar dönmedikleri için geri onlarınki geçmiş...İnşallah bir gün bizimki de geçer...
..............................................
Moiraia...merhaba.. yanlasık olarak 5 ay önce yazmışsın inşallah görür ve cevap verirsin...senin yasadıgın sikayetleri birebir yaşıyorum şuan sen iyileştin mi bilmiyorum ama canı gönülden diliyorum ki inşallah iyileşmissindir..cünkü bu rahatsızlık insanı neredeyse yaşamdan soyutluyor...şuanda bende 27 haftalık hamileyim..fakat hamilelikte cok daha sıkıntılı ve yogun oluyor hastaliklar..ben göğus hastalikları. kbb .gostoronoloji hepsine gittim..üstelik prof tular..birisi bogaz reflusu dedi ..birisi alerjik dedi..dogum dr izni ile ilac kullandım fakat hic gecmedi..boğazımda sürekli takılma ve balgam cıkarma istegi ..geniz akintisi yaklasık nerdeyse hamileligimin 2 ayından buyana var..sinuzit dendi gecmedi alerji dendi gecmedi bogaz reflusu dendi gecmedi nitekim bi care bulamadım..insallah sen iyilesmissindir.. ve ben sonucu merak ediyorum bana bilgi verirsen cok sevinirim...
 
HNF Çok geçmiş olsun arkadaşım, İnşallah geçer diyorum..Çünkü psikolojik kökenliyse mutlaka geçiyor..Ben yabancı dil hocasıyım. Dünyada konuşmadığım yabancı doktor, homeopat kalmadı bu konuda:...eğer reflün varsa geçerken bu tıkanma bir süre sonra kasılmaya dönüyor..sanki boağzında bir tuğla var...benim gebeliğin 26. haftası başladı ve tam 2 sene oldu...doğurdum kurtulacam, reflüden dedim ama artık bu hastalıkla yaşamaya çalışıyorum..çok zor ..ama ümidini yitirme...bak buraya yazan pekç ok kişinin geçti, yazmıyorlar bile...eğer sadece reflüdense o da bebeğin yaptığı baskıdandır...

ben artık ağrımı azaltmak için ki yemek borum midem ve gırtlağım çok acıyor..en son doktorum mide sarkmış dedi..bir daha hamile kalma da dedi...ne kalması..ben acılardan öldüm tükendim..yine de tevekkül ettim..dua ediyorum..başıma gelen bir sınav diyorum..meditasyon da yapıyorum ama sanırım fizyolojik bir hasar bu..acısını ve kasılmasını sadece epilepsi ilaçlarından bazıları geçiriyor...


Ümitli ol, inşallah seninki de geçecek....:) sevgilerimle
 
bakın bunu buldum olabilir mi ki



Türkiye’ De Her Üç Kadindan Biri Tiroid Hastasi
Boynunuzda sıkışma ve gerilme hissi varsa, son zamanlarda ani kilo kaybı ya da artışı yaşadıysanız… Soğuğa ve sıcağa karşı tahammülünüz yoksa, kalp atışlarınızın çok yüksek ya da çok düşük olduğunu fark ediyorsanız…Terleme ve sac dökülmesini sıklıkla yaşıyorsanız…TİROİD HASTALIĞI RİSKİ TAŞIYOR OLABİLİRSİNİZ.

Memorial Suadiye Tıp Merkezi’nden İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Soner Dileklen Guatr hastalığı konusunda bilgi verdi.

Guatr, tiroid bezinin iltihabi veya tümoral olmayan büyümesidir. Büyüme ultrasondaki görünüme göre 2 yönlü olabilir.

1. Yaygın olarak bezin büyümesine Diffüz Guatr denir.

2. Nodül adı verilen farklılaşmış yapılar içeren bez büyümesine ise Nodüler Guatr denir. Nodül miktarı birden fazla ise buna Multinodüler Guatr denir.

Tiroid hastalığında testlerin sonucuna göre de 3 farklı durumla karşılaşılır:

1. Eutiroid: Ultrasonda tiroid bezinde patoloji saptanmasına rağmen tiroid hormonu kanda normaldir.

2. Hipertiroidi: Tiroid hormonunun kanda artması sonucu ortaya çıkan durumdur.

3. Hipotiroidi: Kandaki hormon miktarının azalması durumudur.

Yukarıda söz ettiğimiz 2 ayrı tiroid bezi sınıflaması da birbiri ile iç içe görülmektedir. Genel olarak guatr yapan etkenler ise; İyot eksikliği, tiroid hormonunun yapımında bozukluk yapan besinlerin çok yanması ( Lahana, fasulye türleri, karnabahar, brokoli, patates vb), kimyasal maddeler, ilaçlar, bazı mikrobik enfeksiyonlar (E. Coli enf), gebelik ve hormonal değişiklikler olarak sıralanabilir.

2. Kimlerde guatr görülebilir?

Guatr doğumdan ölüme kadar her yaşta görülen bir hastalıktır. Doğumsal olarak daha çok hipotiroidi tiplerini, 50- 60 yaşta kronik troidit hastalığını, 20-30 yaşlarında nodüler ne hipertiroidi tiplerini, 60-70 yaşlarında ise tiroid kanserlerini daha fazla görmekteyiz.

3. Belirti ve bulguları nelerdir?

Guatr hastalığında hormon düzeyleri değişmemiş ise bulgu hiç olmayabilir. Fakat bezin büyümesine bağlı olarak; boğazda şişlik, gerginlik ve sıkışma hissi, nefes darlığı, yutma güçlüğü, boyun damar genişlemesi ve boyunda ağrı ve hassasiyet olabilmektedir. Tiroid hormon miktarı değiştiği zaman esas belirtiler ortaya çıkar. Bunu 2 ayrı grupta inceleyebiliriz:

1- Hipotiroidi (Tiroid bezinin az çalışması); yorgunluk, halsizlik, uyuşukluk ve uyku hali, konsantrasyon bozukluğu, sersemlik hissi, depresyon, saç dökülmesi, ciltte kuruma ve soğukluk hissi, kabızlık, kilo alma, göz kapakları ve bacaklarda şişlik, terlemede azalma, balmumu gibi cilt, soğuğa tahammülsüzlük, üşüme, ses kalınlaşması, ses kısılması, konuşmada ağırlaşma, reflekslerde azalma, tansiyon, kolesterol yüksekliği ve nabız düşüklüğü, adet düzensizliği, hamile kalmada zorluk, çocuklarda boy kısalığı ve gelişme geriliği gibi belirtilerle kendini gösterir.

2. Hipertiroidi (Tiroid bezinin çok çalışması) ise; sinirlilik, aşırı heyecan, duygusallık, kilo kaybı, terleme ve vücut sıcaklığında artma, ellerde titreme, nabız sayısında ve tansiyonda artış, cilt terleme ve nemlilik hissi, saç dökülmesi, sıcağa tahammülsüzlük, bağırsak hareketlerinde artma, adet düzensizliği, gözde canlı bakış, bazen tek gözde büyüme, bazen çift görme şeklinde ortaya çıkar.

4. İyot eksikliğinin guatr üzerindeki etkisi nedir? Ne kadar iyot tüketilmelidir?

Dünya Sağlık Örgütü verileri, günlük bir toplu iğne başı kadar iyot almadığı için dünya nüfusunun % 54’ ünün iyot eksikliğine bağlı tiroid hastalıkları ile karşı karşıya olduğunu ortaya koymaktadır.

İyot, insan vücudunda az miktarda bulunan normal büyüme ve gelişme için gerekli bir elementtir. İyot, vücutta beyin ve sinir sistemi gelişimi ile vücudun ısı ve enerjisinin oluşumunda gerekli olan tiroid hormonunun yapımında kullanılır. Dünya Sağlık Örgütü verileri, günlük bir toplu iğne başı kadar iyot almadığı için dünya nüfusunun % 54’ ünün iyot eksikliğine bağlı tiroid hastalıkları ile karşı karşıya olduğunu ortaya koymaktadır. Dünyada bugün 40 milyon çocuk yeterli iyot alamadığı için zeka geriliği ile karşı karşıyadır.

Ülkemizde özellikle Karadeniz Bölgesi’ nde sıklıkla rastladığımız iyot eksikliğini önleme adına bir düzenleme yapılmış ve tuzlara iyot konulması zorunlu hale getirilmiştir. Ülkemizde guatr oranının % 30 civarında olduğu dikkate alınırsa; halkımızın bu konuda çok özenli olması gerekliliği bir kez daha ortaya çıkmaktadır.

Tiroid hastalığı için ilk planda T3, T4 ve TSH adı verilen 3 farklı hormonun kan analizi incelenmelidir. Buradan alınan sonuç paralelinde tiroidin ultrasonu yapılmalı ve tek nodul çıktı ise tiroid sintigrafisi çekilmelidir. Bu tetkikler bize tedavi ve takipte neler yapmamız gerektiğini gösterecektir. Hastada kronik tirodit yani kronik tiroid iltihabı düşünülürse ya da Graves adı verilen hipertroidi tipi düşünülüyor ise tiroid antikoru bakılmalıdır.

6. Guatrın psikolojik etkileri var mıdır?

Tiroid hastalığında hem hipertroidi hem de hipotroidi durumunda psikolojik birçok sorun ile karşılaşmamız mümkündür. Çoğunlukla depresyon konsantrasyon zorluğu, sıkıntı hissi sık görülmektedir.

7. Guatr sperm kalitesini azaltır mı?

Tiroid hastalıkları özellikle hormon miktarında düşüklükle seyreden hipotiroidi durumunda sperm sayı ve kalitesi etkilenebilir. Spermler daha yavaş ve düzensiz hareket ettiği için çocuk yapabilme yetisi kaybolabilir.

8. Başka hastalıkları tetikleyici rol oynar mı?

Graves ve Hashimoto tiroiditi adı verilen Otoimmun (Vücudun kendi dokusunu yabancı kabul edip reaksiyon göstermesi) tiroid hastalıkları; Tip 1 Şeker hastalığı, Addison hastalığı, Vitiligo (Cilt pigment kaybı), Pernisyöz anemi (Kansızlık), Romotoid artrit, Sistemik Lupus Eritamatozus, Kronık aktif hepatit ve Safra yolları sirozu gibi hastalıklarla beraber bulunabilirler.

9. Gebelikte anne ve bebeğe etkisi nedir?

Gebelik tiroid hormonu üzerinde yükselme etkisi yapar. Ancak gebelik bitiminde ilk bir yıl içinde gebelik sonu tiroidi adı verilen bir problemle karşılaşılabilir. Bu hastalarda gebelikten sonra 1- 1. 5 ay sonra çarpıntı, halsizlik zayıflama, sinirlilik, terleme, titreme gibi şikayetleri başlar. Haftalar veya aylar sonra hasta hipotroidi fazına girebilir. Bu fazda da uyku hali, kilo alma, halsizlik, vücutta şişlik gibi bulgular oluşur. Tiroid problemi olan annelerin bebeklerinde sorun yaşanabilir. Bu nedenle her yeni doğan bebeğe topuktan TSH testi zorunlu yapılmaktadır. Özellikle tiroid ilaçları kullanması zorunlu annelerin bebekleri çok daha özenli bir takipte tutulmalıdırlar.

10. Hastalığın tedavisi nasıldır?

1. İlaç tedavisi: Bu hasta hipertiroidi hastası ise tiroid hormon miktarını düşürmek maksatlı ilaçlar kullanılır. Tiroid hormonu kanda azalmış ise bu durumda hormon ilacı başlanır.

2. Cerrahi tedavi: Hastalarda yapılan incelemede kanserleşme eğilimi olan kişilerde daha çok ameliyat önerilmektedir. Ayrıca rahatsız edecek kadar büyüme oluşan tiroid yapılarının da ameliyat ile alınması önerilmektedir.

3. Radyoaktif iyot tedavisi: Daha çok yaşlı, tiroid hormonu fazla ve genel bir büyümesi olan hastalarda bu yöntem kullanılabilmektedir.

Tiroid hastalığında tedavi zamanında yapılmadığı takdirde hastanın hem yaşam kalitesi düşmekte hem de ileriki dönemde daha ciddi hastalıklarla karşılaşma ihtimali artmaktadır. Tiroid hastalarında, özellikle tek ve soğuk nodül bulunan vakalarda kanser oluşma riskinin daha fazla olduğu saptanmıştır. Bu nedenle bu hastalık gurubunda takip ve tedavinin çok dikkatli ve özenli yapılmasını önerilir.



seninki geçti mi sevgili arkadaşım? troid değil benimkisi..bambaşka bir şey....
 
X