'Doğu Türkistan' yalanları: İlgisiz fotoğraflar, kaynaksız haberler

Chess

Nirvana
Kayıtlı Üye
14 Ağustos 2009
53.301
42.832
Sosyal medya üzerinden "Doğu Türkistan"da yaşananlarla ilgili olduğu söylenen pek çok fotoğraf ve haber, doğru değil ya da başka olaylarla ilgili.
muslims_eat_meals_3346031b.jpg

Çin'in başkenti Pekin'deki Niujie Camii'nde iftar
Associated Press (AP)
Dış Haberler
Pazartesi, 29 Haziran 2015 18:23
  
2009'da Urumçi'de yaşanan olaylardan beri "Doğu Türkistan'da Çin zulmü" benzeri haberler artarak devam ediyor. Sosyal medya üzerinden yayılan pek çok fotoğrafın Çin Halk Cumhuriyeti'nin Şincan bölgesindeki Uygurlara ait olduğu söyleniyor, ancak bu fotoğrafların çok büyük bir kısmı başka bölgeler ve olaylarla ilgili.

Çin'e dair "oruç tutmak yasaklandı", "Ramazan'da zorla içki içirdiler" gibi kimi haberler ise gerçekten uzakta. Örneğin, Çin'in Şandong bölgesindeki bira festivalinden alınan fotoğraflar, Çin'in "müslümanlara zorla içki içirdiği" şeklinde yansıtılıyor.

DÜNYA UYGUR KONGRESİ VE RABİA KADİR: AMERİKANCI, EL KAİDECİ
Yalan haberlerin arkasındaysa Dünya Uygur Kongresi isimli kuruluş geliyor. Kuruluşun Doğu Türkistan İslami Hareketi isimli El Kaide bağlantılı yapılanmayla yakın ilişkileri olduğu bilinirken, kuruluşun içerisindeki Rabia Kadir gibi pek çok ismin ABD'de yaşadığı ve ABD ile yakın ilişkileri olduğu da biliniyor.

90lı yıllarda Çin hükümetinde çalışan ve Dünya Uygur Kongresi başkanı olduğunu söyleyen Rabia Kadir'in Çin'e sırtını dönmesi, eşi Sıddık Ruzi'nin ABD'ye gitmesi ve burada Radio Free Asia (Özgür Asya Radyosu) ve Voice of America (Amerika'nın Sesi) gibi ABD'li kuruluşlarda Çin karşıtı propaganda yapmasıyla başlıyor.



Uygurların anası, ABD’nin evladı
ilgilihaber.png

ÇİN KARŞITI PROPAGANDANIN KISA TARİHİ
Kadir de eşine katılarak ABD'ye gidiyor ve Doğu Türkistan İslami Hareketi ile de ilişkiye girerek Çin karşıtı propaganda faaliyetlerine başlıyor. 2009 yılında, Han etnisitesinden olanlarla Uygurların çatıştığı, polisin iki tarafa da müdahale ettiği olayları tek taraflı gösteren Kadir, aynı yıl gerçekleşen Şişou olaylarında çekilen başka bir fotoğrafın "Uygurlara yapılan zulüm" olduğunu iddia ederek basına sunmuştu.

El Cezire gibi pek çok basın kuruluşu bu fotoğrafı Kadir'in iddialarıyla birlikte verse de, sonradan fotoğrafın gerçek olmadığı ortaya çıkınca Kadir özür dilemek zorunda kalmıştı. Halkı kışkırtmaya çalıştığı söylenen Kadir iddiaları reddetse de, sonraki yıllarda da benzer faaliyetlerini sürdürdü.

UYDURMA FOTOĞRAFLAR
Son olarak Ramazan ayında düzenlenen bira festivalinden Uygurların rahatsız olduğu gibi iddialarla gündeme gelen Kadir'in ve Dünya Uygur Kongresi'nin başlattığı yalanlar ise artarak yayıldı. İşte Türkiye'den bu haberlerin yayıldığı gibi fotoğraflar:

komunistdiktator.png


80lerde çekildiği bilinen, ancak kaynağına dair pek çok tartışma olan bir fotoğrafı kullanan onedio.com sitesi, kaynak göstermeksizin Çin'in "halkı İslam'dan vazgeçirmek için her türlü yıldırma ve baskı yöntemi"ni kullandığını iddia ediyor.

Mao Zedung için "komünist diktatör" diyen site, İslami duyguları kışkırtmak için bilinen yöntemleri kullanıyor. Budizm ve Konfüçyanizm dahil tüm dinlere karşı tavır alan Çin Kültür Devrimi'nin ise İslamı özel olarak hedef aldığı öne sürülüyor.

changeorg.png


Aynı site üzerinden paylaşılan bir imza kampanyası ise, bir kadının boynuna tuğlaların asılı olduğu ve ölü bir kadın olan iki ayrı fotoğraf kullanıyor. Bu fotoğraflardan ilkinin Falun Gong inancına mensup olanlara yapılan işkencelerle ilgili bir çizim olduğu görülürken, ikincisinin de uzun yıllardır internette dolaşan bir otopsi fotoğrafı olduğu anlaşılıyor.

TÜRK MEDYASI BİLDİĞİNİZ GİBİ: TRAFİK KAZASINI 'KATLİAM' YAPTILAR
Benzeri otopsi fotoğrafları, trafik kazaları, cinayetler sanki "Doğu Türkistan" içerisinde yaşanmış gibi gösterilirek milliyetçi ve İslamcı duygular kışkırtılmaya çalışılıyor.

Aynı şekilde 7 Temmuz 2009'da Hürriyet, Milliyet, Posta, Radikal ve Sözcü gazetelerinin Çin'deki bir trafik kazasını yine "Uygur katliamı" olarak gösterdiği de biliniyor.



Katliam değil trafik kazasıymış!
ilgilihaber.png

burma.png


YALAN DA BİR YERE KADAR...
Yine onedio'da verilen bir fotoğraf, "Çinli yetkililerin", Uygurlu kadınların "kıyafetlerini yırttıkları" gibi kaynaksız iddialarla sunulurken, 10 milyon Uygur'un yaşadığı ülkede yetkililerin Uygurları gördükleri yerde "sorgulamadan öldürdükleri" de iddia ediliyor.

Bu fotoğrafın Burma'da çekildiği anlaşılırken, yine aynı şekilde İslamcı ve milliyetçi duyguların kışkırtılması amacıyla fotoğraf Çin'denmiş gibi gösterilmeye çalışılıyor. Fotoğraf'ın üzerindeki kaynağın ise siyah çizgi ile kapatılması dikkat çekiyor.



Medya Kim Jong Un haberleri uydurmaya doymuyor
ilgilihaber.png

falungong_ilustrasyonu.png


Sosyal medyada açılmaya başlayan ve yayılan pek çok fotoğrafın da benezr şekilde Uygurlarla alakasız ve kaynaksız olduğu görülüyor. Yukarıdaki fotoğrafın yine Falun Gong inancını taşıyanlara yapıldığı iddia edilen işkence biçimlerinden biri olduğu söylenirken, fotoğrafın 2004 yılından olduğu düşünülüyor.

İnternette bu tarz pek çok yalan haber ve kaynaksız fotoğraf ile "Doğu Türkistan'a dikkat çekme" amacı taşındığı iddia edilirken, pek çok kişinin "Çin zulmünü engellemek" için para topladığı da görülüyor. Toplanan paraların nereye gittiği ise bilinmiyor.

Çin'e yönelik uluslararası "kara propaganda"nın ise arttığı görülüyor. Çin hakkındaki son "vahşet" haberleri, oldukça kanlı olmasına rağmen kurban ritüelinden farklı olmayan köpek katliamlarıydı. Türkiye'de de birçok insan, bu ritüeli bahane ederek Çinliler hakkında ırkçı söylemler ortaya atmıştı.

http://haber.sol.org.tr/dunya/dogu-turkistan-yalanlari-ilgisiz-fotograflar-kaynaksiz-haberler-121049
 
evet sosyal medyada çok foto paylaşılıyor ama haber kaynağı fotoyu hangi kuruluşun muhabiri çekmiş hiç bi bilgi yok, orasıda kapalı kutu olduğundan ne doğru ne yalan bilemiyosun ama son paragraflarda dediği gibi para toplamak için yapıyor olabilir bazıları, ramzan ayından faydalanmak istiyor olabilirler
 
Sabah bende bu haberi okudum, iletişim çağındayız, artık o kadar kolay ki her şey .

İnsanların bu şekilde duyguları ile oynanması...

Ama en büyük hata yine bizde sorgulamadan her gördüğümüze inanmakta, yada işimize gelene inanmakta demek mi daha doğru olur...

Farkında mısınız bilmiyorum ama yazının bir yerinde Kadınlarkulübü.com sitesinden de bahsedilmekte... Okuduğumda dikkatimi çekmişti buraya eklemek istedim ama kaldı öyle, elinize sağlık siz yapmışsınız...
 
sabah biri paylaşmış iki idam edilmiş kız çocuğu resmi, haber linki yok, foto kime ait belli değil, fotoda bana eski geldi, ne bileyim şimdi ben gerçek mi yoksa algı mı yaratımaya çalışılıyor, ayrıca ben her sayfayı açtığımda ceset görmekten de bıktım
 
bunu dün gece okudum. evet çoğu resim başka yerlerden.
ama bu doğu türkistanda çinlilerin yaptıklarını yok etmiyor. yıllardır duyuyoruz.


iyi de canım bu nerden geldiği belli olmayan fotoları kullanıp yardım parası adı altında para topluyorlarmış

mesela dün bi grup istanbulda çin lokantası basıp garson dövmüş, bu bilgi kirliliğinin bize bi faydası yokki zararından ve insanların sömürülmesinden başka

ayrıca ben gerçekten facem de ceset görmekten bıktım

kk da bile haber sitesi değil bişey değil ama buna rağmen kaynaksız bişey paylaşamıyoruz
 
ÇİN KARŞITI PROPAGANDANIN KISA TARİHİ
Kadir de eşine katılarak ABD'ye gidiyor ve Doğu Türkistan İslami Hareketi ile de ilişkiye girerek Çin karşıtı propaganda faaliyetlerine başlıyor. 2009 yılında, Han etnisitesinden olanlarla Uygurların çatıştığı, polisin iki tarafa da müdahale ettiği olayları tek taraflı gösteren Kadir, aynı yıl gerçekleşen Şişou olaylarında çekilen başka bir fotoğrafın "Uygurlara yapılan zulüm" olduğunu iddia ederek basına sunmuştu.

El Cezire gibi pek çok basın kuruluşu bu fotoğrafı Kadir'in iddialarıyla birlikte verse de, sonradan fotoğrafın gerçek olmadığı ortaya çıkınca Kadir özür dilemek zorunda kalmıştı. Halkı kışkırtmaya çalıştığı söylenen Kadir iddiaları reddetse de, sonraki yıllarda da benzer faaliyetlerini sürdürdü.

UYDURMA FOTOĞRAFLAR
Son olarak Ramazan ayında düzenlenen bira festivalinden Uygurların rahatsız olduğu gibi iddialarla gündeme gelen Kadir'in ve Dünya Uygur Kongresi'nin başlattığı yalanlar ise artarak yayıldı.





şu bölüme bakalım. çin propagandası,
uygurlara pislik atmak. oldu. bende inandım
 
iyi de canım bu nerden geldiği belli olmayan fotoları kullanıp yardım parası adı altında para topluyorlarmış

mesela dün bi grup istanbulda çin lokantası basıp garson dövmüş, bu bilgi kirliliğinin bize bi faydası yokki zararından ve insanların sömürülmesinden başka

ayrıca ben gerçekten facem de ceset görmekten bıktım

kk da bile haber sitesi değil bişey değil ama buna rağmen kaynaksız bişey paylaşamıyoruz
bak yazsın. bunlar onlara ait değil,ama gelip burada zulumun hiç olmadığını gösterir nitelikte yazarlarsa ben bunda art niyet ararım
 
çinlinin olduğu yerde zulum vardır elbette, adı boşuna çıkmamış yüzyılar boyu, ama ne bileyim habersol un çinden ne çıkarı olcakta masum göstermeye çalışsın
ayrıca bizim insanımız duygusal, yanlış tepkiler veriyor, bu fotolarda bu tepkileri şiddetlendiriyor
 
çinlinin olduğu yerde zulum vardır elbette, adı boşuna çıkmamış yüzyılar boyu, ama ne bileyim habersol un çinden ne çıkarı olcakta masum göstermeye çalışsın
ayrıca bizim insanımız duygusal, yanlış tepkiler veriyor, bu fotolarda bu tepkileri şiddetlendiriyor
yanlış tepkilere karşıyım. masum insanlara saldırıyada. ama olanı yok etme çabasınıda anlamam..
 
ben nerdeyse 6 7 sene önce uygurlu kızların köylerden fuhuş için kaçırıldığını okumuştum. güzel oldukları için.
 
Ermenilerin soykırım fotoğrafları, filistin fotoğrafları, kürtler, pkk, ışid, çin zulmü, hepsi birbirine girmiş. Hiçbir zaman gerçekten ne olduğunu bilemeyeceğiz. Ve bzim gerçekten zulümlere karşı yapabileceğimiz bir şey yok. Politik oyunlar dönüyor. Halkı birbirine kızıştırıyorlar. Biz de burda kavga ediyoruz.
 
‘Yüz’leri bizde saklı röportaj
Zeynep BİLGEHAN - Fotoğraflar: Murat ŞAKA
5 Şubat 2015
27729895.jpg


Çin’in işgali altındaki Doğu Türkistan’dan kaçarak İstanbul’a gelen 500 Uygur Türkü, yaklaşık 1 ay önce Kayseri’de metruk vaziyette bulunan ve yıkım kararı olan polis lojmanlarına yerleştirildi.
Sığınmacı Uygur Türkleri yeni evlerinin kapılarını ilk defa Hürriyet’e açarak Doğu Türkistan’dan İstanbul’a kaçış hikâyelerini anlattı. Ama yüzlerini göstermeden ve adlarını saklayarak. Çünkü, tanınmaları halinde Çin yönetiminin geride kalan akrabalarına zarar vermesinden korkuyorlar. İşte binlerce kilometrelik kaçışın ve o insanların öyküsü:

1 MAHALLE 2 DEV BAYRAK

Kayseri’nin Melikgazi ilçesinde, Maliye Bakanlığı’na ait Şeker Mahallesi’nde eski ve bakımsız görünen lojmanların arasında dev 2 bayrak dalgalanıyor. Biri kırmızı beyaz Türk bayrağı, diğeriyse mavi beyaz (Gök bayrak) Doğu Türkistan bayrağı. Burası, Kayseri’nin 2’nci Uygur Türkü mahallesi... Kayseri, ilk defa 1950’lerde Çin’den kaçarak Türkiye’ye sığınan Uygur Türkleri’ne ev sahipliği yapmıştı. Bu yıl başında yürürlüğe giren ve Doğu Türkistan’daki insanların ibadetlerini anayasal suç kapsamına sokan düzenleme nedeniyle son birkaç ayda Uygur Türkleri yeniden yoğun dalgalar halinde göçe başladı. Uygur Türkleri’nin göç etmek istedikleri ülkelerin başında da Türkiye geliyor. Dünya Uygur Kongresi Başkan Yardımcısı ve Doğu Türkistanlılar Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Seyit Tümtürk, geçen ay Çin’den kaçarken Tayland’da yakalanıp tutulan 367 kişi olduğunu, yakalanmadan Türkiye’ye ulaşabilenlerin bir kısmının devlet yardımıyla Türkiye’ye getirildiğini ve yaklaşık 1 ay önce Kayseri’ye yerleştirildiğini açıklamıştı. Biz de Kayseri’ye gelen Uygur Türkleri’nin kapısını çaldık.

İŞ YOK, NAMAZ YASAK

Lojmanların yeni sakinleri bizimle konuşmayı kabul ediyor ama Çin yönetiminin, geride kalan akrabalarını gözaltına almasından çekindikleri için isimlerini ve yüzlerini saklı tutmak istiyorlar. 90 ailenin barındığı binalar bakımsız görünüyor ama evlerin içi iyi dekore edilmiş. 3 odalı bir evin geniş salonunda birkaç ay önce geldiği için Türkçe konuşabilen biri bize yeni gelen arkadaşlarını tanıtıyor. Çoğu kasap ya da aşçı. Aksu, Kaşgar gibi farklı farklı şehirlerden geliyorlar. Bir kısmı ailesiyle gelmiş. Diğerleriyse gelecek akrabalarının yolunu gözlüyor. Çin’den neden ayrıldıkları sorusunu, “Doğu Türkistan’da sıkıntımız çoktu. Dükkanlarımızda kendi imalatlarımızı, helal gıdalarımızı satmamıza izin vermiyorlardı. İş imkanımız yok. Namaz kılmak yasak. Örtülü kadınların zorla başını açıyorlar. Polis sürekli ‘Sen devleti bölmek istiyorsun!’ diye bizi gözetim altında tutuyor. Çocuklarımıza örf ve adetlerimizi öğretemiyoruz” diye cevaplıyorlar.

27729894.jpg


5 BİN DOLARDAN BAŞLIYOR

Ancak Çin’i terk etmek kolay değil. Doğu Türkistan’dan nasıl ayrılabildiklerini şöyle anlatıyorlar: “Pasaport için ancak 50-100 bin dolar rüşvet vermek gerekiyor. O zaman da alıp almayacağınızın garantisi yok. Zaten alsanız da Türkiye’ye gelmek kolay değil. Türkiye vize verse de Çin sizi dışarı çıkarmıyor. Bu nedenle Doğu Türkistan’dan önce 250 dolar verip kamyonların arkasında işçiymiş gibi Çin’in kıyı şehirlerine geçiliyor. Şoförler, durduran polislere rüşvet veriyor. Sınırda Tayland ve Kamboçya gibi komşu ülkelere geçirecek yeni insan kaçakçılarıyla anlaşılıyor. Kaçakçılar 5-10 bin dolar karşılığında ormanın ve dağların içinden ya yürüyerek ya da katırlarla Malezya’ya geçiriyor. Yol yaklaşık 15-20 gün sürüyor ve ölenler olabiliyor. Malezya’dan İstanbul’a ise devletin yardımıyla, uçakla geldiklerini söylüyorlar. Hâlâ kaçmaya çalışan akrabaları olduğu için bu rotayla ilgili daha fazla detay vermek istemiyorlar.

SON DURAK KARDEŞ TÜRKİYE

Avrupa’ya kaçmak için ara istasyon olarak kullanan çoğu sığınmacının aksine Türkiye, Uygur Türkleri için son durak. Bunun sebebini, “Bizi Türkiye’den başka yer almaz” diye açıklıyorlar: “Örneğin Suudi Arabistan ikamet izni olmayınca Çin’e geri gönderiyor. Türkiye en yakın kardeş ülke olarak bize kucak açıyor. Havaalanında İstanbul’a geldikten sonra havaalanında fotoğrafımızı yapıştırıp kağıt veriyorlar. O kağıtla ikamet başvurusu yapıyoruz.” Ancak İstanbul’dan sonra kendilerine sahip çıkılmadığından şikayetçiler. Zaten Kayseri’ye bu nedenle gelmişler: “Bir süre akrabalarımızda kaldık ama tek evde 3-4 aile yaşıyorduk. Bu inancımıza uygun değildi. Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği’ne başvurduk ve onların girişimleriyle Kayseri’ye geldik.” Şimdi Kayseri’de olmaktan çok mutlular. Geniş evlerde ‘namahrem’ sorunları hallolmuş. En büyük destekçileri Kayseri Ülkü Ocakları. Genel Sekreter Müjdat Şahin sık sık Uygur Türkleri’nin kaldığı lojmanları ziyaret ederek ihtiyaçlarıyla ilgileniyor. Gelenler de Kayseri’nin misafirperverliğinden memnun: “Allah razı olsun Kayseri çok güzel. Memlekette durum çok kötüydü. Şimdi özgürce 5 vakit namazımızı kılabiliyoruz” diyorlar. Kayseri’de bir Uygur restoranı açmayı düşünüyorlar. Bir sonraki eğitim döneminde çocuklar da okula başlayacak.

Onlar kaçamadı

GEÇEN yıl mart ayında Çin’den kaçıp Malezya’ya gitmeye çalışırken Tayland’ın güneyinde yakalanan 360 Uygur Türkü halen ülkenin güneyindeki göçmen cezaevinde gözaltında tutuluyor. Dünya Uygur Kongresi Başkan Yardımcısı ve Doğu Türkistanlılar Derneği Genel Başkanı Seyit Tümtürk, tutuklu Uygur Türklerini geçen ay ziyaret etmiş ve Çin’e iade edilmesi halinde bir çoğunun idam, bir çoğunun da müebbet hapse mahkûm edileceğini söylemişti. Tümtürk, Çin’den kaçan Uygur Türkleri için ilk girişimi Türkiye’nin yaptığını belirterek, “Çin yönetiminin Tayland hükümeti üzerindeki ağır baskısı ve bu konudaki hassasiyeti, kardeşlerimizin Türkiye’ye getirilişini maalesef engelliyor. 100’ün üzerinde kadın ve çocuklardan oluşan 360 mülteci kardeşlerimiz, halen Bangkok ve Hatyai bölgelerindeki cezaevinde tutuluyor. Tayland hükümetinden kardeşlerimizi serbest bırakarak, Türkiye’ye göndermelerini bekliyor ve istiyoruz. Türkiye’nin bu yönde çabaları var” demişti.
 
Ben zaten inanmiyordum bu fotolara ama zulum gorduklerini biliyorum. Kac kisi budistler tarafindan olduruluyor, bunun haberini yapmiyorlar.
Ayrica her ramazan ayinda Israil Filistine saldirdi diye gosterilen fotolar hep ayni hep ayni...
 
evet geçen gün de vietnam dilinde konuşulan bir videoyu çinde yapılan zülüm diye paylaşıyorlardı.
Millet her gördüğü çekik gözlü şiddet resmini videosunu çinde yapılan zulüm diye paylaşmaya başladı son günlerde.
Yine ne amaçla bunlar yapılıyor bilmiyorum.
Ama burada kürtler ve kürdistan ne ise maalesef çinde de uygurlar o şekilde. Sürekli amerika tarafından kışkırtılıyorlar. Çinliler uygurlulara baskı yapmıyor mu, maalesef yapıyor ama uygurluların islami teröre destek verdiğini de unutmayalım.
Bu tamamen çin ve uygurlular arasında halledilmesi gereken bir mesele.
İnternette aratın Türklerin kürtlere yaptığı işkenceler diye ellibin tane video gelir o videoyu izleyenler de aynen sizin düşündüğünüz gibi yahu türkler herhalde yatıp kalkıp kürtlere işkence yapıyorlar diye düşünür.
Bilinçli olarak yapılan şeyler bunlar. Biraz uyanık olmak lazım.
Akrabalık olayına gelince türklerle uygurlular arasındaki akrabalık hollandalılarla amerikalılar arasındakinden bile uzaktır tahminim.
 
evet geçen gün de vietnam dilinde konuşulan bir videoyu çinde yapılan zülüm diye paylaşıyorlardı.
Millet her gördüğü çekik gözlü şiddet resmini videosunu çinde yapılan zulüm diye paylaşmaya başladı son günlerde.
Yine ne amaçla bunlar yapılıyor bilmiyorum.
Ama burada kürtler ve kürdistan ne ise maalesef çinde de uygurlar o şekilde. Sürekli amerika tarafından kışkırtılıyorlar. Çinliler uygurlulara baskı yapmıyor mu, maalesef yapıyor ama uygurluların islami teröre destek verdiğini de unutmayalım.
Bu tamamen çin ve uygurlular arasında halledilmesi gereken bir mesele.
İnternette aratın Türklerin kürtlere yaptığı işkenceler diye ellibin tane video gelir o videoyu izleyenler de aynen sizin düşündüğünüz gibi yahu türkler herhalde yatıp kalkıp kürtlere işkence yapıyorlar diye düşünür.
Bilinçli olarak yapılan şeyler bunlar. Biraz uyanık olmak lazım.
Akrabalık olayına gelince türklerle uygurlular arasındaki akrabalık hollandalılarla amerikalılar arasındakinden bile uzaktır tahminim.
canım şu an işid katliam yapıyorki,müslüman yada değil,dindar yada değil,sonuçta bir canlıya işkence yapılıyor,masum çocukların günahı ne devletlerin güttüğü politikalar yüzünden allah bildiği gibi yapsın
 
Gönül ister di ki yalan olsun başka şey olsun ama yalan değildir onlar intikam peşindeler arkadaşlar
Oruç tutamadıkları namaz kılamadıkları ezan okutulmadığı ölenler hep yalan bende yalan olsun isterdim ama cryticin dediği gibi tepki çok üstü kapatılacak yalan mı ben inanamıyorum yalan olmasında temenni ederim ama :KK43:
Bu arada ceset diye yaklaşımlarınızı da kınadım kusura bakmayın onlar Müslümanlar ve türkler lütfen mübarek gün böyle yazmayın görmek istemiyorsanız girmessiniz facede gözrmessiniz
 
X