Bu haber sizce doğru mu?

bahsettiğin kişi ışılay saygın mı ,ben de adını hatırlamıyordum şimdi biraz araştırdım internetten ,'aileler kızlarını bekaret kontrolüne götürmeli ,birkaçı intihar etse de önemi yok ben 52 yaşındayım ve hala bakireyim' demiş.

İşte kadına verilen değer bu maalesef bu ülkede.Birkaç hafta önce bir konu vardı da arkadaşlar beni topa tutmuşlardı ben Türkiyeye gelmek isteyen birine başına gelebilecekleri anlatmaya çalışırken.

52 yasında ve hala bakıresı olması onun sorunu yada onur kaynagı kendınce... ıntıhar etsede onemı yokmu, anne olmadıgı ıcın boyle konusmus sanırım .. turkıyede adamlar herseyı yapar sonra bakıre kız ararlar sonra karısını terkedıp baska kadınlarla kacarlar ... acayıp ...
 
Bu ülkede ne zaman kadınların bacak aralarından daha önemli işler olduğu anlaşılacak o zaman ilerleyebileceğiz..

Mesela bilim,eğitim,teknoloji,uzay,tıbbi araştırmalar...Savunma sanayii,toplumun gelişimi,ilerlemesi.... :KK14:

Biz de eski Türk filmlerinde ki kadınların dekoltesini buzlamaktan öteye geçemedik.. :KK14:
kadınlı erkekli cinsel sorunları olan bir toplum olduğumuzdan bu şekilde dışa vuruyor bence milletin aklı fikri uçkurda kadınların bellerinden yukarısı anlam ifade etmiyor
 
kadınlı erkekli cinsel sorunları olan bir toplum olduğumuzdan bu şekilde dışa vuruyor bence milletin aklı fikri uçkurda kadınların bellerinden yukarısı anlam ifade etmiyor

Kesinlikle doğru... :KK14:

İşin kötü yanı bu gidişat gün geçtikçe daha da bozuluyor.. Yani ne devir değişmesi,ne eğitim,ne yönetenler düzelmiyor!! Sonumuz nedir bilemiyorum..

Erkek egemen toplum diye bunlar oluyor diye kızıyordum ama kadınlar hiç de altta kalmıyorlar,maalesef...

Ne biçim bir ülkede yaşıyoruz yaa... Midem kaldırmıyor artık!! :KK47: :KK47:
 
Kesinlikle doğru... :KK14:

İşin kötü yanı bu gidişat gün geçtikçe daha da bozuluyor.. Yani ne devir değişmesi,ne eğitim,ne yönetenler düzelmiyor!! Sonumuz nedir bilemiyorum..

Erkek egemen toplum diye bunlar oluyor diye kızıyordum ama kadınlar hiç de altta kalmıyorlar,maalesef...

Ne biçim bir ülkede yaşıyoruz yaa... Midem kaldırmıyor artık!! :KK47: :KK47:

Eğitimsizlikten kaynaklanıyor dıyecegım ama bu kurtaj konusundakı doktorun yaptıgını hatırladıkca egıtımınde bızım toplumumuzdakı su cehaletı yok edemeyecegını neyazıkkı bırkez daha anlıyorum:KK47:
 
"Kürtajın, narkoz, sakinleştirici, hatta ağrı kesici bile verilmeden yapılmasını, devletin kadınları bir tür “cezalandırma” şekli olduğunu düşünüyorum. “Benim bedenim, benim kararım diyorsunuz öyle mi? Alın size!” demek bu."
 
bahsettiğin kişi ışılay saygın mı ,ben de adını hatırlamıyordum şimdi biraz araştırdım internetten ,'aileler kızlarını bekaret kontrolüne götürmeli ,birkaçı intihar etse de önemi yok ben 52 yaşındayım ve hala bakireyim' demiş.

İşte kadına verilen değer bu maalesef bu ülkede.Birkaç hafta önce bir konu vardı da arkadaşlar beni topa tutmuşlardı ben Türkiyeye gelmek isteyen birine başına gelebilecekleri anlatmaya çalışırken.


çok doğru söylemişsin sadece erkekler değil kadınlar da kadınları suçluyor hatta erkeklerden daha çok üstüne geliyorlar. o konuyu bilmiyorum ama ne söylemişsen az bile söylemişsindir bizim toplumda namus diye bir olgu yok. o yalan. bizim millet güce tapınır güçlüyü sever kadınları sevmezler savunmazlar çünkü kadın ezilendir güçsüzdür haksızlığa uğramıştır ezileni savunurlarsa kendileri de ezilir diye korkarlar, ilginçtir mesela toplum transfobiktir fuhuştan başka çaresi olmayan travestilere ateş püskürürler çoğunun canlarına kastederler pazarlıkta anlaşamadıkları zaman ama mesela Bülent Ersoy' u çılgınca alkışlarlar, çünkü o güçlü,zengin, hamileri var, ee biraz da her hükümete yaranır biri olduğundan hükümetler de ona ilişmediğinden gücünden birşey kaybetmez haliyle bu güç seviciler de onu alkışlarken yol kenarındaki travestiyi ezerler, sadece bir örnek Bülent Ersoy da haksızlığa uğrasın falan demiyorum bu adaletsizliğe kızıyorum sadece. dediğim gibi hep güçlüden yana olan ikiyüzlülük bunlara sebep. şimdi bu şekilde bir mantaliteye sahip insanların çoğunluğu oluşturduğu bir toplumun ahlak anlayışı var mıdır yoktur bence
 
"Kürtajın, narkoz, sakinleştirici, hatta ağrı kesici bile verilmeden yapılmasını, devletin kadınları bir tür “cezalandırma” şekli olduğunu düşünüyorum. “Benim bedenim, benim kararım diyorsunuz öyle mi? Alın size!” demek bu."

işkence gibi ya ne etik olarak ne ahlaken nede dinen boyle bırsey dogru degıldır ya ..
 
yadoguma gidip o can havliyle bagıran kadınlara bagıran cagıran azarlayan hemsirelerin ve doktorların varlıgını duyduktan sonra sunu anlıyorum ki bu ulkede üremek için veya değil kadın dediğin sevişmeyecek arkadasım.

çoğalacaksak bile ne bileyim sporla,bölünerek falan çoğalalım.
 
bu konuya başka bir yerdede yorum yaptım burdada gördüm ..
bazı doktorlar gerçekten saygısız ... bir keresinde cildiyeye gittim .kadın proftu .. yüzüm kızarıyordu sürekli .. kılcal damarlarım belirgin beyaz tenliyim .neyse muayneye gittim .. minicik bir etek giymiş kadın şişman birşey .. neyse orası beni ilgilendirmiyor .baktı yüzüme inceledi .. sonra ilaç yazdı ..kafasını bile kaldırmıyor .soruyorum cevap vermiyor ....
bir taneside göz doktorumdu ..ameliyat oldum resmen içime düştü adam ..asılıyor yılışık birşey .. yani ben anlamıyorum insanlar bu özgüveni nerden alıyor ...
birde sen diye hitap etmeleri çok çirkin buluyorum .özel hastaneye giderim hep hiç devlete gitmedim devlete gitmeye korkuyorum çünkü duyduklarımdan ...
özelde bile sen diyorlar .ben siz diyorum o sen diyecek illa .seni ders almaya gelmiş öğrenci gibi görmeleri ne oluyor acaaba ...
 
ilk defa Ayşe Arman'ın yazısıyla duydum Devlet hastanelerinde kürtajın uyuşturulmadan yapıldığını....Bir de bunun eskiden beri olan bir uygulama olması ve şimdiye kadar hiç bir şekilde duyulmaması, şikayetçi olunmaması daha da şaşırtıcı.....Bilmediğimiz kimbilir daha ne vahşetler oluyor gerçekten ürktüm.....
 
ilk defa Ayşe Arman'ın yazısıyla duydum Devlet hastanelerinde kürtajın uyuşturulmadan yapıldığını....Bir de bunun eskiden beri olan bir uygulama olması ve şimdiye kadar hiç bir şekilde duyulmaması, şikayetçi olunmaması daha da şaşırtıcı.....Bilmediğimiz kimbilir daha ne vahşetler oluyor gerçekten ürktüm.....

Burası Türkiye insanlara özellikle kadına verilen değer belli oyüzden şaşırmamamız lazım ama duygusal kimliğimiz ağır basıyor yine şaşırıyoruz..
 
merhaba arkadaşlarım,
sizlerle sabah gördüğüm tüylerimi diken diken eden bir haberi paylaşmak istiyorum. Çok kötü oldum sizce bu birebir doğru mudur?Doğru ise gerçekten yazık bizim toplumumuza , çok yazık!!!!

.


DEVLET HASTANESİNE GİTMEK ZORUNDA KALAN BİR ÇOK KADININ YAŞAMAK ZORUNDA KALDIĞI BİR MUAMELE. KADININ ANLATTIKLARI TÜRKİYE ORTAMINDA OLDUKÇA TANIDIK. DOĞUM YAPMAYA GİDEN KADINA DA AYNI EZİYETİ VE SÖZLERİ SÖYLÜYORLAR . PARAN YOKSA GÖZÜME GÖRÜNME MANTIĞI. TABİ AKP'NİN KÜRTAJ ŞOVUYLA DA BİRAZ DAHA CESARET VERMİŞ OLMASI DA OLASI...

Kadın doktor kürtaj olmak isteyen hastasına narkozsuz kürtaj yaptı.
Hürriyet gazetesi yazarı Ayşe Arman bugünkü köşesinde okuyanı altüst eden bir kürtaj hikayesine yer verdi. Devlet hastanesinde narkozsuz kürtaj edilen Eda K.B.'nin hikayesinin anlatıldığı mektupta tüyleri diken diken ifadeler yer alıyor. Kürtaj olduğu için doktorun kendisini cahillikle suçladığını, "kocanın altına yatmayı biliyorsunuz ama.." şeklinde hakaret içeren cümleler kurduğunu yazan Eda K.B., kürtaj olanları cezalandırmak için devlet hastenesinde narkozsuz kürtaj uygulandığını iddia etti.

İşte o mektup:

'İÇİMİZ ÇOK ACISA DA ALDIRMAYA KARAR VERDİK'
İki evladım var, 37 yaşındayım. Eşimle korunmamıza rağmen bir şekilde hamile kaldım. “Olurdu olmazdı” derken, içimiz çok acısa da, aldırmaya karar verdik. Çok zor bir karardı ama yaptırmak zorundaydık. Maddi olarak üçüncü bir çocuğu büyütmemiz, yetiştirmemiz mümkün değil. Çocuk demek para demek. Yok böyle bir imkânımız.


'KÜRTAJ OLMAK 750 LİRADAN BAŞLIYORMUŞ'
Böyle sakin yazdığıma bakmayın. Geçen hafta hamile olduğumu öğrenince şok yaşadım. Eşim de, en az benim kadar perişandı. Hemen fiyatları araştırmaya başladık, kürtaj olmak 750 liradan başlıyormuş, dedik ki, “Devlet hastanesine gidelim...”

'DOKTOR AÇTI AĞZINI YUMDU GÖZÜNÜ'
Salı günü bir devlet hastanesinin Aile Planlama Merkezi’ne gittim. Ultrasona aldı doktor beni. Evet, bebek vardı. Kadın doktor açtı ağzını yumdu gözünü, “İlkokul mezunuyla üniversite mezunu arasında en ufak bir fark yok. Hepiniz aynısınız!” dedi. Hekimlikten ve hasta psikolojisini anlamaktan uzak, sadece kişisel egosunu tatmine dayalı bir sürü söz sarf etti. Hiç cevap vermedim, vermek de istemedim, çünkü benim üzüntüm bana yetiyordu.

'ETEK TIRAŞI OL, BANYO YAP'
Perşembe gününe randevu verdi. Gelirken etek tıraşı olmamı, banyo yapmamı ve bir de etek getirmemi söyledi. Tuhafıma gitti. “Ha bir de gelmeden, mutlaka bir şeyler ye!” dedi. Oysa narkoz alacağımı düşündüğüm için, “Bu doğru olmaz!” diye geçirdim aklımdan.

‘KOCANIN ALTINA YATMAYI BİLİYORSUN AMA’
Perşembe sabahı erkenden kalktım ve hazırlandım, eşimle yola koyulduk. Saat tam 08.45’te hastanedeydik. Eşimi bekleme salonuna aldılar, beni de başka bir bölüme. Odada 4 kadın dık. Bir saat kadar bekledikten sonra doktor hanım geldi. Sanki çocuklarıymışız gibi, “Geçin bakim şuraya” dedi, geçtik. Üreme sistemini anlattı. Sonra da verdiği bilgilerin pekiştiğinden emin olmak adına, “Neyle korunacaksın bundan sonra?” gibi sorular sordu. Cevap veren kadına, “Madem öyle, bunu daha önce niye yapmadın?” dedi. Kadın, “Kocam...” diye geveleyince “Altına yatmayı biliyorsun ama” diye azarı bastı.

ODADAN ÇIKAN KADINLARIN YÜZÜNDEKİ DEHŞET İFADESİ
Sonra bizi ranzaların olduğu bir odaya aldılar. 4 yatak vardı 4’ü de birbirinden leş, camlar açık. Eteklerimizi giymemiz söylenince, hiç tanımadığım kadınların önünde soyundum, iç çamaşırımı çıkardım, eteğimi giydim ve sıramı beklemeye başladım. Kadınları tek tek, başka bir odaya alıyorlardı. Meğer en korkunç şey o odada yaşanacakmış da, haberim yokmuş! Ben en sonuncuydum. Odadan çıkan her kadının yüzünde dehşet ifadesi vardı ve kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. Sıra bana geldi.

NARKOZSUZ KÜRTAJ
Odaya girdim. O odanın da camı açıktı, jinekoloji masası da camın yanındaydı. Uzanmam söylendi. Ben hâlâ saf bir şekilde narkozcu bekliyorum. “Herhalde bir narkozitör gelip beni uyutacak” diyorum. Masanın hemen yanında ağzı açık bir tıbbi atık çöp kovası var, içi de kanlı gazlı bez ve pamuk dolu, ona bakıyorum. Bu arada, odanın kapısı açık hasta mahremiyeti yok, isteyen istediği gibi girip çıkıyor. “Allah’ım ben n’apıyorum burada? Bu insanların arasında işim ne?” demeye kalmadan, bir spekülümün kabaca içime yerleştirilmesiyle irkildim. Meğer kürtaj yaparken ne narkoz, ne sakinleştirici, ne de ağrı kesici hiçbir şey vermiyorlarmış!

'BEBEĞİMİ, BEN KENDİMDEYKEN VAKUMLADILAR'
O an yaşadığım bedensel ve duygusal travmayı asla unutmayacağım. Ağlamaya başladım. Ki ben ketum bir insanım kolay kolay ağlamam ama rızam da olsa, gözümün önünde bebeğimin alınması, kocaman bir aletin bebeğimi ben kendimdeyken vakumlaması...

'HER ŞEYDEN NEFRET ETTİM'
Beni çok sarstı. Her şeyden nefret ettim. Kendimden, eşimden, çaresizliğimizden, bunu bana yapan insanlardan, maruz kaldığım bu iğrençlikten, bu zihniyetten... Beş dakika kadar sürdü. Masanın kenarlarını sıkmaktan avuçlarımın içi acıdı, morardı. Ayağa kalktığımda titriyordum. Kendimi tecavüze uğramış gibi hissediyordum. Zaten duygusal olarak, orada tecavüz ettiler bana.

'DEVLET KADINLARI BÖYLE CEZALANDIRIYOR'
Yaşadıklarımı şimdi değerlendirdiğimde... Kürtajın, narkoz, sakinleştirici, hatta ağrı kesici bile verilmeden yapılmasını, devletin kadınları bir tür “cezalandırma” şekli olduğunu düşünüyorum. “Benim bedenim, benim kararım diyorsunuz öyle mi? Alın size!” demek bu. Başka yerlerde, tür acı deneyimler yaşayan kadınlar var mı bilmiyorum. Ben yaşadıklarımı paylaşmak istedim, belki konu dikkatini çeker, yazarsın ve bu sayede bazı şeylerin değişmesine vesile olursun... Sevgiler. (Eda K.B.)
şeklinde birebir kopyaladım arkadaşlarım size..

Bu ülkedeki en büyük işkenceci doktorlardır
 
X