Aşı nedir? Ne İşe Yarar?
Aşılar Hakkında Genel Bilgiler
Burada yazılanlar çocuk sahibi kişiler ile bu konuda bilgi sahibi olmak isteyenler içindir. Bu nedenle olabildiğince detaylı ve herkesin anlayabileceği şekilde anlatılmıştır.
Aşıları anlayabilmek için öncelikle bağışıklık sistemini anlamak gerekir. İnsan vücudu mükemmel bir yapıdır ve amacı her koşulda yaşamını yani kendisini korumaktır. Güneş ışınlarına maruz kalınca tenimizin koyulaşması, nefes borumuza bir şey kaçınca öksürmemiz hep bunun bir sonucudur.
Bazı hastalıkları (kabakulak,kızamık, suçiçeği gibi) bir kez geçirdikten sonra tekrar geçirmeyiz. Peki nasıl oluyor da bir kez kızamık geçirdikten sonra ikinci bir kez kızamık geçirilmiyor. Bu sorunun cevabı ancak bağışıklık sistemi ile izah edilebilir. Buna tıp dilinde aktif doğal bağışıklık denir. Hastalığı geçirirken vücudumuz bu hastalığın mikrobunu yenebilmek bir uğraş verir, bazı hücreler üretir (antikor) ve bunlar aracılığı ile onu yener. Bundan sonra da kanımızda bu mikrobu tanıyan hücreler kalır. Tekrar ayni mikropla karşılaşınca onu tanıyan hücrelerimiz hızla artışa geçerek hemen o mikropları bertaraf eder. Bu mekanizma ile geçirilen bazı hastalıkları tekrar geçirmemiz önlenmiş olur. Ayni olayı yani mikropları tanıyan hücreleri hastalığı geçirmeden oluşturmak için aşılama işlemi yapılmaktadır. Buna da tıp dilinde aktif edinsel bağışıklık deniliyor.
Aşılamada amacımız kanda hastalık mikrobunu tanıyan, onunla karşılaşınca onu bertaraf edebilen hücreleri hastalığı geçirmeden sahip olmaktır. Aşılamanın bu kolaylığı yanında her hastalık her zaman zararsız bir şekilde geçirilemez, bazen hastalık çocuk felci örneğindeki gibi kişiyi öldürebilir veya sakat bırakabilir. Hiçbir hastalığı geçirmek aşılanmaktan daha zararsız ve hafif olamaz.
Aşının Etkisiz Kaldığı Durumlar :
Aşılarda anlaşılması gereken diğer bir konu da oluşturulması istenilen bağışıklık her zaman kesin değildir. Yani bir kişi aşılanmış olmasına rağmen hasta olabilir. Bunun olmaması için bir çok özelliğin bilinmesi gereklidir.
Bunları maddeler halinde inceleyelim.
Her aşının kendi özelliğinden, üretiminde kullanılan teknolojiden kısaca kalitesinden gelen bir koruyuculuk yüzdesi vardır. % 100 yakın koruyuculuğu olan aşılar olduğu gibi % 60 civarında da olanlar vardır.
Aşıların istenen etkiyi sağlayabilmesi için belirli bir program doğrultusunda yapılması gereklidir. Bu programlar yapılan araştırmalar sonucunda zaman içersinde bazı değişiklikler gösterebilir veya her ülkenin kendi özel konumundan dolayı farklılıklar olabilir. Bazen bilgisizlikten, bazen ticari amaçlarla bazen de kişinin özel durumundan kaynaklanan sebeplerle programlar değişebilir. En doğru program yoktur. Bilimsel olarak günümüzün en yeni bilgileri ve kişinin durumuna uygun programlar ayni amaca ulaşmak için uygulanmalıdır.
Aşıların üretimden kişiye yapılmasına kadar geçen süre içersinde kuralına uygun şekilde taşınmalı ve saklanmalıdır. Bu +2 ila +8 derecelik ısı ortamının korunmasıdır. Bu sürecin herhangi bir aşamasında soğuk zincir denilen sistem korunamazsa aşı etkinliğini yitirir. Örneğin bir eczaneden satın alınan aşı soğuk zincir içersinde, ortam ısısı korunarak taşınmadığı takdirde etkisizleşecektir. Kutunun üzerinde yazılı olan son kullanma tarihi kuralına uygun şekilde saklandığı takdirde geçerlidir.
Aşılar kullanılacak koşullara göre üretilirler. Yani ayni anda çok sayıda kişiye aşı yapılacaksa toplu ambalaj yapılır. Bu birim maliyeti düşürmek içindir. Küçük bir şişeye 20 veya 50 doz gibi miktarlarda konulur. Küçük bir şişede bu kadar doz aşı olması taşıma, saklama gibi kolaylıkları yanında fiyat yönünden oldukça avantajlıdır.
Bu şekildeki aşılar Sağlık Ocağı, Ana-Çocuk Sağlığı Merkezi gibi ayni anda çok sayıda kişiyi aşılama kapasitesine sahip birimler içindir. Fakat bu aşıların özelliği şişesi açıldıktan sonra birkaç saat içersinde tüketilmeleri gerekmesidir ve belirli bir süre (Genellikle 4 - 8 saat) içersinde tüketilmese de imha edilmelidir. Aksi takdirde etkinliği kaybolmaktadır.
Kısa sürede çok sayıda kişiyi aşılama imkanı bulunmayan yerler için de genellikle tek dozluk (bazen 5 dozluk) aşılar mevcuttur. Fakat bunlar fiyat açısından diğerleri kadar ekonomik değillerdir. Bilgisizlik veya ticari nedenlerle kurallara uyulmaması aşıların etkinliğinin yok olmasına sebep olabilir.
Aşı yapılacak kişinin sağlık yönünden aşı yapılmaya uygun durumda olması gereklidir. Bazı tedaviler, hastalıklar aşı yapılmasına engel oluşturur. Bazı aşılar bu durumda istenilen etkiyi sağlayamazlar.
Aşıların yapılma teknikleri vardır. Bunlar hastaya uygulanması gereken şekilleri içerir. Ağız yoluyla veya iğne ile cilt içi, cilt altı ve adale içi uygulanır. Tekniğine uygun yapılmayan, yani cilt içi yapılması gereken bir aşının adale içersine yapılması istenen etkinin sağlanmamasına hatta istenmeyen etkilere yol açabilir. Hatta adale içi yapılacak olan aşılarda omuz veya kalça adaleleri arasında bile etki farklılıkları vardır.
Bütün aşıların belirli dozları vardır. Yani kişiye göre verilmesi gereken miktarlar değişiklik gösterir. Uygun miktarda yapılmamış olması aşının istenilen koruyuculuğun sağlanmamasına yol açabilir.
Aşı uygun yapılmasına karşın etkisizleşebilir. Ağızdan verilen Polio (Çocuk Felci) aşısı klora karşı dayanıksızdır. Aşıdan kısa bir süre sonra su içirilmesi veya beslemek aşıyı etkisiz hale getirir.
Bu anlatılanlar aşıların yapılmasına karşın yeterli koruyuculuğun sağlanmamasının nedenlerini açıklamaya yönelik bilgilerdi.
Bunların yanında aşılar hakkında bilinmesi gereken başka konular da vardır.
Bunlar;
Kişiler bulundukları ülkenin gerçeklerine göre aşılanırlar. Aşılamalar ülkelere göre değişiklikler gösterir. Bazı ülkelerde bazı hastalıklar hiç görülmediği için aşısı da yapılmamaktadır. Bazı ülkelerde de belirli yörelere özgü hastalıklar vardır. Kişiler aşılandıkları bölgeden başka bir yere geçici veya kalıcı olarak giderken bu durumu göz önünde bulundurmalıdır. Ülkemiz için önemli olan Verem, Boğmaca aşıları bir çok ülkede yapılmamaktadır.
Kişiler aşısını olmadıkları hastalıklara karşı aşılı olduklarını sanmaktadır. Bu genellikle sağlık personelinin insanlara doğru bilgi vermemesinden kaynaklanmaktadır. Sanıldığından çok daha sık olan bu durumu örneklersek daha iyi anlaşılacaktır.
Gerçek adı HIB (Heamufiluz Influenza Tip B) olan aşı sağlık personeli tarafından menenjit aşısı olarak isimlendirilmekte ve maalesef herkes tarafından da öyle bilinmektedir. Aslında menenjit aşısı ismi net olarak yanlış da değildir ama menenjit aşısı olarak başka aşılarda vardır, Meningokok aşısı gibi. Ayrıca menenjit hastalığı meningokok, tüberküloz, virüsler gibi değişik etkenler sonucunda oluşur. HIB aşısı kendi adı ile anılmalıdır.
Çocuğuna HIB aşısı yaptırmış olan bir anne çocuğunun gittiği okulda menenjit hastalığı (Örneğin Meningokoksik menenjit ) görülmesi üzerine çocuğuna aşısını yaptırdığını düşünerek çok rahat etmekte bunun yanında ayni okuldan bir başka çocuğun annesi de panik halde gidip menenjit aşısı olarak HIB aşısını çocuğuna yaptırmaktadır. Bu iki anne de yanlış bilgilendirme sonucu yanlış yapmaktadır. ( Bu konuda detay bilgi her aşının açıklamasında anlatılacaktır)
Diğer bir yanlış bilgilendirme de aşı yapılan yerlerden kaynaklanmaktadır. Çocuğunu aşılatmak için bir yere düzenli olarak götüren anneler net olarak hangi aşıların yapıldığını bilmemektedirler. Bir gün onlara çocuklarının bütün aşılarının bittiği bildirilmekte ve anne de gönül rahatlığı ile gerçekten çocuğunun tüm hastalıklara karşı aşılandığını sanmaktadır.
Aşılar Hakkında Genel Bilgiler
Burada yazılanlar çocuk sahibi kişiler ile bu konuda bilgi sahibi olmak isteyenler içindir. Bu nedenle olabildiğince detaylı ve herkesin anlayabileceği şekilde anlatılmıştır.
Aşıları anlayabilmek için öncelikle bağışıklık sistemini anlamak gerekir. İnsan vücudu mükemmel bir yapıdır ve amacı her koşulda yaşamını yani kendisini korumaktır. Güneş ışınlarına maruz kalınca tenimizin koyulaşması, nefes borumuza bir şey kaçınca öksürmemiz hep bunun bir sonucudur.
Bazı hastalıkları (kabakulak,kızamık, suçiçeği gibi) bir kez geçirdikten sonra tekrar geçirmeyiz. Peki nasıl oluyor da bir kez kızamık geçirdikten sonra ikinci bir kez kızamık geçirilmiyor. Bu sorunun cevabı ancak bağışıklık sistemi ile izah edilebilir. Buna tıp dilinde aktif doğal bağışıklık denir. Hastalığı geçirirken vücudumuz bu hastalığın mikrobunu yenebilmek bir uğraş verir, bazı hücreler üretir (antikor) ve bunlar aracılığı ile onu yener. Bundan sonra da kanımızda bu mikrobu tanıyan hücreler kalır. Tekrar ayni mikropla karşılaşınca onu tanıyan hücrelerimiz hızla artışa geçerek hemen o mikropları bertaraf eder. Bu mekanizma ile geçirilen bazı hastalıkları tekrar geçirmemiz önlenmiş olur. Ayni olayı yani mikropları tanıyan hücreleri hastalığı geçirmeden oluşturmak için aşılama işlemi yapılmaktadır. Buna da tıp dilinde aktif edinsel bağışıklık deniliyor.
Aşılamada amacımız kanda hastalık mikrobunu tanıyan, onunla karşılaşınca onu bertaraf edebilen hücreleri hastalığı geçirmeden sahip olmaktır. Aşılamanın bu kolaylığı yanında her hastalık her zaman zararsız bir şekilde geçirilemez, bazen hastalık çocuk felci örneğindeki gibi kişiyi öldürebilir veya sakat bırakabilir. Hiçbir hastalığı geçirmek aşılanmaktan daha zararsız ve hafif olamaz.
Aşının Etkisiz Kaldığı Durumlar :
Aşılarda anlaşılması gereken diğer bir konu da oluşturulması istenilen bağışıklık her zaman kesin değildir. Yani bir kişi aşılanmış olmasına rağmen hasta olabilir. Bunun olmaması için bir çok özelliğin bilinmesi gereklidir.
Bunları maddeler halinde inceleyelim.
Her aşının kendi özelliğinden, üretiminde kullanılan teknolojiden kısaca kalitesinden gelen bir koruyuculuk yüzdesi vardır. % 100 yakın koruyuculuğu olan aşılar olduğu gibi % 60 civarında da olanlar vardır.
Aşıların istenen etkiyi sağlayabilmesi için belirli bir program doğrultusunda yapılması gereklidir. Bu programlar yapılan araştırmalar sonucunda zaman içersinde bazı değişiklikler gösterebilir veya her ülkenin kendi özel konumundan dolayı farklılıklar olabilir. Bazen bilgisizlikten, bazen ticari amaçlarla bazen de kişinin özel durumundan kaynaklanan sebeplerle programlar değişebilir. En doğru program yoktur. Bilimsel olarak günümüzün en yeni bilgileri ve kişinin durumuna uygun programlar ayni amaca ulaşmak için uygulanmalıdır.
Aşıların üretimden kişiye yapılmasına kadar geçen süre içersinde kuralına uygun şekilde taşınmalı ve saklanmalıdır. Bu +2 ila +8 derecelik ısı ortamının korunmasıdır. Bu sürecin herhangi bir aşamasında soğuk zincir denilen sistem korunamazsa aşı etkinliğini yitirir. Örneğin bir eczaneden satın alınan aşı soğuk zincir içersinde, ortam ısısı korunarak taşınmadığı takdirde etkisizleşecektir. Kutunun üzerinde yazılı olan son kullanma tarihi kuralına uygun şekilde saklandığı takdirde geçerlidir.
Aşılar kullanılacak koşullara göre üretilirler. Yani ayni anda çok sayıda kişiye aşı yapılacaksa toplu ambalaj yapılır. Bu birim maliyeti düşürmek içindir. Küçük bir şişeye 20 veya 50 doz gibi miktarlarda konulur. Küçük bir şişede bu kadar doz aşı olması taşıma, saklama gibi kolaylıkları yanında fiyat yönünden oldukça avantajlıdır.
Bu şekildeki aşılar Sağlık Ocağı, Ana-Çocuk Sağlığı Merkezi gibi ayni anda çok sayıda kişiyi aşılama kapasitesine sahip birimler içindir. Fakat bu aşıların özelliği şişesi açıldıktan sonra birkaç saat içersinde tüketilmeleri gerekmesidir ve belirli bir süre (Genellikle 4 - 8 saat) içersinde tüketilmese de imha edilmelidir. Aksi takdirde etkinliği kaybolmaktadır.
Kısa sürede çok sayıda kişiyi aşılama imkanı bulunmayan yerler için de genellikle tek dozluk (bazen 5 dozluk) aşılar mevcuttur. Fakat bunlar fiyat açısından diğerleri kadar ekonomik değillerdir. Bilgisizlik veya ticari nedenlerle kurallara uyulmaması aşıların etkinliğinin yok olmasına sebep olabilir.
Aşı yapılacak kişinin sağlık yönünden aşı yapılmaya uygun durumda olması gereklidir. Bazı tedaviler, hastalıklar aşı yapılmasına engel oluşturur. Bazı aşılar bu durumda istenilen etkiyi sağlayamazlar.
Aşıların yapılma teknikleri vardır. Bunlar hastaya uygulanması gereken şekilleri içerir. Ağız yoluyla veya iğne ile cilt içi, cilt altı ve adale içi uygulanır. Tekniğine uygun yapılmayan, yani cilt içi yapılması gereken bir aşının adale içersine yapılması istenen etkinin sağlanmamasına hatta istenmeyen etkilere yol açabilir. Hatta adale içi yapılacak olan aşılarda omuz veya kalça adaleleri arasında bile etki farklılıkları vardır.
Bütün aşıların belirli dozları vardır. Yani kişiye göre verilmesi gereken miktarlar değişiklik gösterir. Uygun miktarda yapılmamış olması aşının istenilen koruyuculuğun sağlanmamasına yol açabilir.
Aşı uygun yapılmasına karşın etkisizleşebilir. Ağızdan verilen Polio (Çocuk Felci) aşısı klora karşı dayanıksızdır. Aşıdan kısa bir süre sonra su içirilmesi veya beslemek aşıyı etkisiz hale getirir.
Bu anlatılanlar aşıların yapılmasına karşın yeterli koruyuculuğun sağlanmamasının nedenlerini açıklamaya yönelik bilgilerdi.
Bunların yanında aşılar hakkında bilinmesi gereken başka konular da vardır.
Bunlar;
Kişiler bulundukları ülkenin gerçeklerine göre aşılanırlar. Aşılamalar ülkelere göre değişiklikler gösterir. Bazı ülkelerde bazı hastalıklar hiç görülmediği için aşısı da yapılmamaktadır. Bazı ülkelerde de belirli yörelere özgü hastalıklar vardır. Kişiler aşılandıkları bölgeden başka bir yere geçici veya kalıcı olarak giderken bu durumu göz önünde bulundurmalıdır. Ülkemiz için önemli olan Verem, Boğmaca aşıları bir çok ülkede yapılmamaktadır.
Kişiler aşısını olmadıkları hastalıklara karşı aşılı olduklarını sanmaktadır. Bu genellikle sağlık personelinin insanlara doğru bilgi vermemesinden kaynaklanmaktadır. Sanıldığından çok daha sık olan bu durumu örneklersek daha iyi anlaşılacaktır.
Gerçek adı HIB (Heamufiluz Influenza Tip B) olan aşı sağlık personeli tarafından menenjit aşısı olarak isimlendirilmekte ve maalesef herkes tarafından da öyle bilinmektedir. Aslında menenjit aşısı ismi net olarak yanlış da değildir ama menenjit aşısı olarak başka aşılarda vardır, Meningokok aşısı gibi. Ayrıca menenjit hastalığı meningokok, tüberküloz, virüsler gibi değişik etkenler sonucunda oluşur. HIB aşısı kendi adı ile anılmalıdır.
Çocuğuna HIB aşısı yaptırmış olan bir anne çocuğunun gittiği okulda menenjit hastalığı (Örneğin Meningokoksik menenjit ) görülmesi üzerine çocuğuna aşısını yaptırdığını düşünerek çok rahat etmekte bunun yanında ayni okuldan bir başka çocuğun annesi de panik halde gidip menenjit aşısı olarak HIB aşısını çocuğuna yaptırmaktadır. Bu iki anne de yanlış bilgilendirme sonucu yanlış yapmaktadır. ( Bu konuda detay bilgi her aşının açıklamasında anlatılacaktır)
Diğer bir yanlış bilgilendirme de aşı yapılan yerlerden kaynaklanmaktadır. Çocuğunu aşılatmak için bir yere düzenli olarak götüren anneler net olarak hangi aşıların yapıldığını bilmemektedirler. Bir gün onlara çocuklarının bütün aşılarının bittiği bildirilmekte ve anne de gönül rahatlığı ile gerçekten çocuğunun tüm hastalıklara karşı aşılandığını sanmaktadır.