Ya işte üçün beşin hesabi deniyor ama ben üçün beşin hesabini tutan, tutmayı da seven biriyim. Oradan buradan üç beş kıstım, bayramda kendime üç buçuk bin liraya gidiş dönüş bilet aldım orta asya'ya gideceğim:) iki meze az yerim daha çok gezerim . Benim de zihniyetim bu.
O yüzden insanlarla gezmekten nefret ederim.
Fransa'da bir gün turdakilerin grubuna katilayim dedim. "Buraya gelmişken şuraya gidilir, meşhur bilmemneye gidilir, gelmişken şu yenir" diye diye benim beş güne ayırdığım bütçeyi "bir daha mı geleceğiz, şimdi yemeyecegiz de ne zaman yiyeceğiz" diye bir günlük yemeğe harcamaya niyetlendiler. Neden onlara ayak uydurayip "bir kere geleyim" ki. Daha az harcarim hep gelirim
Benim sevgilim de aynı kendim gibi (pintilikse pinti). Euro harcanan pahalı bir yerde yaşıyor. Hiç dışarda yeme alışkanlığı yok. Çok çok çok nadir belki yılda iki üç kez o da kutlamalarda dışarda yer. Onda da zaten vejetaryen,genelde istemese de menüdeki uygun şeyi yemiş olur. Zaten alman usulünün bağrından geliyor, alman:) gittiği yerde de kimsenin hesabını ödemez:) Ama buradan tasarruf ettiği parayla dünyanın dört bir tarafına gider, gittiği yerlerde de tatillerde güzelce yer içer. Kendi ülkesinde ödeyeceği rakamın onda birini severek öder:)
Ya da kayak yapmaya gidince (çöp posetiyle kayiyoruz
bence 500 liraya kiralanan simitlerden daha iyi) yanımızda ton balığı, domates ekmek götürüp sandviç yapmıştık, bir sürü su almıştık. çünkü kayak merkezi pahalı bir yer. Hiç hak etmeyen yemeğe kaç katını verip kalkana kadar doyduk bitti. Ertesi gün bir kutlamamiz vardı, onda güzel bir yere gitmiştik sakin sakin, geniş zamanda.
yani hem onu hem onu yiyebilir miydik? Tabii ki yiyebilirdik. Allah'a şükür paramız var. Ama tasarruf seviyoruz