aşkın buyuklugu

xsxulem

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
12 Temmuz 2006
687
23
52
BU BELKI DE SIZIN OYKUNUZ
Buralara nasil geldim? Bilmiyorum. Istedigim hayati mi yasadim? Genclik hayallerim bunlar miydi? Kesinlikle hayir! Su anda yetmis yasindayim ve gencligimden beri ilk defa kafam bu kadar berrak. Yazik, insan hep bir seyleri kaybetmek uzereyken degerini anlamaya mahkum mu? Iste yetmisindeyim. Sairin hesabina gore yolun sonuna geldik. Reverans yapip sahneden ayrilmanin zamani. Gencken seyrettigim "Braveheart" isimli filimden bir cumle hatirimda kalmis. "Herkes olur ama kac kisi gercekten yasar ki?" Iste ben de herkes gibi oluyorum. Maalesef yasamadim. Dunyaya gelmem sekiz saat surmus. Basima gelecekleri bildigimden olacak cikmak istememisim herhalde. Sonra sekiz yasina kadar kreslerde buyudum. Ne buyuyus! Eglenceli ama buruk. Sevgiden yoksun. Yoo, o kadar kotu degil. Sana gulen yuzler her zaman vardir ama ya gercek sevgi?

Ilk ve orta okulda icine kapanik bir yasam, insanlardan kacan, asagilik kompleksli bir insan. Sonra lise, tam anlamiyla metamorfoz. Tamamen disa donuk, insanlarla iliskilerde rahat, gecmisin izlerini tasisa da daha guvenli bir ben. Okulun gozde ogrencilerden. Sonra universite. Hayat devam etti. Dorduncu sinifta annemin tavsiyesine uyarak bir kiz tegellerken (evlenecek birini bulmak icin yapilan cabanin annemcesi) Ipek'le tanistim. Cok tatli bir kizdi. Birlikte mutluyduk. Ben, onu kaybetmemek icin turlu numaralar yapiyordum. Kucuk kiskancliklar da oluyordu. Ama ben onsuz yasayamazdim! Okuldan mezun olunca muradimiza erdik. Ipek gelinliginin icinde o kadar guzeldi ki... Annem dugunun en mutlu kisisiydi herhalde. Yillarca benim evlenmemle mutlu olacagini dusunmus ve o gun bu mutlulugu yasamisti da. Fakat bir kac gun sonra icinde olusan boslugu yeni bir hedefle doldurmustu: Torun. Babam zaten Borsada kendini kaybetmisti. Isler yolunda gittigi surece hic sorun olmadi. Yillar akmaya devam etti. Ipek'le ilk heyecanlar gitmis ve iliskimiz cok monotonlasmisti. Hic hayal etmedigimiz tarzda bir kari-koca iliskisine girmistik. Sabahtan aksama is, aksam televizyon, gece ciftlesme seklinde seks. Artik degisiklik istiyorduk.

Bir 18 Kasim gunu saat 9:30'da Eser dunyaya geldi. Velet, o kadar tarih varken benim dogum gunumde dogmustu. Annesinin yaninda yuzunde bir gulumsemeyle yatarken yemyesil gozleriyle bana bakiyordu. "Bu kiz cok zeki!" dedim kendi kendime. Eser'in hayatimiza girisi herkesi degistirmisti. Ipek'le hayatimizin en mutlu anlarini yasiyorduk. Annem ise cok istedigi mutlulugu torunuyla yakalamisti. -en azindan belli bir sure icin-. Eser hizla buyuyordu. Emekleme, ilk "anne" deyisi, dogum gunleri, derken bir baktik bizim kiz okula basladi. Bu arada da ben gobeklenmeye ve kellesmeye, Ipek de bir Turk kadini olarak kalcalarindan yaglanmaya baslamisti (Turk kadinlarinin genel ozelligi).

Is hayatim fena degildi. Arkadaslarla cekisiyordum, insanlari lanetliyordum. Cunku onlar kotuydu. Ipek arada sirada kaynanasiyla atisiyordu. Ben Side'de nasil yazlik alacagimi dusunuyordum. Baba sorumlulugu ile Eser'e gelecek hazirliyordum. Yalniz Eser garip bir kizdi. Bize kucukten beri uymuyordu. Sanki hatlar karismis da yanlislikla bizim kizimiz olmustu. Sozumuzu tutmaz, hep kendi istedigini yapardi. Onca asagilama, tehdit, hakarete ragmen bizi tinmadi bile. Zaten sonradan bizim istemedigimiz, ailemize layik olmayan bir adama gitti. Baba olarak ona yakin olmak istedim, ama basaramadim. Lanet olsun babalik rolune. Neymis, kizini dovmeyen dizini dovermis. Dizimi kirsaydim da o derece davranmasaydim. Ona vurmadim ama sozlerimle beter ettim. Beni seviyordu biliyordum. Benden umitliydi ama ben onu hayal kirikligina ugrattim. Gecen gunu beni ziyaret etti ve "Seni her sey icin bagisladim, baba" dedi, sarildi optu. Eser, bana bu cezayi niye verdin. Ben sana olan kizginligimla mutluydum. Neden beni affettin? Biliyorum su anki berrakligimi sana borcluyum. Beni kendimle ic hesaplasmaya ittin. Iyi mi ettin be kizim?

Eser'den uc yil sonra Duygu dogdu. Buna cok sasirmistik, halbuki cok korunuyorduk (oyle zannediyorduk) . Duygu da ablasi gibiydi. Demek hatlar karismamis, ciddi ciddi bize gelmislerdi. Gerci bunu simdi anliyorum. Duygu'dan fazla bahsetmek istemiyorum. Biz koca birer aptaldik. Kazayla onu meydana getirdik, kazayla goturduk. Alti yasindayken trafik kazasinda... O ana kadar yollarin kraliydim. Duygu'nun olumunden sonra Ipek'i de kaybettik. (Ruhen) bir gariplesti, sonra menapoza girdi daha da gariplesti. Evde ceset gibi geziyordu. Bu arada emekliligime dort sene vardi ve mudurluge terfi ettim. Eser de universiteye girmisti. Annem mutlu olacagini dusunerek torununun mezuniyetini bekliyordu. Babam hareketli bir seans sirasinda Borsa'da kalpten gitti. Cenazesi cok huzunluydu. Ne kadar seveni varmis? Sonunda emekli oldum. Gunluk yasantim Migros, lokal, TV ucgeninde geciyordu. Altmisbesini bulunca olum korkusu basladi bende. Bunu azaltmanin yolunu dinde buldum. Artik bol bol ibadet ediyorum. Bir yandan da beni cennetine almasi icin Tanri'ya dua ediyor ve altmisbes yildir arasira aklima gelen Tanri'nin hayatinin sonuna gelmis ve tatmin edilmemis arzularini cennetteki hurilere saklayan bir kulunu kabul edecek kadar hosgorulu olmasini diliyorum. Eser, annemin universite son siniftan birini tegelleme propagandasina aldirmadi ve otuzuna kadar bekar kaldi. Sonra ipsiz sapsiz o herifle evlendi.

Iki sene once Ipek'i kaybettim ve ilk defa bu kadar cok agladim. Uzuntumden degil, aptalligimdan. Dunyasal yasa yine islemis ve bir insanoglu daha kaybettigi varligin degerini sonradan anlamisti. Oysa bizim hayallerimiz vardi. Ama yapacak gucu bulamadik, denemedik bile. Onu ne kadar sevdigimi simdi anliyorum. Aliskanligin ve degismezligin o berbat etiketleri bizi mahvetmisti.

Simdi orta okuldan hatirladigim o yalnizlikla basbasayim. Dunya donuyor, Insanlar kaderin sillesini yemeye devam ediyorlar. "Madem oyle aci cektirecektin, neden beni yarattin?" diye sik sik soruyorum ona. "Ben sana ne yaptim?" Cocuklugum geliyor gozumun onune. Cok piriltili, eglenceli bir dunya vardi onumde. Itfaiyeci olacaktim. Tek istedigim sey ilgi ve sefkatti. Hayatim boyunca bunu aramistim. Ama bulamadim. Annemi elestirirken ondan beter sekilde mutluluk aradigimi anliyorum simdi. Duygularimi yasayamadim, hep ayip olacak diye bastirdim. Keske rezil olsaydim da onlari ozgurce yasasaydim. Simdi istesemde yasayamiyorum. Yetmisinde yalniz bir adam. Yakinda nallari dikecek bir hayalkirikliligi abidesi. Eser, senden ozur diliyorum. Beni affettigini soylediginde bile o kahrolasi gururumu yenemedim ve bunu sana soyleyemedim. Ipek, hep bunu istedim ama ben ifade edemedim. Simdi neredesin bilmiyorum ama duyacagina eminim. Seni seviyorum. Duygu seni de. Kazayla geldin, kazazede gibi yasadin, kazayla gittin. Ama o tatli gulusunu ve sana biberonla sut verirken parmagimi yakalayisini hic bir sey unutturamaz bana. Ve yasam. Ne diyebilirim ki sana. Yine de tesekkurler.

"Insan kaderini degistirme firsati oldugunda gelecekten haber alir" derler. Siz de yukarda ki senaryoda kendinizden bir seyler buluyorsaniz ve mutlu degilseniz, durun ve degistirin. Siz istedikten sonra tum evren onun gerceklesmesi icin is birligi yapar. Cogunlugun yasadigi bu senaryoyu yasamamaniz dilegiyle.
 
X