Tüp bebek tedavileri, onlarca yılın ardından ilk olarak uygulanmaya başladıkları zamanlara göre artık çok daha başarılı bir hale geldiler ve bunda hem uzmanların deneyimlerinin artması hem de teknolojik gelişimler oldukça etkili.

İlk başlarda herhangi bir yumurta veya sperm incelemesi olmadan kültür ortamında döllenen embriyolar, artık mikroenjeksiyon ve kromozomal inceleme işlemleri neticesinde oluşturuluyorlar ve tüp bebekte başarı şansı da bu uygulamalarla birlikte artıyor. Ancak hala arka arkaya denemelerine rağmen bir türlü tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olamayan çiftler de mevcut. Dolayısıyla bu geliştirme süreçleri tam hızıyla hala devam ediyorlar ve çocuk sahibi olamayan çiftlerin bu umutlarına erişmelerine yardımcı oluyorlar.

Tüp bebekte kesin sonuç devrimi ise adına NGS yani Gelecek Nesil Genetik (Next Generation Sequencing) adı verilen yeni bir embriyo inceleme yöntemiyle birlikte gerçekleşti denilebilir. Sizler için genetik çalışmaların tüp bebek tedavilerindeki rolünden kısaca bahsederek neden NGS’nin bu kadar önemli bir gelişme olduğunu anlatalım.

İlk Dönem Tüp Bebek Tedavileri

Tüp bebek tedavileri ilk dönemlerde biraz şansa dayalı olarak gerçekleştiriliyorlardı diyebiliriz. Zira kültür ortamı içerisinde rastgele döllenen yumurta ve spermler, herhangi bir incelemeden geçmeden embriyo oluşturuyorlardı ve bu embriyolar da gebeliği sağlayabilmek için bir kaç tanesi birden anne rahmine aktarılıyorlardı. Bu durum ise hem kaliteli embriyoların seçimini embriyoların sadece dış görünümüne bakarak seçmekten dolayı imkansız kılıyordu, hem de çoğul gebeliklerin doğurduğu riskleri beraberinde getiriyordu.

Kapsamlı Kromozom Taraması

Mikroenjeksiyon ile spermin direkt olarak yumurta hücresine enjekte edilebilmesi, tabii ki embriyonun kromozomal incelemesinin de gerçekleştirilebilmesini sağladı. Gelişen teknoloji ile birlikte artık hangi embriyoların genetik rahatsızlıklara sahip olabileceği görülebilir hale geldi ve her ne kadar kısıtlı bir inceleme imkanı mevcut olsa da bu durum başarılı gebeliklerin önündeki engellerden bir tanesinin aşılmasına neden oldu.

Çünkü yapılan araştırmalar, başarılı bir gebeliğin embriyonun kalitesi ile doğru orantılı olduğunu gösteriyorlar ve embriyonun doğru, sorunsuz, genetik olarak hatasız olmasının düşük risklerini de azalttığını kanıtlayan pek çok çalışma var. Yumurta ve sperm üzerinde gerçekleştirilen detaylı inceleme çalışmaları ise bunlardan hangilerinin sağlıklı bir embriyo oluşturmak için uygun olacaklarının görülmesini sağlıyor.

Gelecek Nesil Genetik Tarama

Ancak kapsamlı kromozom taramasının hem ağır bir prosedür olması, hem de tüm detayları kapsamaması, maalesef hala başarısız tedavilerin en büyük sorumluları arasında bulunuyordu. Buna çözüm olarak üretilen Gelecek Nesil Genetik Tarama yani NGS prosedürü, artık embriyonun detaylı ve hızlı bir şekilde incelenmesine olanak tanıyor. Tüp bebek tedavisinde adeta bir devrim haline gelen bu uygulama, ABD ile birlikte ülkemizde de uygulanmaya başlandı.

NGS prosedürünün diğer prosedürlere göre en büyük avantajı, kromozomların tümünün incelenmesine izin vermesinin yanında kromozomlardaki şekil bozuklukları gibi ince detayları bile derinlemesine görmeye imkan tanıması. Yani bu yöntem sayesinde sağlıklı embriyoyu bulma ihtimali %90’lara kadar artış gösteriyor ve sağlıklı gebeliklerin oranı da hatırı sayılır miktarda artıyor.

Kimler Bundan Faydalanmalı?

NGS tekniklerinin tüp bebek tedavisinde kullanımı herkese önerilse de, sıradan tüp bebek tedavilerinde başarı şansı çok düşük olan bazı kesimler bu yöntemlerden özellikle faydalanmak isteyeceklerdir. Doktorlar şu durumdaki çiftlere Gelecek Nesil Genetik Tarama prosedürlerini öneriyorlar:

  • Sebebi bulunamayan kısırlık vakaları
  • Şiddetli erkek kısırlığı
  • Arka arkaya başarısız tüp bebek denemeleri
  • Tekrar eden düşükler
  • İleri yaşta anne olmak isteyenler

Yukarıda bahsettiğimiz durumlar, sıradan tüp bebek tedavilerindeki yüksek risklerin daha da riskli hale gelmelerine neden oluyor ve pek çok vakada tüp bebekle çocuk sahibi olmak mümkün olmuyor. NGS ile bu riskler büyük oranda bertaraf ediliyor ve çiftler çok uzun zamandır bekledikleri bebeklerine daha az riskle kavuşabiliyorlar.