ABD’nin Pennsylvania Üniversitesi’nde 1994 yılında geliştirilen ve patentlenen GID sistemiyle kök hücreden zenginleştirilmiş yağ dokusunun enjekte edilmesiyle meme büyütme operasyonu, meme büyütülürken aynı zamanda karın yağlarının giderilmesini sağlıyor.

Geleneksel yöntemle sadece yağ dokusu enjeksiyonuyla yapılan meme büyütme operasyonlarında bölgeye enjekte edilen yağın yüzde 70-80’i canlılığını kaybedip vücut tarafından emildiği için meme hacminde kısa süre zarfında küçülmeler oluyor. Oysa bu sistemle elde edilen yağ dokusu kökenli mezenşimal kök hücrelerin (adipose tissue-derived mesencyhmal stem cell) nakliyle sorun ortadan kalkıyor.

Bayındır İçerenköy Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Ali Rıza Erçöçen, tıp alanındaki araştırma ve geliştirme çalışmalarının birçok soruna daha kalıcı çözümler üretilmesini sağladığını belirterek, “yağ dokusu kökenli mezenşimal kök hücre nakli” yönteminin de bunlardan biri olduğunu söylüyor. “Kişinin kendi yağ dokusundan elde edilen kök hücrelerin ihtiyaç duyulan bölgelere verilmesi” olarak kısaca tanımlanabilecek bu işlem, meme büyütmeden gençleşme operasyonlarına kadar bir dizi alanda kullanılabiliyor. Burada hedef İngilizce baş harfleriyle 3R ile özetlenebilmektedir: Repair (Onarmak), Restore (İlk Haline Getirmek) ve Regeneration (Yeniden Üretmek).

Meme cerrahisinde, estetik amaçlı operasyonların yanı sıra kanser nedeniyle memesi tamamen alınan kadınların da güvenle kullanabileceği yöntem, doğallığı ile “geleneksel yağ enjeksiyonu”na ve kalıcılığı ile de silikon protezlere alternatif olarak gösteriliyor. Ancak 35 yaşın üzerinde ve ailesel kanser öyküsü olan bireylerin genetik araştırma yapıldıktan sonra aday olabiliyorlar.

Prof. Dr. Erçöçen, operasyon ve yöntem hakkında şu bilgileri veriyor:
“Sadece yağ dokusunun verildiği meme büyütme operasyonlarında, 100 gramın 70 gramı vücut tarafından emiliyor. Oysa, bizim kullandığımız yöntemle yani kök hücre ile zenginleştirilmiş yağ dokusu naklinde, memede 30’uncu günden itibaren hacim artışı meydana geliyor. Uzun araştırmaların ardından son haline getirilen bu yöntemin 11 yıllık sonuçları da gösteriyor ki, memedeki bu volüm artışı kalıcı, doğal ve kaybolmuyor.”

“Yağdan kök hücre elde edilmesi ve uygulanması ise titizlik gerektiren bir süreç olup, hata yapılması halinde operasyon başarısızlıkla sonuçlanabiliyor. Bu da, işlemin uzman ve deneyimli ellerde yapılması gereğini doğuruyor. Yağ dokusu alındıktan sonra steril koşullarda yıkama ve temizleme sürecini, bu hücrelerin bir enzimle muamele edilmesi ve santrifüj aşamaları izliyor. Dipte kalan, ayrışan çekirdekli hücre grubu, ‘stromal vasküler fraksiyon’ adı verilen öncü yağ, damar, bağ dokusu ve bağışıklık hücrelerini içeriyor. Bu hücrelerin elde edilme süreci yaklaşık bir saat sürüyor.”