Yaz aylarının, havada sıcaklıklarındaki artış ve nem oranının artmasından dolayı risk grubunu oluşturan hastalar açısından çok önemli olduğunu hatırlatan Avrasya Hospital Kalp ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ali Bayram, özellikle yüzde 60’ın üzerindeki nemlilik oranının hastalarda oluşabilecek riskleri artırdığının altını çizdi.

Türkiye nüfusunun yüzde 11’nin kalp ve damar hastalığı yaşadığına dikkat çeken Prof. Dr. Bayram, hastaların tatile (deniz kenarı veya yayla) çıkmadan önce mutlaka doktor kontrolünden geçmeleri gerektiğini söyledi.

Prof. Dr. Bayram, ‘’Uzun yola çıkmadan önce aracına bakım yaptırmayı ihmal etmeyenler, maalesef çoğu zaman kendilerini ihmal ederek sağlık kontrolü yaptırmamakta , kalp sağlığına gereken önemi ve özeni göstermemektedirler. Yüksek tansiyonu bulunan hastaların yarısında herhangi bir şikayetin olmaması, şeker hastalarında kalp krizinin ağrısız olabileceği, ani ölüme yol açan bazı doğumsal hastalıkların ancak hekim muayenesi ile belirlenebileceği dikkate alındığında, sağlık kontrollerinin ne derece önemli olduğu anlaşılmaktadır’’ dedi.
TATİLİN ZEHİR OLMAMASI İÇİN GEREKLİ ÖNLEMLER ALINMALI
Tatilin amacının genel olarak bedenen ve ruhen dinlenmek, sıkıntı ve strese sebep olabilecek şeylerden uzaklaşmak, bedenen ve ruhen tazelendikten sonra işimize geri dönmek olduğunun altını çizen Prof. Dr. Bayram, tatilin bazen sağlık açısından zehir olabildiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Bayram, ‘’ Alınacak olan çok basit önlemlerle önlenebilecek sağlık sorunları konusunda ihmalkâr davranıyoruz. Bazen çok basit önlemleri almamak o tatili bize zehir edebiliyor. Yaz aylarında yüksek sıcaklık ve neme bağlı olarak gelişebilecek kalp ve damar hastalıkları, tansiyondaki ani çıkış ya da düşüşler, beyin felçleri gibi hastalıkların meydana gelmesi bazen bu basit önlemleri almamamızdan kaynaklanabiliyor’’ dedi.
SICAKLIK VE NEM BAZI GRUPLAR İÇİN ÇOK DAHA RİSKLİ
Prof. Dr. Bayram, sıcak ve nemli havanın koroner arter hastalığı olanlar, yani kalp krizi geçirenler, balon-stent işlemi yapılanlar, by-pass hastaları, şeker hastaları, yüksek tansiyon hastaları, böbrek yetersizliği olanlar, beyin damarlarında tıkanıklık olanlar, felç geçirenler, kolesterol yüksekliği olanlar, ailesinde kalp hastalığı olanlar, kilo fazlalığı olanlar ve şişmanlar için çok daha riskli olduğunu ifade etti. Sedanter yani durağan bir yaşam sürenlerin, egzersiz ve spor yapmayanların ya da masa başında çalışanların da risk grubu içlerisinde yer aldığını belirten Prof. Dr. Bayram, alkol ve tütün mamullerini tüketenleri de sıcak havanın ciddi zararlar verebileceği kişiler arasında gösterdi.
YAZIN OLUMSUZ ETKİLERİNE KARŞI UYARILAR VE ALINABİLECEK ÖNLEMLER
Prof. Dr. Ali Bayram, yaz aylarının olumsuz etkilerini önlemek için alınabilecek başlıca önlemleri şu şekilde sıraladı :
-Tatile çıkmadan önce mutlaka doktora gidin ve ve tüm sağlık kontrollerinden geçin. İlaçlarınızın yaza göre yeniden düzenlenmesi gerekebileceğini unutmayın.
Güneş ışınlarının dik ve etkili olduğu saat 11.00-15.00 arası sokağa çıkmayın, denize girmeyin. Bu saatlerde dışarı çıkmak zorunda kalırsanız süreyi kısa tutunuz. Şehirde yaşayanların sıcaktan daha fazla etkilendiğinizi unutmayın. Sık sık duş alın.
-Aşırı fiziksel etkinliklerden uzak durun, hafif sporları tercih edin. Egzersizleri sabah erken veya akşam saatlerinde yapın. Her gün 4-5 kilometre veya bir saat yürüyüş kalp sağlığı için çok önemlidir.
-Önerilen saatlerde 30-60 dakika yüzmek de iyidir. Ancak müsabaka ( yarışma) tarzında yüzmekten kaçınılmalıdır. Denize aç karnına girilmelidir. Cankurtaran olmayan plajlarda veya havuzlarda denize girilmemelidir.. Tedbirli olun, açıklarda yüzmek yerine kıyılarda yüzmeyi tercih edin, arkadaşsız, yalnız başınıza denize girmeyin. Vücudunuzun sesini dinleyin, en küçük bir şikayetiniz olursa aktiviteye ara verin.
-Güneşte fazla kalmayın, kumda güneş banyosu yapmayın.
-Terleme ile elektrolit kaybı ( özellikle sodyum) artar. Doktorunuzun önerilerini dikkate alarak tansiyonunuz yüksek değilse bolca tuzlu ayran için.
-Alkol ve uyuşturucu kullanımı sıcağın etkisini daha da artırmaktadır. Vücut ıssını artırdığı ve beynin ısı dengesini düzenleyen termoregülasyon merkezinin bozulmasına sebep olduğu için çeşidi fark etmeksizin tüm alkollü içeceklerden , uyuşturuculardan ve yatıştırıcılardan uzak durulmalıdır. Alkol hem terlemeyi hem de idrar miktarını artırdığı için sıvı kaybı şiddetlenir.
-Açık renkli, hafif, rahat, bol, terlemeyi artırmayan kumaştan yapılmış giysiler tercih edilmelidir.
-Hazmı kolay gıdalar tercih edilmeli, ağır ve yağlı yemeklerden kaçınılmalıdır. Az ve sık aralıklarla yemeli, sebze ve meyve ağırlıklı beslenilmelidir. Domates, havuç ve salatalık tercih edilmelidir. Ter ve idrar yoluyla kaybedilen Potasyum’ u karşılamak amacıyla kayısı tercih edilir.
-Yaz aylarında günlük sıvı ihtiyacı 2-3 litreyi bulmaktadır. Doktorunuz tarafından
aksi söylenmedikçe düzenli ve bol su için. Günde en az 8 bardak su içilmelidir. Şeker hastalığı olmayanlar kavun-karpuz gibi bol su içeren gıdaları fazlasıyla tüketebilirler. Çay ve kahveyi fazla içmeyin. Soda ve maden suyu ölçülü tüketilmelidir. Aşırı miktarda soda ve maden suyu tüketilmesi tansiyonu yükseltebilir, kalp yetersizliğine neden olabilir, mevcut yetersizliği artırabilir. Sakıncası yoksa, terlemeyle oluşan sıvı ve mineral (özellikle sodyum) gereksinimini karşılamak amacıyla günde 1-2 şişe maden suyu içilmelidir.
SICAK HAVA İLAÇ KULLANIMINI ETKİLER Mİ?
Aşırı sıcak ve nemin metabolizmayı etkilediğinden ilaç etkinliğinin de değişebileceğini söyleyen Prof. Dr. Bayram, ‘’Tansiyon yüksekliği, kalp yetersizliği gibi nedenlerle idrar söktürücü ilaç kullanan hastalar yazın daha dikkatli olmalıdır. Aşırı terleme nedeniyle , idrar söktürücü ilaç ihtiyacı azalır. Bu gibi ilaçları kullananlar yeterli ölçüde sıvı almadıklarında tansiyon düşüklüğü ve böbrek fonksiyonlarında azalma tehlikesine maruz kalırlar. Kalsiyum kanal blokeri kullananlarda ayaklarda, bilek etrafındaki ödeme yani şişkinlikler gelişebilir, mevcut şişkinlik artabilir. Bu durumda tuz alımı daha da kısıtlanmalıdır’’ dedi.
YAYLAYA ÇIKANLARIN DA DİKKATLİ OLMASI GEREKİYOR
Prof. Dr. Bayram, ülkemizde yaz tatili tercihi konusunda yaylacılığın da oldukça önemli bir noktada olduğunu vurguladı. Ancak yaylada yaz tatili yapmayı planlayanların da oldukça dikkatli olması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Bayram, ‘’Deniz seviyesinden yükseldikçe havadaki oksijen miktarı azaldığı için
kalp-damar hastaları, yüksek tansiyonlular, felç geçirenler, yaşlılar, akciğer rahatsızlığı olanlar son derece dikkatli olmalıdır. Bu hastalarda nefes darlığı, kalp krizi ve tansiyon yüksekliği görülebilir. Özellikle bu grup hastalar doktor kontrolünden geçmeden yaylaya çıkmamalıdır’’ ifadelerine yer verdi.