Yeni adıyla özçekim yani selfie, son dönemlerin en hızlı yükselen ve popülerleşen trendi haline geldi. Yakın bir açıdan çekilen bu pozlarda güzel çıkmayı kim istemez ki… Estetikte yeni bir uygulama olan Selfie Dolgusu da bu trende estetik çözümler sunuyor.
Cep telefonuyla kendi fotoğrafını çekme akımı, “selfie pozları” gün geçtikçe daha popüler oluyor. Selfie’ler sosyal medyaya düştükçe özellikle kadınlar “Nasıl daha iyi görüntü verebilirim?” diye düşünmeye başladı. Sonuçta fotojenik olma her zaman doğuştan gelen bir özellik değil. Pek çok kişi sosyal medyada paylaştığı fotoğrafları güzel çıksın diye ameliyatsız yapılabilecek işlemler arayışında. Dermatolog Doç. Dr. Alev Eken, bu arayışta olanlara teknolojiye ayak uydurup Selfie Dolgusu ile cevap verdiklerini anlatıyor: “Kadınlar, cerrahi olmadan genç ve güzel görünmek istiyor. Teknolojinin gelişmesiyle görüntülü aramalar ortaya çıktı. Eskiden insanlar evlerinde istedikleri kıyafetle istedikleriyle konuşuyorlardı çünkü karşıdaki insan onları görmüyordu. Ancak görüntülü aramalar sebebiyle insanlar her zaman güzel, dinamik ve şık görünmeye, profil resminin güncel ve kendini temsil eder şekilde olmasına önem veriyor. Daha fotojenik bir görünüme kavuşmayı sağlayan bu yeni dolgu uygulaması, daha güzel bir ‘selfie’ye olanak tanıyor.”
Güzelliği detaylar belirliyor
Fotoğraflarda daha önce fark edilmeyen detaylar selfie modasıyla birlikte dikkatimizi çekmeye başladı. Doç. Dr. Eken, selfie pozlarıyla birlikte ortaya çıkabilen sorunları şu şekilde sıralıyor: Ağız köşeleri kişiyi fazlaca hüzünlü gösterebiliyor, göz altlarında boşluk ve gölgeler dikkat çekebiliyor, yanaklar çökük görünebiliyor, pırlanta yüzük kişinin elinde güzel durmayabiliyor, kişi yüz ovalini ya da gülüşünü beğenmeyebiliyor. İşte fotoğrafınıza baktığınızda bu saydıklarımızdan biri veya fazlası sizi rahatsız ediyorsa selfie dolgusunu düşünebilirsiniz.”
Diğer bir seçenek de botoks enjeksiyonları olabiliyor. Doç. Dr. Eken, “Yüzdeki ve alındaki kas hareketlerine bağlı mimik çizgileri belirmeye başladığında ne kadar mutlu olursanız olun yüz kalıcı olarak mutsuz bir görünüş alabilir. 30-35 yaşınızdan itibaren, biraz da genetik arşiv kaydınıza bağlı olarak, bu durum kalıcı oluyor. Selfie’niz sizi olduğunuzdan daha yaşlı, mutsuz, yorgun, düşünceli ya da sert bakışlı algılatabilir. Botoks enjeksiyonları bu durumu ortadan kaldırmaya yardımcı oluyor; daha rahat, olumlu, dinlenmiş ve genç görünümlü ‘selfie pozları’ verebilirsiniz” diyor.
Selfie dolgusunda amaç doğal yüz hatları ve orantıyı korumak, ne kaybedildiyse onu yerine koymak olmalı. Dolgunluk değil, dengeli güzelliğin esas alınması gerekiyor; “selfie”nize bakıldığında, siz söylemedikçe, yüzünüzün neresinde nasıl bir uygulama olduğu anlaşılmamalı.
Selfie dolgusu nasıl uygulanıyor?
Yeni nesil, jel kıvamlı, hyalüronik asit dolgu maddeleri yüzün her bölgesine, derinin her tabakasına uygulanabiliyor. Bu dolgu maddeleriyle yüz kontürleri yeniden orantılı olarak şekillendirilebiliyor, hacimlendirilebiliyor ya da rötuşlanabiliyor. Yanaklara, elmacık kemiklerine, göz çevresine (kaz ayakları, gözyaşı kanalı güçlendirilmesi, hacimlendirilmesi, alt göz kapağının yukarıya itilmesi), kaşlara, kaşlar arasındaki çatık (11) çizgilerine, dudaklara (hacimlendirilmesi ve şekillendirilmesi); ağız çevresine (sigara çizgileri, aşağıya dönük ağız köşeleri, gülümseme çizgileri), çene/çene hattına, buruna, dekolte ve eller de dahil pek çok bölgeye uygulanabiliyor. Doç. Dr. Alev Eken, dolgu uygulanan bölgede cildin nem içeriğinin arttığını, esneklik, ışıltı, canlılık ve gergin bir görünüm hedeflendiğini vurguluyor: “Sınavlardaki ‘Fill in the blanks’ bölümleri gibi, boşluklar dolduruluyor ya da yaş aldıkça cildin desteğini kaybettiği bölgeye hacim-destek sağlanması hedefleniyor. Çene kontürü düzeliyor; yüz ovali, yanaklar belirginleşebiliyor; yüz güzellik üçgeniniz eski şekline dönebiliyor. Ellerdeki damarlı yapı görünümü azalmasına yardımcı oluyor. Göz altına ve çevresine uygulanan dolgularla genç bakışlara sahip olunması amaçlanıyor.”
Doç. Dr. Eken, kötü bir uygulamadan kaçınmak için üç önemli faktöre dikkat etmek gerektiğinin altını çiziyor: “Birincisi, işlemi yapan hekimin deneyimi ve uygulama tekniği. İkincisi, güvenli, uygun miktarda ve doğru ürün seçimi. Sonuncusu ise, hasta faktörü. Hastanın beklentilerini gerçekçi tutması, hekiminin önerilerine kulak vermesi çok önemli.”
Göz altlarına özel geliştirilen, Işık Dolgusu
Eschenbach Hastanesi’nde başhekimlik, Marktoberdorf Hastanesi’nde kıdemli plastik cerrahi uzmanlığı, Schwangau Rehabilitasyon Kliniği’nde direktörlük görevlerini sürdüren Dr. Wolfgang Redka-Swoboda, estetikte yeni trendleri anlatmak üzere Türkiye’ye geldi. Dr. Redka-Swoboda’dan dolgu uygulamalarındaki son yenilikleri dinledik:
“Uluslararası istatistikler, son 10 yılda yapılan yüz germe ameliyatlarının sayısında yüzde 30 düşüş olduğunu gösteriyor. Genelde trend, mümkün olabildiğince cerrahiden kaçınmak. İş ve özel yaşamdaki hareketlilik giderek daha çok bir güzellik yarışına döndü. 10-15 dakika gibi kısa süren uygulama sonrasında kişi hemen işine ve sosyal hayatına geri dönebilir, bu da bu uygulamanın tercih edilmesinin en önemli sebeplerinden biri. Işık dolgusu esas olarak içeriği hyalüronik asit olan cilde ışığı yansıtma kapasitesini geri vermek için üretilmiş mezoterapi ve dolgu tekniklerini birleştiren patentli yepyeni bir konsept. Yüz, boyun, el üzeri ve dekolte bölgesinin gençleştirilmesi, onarımı ve yenilenmesi ile ilgili olarak yardımcı oluyor. Göz altı ışık dolgusu öncelikle göz altı çukurunun güvenli bir şekilde düzeltilmesini sağlıyor. Bu bölge için üretilmiş özel bir dolgu maddesi. Ayrıca içindeki yeniden yapılandırma kompleksi sayesinde göz çevresi derisinin kalitesini yüksek oranda artırıyor. Göz altı ışık dolgusu göz çevresinin gençleştirilmesi, morluk ve halkalanmaların giderilmesi için uygulanıyor.”
Kadınlar Kulübü Son Yorumlar