Kategori: Sağlık

  • Dekolte bölgesi estetiği

    Dekolte bölgesi estetiği

    Kadınların önem verdiği ve yaşla birlikte giderek yıpranan ve kırışan bölgelerden belki de en önemlisi dekolte bölgesidir. Bu bölge plastik cerrahinin de ameliyatla fayda veremediği bir alan olarak karşımıza çıkar. Dekolte bölgesinde hem yaşlanma ve yıpranmayı yavaşlatmak hem de bozulduğunda daha iyi göstermek mümkün. Üstelik umduğunuzdan çok daha kolay. Dekolte alanı boyunla başlayıp aşağıya doğru göğüslere uzanan geniş bir bölgeyi kapsar. Bu bölgede ince bir deri onun hemen altında ise çok az bir yağ dokusu bulunur. Bu nedenle hem kırışmaya hem de güneş lekelerinin oluşmasına yatkındır. Dekolte alanında gördüğümüz en önemli iki sorun ince kırışıklıklar ve pigmentasyon bozuklukları yani lekelenmelerdir. Bunlara ek olarak bazen ince damarlarda artış da olabilir.

    Boyun ve dekolte için Botoks

    Botoks mimik hareketlerine bağlı dinamik kırışıklıklar için uygundur ve en çok etkili olduğu bölge, alın ve göz çevresidir. Ancak düşük dozlarda boyun ve dekolte bölgesi kırışıklıklarında da çok etkilidir. Yapılış tekniği alına göre belirgin farklılık gösteren dekolte bölgesi uygulaması, buradaki kırışıklıklarınızdan 3-4 ay boyunca kurtulmanızı sağlayacaktır. Şayet dekolte bölgesindeki ince kırışıklıklar sizi rahatsız etmeye başladıysa üst yüz bölgenize botoks yaptırırken dekolte alanı içinde uygulama aklınızda olsun. Her birey bu uygulama için uygun olmadığı için hekiminiz bunu değerlendirip sizin uygunluğunuza karar vermelidir.

    İnce dolgular

    Dekolte alanınızda deriniz çok ince değil ve artık yerleşmiş birtakım kırışıklıklar mevcutsa, ince dolgulardan yardım almakta fayda var. Bu dolgular incelikleri ve akışkanlıklarıyla kolayca derinin üst tabakalarına verilebilir ve dekolte bölgesindeki kırışıklıklarınızın açılmasını sağlarlar. Bu dolguları yılda 2-3 defa yaptırmanız aldığınız sonucu her seferinde daha iyi hale getirecektir.

    Işığın gücü

    BBL yani geniş spektrumlu ışık teknolojisinde kontrollü bir ışık kaynağından çıkan enerji değişik filtreler kullanılarak derinin değişik derinliklerindeki farklı hücrelere ulaşarak etki gösterir. Tercih edilen filtreye göre deri ve deri altında sıkılaşma, yüzdeki yaşlılık ve güneş lekelerinin giderilmesi, yüzdeki ve gövdedeki damar genişlemelerinin tedavisi (kırmızı-ince kılcal damarlar) 4-5 seansla mümkün olur. Her sene bir kür olarak yaptırıldığında deri kalitesinde kalıcı düzelme görülür.

    Lazerle dekolte gençleştirme

    Coolaser, gelişmiş bir lazer teknolojisi olup amacı deriyi yakmadan üst tabakanın uzaklaştırılmasıdır. Bu işlem sonrasında alttan yeni, daha parlak ve pürüzsüz bir cilt gelişimi meydana gelir. Lazerin derin tabakalara yaptığı etki ise kollajen üretiminde artıştır. Kısaca Coolaser üst tabakayı yenilerken altta da yıllar içinde azalan kollajen dokunun yerine konulmasını sağlar. Yılda iki kez yapılması dekolte alanınız için yeterli olacaktır.

    Ses dalgaları

    Ulthera odaklanmış ses dalgalarıyla deri altı dokusuna ulaşarak bu alanda kontrollü bir hasar bırakır. İyileşmenin sonucu deride sıkılaşma olarak kendini gösterir. Altı ay sonra sonuçları kendini gösterir ve yılda bir kez yapılması yeterli olacaktır.

    (Prof. Dr. Reha Yavuzer / Akşam Gazetesi)

  • Hamilelikte kullanılması sakıncalı olan bitkiler

    Hamilelikte kullanılması sakıncalı olan bitkiler

    Bitki çayları son zamanlarda giderek popülerite kazanan içecekleridir. Eskiden sadece aktarlarda satılan bitkiler ve bunlardan elde edilen çaylar günümüzde hemen her markette pazara sunulmaktadır.

    Bitkilerin hastalıkları tedavi edici etkisi ve bu amaçla kullanımı neredeyse insanlık tarihi kadar eskidir. Bazı kültürlerde ayrı öneme sahip olan şifalı bitkiler günümüzde de bazı hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Ancak bu uygulamaların hemen hiçbir bilimsel verilere dayanmamaktadır.

    Homeopatik olarak adlandırılan bu tedavilerin etkinliği konusunda bilimsel çalışmalar olmadığı gibi bunalrın hamilelik ve emzirme dönemlerinde kullanımı ve etkileri ile ilgili de elimizde hemen hiç veri bulunmamaktadır. Ayrıca bu tip ilaç etkisi olan şifalı bitkilerin bazıları hatta çok masum gibi görünenleri bile yüksek dozlarda alındığında zehir etkisi ya da istenmeyen etki oluşturabilmektedir.

    Hamilelikte kullanılması sakıncalı olan bitkiler | 1

    Bu bitkilerin bir çoğu kaynatılarak suyu içilmekte ya da direkt olarak yenilerek alınmaktadır.

    Kesin olarak güvenli olduğu bilinmeyen bu tür şifalı olduğu ileri sürülen ot ve bitkileri hamileliğinizin ilk ve son trimesterlarında tüketmemeniz yararlı olabilir.

    Bununla birlikte piyasada satılan hazır poşet çayların içindeki maddelerin çoğu normalde diyetiniz içinde bulunan ve büyük olasılıkla hamilelik sırasında zararlı etki göstermeyen maddeler içerir. Bu tür çayları aşırıya kaçmadan tüketmenizde bir zarar yokmuş gibi görünmektedir.

    Bitkisel çay içmek isterseniz satın alırken içerdiği maddelere göz atın. İçindekiler eğer diyetinizde zaten bulunan portakal kabuğu, limon, adaçayı gibi bildik maddeler ise içmenizde sakınca yoktur. Ancak aslan kulağı, yarpuz, cohosh gibi garip ve daha alışık olmadığınız maddeler içeriyorsa kullanmamanız daha uygun olabilir.

    Bazı maddeler ise düşük miktarlarda alındığında yararlı olabilirken yüksek miktarlarda olumsuz etkiler yaratabilir. Bu tür bitkilere en güzel örnek sinameki’dir. Sinameki barsakları uyarıcı etkiye sahip bir bitkidir ancak yüksek miktarlarda alındığında dehidratasyon ile sonuçlanabilecek ciddi ishal tablolarına yol açabilir. Bu hem sizin için hem de karnınızdaki bebeğiniz için hiç hoş olmayan bir durumdur.

    Bazı bitkilerin ise rahim kasılmasını uyarıcı etkileri vardır. Pekçoğu yaygın olarak kullanılmayan bu maddeler doğum sancılarını başlatabileceğinden gebeliğin son dönemlerinde kullanılmaları önerilmez.

    Bir başka konu da ithal çaylardır. İthal çayların içinde ülkemizde yetişmeyen bazı otlar bulunabilir. Bu nedenle içeriğinden emin olunmayan çayların kullanılmaması daha uygun olabilir.

    Kısaca özetlemek gerekir ise yiyecek olarak kullanılan bitkilerin çay şeklinde de alınmasında bir sakınca yoktur.

    Genel olarak hamilelikte kullanılması ya da aşırı miktarlarda alınmaması önerilen bitkiler ve olası etkileri aşağıdaki tabloda incelenebilir.

    Hamilelikte kullanılması sakıncalı olan bitkiler | 2

    Hamilelikte kullanılması sakıncalı olan bitkiler

    Bitki Olası etkisi
    Aloe Vera Yaprakları müshil etkisi gösterdiğinden ağızdan alınmamalıdır
    Sarı çiğdem, Cohosh, (Colichicum autumnale) Yüksek dozlarda alındığında hücre bölünmesini etkileyerek doğum defektlerine neden olabilir.
    Fesleğen (reyhan) yağı Uterus uyarıcıdır. Rahim kasılmalarını başlatabilir.
    Kanotu (Sanguinaria canadensis) Uterus uyarıcıdır. Rahim kasılmalarını başlatabilir. Kusmaya neden olabilir.
    Aslan kulağı (Caulophyllum thalictroides) Uterus uyarıcıdır. Rahim kasılmalarını başlatabilir.
    Karanfil yağı Uterus uyarıcıdır. Rahim kasılmalarını başlatabilir.
    Eşekkulağı, karakafes (Symphytum officinale) Bebek için toksik maddler içerdiğinden kullanılmamalıdır.
    Pamuk kökü (Gossypium herbaceum) Uterus uyarıcıdır. Rahim kasılmalarını başlatabilir.
    Dong quai (Angelica polymorpha var. sinensis) Uterus uyarıcıdır. Rahim kasılmalarını başlatabilir.
    Koyungözü (Tanacetum parthenium) Uterus uyarıcıdır. Rahim kasılmalarını başlatabilir..
    Kırlangıç otu (Chelidonium majus) Uterus uyarıcıdır. Rahim kasılmalarını başlatabilir..
    Ardıç ve ardıç yağı (Juniperus communis) Uterus uyarıcıdır. Rahim kasılmalarını başlatabilir.
    Ökseotu (Viscum album) Uterus uyarıcıdır. Rahim kasılmalarını başlatabilir. İçerdiği toksik maddeler plasentadan bebeğe geçebilir.
    Yarpuz (Hedeoma pulegioides) Uterus uyarıcıdır. Rahim kasılmalarını başlatabilir.
    Kınakına (Cinchona officinalis) Geçmişte sıtma tedavisinde kullanılan bu bitki körlük ve komaya neden olabilir.
    Yalancı Ginseng (Panax notoginseng) Doğum anomalilerine neden olabilir.
    Sedefotu (Ruta graveolens) Uterus uyarıcıdır. Rahim kasılmalarını başlatabilir.
    Kafuriye (Artemisia abrotanum) Uterus uyarıcıdır. Rahim kasılmalarını başlatabilir. Doğum anomalilerine neden olabilir.
    Adasoğanı (Urginea maritima) Uterus uyarıcıdır. Rahim kasılmalarını başlatabilir. Doğum anomalilerine neden olabilir.
    Solucan otu(Tanacetum vulgare) Uterus uyarıcıdır. Rahim kasılmalarını başlatabilir. Doğum anomalilerine neden olabilir.
    Yabani yer elması (Diascorea villosa) Uterus uyarıcıdır. Rahim kasılmalarını başlatabilir.

    Hamilelikte aşırı miktarlarda kullanılması zararlı olabilecek bitkiler.

    Bitki Olası etkisi
    Akçaağaç (Rhamnus frangula) Çok kuvvetli bir müshildir ve bu nedenle yüksek dozlarda uzun süre kullanılmamalıdır.
    Melekotu (Angelica archangelica) Yüksek dozlarda rahim kasılmalarını uyarıcı etkisi vardır ancak düşük dozlarda ve yemeklerde kullanılabilir.
    Anason ve anason tohumu yağı (Pimpinella anisum) Yüksek dozlarda rahim kasılmalarını uyarıcı etkisi vardır, düşük dozlarda ve yemeklerde kullanılabilir ancak yağı kullanılmamalıdır.
    Kimyon (Carum carvi) Yüksek dozlarda rahim kasılmalarını uyarıcı etkisi vardır ancak düşük dozlarda ve yemeklerde kullanılabilir.
    Akdiken kabuğu (Rhamnus purshiana) Çok kuvvetli bir müshildir ve bu nedenle yüksek dozlarda uzun süre kullanılmamalıdır.
    Kereviz tohumu ve yağı (Apium graveolens) Yüksek dozlarda rahim kasılmalarını uyarıcı etkisi vardır ancak düşük dozlarda ve yemeklerde kullanılabilir.
    Papatya yağı Rahim kasılmalarını uyarıcı etkisi vardır ancak papatya çayı içilebilir.
    Tarçın (Cinnamomum zeylanicum) Yüksek dozlarda rahim kasılmalarını uyarıcı etkisi vardır ancak düşük dozlarda ve yemeklerde kullanılabilir.
    Çuha Çiçeği(Primula veris) Çok kuvvetli bir müshildir ve bu nedenle yüksek dozlarda uzun süre kullanılmamalıdır.
    Rezene ve rezene yağı Yüksek dozlarda rahim kasılmalarını uyarıcı etkisi vardır ancak düşük dozlarda ve yemeklerde kullanılabilir.
    Çemenotu (Trigonella foenum-graecum) Yüksek dozlarda rahim kasılmalarını uyarıcı etkisi vardır ancak düşük dozlarda ve yemeklerde kullanılabilir.
    Sarımsak(Allium sativa) Yüksek miktarlarda tüketilmesi mşde yanmasına neden olabileceği gibi emzirme döneminde süte kendine özgü kokusunu verebilir.
    Yasemin yağı Yüksek dozlarda rahim kasılmalarını uyarıcı etkisi vardır.
    Kore Ginsengi (Panax ginseng) Yüksek dozlarda alınması kız bebekte erkeklik hormonlarının yükselmesine neden olabilir.
    Lavanta (Lavendula argustifolia) Yüksek dozlarda rahim kasılmalarını uyarıcı etkisi vardır ancak düşük dozlarda ve yemeklerde kullanılabilir.
    Meyankökü (Glycyrrhiza glabra) Yüksek dozlarda kan basıncını arttırabilir.
    Yaban kerevizi (Levisticum officinale) Yüksek dozlarda rahim kasılmalarını uyarıcı etkisi vardır ancak düşük dozlarda ve yemeklerde kullanılabilir.
    Mercanköşk, keklik otu (Origanum vulgare) Yüksek dozlarda rahim kasılmalarını uyarıcı etkisi vardır ancak düşük dozlarda ve yemeklerde kullanılabilir.
    Sarısakız, mür (Commiphora molmol) Yüksek dozlarda rahim kasılmalarını uyarıcı etkisi vardır ancak düşük dozlarda ve yemeklerde kullanılabilir.
    Maydonoz (Petroselinum crispum) Yüksek dozlarda rahim kasılmalarını uyarıcı ve fetusu irrite edici etkisi vardır ancak düşük dozlarda ve yemeklerde kullanılabilir.
    Nane yağı Yüksek dozlarda rahim kasılmalarını uyarıcı etkisi vardır ancak kuru nane ya da nane yaprağı yemeklerde kullanılabilir. nane yağı ise kullanılmamalıdır.
    Ahududu yaprağı ve çayı (Rubus idaeus) Yüksek dozlarda rahim kasılmalarını uyarıcı etkisi vardır. Doğumu kolaylaştırmak için kullanılabilir.
    Ravent kökü(Rheum palmatum) Çok kuvvetli bir müshildir ve bu nedenle yüksek dozlarda uzun süre kullanılmamalıdır.
    Biberiye ve biberiye yağı Yüksek dozlarda rahim kasılmalarını uyarıcı etkisi vardır ancak düşük dozlarda ve yemeklerde kullanılabilir.
    Safran (Crocus sativa) Yüksek dozlarda rahim kasılmalarını uyarıcı etkisi vardır ancak düşük dozlarda ve yemeklerde kullanılabilir.
    Adaçayı Yüksek dozlarda rahim kasılmalarını uyarıcı etkisi vardır ancak düşük dozlarda ve yemeklerde kullanılabilir.
    Sinameki (Senna alexandrina) Çok kuvvetli bir müshildir ve bu nedenle yüksek dozlarda uzun süre kullanılmamalıdır.
    Siyah çay(Camellia sinensis) Fazla miktarda alınması çarpıntıya neden olabilir.
    Kekik yağı (Thymus vulgaris) Rahim kasılmalarını uyarıcı etkisi olabilir ancak kuru kekik yemeklerde kullanılabilir.
    Mine çiçeği (Verbene officinalis) Yüksek dozlarda rahim kasılmalarını uyarıcı etkisi vardır ancak düşük dozlarda ve yemeklerde kullanılabilir.

     

    Kaynak: mumcu.com / Dr. Ahmet Mumcu

  • Yanlış Sutyen Seçimi Baş Ağrısı Yapıyor

    Yanlış Sutyen Seçimi Baş Ağrısı Yapıyor

    Sürekli başınız mı ağrıyor? Baş ağrılarınızın nedeni yanlış sutyen seçiminiz olabilir.

    Bir çamaşır sitesinin yaptığı araştırmaya göre yanlış sutyen ölçüsü bir çok sağlık soruna neden olduğu ortaya çıktı.

    Doğru beden ölçüsü bilinmeden alınan sutyenler vücudu fark etmeden sıkıştırıyor. Sıkı sutyenler sinirlere baskı yaptığından dolayı kaslara ve kan dolaşımını olumsuz etkiliyor.

    Göğüsler daha büyük görünsün diye takılan sıkı sutyenler sırtta ağırlık hissi, başta ağrı ve kollarda karıncalanmalara neden oluyor. Bunun dışında sağlıklı nefes alımını da etkiliyor.

    Bedeninize uymayan sutyen takmaya devam ettiğinizde göğüs dokunuzdaki bağlar zedelenir ve zamanla sarkmalar meydana gelir.

    Eğer bedeninize uygun olmayan ölçüde sutyen kullandığınızda göğüsleriniz zamanla sarkar ve omuzlardaki tendonlar zarar görür.

    Yanlış Sutyen Seçimi Baş Ağrısı Yapıyor | 3

    Doğru sutyen seçimi nasıl olur?

    Tam olarak bedeninize uygun sutyen bulmak zordur ama bu yöntemlerle daha doğru tercihler yapabilirsiniz.

    Unutmayın ki yanlış sutyen seçimi göğüslerinizin güzelliğini zamanla kaybeder.

    -Sutyen bedeniniz her zaman aynı olmak zorunda değil.

    -Göğüs ve göğüs çevrenizi ölçün.

    -Balen çok kısa olmamalı ve teninizde kırmızı izler bırakmamalı.

    -Sutyen kayışına da dikkat edin.

    -Yaşınıza ve vücudunuza uygun sutyen seçimi yapın.

  • Hamilelikte Unutkanlığa Çözüm

    Hamilelikte Unutkanlığa Çözüm

    Hamilelik döneminde yaşayacağınız dalgınlıkların önüne geçebilirsiniz.

    Mucizelerle dolu hamilelik dönemi, değişen hormonlarla birlikte hayatınıza bazı farklılıklar da getiriyor elbette. Normalden daha dalgın ve unutkan olmak da bunlardan biri. Unutkanlığından şikayetçi olan sevgili anne adayları, yalnız değilsiniz! Hemen her annenin aynı durumdan geçtiği bu dönemde hayatınızda kolaylık sağlayacak bazı çözümlerimiz var.

    1. Not alın

    Önemli-önemsiz düşünmeden, “Bunu asla unutmam!” demeden her şeyi defterinize not alın. Akşamüstü arkadaşınızla buluşacağınız, iş toplantılarınız, ne yemek yapacağınız ya da alışverişte neler alacağınız… Listeye dilediğiniz her şeyi dahil edebilirsiniz.

    2. Teknolojiden yararlanın

    Akıllı telefon ve tabletlerde kendinize ufak notlar alacağınız ve hatırlatma kuracağınız pek çok uygulama yer alıyor. Size göre en işlevsel olanına karar vererek programlarınızı ve notlarınızı buraya kaydedebilirsiniz.

    3. İş bölümü yapın

    Evde her işi yalnız başına üstlendiğinizde bir şeylerin gözden kaçması çok normal değil mi? Bir de hamileliğin getirdiği dalgınlık hali eklenince, kendinizi sürekli “Şimdi ne yapacaktım?” derken bulabilirsiniz. Bu yüzden evdeki diğer bireylerle iş bölümü yaparak yükünüzü hafifletmenizi öneririz.

    4. Nefes egzersizleri ve meditasyonu deneyin

    Sizi bulunduğunuz ana getirip odaklanmanızı kolaylaştıracak bir çözüm önerisi de nefes egzersizleri ve meditasyon. Dikkat dağınıklığınızın üstesinden gelmek için her gün 10 dakikanızı nefes egzersizlerine ayırabilirsiniz.

    5. Önemli eşyalar için bir yer belirleyin

    Anahtar, cüzdan, gözlük, çanta, telefon gibi en acil ihtiyaçlarınız için sabit bir yer belirlemek, bu eşyaların ortalıktan kaybolmasını önleyecektir. Böylece evden çıkmanız gerektiğinde vakit kaybetmeden toparlanabilirsiniz.

    6. Beslenmenize dikkat edin

    Unutkanlık konusu her ne kadar hamilelikle değişen hormonlara bağlı olsa da unutkanlığa iyi gelen besinler ile bu durumun üstesinden daha kolay gelebilirsiniz. Ceviz, fındık, yer fıstığı, badem ve diğer kuru yemişler, somon, yabanmersini, tahıllı gıdalar, ıspanak, bitter çikolata gibi besinlerin hafızaya iyi geldiği biliniyor.

    7. Doğada vakit geçirin

    Doğada vakit geçirmek, çevredeki pek çok uyarandan uzaklaşıp tamamen kendinize odaklanmanızı sağlar. Üstelik doğada yapılan aktiviteler size sadece zihinsel değil, fiziksel ve ruhsal faydalar da sunuyor olacak.

  • Hapşırık nedeni alerjik rinit mi?

    Hapşırık nedeni alerjik rinit mi?

    Gün içerisinde sürekli hapşırıyor ve çevrenizden “Çok yaşa” cümlesini sık işitiyorsanız, uzmanlara göre, alerjik rinit kontrolünden geçmenizde fayda var.

    Stres ve sigara kullanımı gibi birçok nedenin yol açtığı alerjik rinit, dikkat edilmediği takdirde alerjik sinüzit ve astımla birlikte tehlikeli boyutlara varabiliyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Yelda Turgut Çelen, alerjik hastalıkların çeşitleri ve tedavisi hakkında şu bilgileri verdi:

    “Alerjik rinit, ortamda bulunan alerjenin nefes alma esnasında burun iç yüzeyine yapışması sonucu duyarlılığı olan kişilerde; hapşırma, burun akıntısı, burun ve genizde kaşıntı, burun tıkanıklığı ve damakta kaşıntıya neden olan bir hastalıktır. Burun akıntısı devam ettiği için hasta geceleri geniz akıntısı ve öksürük ataklarından yakınır; gündüz ise sürekli geniz temizleme ihtiyacı olur. Alerjik rinit hayatı tehdit etme özelliği olmayan; ancak hastanın günlük aktivitelerini etkileyerek yaşam kalitesini belirgin şekilde bozan bir hastalıktır. Alerjik yakınmalar bu hastalarda; baş ağrısı, burun kanaması, uyku bozuklukları, konsantrasyon bozuklukları ve performans düşüklüğüne neden olur. Konsantrasyon bozukluğu nedeniyle hasta çocuk ise okul başarısı, erişkinse iş başarısı düşer. Bunlar da uzun vadede ruhsal bozuklukların çıkmasına neden olabilir.

    HALIDAN, EVCİL HAYVANA PEK ÇOK ETKEN NEDEN OLABİLİR
    Alerjik rinit 3 ayrı kategoride incelenebilir. Bunlardan bir tanesi, yıl boyu süren alerjik rinit yani; ev tozu akarı, mantar, ülkemizde seyrek olan hamam böceği, kedi, köpek, kuş gibi evcil hayvanlar ve bitki polenlerine bağlı olarak görülebilir. Mevsimsel alerjik rinit yani; ağaç, ot, yabani ot, hububat polenine bağlı oluşan alerjidir. Yıl boyu süren ancak mevsimsel artışlar gösteren alerjik rinit ise sorumlu alerjenler yani; “mite”lar ve polenlerdir.

    ALERJİK ASTIM RİSKİNİ 8 KAT YÜKSELTİYOR
    Alerjik rinit, genellikle alerjik konjonktivit (göz nezlesi), alerjik sinüzit veya astımla birliktelik gösterir. Alerjik konjonktivit eşlik ettiğinde gözlerde yanma, batma, kaşınma, sulanma gibi bulgular da görülebilir. Yine bu hastalarda eğer alerjik sinüzit varsa; geniz akıntısı, baş ağrısı, gece gelen öksürük nöbetleri olabilir. Ayrıca alerjik rinit, kronik (müzmin) sinüzit ve orta kulak iltihabının en sık saptanan nedenidir. Alerjik rinitli hastalarda bronş alerjisi yani alerjik astım sıklığı ve riski çok daha yüksektir (2-8 kat). Alerjik rinitlilerdeki alerjik astım sıklığı ortalama % 25-30`dur. Ayrıca alerjik astımlı hastaların yüzde 70`inde alerjik rinit öyküsü vardır. Bu nedenle alerjik rinit tanısı konan çocuk ve genç erişkinler alerjik astım açısından da değerlendirilmeli ve izlenmelidir. Astımın da birlikte görüldüğü hastalarda, nefes darlığı, hırıltılı solunum, göğüste sıkışma hissi, öksürük gibi bulgular olabilir.

    STRES, HAVA KİRLİLİĞİ VE SİGARA TETİKLER
    Solunum yolu alerjisine yol açan alerjenler haricinde; stres, hava kirliliği, sigara dumanı, deterjan ve parfüm gibi kimyasal maddeler de alerjik yakınmaların ortaya çıkmasında ya da artmasında tetikleyici rol oynar. Tanı için muayene ve birtakım tanı testleri yapılmalıdır. Kişinin şikâyetlerinin hangi alerjene bağlı olarak ortaya çıktığını saptamak için, alerji deri testleri` uygulanabilir. Tedavide temel yöntem, tüm alerjik hastalıklarda olduğu gibi alerjenden korunmaktır. Alerjik rinit tanısı kesinleştirildikten sonra tedavi için izlenecek yol, alerjilerden kaçınma ve korunma, ilaç tedavisi ve seçilmiş hastalarda aşı tedavisi uygulanması şeklindedir.”

    Kaynak: ntv.com.tr

  • Grip kapınızı çalmadan şimdiden önleminizi alın

    Grip kapınızı çalmadan şimdiden önleminizi alın

    Güneşli günlere ağır ağır veda edilen bu günlerde beslenmeye daha çok dikkat etmek gerekiyor. Mevsim geçişlerinde bağışıklık sisteminin zayıflaması ile birlikte hastalıklara yakalanma riski de daha çok artıyor.

    Vücut direncini yükseltmek için vitamin-mineral ve antioksidan gibi bileşiklerin besinlerle sağlanması bu dönemde daha da önem kazanıyor. En güçlü ve en doğal antioksidan, vitamin ve mineral kaynaklarımız olan yeşil yapraklı sebzeler ve meyvelere günlük beslenme düzeninde mutlaka yer verilmesi gerekiyor. Günde 4-5 porsiyon meyve-sebze tüketimi yeterli vitamin dengesini sağlamaya yardımcı olacaktır.

    Soğuk Algınlığına C Vitamini

    Antioksidan olarak da görev yapan ve bağışıklık sistemini güçlendiren C vitamini, soğuk algınlığında etki göstererek belirtileri hafifletiyor. Vücutta depo edilmediği için günlük olarak tüketilmesi gerekiyor. C vitamini, sadece limon, portakal gibi turunçgillerde değil, kuşburnu, kırmızı ve yeşil sivri biber, maydanoz, roka, domates de bulunuyor.

    Sağlıklı Bağırsaklar ve Güçlü Bağışıklık Sistemi

    Bağışıklık sisteminin güç kaynağı sağlıklı bağırsaklardır. Son dönemde yapılan araştırmalarda probiyotik ve bağışıklık sistemi arasında güçlü ilişki olduğu ortaya konmuştur. Bu nedenle düzenli olarak ayran, yoğurt veya kefire günlük beslenmenizde yer vermeniz, bağışıklığınızın desteklenmesinde olumlu sonuçlar doğuracaktır. Evde yaptığınız yoğurtlara probiyotik maya kullanabilirsiniz. Barsak fonksiyonları düzenli çalışmayan kişiler günlük probiyotik tabletlerden destek alabilirler.

    Su Tüketimine Dikkat !!!

    Azalan hava sıcaklığı ile su tüketimini azaltmak hem vücutta atık maddelerin birikmesine hem de cilt kuruluğu gibi problemlere yol açacağından günlük su tüketimine dikkat edilmelidir. Ayrıca vücut ısınızın ayarlanması ve sağlıklı böbrek fonksiyonları için de düzenli su tüketimi önemlidir.

    Sonbahar Depresyonundan Besinler İle Korunun

    Bu mevsimde artan depresyon eğilimi ve stresi kontrol altına almada B vitaminlerinden zengin beslenmenin hayli faydasını göreceksiniz. B grubu vitaminler et, deniz ürünleri, yumurta ve peynirde bulunmaktadır. Açılan balık sezonuyla beraber haftada 2 kere balık tüketimi, içerdiği omega-3 sayesinde hem bağışıklığı güçlendirecek hem de sinir sisteminizi olumlu etkileyecektir.

    Her Besini Mevsiminde Tüketin.

    Doğa her mevsim vücudun ihtiyaç duyduğu besin ögesi bileşimine sahip yiyecekleri bizlere sunmaktadır. Besinleri vücudunuz için mucizeye dönüştürmek sizin elinizde.

    Her zaman mevsimine uygun beslenilmelidir. Böylece hem en doğal besinler tüketilir hem de vücudun o mevsim ihtiyaç duyduğu besin öğeleri karşılanmış olur.

    Hangi Ay Hangi Meyve Hangi Sebze

    Sonbaharda özellikle tüketilmesi gereken sebzeler: Havuç, salatalık, taze fasulye, yeşil biber, patlıcan, dolmalık biber, börülce, bamya, kırmızı biber, mantar, mısır, barbunya, kabak, fesleğen, biberiye, nane, maydanoz, tere, domates, dereotu, soğan.

    Meyveler: Şeftali, karpuz, üzüm, mürdüm eriği, incir, kızılcık, taze ceviz, fındık

    EKİM ayında;

    Sebzeler: Havuç, salatalık, yeşil biber, patlıcan, domates, kırmızı biber, mantar, yer elması, lahana, pırasa, karnabahar

    Meyveler: Nar, üzüm, incir, kızılcık, armut, kestane, fındık, ceviz

    KASIM ayında;

    Sebzeler: Lahana, kereviz, havuç, karnabahar, pırasa, ıspanak, balkabağı, yer elması, pazı, marul, roka, soğan, biberiye, nane, maydanoz, tere.

    Meyveler: Portakal, ayva, nar, greyfurt, artmut, Trabzon hurması, kivi, muz, mandalina

    Dyt. Aysu BEKCİ

  • Sağlıklı Kış Çayları

    Sağlıklı Kış Çayları

    Havaların soğumasıyla birlikte içinizi ısıtacak olan kış çaylarına ne dersiniz?

    Kış aylarının vazgeçilmezi olan kış çayları yine içinizi ısıtacak. Hem sağlığı koruması hem de müthiş tatlarıyla bu kış size iyi gelecek.

    İşte kış aylarına daha bir anlam katan kış çaylarını okumaya ne dersiniz?

    İşte sağlıklı kış çayları listesi:

    Keçiboynuzlu Sıcak Çikolata

    Kış aylarının ayrı bir keyfi olan sıcak çikolatayı bir de böyle deneyin. Bir bardak sıcak sütün içine biraz bitter çikolata ve keçiboynuzu tozu ekleyerek muhteşem damak tadını yakalayabilirsiniz. Kullanacağınız çikolata özellikle bitter olsun. Çünkü bitter çikolata kanama önleyici etkisi sayesinde kan basıncını dengeliyor.

    saglikli-kis-caylari-1

    Gül Yapraklı Rezene Çayı

    Kendinize özel bir çay yapmak istiyorsanız işte o gül yapraklı rezene çayıdır. Rezene yaprakları bağırsak hareketlerinizi düzenler ve sizi sakinleştirir.

    Portakallı zencefil çayı

    Kış aylarının en sağlıklı kış çayları arasında yer alan zencefilli çayın faydaları saymakla bitmiyor. En önemli etkisi bağışıklığı düzenlemesidir. Bunların dışında gaz sorunlarına karşı etkili ve mide bulantısını da gideriyor. Zencefille suyu kaynatın ve içine portakal sıkın. İşte çayınız hazır!

    Elma Çayı

    Kış aylarının en sağlıklı meyvelerinden biri olan elma çayı bağışıklığınızı güçlendirecek ve öksürüğünüze iyi gelecek. Bir elmayı kabuklarıyla birlikte kaynayan suya dilimleyin. İçine karabiber, karanfil ve tarçını atın.

  • SMA hastalığı (Gevşek Bebek Sendromu) nedir, nasıl tedavi edilir?

    SMA hastalığı (Gevşek Bebek Sendromu) nedir, nasıl tedavi edilir?

    SMA Türkiye’de bilinen adıyla Gevşek Bebek Sendromu, dünyada ve ülkemizde pek çok çocuğun hayatını kaybetmesine neden oluyor. Çocukluk döneminde kendini göstermeye başlayan bu hastalık, omurilikteki ön boynuz denilen bir bölgedeki hareket siniri hücreleri etkiliyor.

    SMA HASTALIĞI NEDİR?

    Spinal Müsküler Atrofi (SMA), hareket sinir hücrelerinden (motor nöronlardan) kaynaklı nöro-müsküler bir hastalık. 3 evrede görülen SMA hastalığının en tehlikelisi SMA Tip 1 denilen evre. SMA Tip 1 hastalığının belirtileri çocukluk yaşlarından itibaren gözle görülebiliyor. Bu belirtiler içerisinde yutkunma ve solunum zorluğu, desteksiz oturamama gibi sorunlar görülüyor.

    SMA hastalığı (Gevşek Bebek Sendromu) nedir, nasıl tedavi edilir?
    SMA hastalığı (Gevşek Bebek Sendromu) nedir, nasıl tedavi edilir?

    SMA TÜRKİYE’DE DE SIK GÖRÜLMEYE BAŞLADI

    Batı dünyasında çok sık rastlanılan, bebek ölümlerine neden olan genetik hastalık SMA‘ya, son yıllarda ülkemizde de sık rastlanılmaya başladı. Edinburgh Üniversitesi’nde yapılan deneye göre her 6 bin doğumdan birinde görülen SMA tanısı %95 delesyon tanısı olarak DNA testi sonucuyla konuyor. Geriye kalan %5 oranındaki bozukluk diğer hasar veren mutasyonlar şeklinde gelişebiliyor. 6000 – 10000 doğumda bir görülebilen hastalıkta 40 çocuktan biri taşıyıcı olabiliyor. Her iki ebeveynden bozuk gen çocuğa geçtiğinde ancak çocuk SMA hastası olabiliyor. Sadece anneden veya sadece babadan bozuk gen aktarımı çocukta hastalık oluşturmuyor, ancak taşıyıcılık oluşturabiliyor.

    SMA HASTALIĞI NASIL TEDAVİ EDİLİR?

    Belirli bir tedavisi olmayan SMA’da sadece bazı bakımlar yapılarak, hastanın yaşam kalitesinin artırılması amaçlanıyor. SMA hastalığında kesin tedavinin bulunması için 2 tür çalışma yapılıyor. Bunlardan biri genetik terapi. Bu terapi ile SMA rahatsızlığının nedenleri ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Diğer tedavi şekli ise hücresel değiştirme terapisi. Bu yol ile ölü hücreler veya ölmeye başlayan hücreler yenileriyle değiştirilmeye çalışılıyor.

    SMA Tip 1 hastası olan gençlerde motor nöronlar yenilenmeye daha uygun. Ancak omurilik zedelenmesinden kaynaklanan SMA rahatsızlıklarında hangi hücrelerin değiştirilmesi gerektiği henüz tespit edilebilmiş değil. Ayrıca SMA Tip 1 hastası olan bebeklerde omuriliğe kök hücre enjekte edilmesi fayda sağlayabiliyor. Bunun temel nedeni, küçük çocukların hala gelişim çağında olmaları. Bebeklerde ve çocuklarda kök hücrelerin yaşam şansının çok fazla olması fırsat olarak nitelendiriliyor. Travma ve omurilik zedelenmesinden sonra ortaya çıkan rahatsızlıklar da ise, hücre nakli pek mümkün olmuyor.

  • Özel hastanede ücretsiz kanser ameliyatı

    Özel hastanede ücretsiz kanser ameliyatı

    Sağlık Bakanlığı, dünyada bir ilke imza atarak özel hastanelerde yapılan tüm kanser ameliyatları ve tedavilerini ücretsiz yapacak.

    Yeni Asır’dan Safure Cantürk’ün haberine göre Sağlık Bakanı Müsteşarı Prof. Eyüp Gümüş, fertlerden biri kanser olunca ailelerin varını yoğunu satıp en iyi doktor, en iyi hastaneye gitmek istediğini belirterek, “Şimdi devlet, özel hastanelere tüm harcamayı ben vereyim ama hastadan 5 kuruş para almayın diyecek” dedi.

    Komisyon kurulacak

    Gümüş, “Aynı acil servisler, yoğun bakım, organ nakli gibi kanser cerrahisi de SGK ile anlaşmalı özel hastanelerde ücretsiz olacak. Tüm parasını devlet ödeyecek. Bir kanser hastası tüm tedavi süresince özel hastanede özel doktordan tedavi almak istiyorsa, ışın tedavisi, kürleri, ilaçları ve ameliyatında cebinden 5 kuruş ödemeyecek. Bunun maliyeti 1 milyar ise 1 milyar ödeyeceğiz. Yılda sağlık için 105 milyar harcayan devlet bundan kaçınmayacak. SGK ile yazışmaları tamamladık. Komisyon toplanacak, yılbaşı itibariyle bir durum değerlendirmesi yapacağız” dedi.

  • Estetik Cerrahide Mikro Nano Yağ Enjeksiyonu

    Estetik Cerrahide Mikro Nano Yağ Enjeksiyonu

    Mikro nano yağ enjeksiyonu, estetik cerrahide yağ alma ve yağ enjeksiyonu işleminin bir arada kullanıldığı bir tekniktir.

    Yüz gençleştirme operasyonlarından vücut şekillendirmeye kadar çok sayıda estetik işleminde kullanılabilmektedir. Nano yağ enjeksiyonunun avantajı ise kişinin kendi yağ hücrelerinin kullanılarak estetik işlemlerinin gerçekleştirilmesidir. Yağ enjeksiyonu hacim kazandırma ya da zamanla kaybolan hacim değişikliklerini düzenlemek için yapılır.

    mikro-cerrahide-mikro-nano-4

    Özellikle yüz gençleştirme operasyonlarında oldukça etkili sonuçlar sağlamaktadır. Liposuction teknikleri ile alınan yağ hücreleri özel bir işlemden geçirilerek hacim ihtiyacı olan bölgelere enjekte edilir. Mikro nano yağ hücreleri özellikle göz çevresi problemleri, ağız kenarı kırışıklıkları, mimik çizgileri, dudak çevresi çizgileri, kaş arasındaki dikey çizgiler ve alındaki yatay çizgilerin tedavisinde tercih edilir. Yüz germe ameliyatlarında rötuş ve tamamlayıcı işlem olarak da zaman zaman kullanılır.

    mikro-cerrahide-mikro-nano-2

    Kişinin kendi yağ hücreleri kullanılır

    Mikro nano yağ enjeksiyonunda hastanın kendi yağ hücreleri kullanıldığı için herhangi bir alerji riski taşımaz. Etkisi diğer dolgu enjeksiyonu malzemelerine göre daha uzun sürer, yaklaşık 2 yıl gibi bir dayanıklılığı vardır. Hem liposuction yani yağ alma hem de enjeksiyon olmak üzere iki farklı işlem gerektirdiği için mutlaka alanında uzman bir cerrah tarafından klinik bir ortamda gerçekleştirilmesi gerektiği unutulmamalıdır.

    Eğer sizin de yüzünüzde hacim eksikliği varsa, göz çevrenizde ya da cildinizde kırışık ve oluklar varsa mikro nano yağ enjeksiyonundan faydalanabilirsiniz. Mikro nano yağ enjeksiyonu ile minimal dozlar uygulandığı için ameliyata gerek kalmaksızın estetik sorunlarınızdan kurtulmuş olursunuz. Ayrıca bu operasyon sadece yüz için değil vücuttaki meme, popo, kalça gibi hacim kazandırılması istenen bölgeler için de kullanılır.

    mikro-cerrahide-mikro-nano-3

    Kendi yağınızdan elde edilen enjeksiyon malzemesi, non invaziv yani ameliyatsız teknikler ile siz de estetik sorunlarınızdan kurtularak doğal bir görünüme kavuşabilirsiniz. Bunun için alanında uzman bir cerrahtan ayrıntılı bilgi ve destek alabilirsiniz.

    Sevgiyle kalın.

    Op. Dr. Güncel Öztürk

    http://www.guncelozturk.com/

    Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı