Kategori: Sağlık

  • Apandisit Belirtileri Nelerdir? Apandisit Neden Olur? Tedavisi

    Apandisit Belirtileri Nelerdir? Apandisit Neden Olur? Tedavisi

    Apandisit, apandisin iltihaplanmasının sonucudur. Karnın sağ alt tarafında parmak şeklinde bir kesedir. Vücutta ne işi yaradığı tıbbi olarak da pek bilinmemektedir. Apandisit belirtileri nelerdir? Apandis ağrıları nasıl geçer? Tedavisi yazmızda sizlerle.

    Apandisit, sağ alt karın bölgesinde ağrıya neden olur. Ancak, çoğu insanda, ağrı göbek çevresinde başlar ve sonra dağılmaya başlar. Eğer hızlı bir çözüm yapılmaz ise ağrı daha da artar ve şiddetli ağrılar başlar.

    Genellikle 10-30 yaş aralığında ki bireylerde görülmektedir. Standart apandisit tedavisi, cerrahi bir işlem ile sorunlu bölgenin çıkarılması ile gerçekleşmektedir.

    Apandisit Belirtileri Nelerdir? Apandisit Neden Olur? Tedavisi | 1

    Apandisit Belirtileri

    Apandisit belirtileri ve semptomlarından bazıları şunlardır:

    • Karnın sağ alt bölgesinde aniden başlayan bir ağrı
    • Göbeğin etrafında başlayan ve sağ alt karın bölgesine doğru kayan bir ağrı
    • Öksürme, yürüme veya sarsıcı hareketlerde bulunulması sonucunda kötüleşen ağrı
    • Mide bulantısı ve kusma
    • İştahsızlık
    • Hastalığın ilerlemesi ile oluşan düşük dereceli ateşlenmeler
    • Kabızlık ve ishal gibi dışkı sorunları
    • Karın bölgesinde şişkinlik

    Ağrının yeri, yaşa ve duruma göre farklılık gösterebilmektedir. Örneğin, hamile kadınlarda apandisit belirtileri üst karın bölgelerinde yaşanabilmektedir.

    Apandisit Nedenleri

    Enfeksiyonun neden olduğu apandisin astarındaki bir tıkanıklık, apandisitin en olası nedenidir. Bu tıkanıklıktan dolayı bakteriler hızla çoğalır, bu da apandisin iltihaplanmasına, şişmesine ve irinle dolmasına yol açar. Bu apandisit nedenleri içerisinde ki en çok karşılaşılan nedendir.

    Bundan ayrı olarak bağırsak hastalıklarından, travmadan veya tümörlerden dolayı da apandisit ile karşılaşılabilmektedir.

    Apandisit Belirtileri Nelerdir? Apandisit Neden Olur? Tedavisi | 2

    Apandisit Tedavisi

    Apandisit tedavisinin standart ve tavsiye edilen türü ameliyat olunmasıdır. Ancak şahsın ameliyat olmaya müsait bir bünyesi olmaması durumunda antibiyotik ilaçları ile tedavi olabilmektedir. Genellikle ilaçlı tedavi de apandisit ağrıları bittikten sonra tekrar ağrılar başlayabiliyor. Bu yüzden bir engel teşkil etmiyorsa şahsın cerrahi bir tedavi ile sıkıntılı olan bölümün aldırması en iyisi olacaktır.

    Gebelikte Hamilelikte Apandisit Ameliyatı Olanlar Tıklayın !

  • Böcek Isırmasına Ne İyi Gelir? Böcek Sokmasına Bitkisel Çözüm !

    Böcek Isırmasına Ne İyi Gelir? Böcek Sokmasına Bitkisel Çözüm !

    Havaların bahar ve yaz aylarına gelmesi ile açılan piknik sezonu ailecek güzel zamanlar geçirildiği zamanlardır. Piknik alanında güzel zamanlar geçirilmesi sonrası eve dönüş yolunda böcek ısırıkları izleri vücudun pek çok bölümünde gözlenir. Isıran böceğin türüne göre deri tahriş, kabarma ve iltihaplanmalara yol açabilen bu durumlarda kişinin alerjisinin bulunmadığı durumlarda endişe edecek bir duruma rastlanmamaktadır. Doğal olmayan kremlere veya ilaçlara başvurmadan önce evde uygulayabileceğiniz yöntemleri kullanarak böcek ısırmasından kaynaklı sorunları kolayca giderebilirsiniz. Bu yazımızda pikniğe gittiğiniz için pişmanlık duymanıza sebep olabilecek böcek ısırmalarına evlerinizde bulunan malzemeler ile nasıl müdahale etmeniz gerektiği konusunu aydınlatacağız.

    Böcek Isırma Belirtileri Nelerdir?

    Doğal ortamla iç içe olunca cildinizde meydana gelen her kızarıklığa böcek ısırması teşhisi koymadan önce böcek sokması nasıl anlaşılır konusunun açıklığa kavuşması gerekmektedir. Ciltte gözlenen kızarıklıklar tek başına böcek ısırmasına işaret etmemektedir. Kızarıkla birlikte;

    • Kaşıntı,
    • Ağrı,
    • Şişme,
    • Bölgesel ateş

    Belirtilerinin bir kaçı daha gözleniyorsa böcek ısırma teşhisi konabilir. Böcek ısırmasına maruz kalan kişinin alerjisi bulunması halinde;

    • Hırıltılı solunum,
    • Nefes darlığı,
    • Halsizlik,
    • Mide bulantısı,
    • Soğul ter

    Belirtileri göstermesi halinde tıbbi yardım için acilen en yakın sağlık kurumuna götürülmesi gerekmektedir.

    Böcek Isırmasına Ne İyi Gelir? Böcek Sokmasına Bitkisel Çözüm ! | 3

    Böcek Isırmasına Evde Neler Yapılabilir?

    Alerjik bir durum gözlenmemesi durumunda böcek ısırması şişlik kızarıklık ne iyi gelir listesinde yer alan tarifler uygulanarak böcek ısırmasının etkiler azaltılabilir. Böcek ısırılan bölgeye;

    • Tuz ile sirke karıştırılarak sürülmesi,
    • Limon sıkılarak suyunun sürülmesi,
    • Kuru soğanı keserek üzerine konulması,
    • Buz uygulaması yapılması,
    • Demlenmiş çay posalarının buzdolabında bekletilerek uygulanması

    Yara oluşumunu önlediği gibi kızarıklıkları giderecektir.  Görüldüğü gibi alerjik bir durum gözlenmemesi halinde panik yapılmasına ve güzel geçirilen gün için pişmanlık duyulmasına gerek bulunmamaktadır. Tüm derdinizin dermanı evinizde bulunan doğal malzemelerde saklıdır.

    Hangi Böcek Isırığı Nasıl Olur? Tıklayın !

    Böcek Sokmalarında İlk Yapılması Gerekenler Tıklayın !

    Sivrisinek Kaşıntısı Nasıl Geçer? Tıklayın !

    Böcek ısırığı mı alerji mi? Tıklayın !

    Çocuklarda böcek sokmasını dikkate alın Tıklayın !

  • Anti HIV nedir? Anti HIV Non Reactive Ne Demek? Anti HIV Testi Sonucu Reactive İse Ne Anlama Gelir?

    Anti HIV nedir? Anti HIV Non Reactive Ne Demek? Anti HIV Testi Sonucu Reactive İse Ne Anlama Gelir?

    Adım adım giderek açıklayalım: İlk olarak “anti HIV nedir?” onu öğrenelim. Anti HIV, AIDS olduğunu düşünen bireyin hastaneye giderek yaptığı kontrol testine denmektedir. Bu testi yapacak olan bireylerin doktor kontrolünde gerçekleştirmeleri ve tüm aşamaları dikkatlice gerçekleştirmeleri gerekmektedir. Bu testlerin sonuçlarını aşağıda anlatılan şekilde yorumlanabilir:

    Anti HIV Testi Sonucu Reactive İse

    Reactive yani test sonucunun pozitif olması vücudun HIV virüsüne karşı antikor ürettiğini gösterir. Bu durum sonucunda AIDS olunduğu kanaati çıkarılamaz. Bu testin ilk aşaması idi. Eğer bu test sonucunun pozitif çıkması ile karşılaşılırsa AIDS için daha net sonuçların elde edilmesi için diğer testlerinde yapılması gerekmektedir. Çünkü; Anti HIV testi sonucunun reactive çıkması ile normal bireyler gibi yaşayan birçok örnek bulunmaktadır. Bu durum virüse dönüştüğünde AIDS ile karşılaşılabilinmektedir.

    Böyle bir durumda kalan bireyin mutlaka tecrübeli bir doktordan yardım alması gerekmektedir. Sadece fiziksel değil, psikolojik tedavi için de mutlaka bir doktor ile düzenli olarak görüşülmelidir. Bu durumda olan bireyler başka biri ile cinsel münasebete girmemelilerdir. Cinsi münasebette bulunan bireyler ile görüşülerek durum anlatılmalı ve bu bireylerinde mutlaka dikkatli bir şekilde testlerinde yaptırmaları istenmelidir.

    Anti HIV nedir? Anti HIV Non Reactive Ne Demek? Anti HIV Testi Sonucu Reactive İse Ne Anlama Gelir? | 4

    Peki, anti HIV nonreaktif ne demek?

    Anti HIV Testi Sonucu Non Reactive İse

    Non reactive HIV test sonucunun negatif olduğu anlamına gelmektedir. Bir anlamada bu test için aslında olumlu sonuç olarak karşılanabilir. Testin yeniden yapılmasına gerek yoktur. Ancak eğer şüpheli bir durum var ise son 3 ayda HIV virüsüne maruz kalınmış olabilir. Bu yüzden 3 ay sonra tekrar yapılması tavsiye edilmektedir. Eğer sonuçlar negatif yani HIV’e karşı antikor bulunmadığını gösteriyor ise AIDS olunmadığı kararı net olarak verilebilir.

    CRP Yüksekliği Nedenleri Nelerdir? Kandaki CRP Yüksekliği Nasıl Düşürülür? Tıklayın !

    Hcg hormonu ve kanda gebelik (hamilelik) testi Tıklayın !

    AMH testi nedir? AMH Testi Ne İçin Kullanılır? AMH Seviyesi Düşük Çıkarsa Ne Olur? Tıklayın !

    Kanda Sodyum Eksikliği Belirtileri Nelerdir? Tıklayın !

  • Adet Söktürücü Bitkiler Nelerdir? Hızlı Adet Söktürücü Bitki Çayları Ve Doğal Yöntemler

    Adet Söktürücü Bitkiler Nelerdir? Hızlı Adet Söktürücü Bitki Çayları Ve Doğal Yöntemler

    Kadınlarda bazı dönemlerde çeşitli sebepler doğrultusunda görülebilen adet gecikmesinin başlıca nedenleri arasında dönemsel hastalıklar, aşırı stres, spor faaliyetleri ve aşırı antrenman yapılması, hızlı kilo alınması ya da hızlı kilo verilmesi, uzun süren seyahatler, ergenliğe giriş ya da menopoz zamanının yaklaşması gösterilirken, adet gecikmesi yaşanan durumlarda kullanılan adet söktürücü doğal yöntemler östrojen hormonunu dengelerken, rahim kasılmalarını arttırarak adet gelebilmesine yardımcı olurlar. Ancak durumun sürekli hale gelmesi nedeniyle mutlaka bir kadın doğum uzmanı hekime danışılması da önemle tavsiye edilmektedir. Unutulmamalıdır ki düzenli adet görülmesi rahmin ve doğurganlığın sağlıklı olduğunu gösterirken tekrarlayan adet gecikmesi ve adet düzensizliği bir soruna işaret edebilir. Adet gecikmesi için ilaç tedavisi uygulanması da bir seçenek olarak belirtilebilirken, uzmanlar bu konuda önce doğal yolların denenmesini, ilaç kullanma seçeneğinin ise en sonra bırakılması gerektiği konusunda hemfikir.

    Doğal Adet Geciktiriciler için Tıklayın !

    Adet Söktürücü Bitkiler Nelerdir? Hızlı Adet Söktürücü Bitki Çayları Ve Doğal Yöntemler | 5

    Adet Söktürücü Bitkiler Nelerdir?

    Adet söktürücü bitkiler ve adet söktürücü bitki çayları konusunda etkinliği kanıtlanmış ilk akla gelen bitkiler maydanoz ve kekiktir.

    • 1 su bardağı kaynar suda 10 dakika demlenen kekik, yemeklerden sonra içilmesi durumunda adet getirici önemli bir etkiye sahiptir.
    • Maydanoz muhteviyatındaki uçuğu yağlardan dolayı önemli bir adet söktürücü olmakla birlikte önemli bir rahim uyarıcı etkisinin olduğu da bilinmektedir. Gebe kadınlar için düşüğe neden olabileceğinden dolayı maydanoz suyu içilmesi önerilmezken, gebe olmayan ve adeti geciken tüm kadınlar için kaynatıldıktan sonra ocaktan alınan 5 su bardağı su içine atılan iyice temizlenmiş bir demet maydanoz hızlı adet söktürücü etkisini hemen ortaya koyacaktır.
    • Maydanoz ve kekik haricinde dört parçaya ayrılmış 1 adet soğanın kaynatılan klorsuz yarım litre suyun içerisine atılması ve suyun süzülüp ılımaya başladıktan sonra on iki saatte bir düzenli olarak içilmesi adet gecikmesi konusunda önemli kazanımlar elde edilmesini sağlayacaktır.
    • Bunlara ek olarak adaçayı, zerdeçal, kişniş tohumu, aloa vera, nar, rezene tohumu, labada tohumu, havuç, kantaron, dereotu ve çörekotu tohumu da adet söktürücü özellikleri kanıtlanmış bitki çeşitlerindendir.

    Adet söktürücü şifalı bitkiler Ahmet Maranki Tıklayın !

    Adet Söktüren Kürler Tarifleri Nelerdir? Doğal Adet Söktürücü Tıklayın !

    Bitkisel Adet Söktürücü Tarifleri Tıklayın !

    Adet Düzenleyici Bitkiler için Tıklayın !

  • Hiç Spermi Olmayan Erkek Baba Olabilir mi?

    Hiç Spermi Olmayan Erkek Baba Olabilir mi?

    Düşük sperm sayısı (tıbbi olarak oligospermi olarak bilinir), çiftlerde subfertilitenin veya infertilitenin çok yaygın bir nedenidir. Aslında sperm sayısı veya kalitesi ile ilgili sorunlar doğurganlık sorunlarının yaklaşık yarısına sebep olmaktadır. İyi haber şu ki; düşük sperm sayısı, hamileliğin oluşmasını engellemez ve bebek sahibi olma şansını artırmak için yapabileceğiniz çok şey bulunmaktadır.

    Düşük sperm sayısı nedir?

    Düşük sperm sayısı, bir erkeğin spermindeki sperm sayısının normal olarak kabul edilen eşiğin altında olduğu anlamına gelir. Sperm motilitesi (hareket kabiliyeti) ve sperm morfolojisi (şekilleri veya şekli) de durumdan etkilenebilir.

    Sperm sayısı semen analizi denilen bir test ile belirlenir. Bu genellikle doktorunuzun isteyeceği ilk testtir (klinik geçmişinizi aldıktan ve muhtemelen fizik muayene yaptıktan sonra). Semen, bir erkek boşaldığında penisten çıkan sıvıyı ifade eder. Çeşitli bezlerden (esas olarak prostat ve seminal veziküller) ve spermlerden gelen sıvılardan oluşur. Şaşırtıcı bir şekilde, sperm toplam semen hacminin sadece % 5’ini oluşturur. Bir sperma analizi hem spermi hem de spermin kalitesini ve miktarını değerlendirir. Temel bir semen analizi ürolog doktor tarafından istenebilir.

    Sıfır Sperm (Azospermi)

    Hiç sperm olmaması olarak da bilinen azospermi, erkek semen sıvısında hemen hemen hiç sperm olmadığı zaman ortaya çıkan bir erkek doğurganlığı sorunudur. Azospermi genel erkek nüfusunun % 2’sinde bulunur ve gebe kalmada sorunlara katkıda bulunan bir faktördür.

    Peki Bu Ne Demek?

    Tanım olarak azospermi; bir insanın semeninde ölçülebilir miktarda sperm olmadığı anlamına gelir. Hasta ve eşi, gebelik uzmanına göründüklerinde, durum tipik olarak teşhis edilir. Erkek hastanın semeninde bulunan canlı sperm sayısını belirlemek için bir semen analizi yapılacaktır. Hemen hemen hiç sperm bulunamazsa, doktorunuz gerekli görülmesi halinde ek testlere ihtiyaç duyabilir.

    Hiç Spermi Olmayan Erkek Baba Olabilir mi? | 6

    Azospermi Nedenleri Nelerdir?

    Azospermi çeşitli koşullardan kaynaklanabilir, bu koşullar aşağıdakileri içerir:

    • Obstrüktif azospermi olarak da bilinen genital bölgedeki bir tıkanıklık
    • Erkek üreme sistemi içinde bir enfeksiyon
    • Cinsel bölgede yaralanma
    • Radyasyon ve kemoterapi tedavileri de dahil olmak üzere, tedavinin erkek üreme sistemine olumsuz etkisi
    • Genetik nedenler

    Diğer potansiyel nedenler şunlardır: İnmemiş testisler, varikosel, steroidler ve antibiyotikler gibi ilaçlar, aşırı alkol tüketimi ve yasadışı uyuşturucu kullanımı

    Hiç Spermi Olmayan Erkek Baba Olabilir mi?

    Kadının hamile kalıp kalamayacağı, doktor tarafından yapılan teşhise bağlıdır. Doktor, azospermi nedeni konusunda hastaya tavsiyede bulunacaktır. Hastalar azospermi teşhisinin, baba sahibi olmanın imkansız olduğu anlamına gelmediğine dikkat etmelidir. Erkekler genellikle sperm üretiyor, ancak bu üretilmiş sperm vücudun dışında yaşayamayacak kadar güçsüz olabiliyor. Erkek doğurganlık uzmanlarına göre, genellikle baba olmak için gerekli olanın, milyonlarca sperm yerine yarım düzine sperm olabileceğini söylüyor.

    Sperm Sayısını Artırmak İçin Yapılması Gerekenler Tıklayın !

    Azospermi Nedir? Micro Tese Ameliyatı Nedir? Tıklayın !

    Tüp Bebek Öncesi Erkeklerde Beslenme Nasıl Olmalı? Tıklayın !

    Erkeklerde Neler Kısırlığa Yol Açıyor? Tıklayın !

     

  • Mikro Tese Nedir? Mikro Tese Ameliyatı

    Mikro Tese Nedir? Mikro Tese Ameliyatı

    Mikro Tese Nedir? Non-obstrüktif azospermi, meni içerisinde yeterli canlılıkta sperm bulunmaması durumudur. Erkek infertilitesinin en yaygın sebeplerinden biridir. Eğer obstrüktif olmayan azospermi varsa, doktorlar genellikle bu durumlarda Mikro Tese (mikrocerrahi testiküler sperm ekstraksiyonu) denen bir prosedür önerir. Aşağıdaki durumlarda mikro tese yapılır:

    • Bir erkeğin sperm testi sonucunda yeterli düzeyde testosteronu varsa
    • Bir erkek tedavi olmasına rağmen azospermi durumu devam ederse ve testosteron seviyeleri en az dört ay boyunca normal olursa

    Doktor, prosedür sırasında yaklaşık % 70 oranında sperm bulabilir.

    BİYOPSİ MİKROTEZ ENSTİTÜSÜ

    Non-obstrüktif azospermili erkeklerde, prosedür öncesi ince iğne aspirasyonu veya biyopsisi önerilmemektedir. Birçok çalışma, mikro tese uygulamasının en yüksek sperm elde etme oranını verdiğini ve testiste en az hasara neden olan yöntem olduğunu göstermiştir. Eğer tüm spermlerinizi tüp bebek için kullanmayı planlıyorsanız, birden fazla mikro tese uygulaması gerekebilir.

    Bazen doktor, prosedür sırasında sperm bulamayabilir. Bu olursa ve tekrar uygulama gerekirse, doktorunuzun başarılı bir şekilde sperm bulma oranı sadece % 7 ila % 10 arasındadır.

    Mikro Tese Nedir? Mikro Tese Ameliyatı | 7

    Başarı Oranı Nedir?

    Uygulamanın başarılı olması için, usta bir cerrah gerekir. Prosedür sırasında, seminer tübülleri sperm için analiz etmek amacıyla ameliyathanede bir androloji teknisyeni bulunacaktır. Teknisyen prosedür sırasında sperm bulursa, sperminiz alınır ve dondurulur, böylece tüp bebek (IVF) gibi tedavilerde kullanılabilir. Mevcut veriler, dondurulmuş spermin tüp bebek (IVF) sırasında taze alınan spermden bile daha iyi performans gösterebileceğini kanıtlamaktadır.

    Çoğu erkek için, en kötü kısmı ameliyat olma fikridir. Prosedürü yapmak için doktorunuz, skrotumun orta hattında çok küçük (3-4 cm) bir kesi açar. Ameliyat başlamadan önce genel anestezi yapılır. Doktor, bu kesi yoluyla testisleri açar ve şişmiş ve sperm içerebilen seminifer tübülleri yüksek güçte çalışan bir mikroskop altında görüntüler. Vücudunuzda, biri sağda, diğeri solda olmak üzere iki takım seminifer tübül vardır.

    Ardından, bir taraftaki tübüllerden bir doku örneği alınır. Ardından, herhangi bir kanama oluştuysa durdurulur ve testisler kapatılır. Bu prosedür, diğer tübülde de tekrarlanır.

    Doku örneklerini topladıktan sonra, skrotuma girmek için açılan tüm doku katmanları kapatılır. Sonunda hiç iz kalmaz. Daha sonra doku numunesi, sperm olup olmadığını görmek için standart bir mikroskop altında incelenir.

    Skrotum, vücudun en hızlı iyileşen kısımlarından biridir. Kullanılan çok katmanlı kapatma tekniği, erkeklerin ameliyattan sonra enfeksiyon veya kanama yaşamadığından emin olunmasına yardımcı olur.

    Çoğu erkek, ameliyattan sonraki ilk 24 saat boyunca bir buz torbası kullanır ve daha sonra evlerine gönderilir ve ağrı kesici alabilirler. Erkeklere ameliyattan sonraki 10 gün boyunca seks, mastürbasyon veya ağır egzersizden kaçınılması önerilir.

    Herhangi bir spermin bulunup bulunmadığını belirlemek için genellikle mikroskop altında sperm arama işlemi 10 ila 14 saat sürer. Eğer dokularda sperm bulunduysa, sperm çıkarılır ve sıvı azot içinde dondurulur. Daha sonra tüp bebek (IVF) için kullanılabilir.

    Mikro TESE nedir? Kimlere Uygulanır? Nasıl Yapılır? 

    Erkek Kısırlığında Mucizevi Yöntem: Mikro TESE Tıklayın !

    Erkek kısırlığında mikroçip avantajı Tıklayın !

    Mikro Çip ile Tüp Bebek Tedavisi Nasıl Yapılır? Mikro Çip Yönteminin Faydası Nedir? Tıklayın !

  • Mikro Çip ile Tüp Bebek Tedavisi Nasıl Yapılır? Mikro Çip Yönteminin Faydası Nedir?

    Mikro Çip ile Tüp Bebek Tedavisi Nasıl Yapılır? Mikro Çip Yönteminin Faydası Nedir?

    Günümüzde yeni geliştirilen tüp bebek (IVF) yöntemleri sayesinde, hastalardaki gebelik oranları giderek artmaktadır. Tüp bebek tedavisinde mikro çip uygulaması sayesinde, düşük sperm sayısı olan erkeklerde çocuk sahibi olmak kolaylaşmıştır. Amerika’da geliştirilen bu yeni yöntem, bir süredir hayata geçirilmeye başlandı. Bu yöntem, infertilite problemleri olan erkeklerde, bebek sahibi olma oranlarında anlamlı artışlara neden olmuştur. Mikro çip teknolojisi sayesinde, DNA hasarı en az olan güçlü spermler seçilebiliyor ve böylece, gebelik laboratuvar ortamında gerçekleştirilebiliyor. Bu teknoloji, tüm tüp bebek merkezlerinde henüz kullanılmaya başlanmamakla birlikte, başarılı ve güncel tıbbi yenilikleri takip eden merkezler tarafından yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Mikro çip, erkek infertilitesinin üstesinden gelmek için önemli bir katkı sağlayacaktır.

    Mikro Çip ile Tüp Bebek Tedavisi Nasıl Yapılır?

    Normal yollarla, yani cinsel ilişki ile elde edilen gebeliklerde, sperm hücreleri çok uzun bir yolculuğa çıkarlar, çeşitli engelleri aşarlar ve yumurta hücresiyle buluşurlar ve döllenme gerçekleşir. Bu şekilde annede bulunan doğal semen bariyerini taklit eden mikroçipler geliştirilmiştir. Bu bağlamda, tüp bebek tedavisi sırasında yumurta ile kombine edilecek en iyi spermin seçilmesi amaçlanmaktadır. Bu ortamda, oluşturulan mikro çip sayesinde, spermler doğal ortamda olduğu gibi filtrelenir ve en iyi gübreleme kabiliyetine sahip sağlıklı sperm seçilir. Bu nedenle, en iyi kalitede embriyolar elde edilerek gebelik oranları artırılmaktadır. Diğer tıp alanlarında kullanılan mikroçip teknolojisi, tüp bebek (IVF) tedavisinde çok önemli bir gelişmedir.

    Sperm sayısı, motilitesi ve morfolojisi iyi olsa bile gebelik elde edilmediğinde veya hamileliğin başarılı olmasına rağmen ya da çiftin embriyoların genetik analizi sırasında normal embriyolar gözlenmediğinde uygulanan bir yöntemdir. Akrozomdaki genetik materyaller geliştikten sonra ortaya çıkan DNA hasarlarının ortadan kaldırıldığı ve sağlıklı spermlerin seçildiği ve işlendiği bir süreçtir.

    Mikro Çip ile Tüp Bebek Tedavisi Nasıl Yapılır? Mikro Çip Yönteminin Faydası Nedir? | 8

    Spermde DNA Hasarı Nedir?

    İnfertilite yaşayan çiftlerin yaklaşık % 35’inde ana sebep erkektir. Kadın faktörü de dahil edildiğinde, bu oran % 40 ila % 50’ye kadar ulaşmaktadır. Günümüzde, erkek infertilitesinin değerlendirilmesinde rutin semen analizi kullanılmaktadır, ancak bu problemi olan erkeklerin yaklaşık % 25’i normal semen analizi sonuçlarına sahip olsa da, bu analiz ile infertilitenin kesin tanısı oluşturulamamaktadır. Bu nedenle, fertil ve infertil erkekleri ayırmak ve gebelik sonuçlarını öngörmek için yeni belirleyicilere ihtiyaç duyulmaktadır.

    Nasıl Yapılır?

    Erkek hastalara, sperm DNA testleri ve rutin semen analizi uygulanır ve sonuçlara göre hangi mikroçipin uygulanacağına karar verilir. DNA hasarı derecesine göre bir mikroçip modeli seçilir ve hastadan ardışık bir sperm örneği alınır. Mümkünse uygun mikroçip yöntemi uygulanır.

    Mikro Çip Yönteminin Faydası Nedir?

    Özellikle iyi embriyo oranı % 25 ila % 30 arasında artarken, 5. gün olarak tanımlanan blastosist embriyo seviyesine ulaşma oranı da önemli ölçüde artmaktadır. Sigara içen, yoğun ısıya veya radyasyona maruz kalan, kimyasal ilaç veya uzun süreli ilaç tedavisi gören hastalarda başarı oranı daha yüksektir.

    Mikro Çip ile Tüp Bebekte Başarıyı Artırıyor! Tıklayın !

    Gelecek Nesil Genetik Tarama (NGS) Yöntemi Tıklayın !

    Erkek kısırlığında mikroçip avantajı Tıklayın !

    Embriyoya Genetik Test Yaptıranlar Tıklayın !

    Tüp Bebek Tedavisi sorularınız için tıklayınız!

    AMH testi nedir? AMH Testi Ne İçin Kullanılır? AMH Seviyesi Düşük Çıkarsa Ne Olur? Tıklayın !

    Mikro Çipli Tüp Bebek Tedavisi Tıklayın !

  • Tüp Bebek Tedavilerinde Genetik Tarama Kimlere Önerilir ?

    Tüp Bebek Tedavilerinde Genetik Tarama Kimlere Önerilir ?

    Genetik tarama, önceden gebelik başarısızlıkları yaşamış çiftlerde başarılı hamilelik şansını önemli ölçüde iyileştirmek için kullanılmaktadır. Tüm gebelik başarısızlıklarının yarısından fazlasının, embriyo kalitesi ile ilgili görünen bir problemle açıklanamayacağı tahmin edilmiştir. Ancak, birçok çift için bu istatistik oldukça yanıltıcıdır. Çoğu tüp bebek merkezi, mikroskop altında embriyo görünümüne çok yakından bakmaktadır, çünkü yüksek kaliteli embriyoyu belirlemeye çalışırlar. Genel olarak embriyolar; tek tip bir boyuta sahipse ve büyüme döngülerinde belirli bir zamanda uygun sayıda hücre bölünmesi gösteriyorsa kaliteli sayılır.

    Bununla birlikte, son zamanlardaki gelişmeler, bilim adamları tarafından mikroskop altında mükemmel olarak görülen embriyoların bile, aslında oldukça anormal ve hiçbir zaman bir hamilelik oluşturmayacağını göstermiştir. Artık embriyonun en önemli içsel genetik kodu da incelenebiliyor. Ve bu genetik tarama yöntemiyle, mükemmel görünen bazı embriyoların, kötü bir genetik koda sahip olduğu görülebiliyor. Bu da, daha sağlıklı bir hamilelik üretilmesine yardımcı oluyor. Bu teknik, tüp bebek (IVF) tedavisinde başarısız olan çiftlere bir umut ışığı olabilir. İyi haber şu ki, daha önce tüp bebek (IVF) döngüsünde veya döngülerinde başarısızlıkla karşılaşan çiftler için şimdilerde genetik tarama kullanılmaktadır.

    Tüp Bebek Tedavilerinde Genetik Tarama Kimlere Önerilir ? | 9

    Tüp Bebek için Genetik Tarama Kullanımı

    Aşağıdaki koşullara sahip kişilerde veya çiftlerde genetik tarama önerilmektedir:

    • Açıklanamayan tüp bebek (IVF) başarısızlığı
    • Tekrarlayan düşükler
    • Anne yaşının 38’in üzerinde olması
    • Bebeğin kromozomal anormallik yaşama ihtimali
    • Polikistik over sendromu
    • Yumurtalık hiperstimülasyon sendromu yaşamış olmak
    • Hastada veya bir önceki çocukta (hemofili) gibi tıbbi bir sorun
    • Aynı cinsiyetten iki veya daha fazla çocuk (aile dengelemesi için cinsiyet seçimi) sahibi olmak
    • Çoklu doğum
    • Erken yumurtalık yetmezliği veya erken menopoz

    En iyi embriyoları seçmek için genetik tarama kullanımı, geleneksel seçim yöntemlerinden açıkça daha üstündür. Genetik taramayı takiben düşük yapma oranları, standart tüp bebek uygulamasına oranla çok daha düşüktür.

    Genetik Tarama ​​ve Amniyosentez

    Genetik tarama, ​​hamileliğin orta döneminde genetik ultrason değerlendirmesi ve amniyosentez veya koryonik villus örneklemesinin yerini alamaz. Yaşanan hamileliğin, toplam genetik sağlığı doğrulamak için, başarılı bir hamilelik oluşturulduktan sonra ek genetik testler ile desteklenmesi gerekmektedir.

    Tüp Bebek Tedavilerinde Genetik Tarama Kimlere Önerilir ? | 10

    Genetik Tüp Bebek (IVF) Başarısızlığında Genetik Taramanın Önemi

    Genetik anormalliklerin belirlenmesindeki doğruluk oranı % 98’in üzerindedir. Her embriyonun genetik bilgisine sahip olduktan sonra, genetik bilginin hamileliğin başarı şansını nasıl artırdığını açıklayabiliriz. Tüp bebek tedavisinde, başarısız girişimlerde bulunmuş ve şu an için “normal” olduğu bilinen embriyoların anneye nakledilişi hakkında bir bilgi vermektedir. Genetik tarama, IVF başarısını artırdığı için, birçok çift, genetik taramayı tercih etmektedir. Bu aynı zamanda çoklu doğum şansını ve prematüre şansını azaltır.

    Gelecek Nesil Genetik Tarama (NGS) Yöntemi Tıklayın !

    Embriyoya Genetik Test Yaptıranlar Tıklayın !

    Kapsamlı Kromozom Tarama Tıklayın !

    Tüp Bebek Tedavisi sorularınız için tıklayınız!

    Tüp Bebek Tedavisi Kimlere Uygulanır? Tıklayın !

    AMH testi nedir? AMH Testi Ne İçin Kullanılır? AMH Seviyesi Düşük Çıkarsa Ne Olur? Tıklayın !

  • Tüp Bebek Tedavisinde Yaş Sınırı Var mı? 40-43 Yaş Arası Tüp Bebek Tedavisi Başarı Oranları Kaçtır?

    Tüp Bebek Tedavisinde Yaş Sınırı Var mı? 40-43 Yaş Arası Tüp Bebek Tedavisi Başarı Oranları Kaçtır?

    Tüp bebek için yaş kısıtlamaları klinikten kliniğe göre değişir. Genel olarak, 40 yaşından büyük kadınlar, 40 yaşından küçük kadınlara kıyasla, canlı doğum için belirgin bir şekilde daha düşük bir şansa sahiptir. Yaş, muhtemelen bir tüp bebek döngüsünün sonucunu etkileyen en önemli faktördür. Birçok klinik 42 yaşından büyük hastaları tedavi etmeyecektir. İlerleyen yaşla ilgili tüp bebekle (IVF) doğum oranlarının düşük olması nedeniyle doktorların 43 yaşından büyük hastalara kendi yumurtaları ile tüp bebek yapmadığını belirtmek gerekir.

    Bir kadının tüp bebek yönteminde (IVF) başarı şansı, FSH ve estradiol düzeyleri ve döngü gününün ölçülmesiyle de tahmin edilebilir. Her iki hormondaki artış, tüp bebekte başarı oranlarının düşmesi ile ilişkilidir, bu yüzden birçok klinik, FSH veya estradiol seviyeleri bilindiğinde, ek kısıtlamalar getirmektedir. Clomiphene sitrat challenge testi (CCCT), yumurtalık rezervini değerlendirmek ve tüp bebek (IVF) başarısını tahmin etmek için başka bir araçtır. Yaşlı kadınlar, özellikle FSH seviyeleri artan ve yüksek östradiol düzeyine sahip olanlar, tüp bebek yönteminde donör yumurtaları kullanmaya teşvik edilir veya evlat edinme önerilir.

    Tüp Bebek Tedavisinde Yaş Sınırı Var mı? 40-43 Yaş Arası Tüp Bebek Tedavisi Başarı Oranları Kaçtır? | 11

    Doğal tüp bebek döngüsü, yumurtalık rezervi azalmış hastalar için başka bir tedavi alternatifi olarak ortaya çıkmıştır. Yumurtalık rezervi testlerinin, hastanın doğurganlık ilaçlarına verdiği cevabı tahmin ettiğini, ancak belirli bir hastada sağlıklı bir yumurtanın varlığını veya yokluğunu tahmin etmek için herhangi bir test yapılmadığını bilmelisiniz. Sağlıklı bir yumurtanın varlığını saptamanın tek gerçek yolu, sağlıklı bir çocuk doğurmasıdır; bu, hastanın en az bir iyi yumurtası olduğunu kanıtlar! İlginç bir şekilde, tüp bebek yöntemiyle ve kendi yumurtalarını kullanarak sağlıklı bir bebek sahibi olan en yaşlı kadın, 49 yaşındaki bir hastaydı.

    Dolayısıyla 40 ile 43 yaş arasındaki hastalar tüp bebek tedavisinin uygulanması kliniğe ve tüp bebek uzmanına kalıyor. Ancak başarı şansının çok düşük olduğunu belirtmek gerekiyor. Eğer infertile tanısı koyulduysa ve bebek sahibi olmak için yeterince beklediyseniz, tüp bebek yöntemi tavsiye edilir ve bunun için de 40 yaşına kadar beklememeniz gerekir. Yaşla birlikte azalan hormon salınımı ve yumurta rezervlerinin tükeniyor olması en büyük problemdir.

    Tüp Bebek Tedavisi Kaç Kez Uygulanır? Tüp Bebek İçin Yaş Sınırı Kaçtır? Tıklayın !

    Tekrarlayan Gebelik Kayıpları ve Tüp Bebek Tedavisi için Tıklayın !

    Tüp Bebek Tedavisinde Başarıyı Artırmak İçin Neler Yapılmalı? Tıklayın !

    Tüp Bebek Tedavisi Başarısız Olduğunda Ne Yapmalı? Tıklayın !

  • NGS Nedir? CGH Nedir? Tüp Bebek Tedavisi Başarı Oranı Arttırma Yöntemi

    NGS Nedir? CGH Nedir? Tüp Bebek Tedavisi Başarı Oranı Arttırma Yöntemi

    NGS Nedir?

    Yeni nesil sıralama anlamına gelir. NGS sistemi kullanılarak, bir insanın gen sıralaması yapılabilir. Bu yöntem, genetik araştırma teknolojisinde bir devrim niteliğindedir. Kısaca, 24 adet kromozomun değerlendirilip, taranmasıdır. Bu kromozomal tarama sayesinde, tüp bebek tedavisinde başarı oranı artar. Kromozom anormallikleri olmayan embriyolar, döllenme için seçilir.

    NGS Nedir? CGH Nedir? Tüp Bebek Tedavisi Başarı Oranı Arttırma Yöntemi | 12

    Next Generation Sequencing (NGS) yöntemi, CGH yöntemi ile birlikte kullanılır. İkisi de aynı amaca yönelik çalışmaktadır. CGH, kromozomlardaki yapısal ve sayısal anormallikleri tespit etmeye yardım eder. Genetik tarama ile kıyaslandığında, maliyeti daha az olduğu için, daha avantajlı olabilir. Ayrıca yeni keşiflerle birlikte, aynı anda hem kromozomal hem de genetik sorunların tek bir yöntemle keşfedilmesi de gündeme gelecek gibi durmaktadır. CGH ve NGS aynı amaca yönelik olsa da, sıklıkla CGH yerine NGS tercih edilmeye başlanıyor.

    CGH Nedir?

    CGH yönteminde, yumurtalar tek tek incelenir ve genetik ve kromozomal sorunlar tespit edilir. Daha sonra, sağlıklı olan yumurtalar seçilir ve dondurulur. Sağlıklı olan yumurtalar kullanarak yapılan tüp bebek uygulamasında başarı oranı % 80 yükselir. Ayrıca bebeğin Down Sendromu gibi bir sorunla doğma ihtimali de ortadan kalkmış olur. CGH’de dondurulmuş yumurtaları, istenilen zamanda kullanabilen çiftlerin bebek sahibi olma durumu da garantilenmiş olur. Böylece kadınlar, ilerleyen dönemde de bebek sahibi olabilirler. Ülkemizde henüz kullanılmaya başlanan CGH, genetik taramaya göre daha ayrıntılı sonuçlar vermektedir.

    NGS Nedir? CGH Nedir? Tüp Bebek Tedavisi Başarı Oranı Arttırma Yöntemi | 13

    CGH yönteminde, her embriyo ve her kromozom incelenir. En kaliteli olan embriyo seçilir ve rahime yerleştirilir. Böylece, tüp bebek tedavisinde sıkça karşılaşılan çoğul gebelik ihtimali ortadan kalkar hem de sağlıklı bir bebek doğurma şansı artar. Düşük oranı da aynı sebeplerden dolayı, azalır.

    İki kere ya da daha fazla kez tüp bebek tedavisi denemiş ve başarılı olamamış çiftlerin kullanması gereken bir yöntemdir. Genetik sorunların teşhis edilmesi için mutlaka CGH yapılmalıdır. Genetik tarama yapılmışsa, anne yaşı 35’in üstündeyse, baba adayında azospermi bulunduysa ve daha önceki tüp bebek denemelerinde başarısız olmuşlarsa, CGH uygulaması yapıldığında başarı net bir şekilde artar.

    Tüp bebek tedavisi için devrim niteliğinde olan NGS ve CGH yönteminin kullanımı giderek artmaya devam ederken, tüp bebekte başarı oranı da yükselmeye devam edecektir.

    Dondurulmuş Embriyo İle Hamile Kalanlar için Tıklayın !

    Gelecek Nesil Genetik Tarama (NGS) Yöntemi Tıklayın !

    Tüp Bebekte CGH Yöntemi için Tıklayın !