Kategori: Sağlık

  • Vajina Daraltıcı Doğal Yollar

    Vajina Daraltıcı Doğal Yollar

    Dar ve sıkı bir vajina sizin ve eşinizin cinselliği daha zevkli ve tatminkar yaşamasını sağlar. Vajina daraltıcı doğal yollar makalemizde vajina sarkmasına bitkisel çözümlere yer verdik. Özellikle doğumdan sonra kadınlarda vajina genişlemesi görülür. Siz de bu dertten muzdaripseniz ve sıkı bir vajinaya sahip olmak istiyorsanız işte yapabilecekleriniz.

    Nane Yaprağı
    Bir kaba su ve nane yapraklarını koyup kaynatın.
    Biraz soğumaya bırakın ve bu suyu bir leğene dökün leğenin üzerinde 15 dakika bekleyin.
    vajina_genislemesi (4)
    Kegel Egzersizleri
    Pelvik taban kaslarını çalıştırmaya ve güçlendirmeye yönelik egzersizler “kegel egzersizleri” olarak adlandırılır. Daha açık bir ifadeyle idrar yaparken idrarınızı durdurmak için yaptığınız vajina kaslarınızı kasıp bırakma hareketinizdir.
    Bu uygulamaya ara ara devam ederek rahim bölgesini sıkılaştırabilirsiniz.
    Egzersiz Yapın
    Yere uzanın ve ayaklarınızı havaya kaldırın, indirin ve tekrar kaldırın, en az 10 dakika buna devam edin.

    vajina_genislemesi (3)
    Witch Hazel ( Güvercin ağacı Bitkisi)
    Vajina kaslarınızı sıkılaştıran otlardan biri de güvercin ağacı bitkisidir.
    Bu bitkinin tozunu öğütüp, haftada 1 kere genital bölgeye uygulayın.

    vajina_genislemesi (1)

    Bektaşi Üzümü
    Bu üzümü suya koyup kaynatın.
    Suyunu süzüp bir şişeye koyun.
    Her gün duş yapmadan, vajinanıza uygulayın.
    Bu solüsyon vajinanınızın duyarlılığını artırır ve elastikiyetini
    tekrar kazanmasını sağlar.

    İlgili Konular

    Kadınlarda Vajinal Mantar Tedavisi İçin Tavsiyeler Tıklayınız

    Vajina Kokusu Nasıl Giderilir? Tıklayınız

    Koltuk Altı Kararması Nasıl Giderilir? Tıklayınız

    Vajinada Kaşıntı İçin Doğal Tedavi Yolları Tıklayınız

    Genital Bölge Beyazlatma Yöntemleri okumak için tıklayınız

    Vajina Kokusuna Doğal Çözüm Yolları Tıklayınız

  • Kreatinin Kaç Olursa Tehlikeli? Kreatinin Normal Değerleri Kaç Olmalı?

    Kreatinin Kaç Olursa Tehlikeli? Kreatinin Normal Değerleri Kaç Olmalı?

    Kreatinin normal değerleri, günlük aktivitelerin bir parçası olarak kaslar tarafından üretilen bir madde olan kreatinin vücut dışına atılabilmesiyle sabit kalmaktadır. Kan dolaşımı sırasında kreatin böbreklere taşınmakta olup idrar yolu ile vücuttan atılmaktadır. Böbreklerin hasar görmesi sonucunda normal çalışamaz.

    Bu durumda idrardaki kreatinin oranı azalırken, kandaki kreatinin oranı artmaktadır. Kreatinin normal değerlerinin altında ya da üstünde olması farklı hastalıkların belirtisi olabilmektedir. Kreatinin normal değerleri ve tehlikeli oranları ile ilgili detayları yazımızın devamında bulabilirsiniz.

    Kreatinin Kaç Olursa Tehlikeli? Kreatinin Normal Değerleri Kaç Olmalı? | 1

    Kreatinin Normal Değerleri Hangi Aralıklarda Olmalıdır?

    Kreatinin normal değerleri laboratuvarlara göre ufak farklılıklar gösterebilmektedir. Kreatin değeri kaç olmalı merak ediyorsanız;

    • Erkeklerde 0,6 ve 1,2 mg/dl arasındaki değerler normal sayılmaktadır.
    • Kadınlarda 0,5 ve 1,1 mg/dl arasındaki değerler normal sayılmaktadır.
    • Bebeklerde 0,2 ve 1,2 mg/dl arasındaki değerler normal sayılmaktadır.
    • Çocuklarda 0,3 ve 0,7 mg/dl arasındaki değerler normal sayılmaktadır.

    Kreatinin Kaç Olursa Tehlikeli? Kreatinin Normal Değerleri Kaç Olmalı? | 2

    Kreatinin Seviyesinde Tehlike Arz Eden Oranlar

    Kreatinin tehlike sınırı genel olarak 1,5 mg/dl olarak belirlenmektedir. Kreatinin tehlikeli sayılabileceği değerlerde genellikle böbrek hastalıklarından şüphelenilmektedir. Bu değerler şu şekilde sıralanabilmektedir;

    • Evredeki böbrek rahatsızlıklarında kreatinin değerleri 1,5 ila 2 mg/dl aralığında görülmektedir.
    • Evredeki böbrek rahatsızlıklarında kreatinin değerleri 2,1 ila 5 mg/dl aralığında görülmektedir.
    • Evredeki böbrek rahatsızlıklarında kreatinin değerleri 5,1 ila 7,9 mg/dl aralığında görülmektedir.
    • Evredeki böbrek rahatsızlıklarında kreatinin değerleri 8 mg/dl üzerinde görülmektedir.

    Kreatinin Düşüklüğü Yüksekliği Nedir? Normal Değeri Kaç Olmalıdır? Tıklayın !

    Kreatin Seviyesini Düşüren Besin Tavsiyeleri Tıklayın !

    CRP Yüksekliği Neyi İfade Eder? CRP Normal Değeri Kaçtır?Tıklayın !

    MPV Nedir? MPV Yüksekliği Düşüklüğü Tehlikeli Mi? Tıklayın !

  • Fenilketonüri Nedir Nedenleri Ve Tedavisi

    Fenilketonüri Nedir Nedenleri Ve Tedavisi

    Fenilketonüri belirtileri, vücutta fenilalanin adı verilen bir amino asidin oluşması sonucu görülmektedir. Fenilketonüri nedenleri arasında en sık görülen akrabalık evlilikleridir. Fenilketonüri olarak adlandırılan hastalık kısaca PKU olarak bilinmektedir. Vücutta salgılanan fenilalanini parçalamak için gereken enzimin oluşmasını sağlayan gendeki sıkıntıdan meydana gelmektedir. Fenilketonüri hastalığından muzdarip olan bir kişi protein içeren yiyecekler tükettiğinde ciddi sağlık problemleri ile karşılaşabilmektedir.

    Fenilketonüri Belirtileri Nelerdir?

    Fenilketonüri hastalığında gözlemlenebilecek belirtiler şu şekilde sıralanabilmektedir;

    • Egzama gibi döküntülü deri hastalıkları
    • Gelişimde yaşanan gecikme
    • Psikolojik bozukluklar
    • Sık geçirilen nöbetler ve nörolojik sıkıntılar
    • Ten renginin açık olması ve mavi gözler
    • Hiperaktivite
    • Mikrosefali olarak bilinen anormal derecede küçük kafa
    • Nefeste, idrarda ve deride küf kokusu

    Fenilketonüri belirtileri bebeğin ilk birkaç ayında kendisini göstermeyebilir. Bu hastalık doğum sırasında teşhis edilmezse ve tedavisine erken başlanmazsa geri dönüşü olmayan beyin hasarı ve zihinsel engellere sebep olabilmektedir. Daha büyük çocuklarda ise sık geçirilen nöbetlere ve davranış bozukluğu problemlerine sebebiyet vermektedir.

    Fenilketonüri Nedir Nedenleri Ve Tedavisi | 3

    Fenilketonüri Normal Değerleri Nelerdir?

    Fenilketonüri değerleri yapılan özel bir test sonucunda belirlenebilmektedir. Genel olarak Fenilketonüri teşhisi konulabilmesi için test yapılması yeterlidir. Bu test bebek bir ya da iki günlük iken ve hala hastanedeyken gerçekleştirilmektedir. Fenilketonüri normal değerleri ise şu şekilde sıralanabilmektedir;

    • 0 ila 12 yaş aralığında normal Fenilketonüri değerleri 2-6 mg/ dl
    • 12 yaşından sonraki dönemde ise normal Fenilketonüri değerleri 2-11 mg/ dl’dir.

    Fenilketonüri İçin Uygulanması Gereken Diyet

    Fenilketonüri hastalarının yaşamları boyunca sürecek olan bir Fenilketonüri diyeti uygulaması gerekmektedir. Bu diyet özel olarak uzmanlar tarafından oluşturulmaktadır. Fenilketonüri hastalarının kesinlikle tüketmemesi gereken gıdalar;

    • Yumurta
    • Kuruyemişler
    • Et ve et ürünleri
    • Baklagiller
    • Aspartam içeren içecekler
    • Süt ve süt ürünleri şeklinde sıralanabilmektedir.

    Fenilketonüri, Pku, Fenilalanin Yüksekliği Tıklayın !

  • Astigmat Nasıl Anlaşılır, Belirtileri Nelerdir, Nasıl Düzelir? Tedavisi

    Astigmat Nasıl Anlaşılır, Belirtileri Nelerdir, Nasıl Düzelir? Tedavisi

    Astigmat gözlerde meydana gelen bulanık görme ile karakterize bir görme sorunudur. Astigmat genellikle miyop ve hiperopi ile beraber görülür. Astigmat, tek bir gözde olabileceği gibi iki gözde de olabilir. Bu göz sorununda kornea ya da gözün lensinin yeterli oranda kavisli olmaması sorunu söz konusudur. Astigmat, zamanla ilerleyebilir. Tedavisi lazerle yapılır. Özellikle astigmatı henüz erken seviyede olan kişilerin bu sorunu anlaması oldukça güçtür. Rastgele yapılan muayenelerde ya da ilerlediği zamanlarda fark edilebilir. Çocuklar özellikle kitap okurken kitaba iyice yakınlaşma ve bir yere odaklandıklarında gözlerini kısarak bakmaları söz konusudur. Yazıları da yamuk olmaktadır.

    Astigmat Belirtileri Nelerdir?

    Astigmat belirtisi astigmatın derecesine göre değişir. Genel olarak astigmat sorununda meydana gelen belirtiler ise:

    • Yakın ve uzaktaki mesafelerin bulanık görülmesi, netleyememe,
    • Küçük yazıların birbirine girmesi ve okunamaması,
    • Gece görüşlerinde problemler,
    • Baş ağrıları,
    • Mide bulantıları,
    • Gözde yorgunluk,
    • Gözde baskı hissi,
    • Bilgisayar kullandıktan sonra ekrandan farklı bir yere bakıldığında görüntüde bozukluklar.

    Astigmata yol açan sebepler bilinmemektedir. Genetik sebepler bu noktada astigmat oluşması için en geçerli sebeplerin başında gelir. Genellikle doğuştan itibaren mevcut  olan bu sorun, yaş ilerledikçe artar. Astigmat, genel anlamda yaralanmalar ya da göz ameliyatları sonrası meydana gelebilir. Ancak astigmat oluşması için bazı risk  faktörleri de mevcuttur. Bunlar:

    • Genetik olarak ailede bu sorunların olması,
    • Miyop olmak,
    • Katarakt ameliyatı geçirmek,
    • Korneanın hasar sebebiyle yaralanması

    Astigmat Nasıl Anlaşılır, Belirtileri Nelerdir, Nasıl Düzelir? Tedavisi | 4

    Astigmat Tedavisi Nasıldır?

    Astigmat tedavisi için kullanılan yöntemler farklıdır. Ameliyat ve lazer yöntemleri kullanılabileceği gibi kontakt lens de tercih edilebilir. Ancak düşük dereceli astigmat sorunları için tedaviye gerek yoktur. Gözlük ile astigmat kişiler net bir görüntü elde edebilir. Kontakt lensler ile vizyon iyileştirilebilir. Ameliyat yönteminde keratotomi ya da lazer yöntemleri uygulanır. Astigmat hastalarının tedavisinde başarı oranı en yüksek olan grup miyop olanlardır. Kornea kalınlığı, astigmatın seviyesi ve miyop gibi farklı hastalıkların eşlik edip etmediği bu noktada en belirleyici unsurlardan biridir.

    Astigmatın egzersizle tedavisi İçin Tıklayın !

    Bebeklerde Astigmat Nasıl Anlaşılır? Belirtileri Nelerdir? Tıklayın !

    Miyop göz çizdirme nedir? Tıklayın !

  • Crohn Hastalığı Nedir, Nasıl Tedavi Edilir?

    Crohn Hastalığı Nedir, Nasıl Tedavi Edilir?

    Crohn hastalığına sebep olan etkenler tam olarak bilinememekte ve hastalar çoğu zaman yeterince iyileşemeden ömür boyu bu hastalıkla mücadele etmek zorunda kalmaktadır. İnce ve kalın bağırsakta meydana gelen bir rahatsızlık olan Crohn hastalığı ağızdan makata kadar vücudun hemen hemen her yerinde görülen ve çoğu zaman cerrahi müdahale gerektiren bir hastalıktır.

    Crohn hastalığı ile mücadele etmek diğer hastalık türlerine göre daha zordur. Birtakım kan testi, dışkı testi, kolonoskopi, biyopsi gibi testler sonucu ortaya çıkarılan hastalığın teşhisi aşamasının zorluğu kadar hastalığın tedavi süreci de Crohn hastalığının tam olarak tedavi edilmesinden ziyade hastanın ağrılarının hafifletilmesi ve çekilen sıkıntıların azaltılması şeklinde uygulanmaktadır.

    Crohn Hastalığının Sebebi Nedir?

    Crohn hastalığı sinsi sinsi ilerleyen ve sindirim sisteminde etkili olan ağızdan anüse kadar olan vücutta sindirim organlarında görülebilen bir rahatsızlıktır. Sebebi tam olarak bilinememekle birlikte;

    • Bağışıklık sistemi,
    • Kalıtsal özellikler,
    • Çevresel etkenler

    Crohnhastalığına sebep olduğu varsayılmaktadır. Crohn hastalığı olanlar tam olarak iyileşememekte ve yaşam boyunca bu hastalıkla mücadele etmek zorunda kalmaktadır. Hastalığın en önemli belirtileri ise şunlardır:

    • İshal ve şiddetli karın ağrıları,
    • Yüksek ateş,
    • Sürekli halsizlik ve yorgunluk,
    • İştahsızlık,
    • Kilo kaybı,
    • Bağırsaklarda tıkanma ve tuvalete çıkılsa dahi sürekli bağırsakları dolu hissetme,
    • Sık tuvalet ihtiyacı,
    • Ülser,
    • Anüste meydana gelen ağrı ve hassasiyet

    Crohn Hastalığı Nedir, Nasıl Tedavi Edilir? | 5

    Crohn Hastalığı Kansere Neden Olur Mu?

    Crohn hastalığının teşhis ve tedavisinde karşılaşılan güçlükler Crohn hastalığı kanser midir? sorusunu akıllara getirmektedir. Crohn hastalığının görülen en yaygın şekli bağırsaklarda meydana gelen iltihaplanmalar ve tıkanıklardır. Birçok Crohn hastalığı tamamen tedavi edilemediğinden yaşanılan bu olumsuz durum kanser ihtimalini ortaya çıkarsa da her Crohn hastasının kanser anlamına gelmez.

    Tedavi aşaması göz ardı edilmiş ve doktor kontrolü gerçekleşmemiş hastalarda bazı Crohn türleri ilerleyen seviyede bağırsak kanserine neden olabilir. Bu sebeple Crohn hastalığının erken teşhisi son derece önemlidir. Yapılacak testler sonucunda özellikle bağırsaklarda meydana gelen olumsuz durumun kanser mi yoksa Crohn hastalığı mı olduğu doktorunuzun tarafından net olarak ortaya koyulacaktır.

    Crohn Hastalığı Nedir, Nasıl Tedavi Edilir? | 6

    Crohn Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?

    Crohn hastalığı tedavisi hastanın durumuna göre tedavi edilen ve özel tedavi yöntemleri uygulanan bir rahatsızlık türüdür. Genel kapsamda;

    • İlaç tedavisi ve bazı takviye vitaminlerin alınması,
    • Beslenme önerileri,
    • Sadece bazı sıvıların tüketilmesine yönelik sıvı diyeti,
    • Crohn hastalığı ameliyatı

    İle Crohn hastalığı ile mücadele edilmektedir. İlaç tedavisi ve takviye vitaminler genellikle vücutta meydana gelen iltihapları azaltıcı özellikler ile hastalığa karşı koymakta ve bağışıklık sistemini güçlendirmektedir. B12, kalsiyum, demir, D vitamini gibi takviye ilaçlar ise hem hastalığın meydana getirdiği eksiklikleri onarmak hem de bağırsaklarda meydana gelen kanama ve hasarları önlemek için kullanılmaktadır.

    Crohn hastalığı ile başa çıkmada tercih edilen diğer yaygın yöntem beslenme ve sıvı diyetidir. Yağlı gıdalar, alkol, kafein, baharatlı yiyecekler, mısır, fındık, brokoli, karnabahar gibi besinler ile sigara tüketimi hastalığı daha da şiddetli hale getirdiğinden bu tüketimlerden kaçınılmalıdır. Bazı kişiye özel sıvı içecek şeklinde hazırlanan diyetler ile hastalığın bağırsaklarda neden olan etkilerinden korunmaya çalışılır.

    Crohn hastalığı ilerleyen dönemde ameliyatlara ulaşan sonuçlar ortaya çıkarabilir. Bağırsak ve midede meydana gelen hasarlı bölgenin onarılması veya alınması şeklinde gerçekleşen bu cerrahi müdahaleler ile ilaç tedavisine cevap vermeyen daha ileri boyutlara ulaşmış Crohn hastalıkları tedavi edilmektedir. Ayrıca yapılan testlerle kanser riski ortaya çıkarılmış Crohn hastalıklarında cerrahi müdahale yöntemleriyle hastalığın daha ileri boyutlara ulaşması engellenmeye çalışılmaktadır.

    Crohn hastalığı ve çocuk sahibi olmak Tıklayın !

    Morbus Chron hastası olanlar Tıklayın !

  • GGT Yüksekliği Nasıl Tedavi Edilir? Belirtileri Nelerdir?

    GGT Yüksekliği Nasıl Tedavi Edilir? Belirtileri Nelerdir?

    GGT yüksekliğini tedavi etmek için uzman doktora başvurarak doktorun önerdiği ilaçları kullanmak ve doktor önerilerine uymak gerekir. Doktorların yapacakları tahliller sonucunda uygun olan ilaçları hastalara reçete etmeleri ve rahatsızlığı olan kişilerin bu ilaçları düzenli olarak içmeleri gerekir. GTT düşürmek için sağlıklı beslenmenin önemi göz ardı edilmemelidir. Sağlıklı bir beslenme programı ile ilaç kullanmaya gerek kalmadan GTT yüksekliği ortadan kalkabilir. GTT değerlerini düşürmek için yapılması gerekenler;

    • Alkol tüketimine kesin olarak son verilmelidir.
    • Düzenli bir şekilde egzersiz yapılması gerekir.
    • Kırmızı et tüketimini çok az miktara indirmek gerekir.
    • Günde en az bir kere kahve içilmelidir.
    • Kan bağışı yapmak önemli olmaktadır.
    • Doğal gıdalarla beslenmek önemlidir. Bol miktarda tüketilecek olan sebze ve meyveler, nane ve fındık gibi gıdalar vücutta doğal antioksidan seviyesini yükseltmeye yardımcı olmaktadır.

    Bebeklerde GGT yüksekliği sık rastlanan bir durum değildir. Görüldüğü durumlar ise ciddi risk faktörleri oluşturmaz. Unun aksine erken teşhis ve tedavinin mümkünlüğü anlamını taşıyabilir.

    GGT Yüksekliği Nasıl Tedavi Edilir? Belirtileri Nelerdir? | 7

    GGT Testi Neden Yapılır?

    Karaciğerde hasar olduğunda genel olarak GTT değerlerinde yükselme görülmektedir. Karaciğerde hasar olup olmadığının tespiti için yapılan teste GGT testi denir. Vücuttaki proteinleri üreten zehirleri filtreleyen karaciğer yağlanma yardımcısı olan safrayı da üreten önemli bir organdır. Bu çalışmaların tam olarak yapılamadığı durumlarda GGT yüksekliği belirtileri ortaya çıkar. Bu belirtiler;

    • Mide bulantısı ve kusma,
    • İştahta azalma,
    • Enerji düşüklüğü,
    • Karın şişliği ve ağrısı,
    • Açık renkli dışkı,
    • İdrarda normalden fazla kan,
    • Ciltte kaşıntı, yaralar meydana gelmesi ve sararma şeklinde ortaya çıkmaktadır.

    GGT Yüksekliği Nasıl Tedavi Edilir? Belirtileri Nelerdir? | 8

     

    GGT Düşüren Yiyecekler Nelerdir?

    GGT yüksekliği bitkisel tedavisi için tüketilmesi gereken önemli sebzeler arasında karahindiba, kereviz ve yaprakları, enginar ve yaprakları sayılabilir. GTT yüksekliğini düşürecek bitkisel çaylar arasında papatya çayı, yeşil çay ve ada çayı sayılabilir. Bunun yanı sıra GGT iyi gelecek yiyecekler arasında;

    • Pırasa karaciğer güçlendirici ve idrar söktürücü özelikleri yanı sıra vücudu toksinlerden arındırır.
    • Lahana tedavi edici özelliğe sahip sebzeler arasında yer almaktadır.
    • Kırmızı biber kan yapar ve vücudu toksinlerden arındırır.
    • Karnabahar vücudu toksinlerden arındırır ve karaciğeri güçlendirir.
    • Kabak karaciğer güçlendiricisi ve bağırsak çalıştırıcı özellikleri vardır.

    GGT Nedir? Yüksekliği ve Düşüklüğü Tıklayın !

    MPV Yüksekliği Tehlikeli Mi? MPV Yüksekliği Düşüklüğü Nedenleri Tıklayın !

    CRP Yüksekliği Neyi Gösterir? CRP Antibiyotikle Düşer Mi? Nedenleri Tedavisi ! Tıklayın !

    Kanda Kreatinin Yüksekliği Sebepleri Nedir?

  • Omuz Kol Ağrısı Nasıl Geçer?

    Omuz Kol Ağrısı Nasıl Geçer?

    Omuz kol ağrısı tedavisi için evde uygulanabilecek birçok alternatif çözüm bulunmaktadır. Genel olarak ciddi sorunlardan kaynaklanmayan omuz ağrıları evde uygulanabilen doğal yöntemler ile geçmiyorsa ve giderek daha fazla ağrı hissediliyorsa doktora gidilmesi gerekir. Her yaştan insanda sıklıkla görülebilen omuz ağrısı nedenleri arasında en sıklıkla görülen omuz bağlarında, yumuşak dokularda ve kaslarda hasar meydana gelmesidir. Uzun süreli olarak telefon ve laptop gibi elektronik cihaz kullanan kişilerde omuz ve kol ağrıları daha sıklıkla görülmektedir.

    Omuz Ağrılarının Nedenleri

    Sağ ve sol omuz ağrısı oluşum nedenleri şu şekilde sıralanabilmektedir;

    • Omuz bölgesinde kireçlenme meydana gelmesi,
    • Omuz bölgesindeki eklemi saran yumuşak dokuda bulunan sıvı dolu keseciklerde iltihaplanma(bursit) olması,
    • Omuzlarda kemiğin tutulması görevini gören tendon baplarının yırtılması ya da kireçlenmesi,
    • Omuzda çıkık olması ve kas sinirlerinin hasar görmesi,
    • Romatizmal hastalıklara bağlı olarak oluşan ağrılar,
    • Omuz ayrılması ve omuz istikrarsızlığı,
    • Omuz bölgesindeki kasların zorlanması ile meydana gelmektedir.

    Omuz Kol Ağrısı Nasıl Geçer? | 9

    Omuz Ağrılarında Doğal Tedavi Yöntemleri

    Omuz ağrılarını geçirmekte etkili olacak yöntemler arasında Omuz ağrısı egzersizleri ve masaj uygulamaları gelmektedir. Ağrıyan bölgeye zeytinyağı veya Hindistan cevizi yağı ile uygulanacak masajlar omuz bölgesindeki gerginliği alarak kan dolaşımını hızlandırmaya yardımcı olur. Omuz masajı yapılırken acı hissi duyulması halinde masaj yapılmamalıdır. Omuz bölgesinde yaşanan ağrılara iyi gelecek bitkiler şunlardır:

    • Kaba yonca omuz ağrısına iyi gelen doğal bitkiler arasında önemlidir.
    • Zencefil iltihap önleyici özelliği ile ağrıları geçirmek ve iltihabı önlemek için etkili olmaktadır.
    • Elma sirkesi iltihap önleyici aynı zamanda iltihap giderici özelliklere sahiptir bu sebeple omuz bölgesindeki ağrıları dindirmek için etkili olmaktadır.
    • Zerdeçal önemli bir ağrı kesici ve iltihap gidericidir.
    • Lavanta yağı yorgun kasları rahatlatmak için etkili olmaktadır. Masaj yaparak omuz bölgesine uygulanan lavanta yağı ağrıları dindirmeye yardımcı olacak etkili bir yöntemdir.

    Omuz Ağrısına İyi Gelen Hareketler ve Bitkisel Çözüm Tıklayın !

    Omuz ağrısı ve hareket kısıtlılığı Tıklayın !

    Omuz ağrısı nasıl tedavi edilir? Tıklayın !

    Boyun ve kol ağrısı sebepleri? Tıklayın !

  • Endometriozis ( Çikolata Kisti ) İnfertilite ( Kısırlık ) Nasıl Tedavi Edilir?

    Endometriozis ( Çikolata Kisti ) İnfertilite ( Kısırlık ) Nasıl Tedavi Edilir?

    Endometriozisin iki ana belirtisi karın/kasık ağrıları ve gebe kalmakta güçlüktür (infertilite/kısırlık). Ancak, bu tüm endometriozisli kadınların gebe kalmakta güçlük çekeceği anlamına gelmez. Endometriozisli kadınların önemli bir grubunun hiçbir şikayeti olmadığı gibi, bir grubu sadece ağrı çekmesine rağmen gebe kalmakta sorun yaşamayabilir.

    Endometriozisin infertiliteye neden olduğunu nereden biliyoruz?

    Üreme çağındaki tüm kadınların yaklaşık %1.5 – 2’sinde endometriozis olduğu düşünülmesine rağmen, çocuk sahibi olamamak şikayetiyle doktora başvuran kadınlarda endometriozis görülme oranı %30’a kadar çıkmaktadır.

    Ek olarak sperm bağışı ile gebe kalmaya çalışan kadınların incelendiği bir araştırmada endometriozisli kadınlarda gebelik oranlarını diğer kadınlardan neredeyse yarı yarıya düşük olduğu gözlenmiştir. Tüp bebek tedavisi gören endometriozisli kadınların gebelik ve doğum oranlarının, tüp tıkanıklığı/yokluğu nedeniyle tüp bebek yapılan kadınlardan daha düşük olduğun bildiren araştırmalar vardır.

    Bütün bu veriler bir arada değerlendirildiğinde endometriozis ile infertilite arasında bir ilişkinin varlığı makul görünmektedir.

    Endometriozis ( Çikolata Kisti ) İnfertilite ( Kısırlık ) Nasıl Tedavi Edilir? | 10

    Endometriozis infertiliteye nasıl neden olabilir?

    Endometriyozis ile infertilite arasında nedensel bir ilişki açık olarak gösterilebilmiş değildir. Endometriozisin yumurtlamayı engellemediği bilinmektedir. Hatta endometriozisli hastalar tipik olarak düzenli adet görürler.  Endometriozis sıklıkla karın içerisindeki organların birbirlerine yapışmasına neden olmaktadır. Bu yapışıklıklar karın içi anatomiyi bozarak çift taraflı tüp tıkanıklığına yol açtığında infertilite nedeni aşikardır. Tüp ve yumurtalıklar normal görünse bile, hastalığın karın içinde neden olduğu iltihabi reaksiyonun embriyonun tutunma sürecini olumsuz etkilenmesi, yumurta ve embriyo kalitesini bozması gibi nedenler öne sürülmüştür.

    Gebe kalmakta güçlük çeken bir kadın endometriozis olup olmadığını nasıl anlayabilir?

    Endometriozisin kesin tanısı ancak hastalığı ameliyat sırasında görerek ve alınan doku örneğinin mikroskopta doğrulanması ile mümkün olsa da bazı belirtiler endometriozis akla getirmelidir.

    Adet kanamasının fazla olması ve uzun sürmesi, adet sırasında şiddetli karın kasık ağrıları olması, cinsel ilişki sırasında veya kaka yaparken karın içinde ağrı hissedilmesi akla endometriozis olasılığını getirmelidir.

    Gebe kalamayan kadının muayenesinde ultrasonografi ile yumurtalıklarda tipik çikolata kistlerinin görünmesi, yumurtalıkların rahmin arkasında birbirine yapışık pozisyonda durması, rahim duvarında kalınlaşma ve düzensizlik gibi bulgular da endometriozisi düşündürmekle beraber hastalığın varlığını kesin olarak gösteren veya red ettiren tek bir laboratuar testi yoktur.

    Endometriozis ( Çikolata Kisti ) İnfertilite ( Kısırlık ) Nasıl Tedavi Edilir? | 11

    Endometriozise bağlı infertilite nasıl tedavi edilir?

    Endometriozis sebebi tam anlaşılamamış kronik bir hastalıktır. Hayatın farklı yönlerini değişen derecelerde etkileyebilir. Örneğin bazı hastaların sadece ağrı şikayeti varken bir başkasının sadece gebe kalmakta sorunu olabilir. Ayrıca erkek partnerin durumu da mutlaka göz önüne alınmalıdır. Bu karmaşık hastalığın tedavisi mutlaka bireyselleştirilmeli ve hastanın yaşı, tüm şikayetleri ve öncelikleri göz önüne alınarak değişik alternatifler beraber incelenmelidir.

    Tek tip bir tedavi olmamakla beraber, yumurtlaması zaten normal olan endometriozisli kadınlarda yumurtlama artırıcı tedavilerin kendi başına faydası yoktur. Aşılama tedavilerinin başarısı da yukarıda bahsedildiği gibi oldukça düşüktür. Eskiden sıklıkla uygulanan bir süreliğine yumurtalık baskılama yaklaşımının gebelik şansını artırmadığı artık kesin olarak bilindiğinden günümüzde asla önerilmemektedir. Bu durumda geriye kalan seçenekler cerrahi tedavi ile tüp bebektir. İleri evre endometriozisli hastalarda hangisinin ilk önce tercih edilmesi gerektiği halen tartışmalıdır.

    Endometriozisli hastalarda tüp bebek mi cerrahi mi kararı nasıl verilebilir?

    Bu komplike hastalığın yönetiminde tedavi seçimi bazen profesyoneller için bile zordur. Çoğu zaman tek bir doğru seçenek olmamakla beraber bazı prensipler tedavi seçimini yönlendirmektedir.

    Endometriozis karın içi anatomiyi bozduğundan, organların birbirine yapışmasına neden olduğundan endometriozis cerrahisi az da olsa barsak ve idrar yolları yaralanması gibi riskler taşıyabilmektedir. Maalesef cerrahi ne kadar iyi ve detaylı yapılırsa yapılsın hastalığın mutlak tedavisi olmadığı kesindir ve özellikle çikolata kistleri olmak üzere cerrahi sonrası nüks riski yüksektir. Bu durum özellikle gebelik istediği için hastalığı baskılayan ilaçları kullanamayan kadınlar için geçerlidir. Son olarak çikolata kistleri çıkartılırken yumurtalıklardaki yumurta sayısı (over rezervi) bir miktar azalmaktadır. Bu koşullarda cerrahiden önce tüp bebek denemek daha makul görünse de bazı hastalarda cerrahi gerekebilmektedir. Özellikle yaşam kalitesini etkileyen ağrıları olan hastalar cerrahi açısından değerlendirilmelidir. Eğer barsak duvarı ve/veya idrar yolları hastalık tarafından tutulmuş ve fonksiyonları bozuluyorsa cerrahi şart olabilir. Benzer şekilde kanser olasılığının ekarte edilemediği bir yumurtalık kitlesi çikolata kisti gibi görünse bile kesin tanı için ameliyat gerekebilir. Tüpler tıkanmış ve içleri sıvı dolarak şişmiş ise, yani hidrosalpinks var ise, tüp bebek başarısını artırmak veya tüpleri tekrar fonksiyonel duruma getirmek için cerrahi gerekebilir. Tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı durumunda açıklayan başka bir faktör yoksa ameliyat ile hastalık yükünün azaltılmasının tedavi şansını artırabileceği umulabilir. Cerrahi planlanan hastalarda yumurtalık hasarı riskine karşı tedbir olarak ameliyat öncesi tüp bebek yöntemi ile embriyo yumurta veya embriyo biriktirmek akıllıca olabilir.

    Endometriozisli kadınlarda tüp bebek tedavisinde dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir?

    Öncelikle tüp bebek tedavisinin başarını azaltabilecek hidrosalpinks varlığını ekarte etmek düşünülmelidir. Yumurta gelişimi için kullanılacak ilaç protokolü seçilirken eğer başka bir engel yoksa çok uzun protokol denilen 2 – 3 aylık baskılama periyodu sonrası başlamak başarı şansını artırıyor gözükmektedir. Bu yöntemin yumurtalık rezervi çok azalmış kadınlarda toplanan yumurta sayısını azaltabileceğinden endişe edilebilir ve yakın zamanda iddia edildiği kadar faydalı olmadığını öne sürenler vardır.

    Yumurta toplama işlemi genel olarak güvenli bir işlem olmakla beraber özellikle enfeksiyon komplikasyonları en çok endometriozisli kadınlarda görüldüğünden sterilizasyona özellikle dikkat edilmeli, işlem sonrası antibiyotik koruması düşünülmelidir.

    Çikolata kistlerinin varlığı tüp bebek başarısına engel görünmediği gibi tedavi öncesi ameliyatla çıkartılmaları da başarıyı artırmadığından rutin olarak önerilmez. Çoğu hastada çikolata kistlerine dokunmadan yumurta toplamak mümkündür.

    Sonuç

    Endometriozis infertilite ile ilişkilidir ancak nasıl neden olduğu belirsizdir. Bu karmaşık hastalığın tedavisinde tek bir doğru yol olduğu düşünülemez. Hastanın yaşı, eşlik eden şikayetleri, yumurtalık rezervi, eşinin sperm sayısı gibi birçok faktör göz önüne alınarak en uygun seçenekler avantaj ve dezavantajlarıyla doktor tarafından hastaya sunulmalı ve beraberce tercih yapılmalıdır. Doğru seçim ile bir çok genç endometriozis hastası çocuk sahibi olabilmektedir.

    Kaynak: Endometriozis ve Adenomyozis Derneği

    Çikolata Kisti İlaçları Ve Yan Etkileri Zararları Tıklayın !

    Çikolata Kisti Nedir? Endometriozis Neden ve Nasıl Oluşmaktadır? Tıklayın !

    Endometriosis (Çikolata kisti) Olanlar Tıklayın !

  • İlaçsız Adet Geciktirme Bitkisel Yolları

    İlaçsız Adet Geciktirme Bitkisel Yolları

    İlaçsız adet geciktirme bitkisel yöntemler kullanmak ilaçla yapılan adet geciktirme yöntemlerinin yan etkilerinden kurtulmanızı sağlayacaktır. İlaçsız adet nasıl geciktirilir sorusunda verilecek cevapta ilk akla gelen bitkisel çaylar olmaktadır. İlaç kullanmadan adet geciktirmek isteyen kadınlar genellikle bitkisel çaylar kullanmaya başlarlar ancak burada dikkat edilmesi gereken en önemli konu çay kullanımlarında karşılaşılabilecek olan alerjik reaksiyonlar ve risklerdir. Olumsuzluk yaratan sorunlarla karşılaşıp riske girmemek için çay kullanımlarından önce doktorunuza danışmansız doğru olacaktır.

    İlaçsız Adet Geciktirme Bitkisel Yolları | 12

    Adet Geciktirici Bitki Çayları Nelerdir?

    Adet geciktirme ilaçsız olarak yapılırken genellikle bitki çayları kullanılır. Adet geciktirici bitki çaylarının tüketimini yaparken oldukça dikkat etmek gerekir ve alerjik reaksiyonlarla karşılaşmamak için çay kullanım dozajlarını iyi ayarlayarak yapmak ve doktora danışarak uygulamak doğru olmaktadır. En fazla kullanılan Adet geciktirici bitkilerin çayları şu şekilde sıralanmaktadır:

    • Tarçın
    • Maydanoz
    • Biberiye
    • Civanperçemi
    • Karpuz
    • Böğürtlen Yaprağı
    • Zencefil

    Adet geciktirmek için ne yapmalıyım hangi yöntemleri denemeliyim diyen kadınlara tavsiye edilecek ilk şey kimyasal yollardan uzak durmaları ve ilaç kullanımı yapmak yerine bitkisel ürünlerden elde edilen çayların tüketimine yönelmeleri önerilmelidir. Bitki çaylarını kullanan kadınların günde 2-3 fincandan fazla tüketmeleri sakıncalı olabilir. Bu nedenle bitki çayı dozları iyi ayarlamak ve alerjiye karşı duyarlılık durumunun kontrol edilmesi gerekir.

    İlaçsız Adet Geciktirme Bitkisel Yolları | 13

    Doğal Yollar İle Adet Geciktirme

    Bazı özel günlerde veya tatile giderken adet görmek istemeyen kadınlar ilaç kullanmadan doğal yollara başvurarak adetlerini geciktirebilirler. Birçok Doğal Adet Geciktirici gıdalar bulunur bunlardan en etkili olanlar ise;

    • Doğal ve katkısız sirkeler,
    • Yoğurt ile karışım yaparak tüketilebilecek olan toz tarçın
    • Mercimek çorbası,
    • Bal ilavesi ile tüketebileceğiniz ezilmiş maydanoz adet geciktirici özelliğe sahip olan önemli gıdalardır.

    Adet Geciktirme Hapı Kullanan Var mı? Tıklayın !

    Doğal Adet Geciktirme Yolları İlaçsız ! Tıklayın !

    Düğün haftası adet geciktirme Tıklayın !

    Tarçın gerçekten adet geciktirir mi? Tıklayın !

    Doğal Adet Geciktiriciler Tıklayın !

  • Çikolata Kisti İlaçları Ve Yan Etkileri Zararları

    Çikolata Kisti İlaçları Ve Yan Etkileri Zararları

    Çikolata kisti ilaçları yan etkileri ve zararlarını hakkında bilgiler… Endometriozis yani çikolata kisti hastalığı karın ağrısı, şiddetli adet sancısı, kısırlık başta olmak üzere idrar yaparken ağrı, bağırsak tutulumuna bağlı ağrılı dışkılama, sürekli kasık ve karında şişkinlik veya ağrı, ilişki esnasında ağrı gibi değişik şikayetlere sebep olabilen ve her bayanda farklı şikayetler oluşturan bir hastalıktır. Bazen de hiç şikayet oluşturmaz ve muayene esnasında tesadüfen teşhis edilir.

    Çikolata Kisti İlaçları Ve Yan Etkileri

    Çikolata kisti tanısı koyulan bir bayanda tedavi şikayete göre planlanır. Ağrı nedeniyle kadın hastalıkları ve doğum hekimine başvuran bir kadında tedavide cerrahi yöntemler veya ilaç tedavileri uygulanır. Çocuk sahibi olmak isteyen bir bayanda çikolata kisti hastalığı teşhis edildiğinde ise cerrahi yöntemler ya da tüp bebek tedavisi uygulanabilir, ilaç tedavisi uygulanmaz.

    Ağrı şikayeti nedeniyle başvuran ve çikolata kisti hastalığı teşhisi koyulan bir bayanda genellikle ilk basamak tedavi ilaç tedavisidir. Tabii ki bazı istisnai durumlar olabilir ve doğrudan cerrahi tedavi önerilebilir.

    İlaç tedavilerinde kullanılan ajanlar hap, iğne ya da rahim içi spiraller olabilmektedir. Bu yöntemler günlük, aylık, üç aylık uygulamalar şeklinde olabilir. Her bayanda her ilaç aynı cevabı oluşturmaz ve bu nedenle ilaç tedavisi kişiye göre şekillendirilmelidir. Örneğin çikolata kisti olan genç bir kızda sıklıkla hapları tercih ederiz, çocuğu olan bir bayanda ilaçlı rahim içi spiraller uygulanabilir, haplarla şikayetleri azalmayan bayanlarda aylık ya da üç aylık iğneler de uygulanabilir.

    Çikolata Kisti İlaçları Ve Yan Etkileri Zararları | 14

    İlaç tedavisi uygulanan bazı bayanlarda yan etkiler daha şiddetli olabilir ve hastanın tedaviye uyumunu azaltır. Fakat bu yan etkilerin olabileceğini önceden bilmek hastanın tedaviye uyumunu ve devamını sağlar. Bu nedenle hekimin ilaç tedavisine başlarken ilaçların yan etkilerini hastaya detaylı anlatması ve bu durumda neler yapılabileceğini söylemesi tedaviye devamı sağlamak için çok önemlidir. İlaç tedavisinin etkili olup olmadığını hastanın geri bildirimlerine göre yapmaktayız.

    Ağrı şikayetinde kullandığımız ilk grup ilaç ağrı kesicilerdir. Ağrı kesicileri ağrı olan her zaman ya da adet sancısı şiddetli olan bayanlarda adetten hemen önce başlayıp adet süresince kullanmak gerekir. Çok çeşitli ağrı kesiciler vardır, her bayanda her ilaç etkili olmayabilir, etkisinin olmadığına karara vermeden önce farklı ağrı kesicileri kullanmak gerekir. Bu ilaçları genellikle tok kullanmak iyi olur. En sık mide ağrısı yapabilir.

    Ağrı şikayeti olan endometriozis hastalarında kullandığımız ikinci grup ilaç hormonal haplardır. Doğum kontrol hapları ve progestin dediğimiz hormonal haplar bu gruptadır. Progestin haplarını adet düzensizliğinde de kullanmaktayız. Hormonal haplar her gün içildiğinde endometriozis odaklarını baskılayıp küçülterek ağrıyı azaltmaktadır. Ayrıca ara kanama ve uzun süren veya yoğun olan aşırı kanamaları da tedavi etmektedir. Bu hapların kullanımı ile adet miktarı ve süresi de azalmaktadır, bazen adetler 1-2 gün süren kahverengi, siyah adet kanaması şeklinde olabilir. Bazı bayanlar bu durumdan rahatsızlık duyabilir. Adetin az olmasını menopoz gibi düşünebilirler fakat aslında bu durum tamamen ilaçlara bağlı olan, menopozla ilişkisi olmayan bir durumdur. Bu hapların diğer olası yan etkileri hafif kilo alınması (1-2 kilo), göğüslerde hassasiyet, ödem ve şişlik hissi, duygusallık olabilmektedir. En sık dile getirilen şikayet adetin az sürmesi olup aslında bu endometriozis hastalarında istediğimiz bir durumdur. Hastaları bu duruma hazırlamak tedaviye uyumu arttıracaktır.

    Çikolata Kisti İlaçları Ve Yan Etkileri Zararları | 15
    Çikolata Kisti İlaçları Tedavisi

    Ağrı şikayeti olan endometriozis hastalarında kullandığımız diğer hormonal ilaçlar aylık ya da üç aylık iğneler ve hormonlu spiraller olup yan etkileri daha azdır. En sık şikayet oluşturan yan etkisi adetin azalması ve hatta hiç adet görmemektir. Yukarıda bahsettiğimiz gibi adeti azaltmak veya kesmek aslında menopoz anlamına gelmez ve endometriozis hastalığının tedavisinde istediğimiz bir durumdur. Adetin azalması ile endometriozis odakları küçülecek ve ağrı şikayeti böylece azalıp bazen de tamamen yok olacaktır. Bu ilaçların en önemli yan etkilerinden birisi de uzun süreli, 1 yıldan fazla kullanımlarında kemik yoğunluğunda azalmaya yol açmasıdır. Kemik erimesi dengeli beslenmeyen ve egzersiz yapmayan kadınlarda daha sık görülür. Bu nedenle bu ilaçları kullanırken beslenme ve egzersize önem verilmelidir. Diğer muhtemel yan etkiler ateş basması, terleme, uykusuzluk gibi menopoza benzer sıkıntılar olabilir fakat ilaçlar kesilince bu ufak şikayetler geçici olduğundan tamamen kaybolacaktır.

    Özet olarak, çikolata kisti olan ve ağrı nedeniyle doktora başvuran bir genç kızda en sık kullandığımız ilaçlar ağrı kesiciler ve doğum kontrol haplarıdır. Evli veya çocuk doğurmuş bir bayan ağrı şikayeti ile doktora gelmiş ve çikolata kisti tespit edilmiş ise hormonlu spiraller ilk etapta tercih edilebilir. Ağrı şikayeti haplarla geçmeyen bayanlarda aylık ya da üç aylık hormon iğneleri ağrıyı çok azaltmaktadır. Bu ilaçları kullanırken adetin azalabileceği ve hatta tamamen kesilebileceği söylenmelidir, bu şekilde bilgilendirme ilaç tedavisine uyumu arttıracaktır. Yine ilaç tedavisi esnasında dengeli beslenme ve haftada üç gün egzersiz yapılması ilaç yan etkilerini azaltacak, kemik sağlığını destekleyecektir. İlaç tedavisi uygulanan çikolata kisti hastalarının tedavileri esnasında doktorları ile sürekli iletişimde olmaları tedavi yönteminin kendilerine göre ayarlanmasını ve böylece uzun süreli ve konforlu bir tedavi süreci geçirmelerini sağlayacaktır.