Kategori: Sağlık

  • Mide Kanseri Belirtileri Tedavisi

    Mide Kanseri Belirtileri Tedavisi

    Mide kanserin tanısı ve tedavisi konusunda son yıllarda ciddi ilerlemeler yaşanmış ve korunmanın yolları bulunmuştur. Dünya genelinde görülme sıklığına göre mide kanseri 4. Sırada yer almaktadır. Türkiye’de de sıklıkla karşılaşılan bir kanser türü olan mide kanseri, midenin mukozasında kötü huylu tümörün oluşmasıyla başlar ve oradan diğer organlara sıçrayabilir. Dünya genelinde her yıl 800 bin kişinin ölümüne yol açan mide kanseri için en önemli şey erken teşhistir. Aşağıda yazımızda yer verdiğimiz belirtiler eğer sizde varsa bir doktora başvurmanızı öneririz.

    Mide Kanseri Belirtileri Neler?

    Mide kanseri ilk evrelerinde pek fazla belirti göstermeyen bir hastalıktır. Genel belirtileri ise hazımsızlık, şişkinlik, doygunluk hissi, mide bulantısı, kusma’dır. Özellikle bu tarz şikayetleri olmayan kişilerde bu şikayetler gözlenmeye başlandığında bir doktora başvurulmalıdır. Mide kanseri tedavisi için erken teşhis en önemli noktadır ve aşağıda sıraladığımız belirtiler sizde görülüyorsa doktor kontrolüne başvurmanız önemlidir.

    • Geğirme ve mide asidinin yüksek olması
    • Uzun süren doygunluk hissi ve erken doluluk hissi
    • Kilo kaybı
    • Mide de kanama
    • Kan pıhtısı oluşumuna bağlı ani göğüs ağrısı ve nefes darlığı
    • Bulantı
    • Mide ve göğüs boşluğunda ağrı ve yutma güçlüğü

    Yukarıdaki belirtilere ek olarak ileri evre mide kanseri belirtileri olarak ciddi kilo kaybı, dışkıda kan ve batında sıvı birikmesi meydana gelebilir. Ancak şunu da belirtelim ki bir kişi de bu belirtilerin gözükmesi kesin olarak mide kanseri demek değildir.

    Mide Kanseri Belirtileri Tedavisi | 1

    Mide Kanseri Tedavisi

    Mide kanseri evreleri belirlendikten sonra tedavi süreci başlar. Çok aşamalı bir tedavi süreci olan mide kanseri tedavisinde en önemli nokta kötü huylu tümörün çıkartılmasıdır. Bu aşamada da en önemli nokta erken teşhistir. Çünkü ileri seviyede bir mide kanseri hastasına cerrahi müdahale yapılamayabilir.

    Cerrahi müdahale sırasında midenin bir kısmı veya tamamı alınarak tümörden temizlenir. Hastaların günlük hayatlarına dönebilmeleri için diyetler önerilmektedir. Tüm midesi alınan hastalarda bağırsaktan yeni mide yapılır. Bu şekilde hastanın normal hayatına devam etmesi sağlanır. Bazı durumlarda cerrahi müdahale sonrası ışın veya ilaç tedavisi ile tedavi süreci devam etmektedir.

    Mide Kanseri Belirtileri Nelerdir? Tıklayın !

    Mide Kanseri Ameliyatı Olanlar Tıklayın !

  • Ani Tansiyon Yükselmesi Belirtileri Tedavisi

    Ani Tansiyon Yükselmesi Belirtileri Tedavisi

    Ani tansiyon yüklemesi belirtileri emarelerinden bir tanesi kişinin dirençsiz kalmasıdır. Ani tansiyon yükselmesi ani ve yoğun belirtiler ile kendisini belli eder. Tansiyon yükselmesi ani olduğu için kişinin vücudunda yarattığı sıkıntılar da ani olur. Ani tansiyon yükselmesinin temel belirtileri ise şu şekildedir:

    • Şiddetli bir baş ağrısının meydana gelmesi,
    • Kalpte çarpıntının yaşanması,
    • Göğüs kafesinde sıkışmaların meydana gelmesi,
    • Kulakta çınlama,
    • Burun kanaması.

    Ani Tansiyon Yükselmesinde Neler Yapılmalı?

    Ani tansiyon yükselmesi yaşan birisi şayet kullandığı bir tansiyon ilacı varsa bu ilacı almalıdır. Ayrıca soğuk su ile duş da yine tansiyon yükselmesi tedavisi olarak önerilmektedir. Tansiyonu düşürmek için uzmanlar tarafından genellikle sarımsak ve limon önerilir. İkisinin de tansiyon dengeleme özelliği vardır. Fakat tansiyon düşmüyorsa vakit kaybetmeden bir doktora başvurulmalıdır.

    Ani Tansiyon Yükselmesi Belirtileri Tedavisi | 2

    Yüksek Tansiyon Riskini Neler Arttırır?

    Yüksek tansiyon genellikle yaşı ileri olan kişilerde görülür. Yaşın ilerlemesi ile beraber daha hareketsiz bir yaşama geçilmesi tansiyon hastalığına da yol açıyor. Strese bağlı yüksek tansiyon görülme sıklığı da oldukça fazladır. Bunun yanı sıra genetik faktörler, aşırı kilo da hiper tansiyonun en önemli sebepleri arasındadır. Tansiyon hastası olma riskini arttıran diğer faktörler ise şunlardır:

    • Hareketsiz bir yaşama sahip olma,
    • Şeker hastalığı,
    • Aşırı alkol tüketimi,

    Ani Tansiyon Yükselmesi Belirtileri Tedavisi | 3

    Tansiyon Rahatsızlığı İçin Beslenmenin Önemi

    Tansiyon hastası olan kişilerin en temelde beslenmesine dikkat etmesi gerekiyor. Örneğin tuzun fazla tüketilmesi yüksek tansiyon hastalığına da yol açıyor. Tansiyonun yükselmesini istemeyen kişiler hafif yiyecekleri tüketmelidir. Yüksek tansiyon tedavisinin yanı sıra sigara kesinlikle içilmemelidir. Alkol tüketimi ise oldukça sınırlandırılmalıdır. Yediğine ve içtiğine dikkat eden ve düzenli olarak egzersizlerini yapan kişilerin tansiyon hastalığından kolay bir şekilde kurtulabilmesi de mümkündür.

    Yüksek Tansiyon Tedavisi Tıklayın !

    Yüksek Tansiyon Tedavisi İçin Bitkisel Kür Tıklayın !

    Yüksek Tansiyon İçin Şifalı Bitkiler Tıklayın !

  • Hangi Kısırlık Vakasına Hangi Tedavi Uygulanmalı?

    Hangi Kısırlık Vakasına Hangi Tedavi Uygulanmalı?

    Kısırlık duygusal sağlığınız üzerinde büyük bir yük oluşturabilir ancak kısırsanız ve bebek sahibi olmayı umuyorsanız umutlanmanız için pek çok seçenek var. Bilim gelişmeye devam ediyor, tedavi seçenekleri daha iyi hale geliyorlar ve daha fazla bebek her sene aşağıdaki listede bulunan tekniklerden bir tanesi kullanılarak doğuyor. Hatta kısırlık yaşayan çiftlerin yarısından fazlası tedaviden sonra hamile kalabiliyor ve bunda tüp bebek gibi yüksek teknolojili ve pahalı tedaviler de dahil değil.

    Hangi Kısırlık Vakasına Hangi Tedavi Uygulanmalı?

    Hangi tekniğe ihtiyaç duyacağınız kısırlık sebebinize ciddi anlamda bağlı. Ne kadar masrafı olacağı da nerede yaşadığınız gibi bazı faktörlere göre değişebiliyor.

    Doğurganlık Hapları

    dogurganlik_haplari_nelerdir.jpg

    Nasıl çalışır: Enjeksiyon veya hap formunda alınan bu ilaçlar yumurta üretimini arttırmak için ovülasyonu başlatan hormonlar salgılarlar ve rahmi embriyo yerleşimine daha uygun hale getirirler.

    Kimler için iyi: Düzenli olarak yumurtlamayan kadınlar ve sperm kalitesi düşük eşlerin olduğu vakalarda. Eğer hasarlı veya tıkanmış fallop tüpleri ile endometriyoz kaynaklı skarlaşma varsa kaçının.

    Başarı oranları: Hapları alan ve yumurtlayan kadınların %40-45’i hamile kalıyor, iğne olanlarda ise %50’ye kadar başarı oranları mevcut.

    Artıları: Bu ilaçlar genelde kısırlık tedavisinde ilk seçenektirler çünkü maliyetleri düşüktür ve kullanılmaları kolaydır.

    Eksileri: Şişkinlik, baş ağrıları, sıcak basması ve bulantılar. Yan etkiler iğnelerde daha kötüdürler ve çoklu doğum, erken doğum ve büyük ovaryen kistlerin oluşumu ortaya çıkabilir.

    Suni Döllenme

     

    sunni_dollenme.jpg

     

    Nasıl çalışır: Özel olarak hazırlanmış sperm, ince, esnek bir alet vasıtasıyla doğrudan rahme yerleştirilir ve en yaygın doğurganlık yöntemidir. Eğer bu yöntemi seçerseniz doktorunuz doğurganlık haplarını da alarak döllenme şansınızı arttırmanızı isteyebilir.

    Kimler için iyi: Erkeğin spermlerinin hareketleri yavaşsa veya kalite düşükse, ayrıca sperm adedi düşükse iyidir. Partnerinin spermlerine karşı antikorlar üreten kadınlar veya vajina sıvısı çok yoğun, asidik veya yetersiz olduğundan spermlerin yumurtaya ulaşmakta zorlandıkları kadınlarda da kullanılır.

    Başarı oranları: Kadının yaşına ve erkeğin sperminin kalitesine bağlı ancak genel olarak her denemede %15-20 başarı oranı mevcut, 6 denemeden sonra %60-70 civarında başarı oranı yakalanıyor.

    Artıları: Doktorun ofisinde yapılabilecek basit bir prosedür.

    Eksileri: Doğurganlık haplarının muhtemel yan etkilerine bağlı olarak çoklu doğuma sebep olabilir.

    Tüp Bebek Tedavisi

    tup_bebek_tedavisi_kisirlik.jpg

     

    Nasıl çalışır: Çok adımlı bir işlemdir ve bu süreçte yumurtalarınız toplanır, laboratuvarda spermle döllenirler. Embriyolar geliştikleri zaman bir veya iki tanesi rahme implante edilirler, geri kalanı ise depolanır.

    Kimler için iyi: Endometriyoz skarları, tıkalı veya ağır hasarlı fallop tüpleri olan kadınlar ile yaşı ilerlemiş olanlar. Ayrıca açıklanamaz kısırlık sahibi çiftler ile çok düşük sperm kalitesine sahip erkeğin olduğu vakalarda.

    Başarı oranları: Yaşa göre değişir. Yaşı 35’in altındaki kadınların %41’i, 35-37 yaş aralığındakilerin %32’si, 38-40 yaş aralığındakilerin ise %23’ü hamile kalır.

    Artıları: Ciddi doğurganlık problemleri olan çiftler ebeveyn olabilirler.

    Eksileri: Tedavi maliyetli ve fiziksel olarak yorucudur. Ayrıca her denemeden önce bir doğurganlık ilacı kullanımı gerektirebilir.

    Taşıyıcı Annelik

     

    tasiciyi_anne.jpg

     

    Nasıl çalışır: Taşıyıcı anne, bebeği başka bir kadın için taşır. Yapay döllenme ile taşıyıcı anne hamile kalır, bu sırada babanın spermi veya tüp bebek tedavisi gibi çiftin embriyosu kullanılır.

    Kimler için iyidir: Hastalık, histerektomi veya kısırlık nedeniyle bebek taşıyamayan anneler. Nadiren de olsa iki partner de kısırsa kullanılabilir.

    Başarı oranları: Yumurta ve sperm kalitesine bağlı. Ortalama olarak canlı doğum oranı deneme başına %5-%30 civarında.

    Artıları: Doğurganlık problemi olan çiftler hamilelik elde edebilirler.

    Eksileri: Maliyetler yüksek. Çiftler hamilelik yokmuş gibi hissedebilirler. Ayrıca pek çok yasal yükümlülük ile uğraşmak zorunda kalırlar.

    Üreme Sistemi Ameliyatı

    ureme_sistemi_Ameliyati.jpg

    Nasıl çalışır: Ameliyat ile anatomik bozukluklar, skarlar ve tıkanmalar hem erkek hem de kadında tedavi edilirler.

    Kimler için iyidir: hastalık veya anormallik tanısı alan çiftler.

    Başarı oranları: Rahatsızlığa ve ağırlığına, ayrıca yaşa bağlı. Bir çalışmada endometriyoz için laparoskopik tedavi gören kadınların, bu tedaviyi almayanlara göre iki kat daha fazla hamilelik oranları yakaladıkları görülmüş.

    Artıları: Hastalıkla bağlantılı ağrı ve rahatsızlıkları gözardı edersek, hamilelik ihtimalini arttırabilir.

    Eksileri: Bazı ameliyatlar diğerlerinden daha kapsamlıdır ve bu da riski, maliyeti ve istirahat sürecini uzatır.

    Gamet İntrafallopian Transfer

    Nasıl çalışır: Kadından yumurtalar toplanır, bunlar erkeğin spermlerinin bulunduğu petri kabında karıştırılırlar ve sonra direkt olarak döllenmenin olacağı fallop tüplerine aktarılırlar.

    Kimler için iyidir: Kadının en az bir fallop tüpünün çalıştığı vakalarda veya erkekte az sperm adedi ile zayıf hareketlilik olduğu zaman. Ayrıca dini ve ahlaki sebeplerden dolayı tüp bebek tedavisini reddedenler ile açıklanamayan kısırlığı olanlar.

    Başarı oranları: Bir denemede %25-30 oranında hamilelik yakalanıyor, genç, sağlıklı kadınların başarı ihtimali daha fazla.

    Artıları: Doğal bir ortamda döllenmenin gerçekleşmesini sağlar.

    Eksileri: Döllenmenin olduğuna dair hemen bir onay gelmez. Tüp bebek tedavisinden daha karmaşıktır çünkü tüplere yumurta ile spermin yerleştirilmesi için laparoskopi gerekir. Birden fazla yumurta kullanılırsa ki genelde olur, çoklu doğum riski normalden yüksektir.

    Zigot İntrafallopian Transfer

    Nasıl çalışır: Tüp bebek tedavisi gibidir ancak bu durumda embriyo rahme değil fallop tüplerine aktarılır.

    Kimler için iyidir: Açıklanamayan kısırlık sahibi çiftler veya erkekte düşük sperm adedi olan vakalarda. Kadının en azından bir tüpünün açık olması veya yumurtlama problemleri olması gerekli.

    Başarı oranı: Çoğu yardımcı üreme tekniğinde olduğu gibi yaşa ve sağlığa bağlı. Genel olarak deneme yapanların %36’sı hamile kalırken, %29’u doğum yapıyor.

    Artıları: Yumurta-sperm karışımının döllenmesi, fallop tüplerine yerleştirilmeden önce bilinir. Bu nedenle daha az yumurta kullanılabilir ve bu da çoklu doğum riskini azaltır.

    Eksileri: Laparoskop kullanıldığı için müdahaleci bir operasyondur ve bu da diğer tedavilere göre risk ve maliyetleri artırır. Bu yöntem ve gamet intrafallopian transfer yöntemi nadiren kullanılır.

    Kaynak: Prof. Dr. Bülent Tıraş

    Tüp Bebek Nedir? Tüp Bebek Tedavisi Nasıl Yapılır? Tıklayın !

    Erkek kısırlığında hangi tedavi yöntemleri mevcuttur? Tıklayın !

    Hangi Yumurtalık Kistleri Kısırlığa Sebep Olur? Tıklayın !

  • Göz Kuruluğunun Bitkisel Tedavisi, Doğal Çözümü

    Göz Kuruluğunun Bitkisel Tedavisi, Doğal Çözümü

    Göz kuruluğu bitkisel çözüm önerileri olarak genellikle çeşitli çaylar gösterilir. Pek çok insanda göz kuruluğu meydana gelebilir. Göz kuruluğu belirtilerinden en önemlisi de gözlerde yanma, batma ve kaşınma hissinin oluşmasıdır. Bunun yanı sıra dumanlı ya da sisli görme de yine göz kuruluğu belirtileri arasındadır. Göz kuruluğu olan kişilerin ışığa karşı duyarlılığı da oldukça düşük olur. Göz kuruluğunun yaşanmasından dolayı da baş ağrıları meydana gelebilir. Bundan dolayı bu rahatsızlığın bir an önce tedavi edilmesi gereklidir.

    Neden Göz Kuruluğu Olur?

    Göz kuruluğu özellikle yaz aylarında kendisini gösterir. Bunun da nedeni sıcak ve kurak ortamların gözyaşı birikmesine engel olmasıdır. Ayrıca bilgisayar ya da telefonun da fazlaca kullanılması yine göz kuruluğuna yol açar. Sigara içen ya da sigara dumanına fazla maruz kalan kişilerde de sıklıkla göz kuruluğu görülür. Doktorlar genellikle göz kuruluğu için damlalar verir. Bu damlalar da göz kuruluğunun geçmesi için birebirdir. Fakat bunun dışında evde de bu rahatsızlığın geçirilebilmesi için denenebilecek yöntemler vardır. Göz yaşı damlası kullanan kişiler de yine bu yöntemler ile bu damlaya takviyede bulunabilirler.

    Göz Kuruluğunun Bitkisel Tedavisi, Doğal Çözümü | 4

    Göz Kuruluğu İçin Çay İle Pansuman

    Göz rahatsızlıklarında evde denenebilecek en etkileyici ve güvenli yöntemlerden bir tanesi çay ile pansuman yapılmasıdır. Göz kuruluğuna ne iyi gelir sorusuna cevap olarak sıklıkla çay tarifleri verilir. Kahvaltı için demlenen siyah çaylar ile pansuman yapmak göze iyi gelir. Fakat bazı çaylar siyah çaydan daha etkilidir. Örneğin papatya çayı iltihap sökücü ve dinlendirici özelliğinden dolayı çok etkilidir. Bunun dışında yine rezene tohumu çayı da göz kuruluğu için tavsiye edilebilir. Pamuğun bu çaylardan birisine batırılması ve kapalı göze konulup 10 dakika bu şekilde beklenmesi göz kuruluğunu da geçirecektir.

    Göz kuruluğunun nedenleri ve önleme yolları Tıklayın !

    Göz Kuruluğu ve Tedavi Yöntemleri  Tıklayın !

    Göz kuruluğu deyip geçmeyin Tıklayın !

  • Tüp Bebek Nedir? Tüp Bebek Tedavisi Nasıl Yapılır?

    Tüp Bebek Nedir? Tüp Bebek Tedavisi Nasıl Yapılır?

    İster 25 yaşında olsun, isterse 35, kısa veya uzun vadede her çiftin hayali sağlıklı bir ya da birden fazla çocuk sahibi olmaktır. Bazı çiftler evliliklerinin ilk yıllarında çocuk sahibi olmak ile ilgili plan yapmayı çok erken buldukları için; çocuk istemlerini evliliklerinin ilerleyen dönemlerine taşırlar. Bazıları ise evliliklerinin birinci yılını doldurduklarında bebeklerini kucaklarına alırlar. Bir bebek sahibi olmayı daha ileriki yıllara erteleyen çiftler, kimi zaman bazı olası sağlık sorunlarından kaynaklı olarak bu isteklerini elde etmekte zorlanırlar. Böyle olunca da çiftler için oldukça zor ve stresli bir süreç başlar. Zira doğal yolla bebek sahibi olamamak demek çok sayıda doktor muayenesinden geçmek, pek çok tahlil yaptırmak, bazı tedavi yöntemlerini uyguladığı halde gebelik elde edememek anlamına gelebilir. Ancak işte bu tip durumlar için günümüzde artık tüp bebek tedavisi bulunmaktadır. Tüp bebek tedavisi, günümüzde doğal yolla bebek sahibi olamayan çiftler için çok ciddi ve önemli bir umut ışığı olmuştur.

    Günümüzün modern toplumlarında artık doğal yolla bebek sahibi olabilmek çok da olağan, sıradan bir durum değil aslında. Zira üreme çağında olan çiftlerden yaklaşık % 15’i günümüzde doğal yolla bebek sahibi olamıyor. Bu çiftlerden bazıları yumurtlama tedavisi, aşılama gibi üreme tedavileriyle gebelik elde edebiliyorken, pek çoğu için de tek çare ve en başarılı yöntem olarak tüp bebek tedavisi söz konusu oluyor.

    Günümüz koşullarında modern tıp, çocuk sahibi olmak isteyenler için pek çok fırsat sunmaktadır. Tüp bebek tedavisi de bu yönde uygulanan ve en başarılı sonuçlar elde edilen yardımcı üreme yöntemidir. Kadın üreme hücreleri olan yumurtaların ve erkek üreme hücreleri olan spermlerin vücut dışında, laboratuvar ortamında bir araya getirilerek döllenmenin elde edilmesini sağlayan tedavi süreci olan bu yöntem bebek sahibi olmak isteyen çiftlerin hayallerini gerçekleştiriyor.

    Tüp bebek nedir?

    Tüm dünyada ortalama 40 yıldır, doğal yolla bebek sahibi olamayan çiftlere tüp bebek tedavisi uygulanmakta ve bu şekilde gebelik elde etmek mümkün olabilmektedir. Tüp bebek; kadından, erkekten ya da her ikisinden kaynaklanan sebep veya sebeplerden dolayı doğal yolla bebek sahibi olamayan çiftler için bir umut ışığı olmuştur.

    Şöyle ki; bir tane ya da birçok tane üreme hücresine sahip olan, yani hali hazırda üreme çağında olan çiftlerin doğal yolla değil de, laboratuvar ortamında döllenme ile gebelik elde edilebilmesi işlemi tüp bebek olarak adlandırılmaktadır. 

    Anne ve baba adayının var olan kendi üreme hücreleri kullanılarak uzman kişiler eşliğinde, laboratuvarda döllenme gerçekleştirilir ve bu döllenmiş yumurtadan oluşan embriyo, yine tıbbi işlemlerle anne adayının rahmine yerleştirilir ve kontrollü bir şekilde gebelik gerçekleştirilir. Aslında tüp bebek tedavisi ile, doğal yolla gebelikte tüplerin görev aldığı işlem ekarte edilmiş olur, bu doğal süreç uzmanlar kontrolünde gerçekleşir.

    Tüp bebek tedavisi nasıl yapılır?

    tup_bebek_tedavisi.jpg
    tup_bebek_tedavisi_asamalari.jpg
    tup_bebek_tedavisi_1_asama.jpg
    tup_bebek_tedavisi_2_asama.jpg
    tup_bebek_tedavisi_3_asama_yumurta_toplama.jpg
    tup_bebek_4_asama_ivf.jpg
    tup_bebek_tedavisi_5_asama_embriyo_transferi.jpg
    tup_bebek_tedavisi_6_asama_gebelik_hamilelik_testi.jpg

    Tüp bebek tedavisi için öncelikle çiftlerin belli bir süre boyunca doğal yolla gebeliği uygun şartlarda denemiş olmaları istenmektedir. Yaşı 35’ten küçük olanların yaklaşık 1 yıl, yaşı 35’in üzerinde olanların ise ortalama 6 ay boyunca düzenli aralıklarla korumasız cinsel ilişki yaşamış olmaları ve buna rağmen gebelik elde edememeleri durumunda tüp bebek tedavisi denemesinden bahsetmek önerilmektedir. Burada kast edilen “düzenli cinsel ilişki” haftada 2 – 3 kez ya da 2 günde bir korumasız cinsel ilişkidir. Zira haftada bir kez gibi seyrek ya da her gün gibi çok sık cinsel ilişki durumunda gebelik elde edebilmek daha zor olabilmektedir. Çünkü çok seyrek olduğunda kadının yumurtlama zamanını kaçırmak söz konusu olabileceği gibi, çok sık ilişkide de baba adayının menisinde yeterli sayıda ve kalitede sperm birikebilmesi mümkün olmayabilir. İşte burada belirtilen sıklıkta korumasız cinsel ilişkiye rağmen doğal yolla gebelik elde edilemediğinde doktora başvurulması ile üremeye yardımcı tedavi yöntemlerinden en uygun olanı seçilmektedir. Genellikle yumurtalama tedavisi, aşılama uygulamaları gibi daha ön koşul uygulamaların ardından gebeliğin gerçekleşme olasılığının çok yüksek olduğu tüp bebek tedavisine geçilir.

    Çifte yapılan detaylı inceleme ve testlerin sonucunda tüp bebek tedavisine karar verildiğinde kadının yumurtalık rezervi değerlendirilir ve gerekiyorsa yumurta sayısını artırıcı, yumurtlamayı kolaylaştırıcı birtakım ilaçlar kullanması sağlanır. Bu şekilde yumurta geliştirilir ve bu gelişim sık aralıklarla kontrol edilerek takip edilir. Kadından laboratuvar ortamında alınan yumurta hücreleri, vücut içindeki koşullara en yakın özellikte cihazlar ve büyüme sıvıları içinde toplanır ve döllenmeye kadar burada tutulur. Aynı gün baba adayından da sperm örneği alınır ve döllenmeye hazır hale getirilir. Eğer çifte klasik tüp bebek yöntemi uygulanacaksa sperm ve yumurta hücresi aynı ortama alınır ve tıpkı doğal yolla gebelikte olduğu gibi sperm hücresi yumurtaya ulaşır ve onu döller. Ancak mikroenjeksiyon yöntemi kullanılacaksa uzmanlar tarafından seçilmiş en kaliteli sperm hücresi, mikrokanüller kullanılarak yumurta hücresinin içine enjekte edilir.

    Yukarıda anlatıldığı gibi döllenmiş yumurta rahim ortamına en benzer şekilde oluşturulmuş özel cihazlar içine alınır. Bu şekilde oluşan embriyoların gelişimi de her gün takip edilir. Bu şekilde en kaliteli embriyo seçilir ve uygun olan dönemde anne adayının rahmine transfer edilir. Embriyonun transfer edildiği günden sonraki 12. günde ise kanda gebelik testi yapılarak gebeliğin gerçekleşip gerçekleşmediği öğrenilir.

    Ne zaman tüp bebek tedavisine başvurmak gerekir?

     

    bulent_tiras_tup_bebek.jpg

     

    Gebelik elde edebilmek isteyen herkes, korumasız cinsel ilişkiye girdiği ilk ay bunu gerçekleştirmiş olmayı hayal eder. Ancak aslında durum hiç de öyle değildir. Gebeliğin gerçekleşmesi pek çok farklı faktörün her birinin olumlu seyretmesi ile mümkün olmaktadır. Şöyle ki; 30 yaşında, sağlıklı bir şekilde yumurtlayan bir kadının eşinin de sperm sayısı ve kalitesinin istenen düzeyde olduğu var sayıldığında korumasız cinsel ilişkiye giriyorsa her ay hamile kalabilme olasılığı ortalama % 20 – 25’tir. Bir de kadının yaşı 35’in altında ise bu olasılık her yıl, hatta her ay hızla azalmaktadır. Yani aslında toplumda yanlış bilindiği gibi birkaç kez korumasız cinsel ilişkiye girdiği halde gebe kalamayanlar kısır olmayabilir.

    Bir üremeye yardımcı tedavi yöntemine başvurmak içinse en doğrusu yeterince sık ve yeterince düzenli olarak korumasız cinsel ilişkiye girmiş olmak gerekir. Bu bağlamda genel geçerli olan uzman görüşü; 35 yaşın altındaki kadınların 1 yıl süre ile 35 yaşın üzerindekilerinse 6 ay süre ile düzenli olarak korumasız cinsel ilişkiye girmelerine rağmen gebelik elde edememelerinin gerektiği şeklindedir. 

    Burada kast edilen düzenli ilişki; her gün değil, haftada 1 değil, 2 ya da 3 günde bir korumasız cinsel ilişkidir. Zira her gün ilişkiye girmek erkeğin menisinde yeterince kaliteli sperm birikmesine engelken, haftada 1 gibi nadiren ilişkiye girmek de gebelik şansını düşürmektedir. Zira gebelik elde edebilmekte önemli olan kadının yumurtlama dönemini denk getirebilmektir.

    Tüm bu yukarıda anlatılanlar ışığında üreme çağındaki bir çiftin doğal yolla gebelik elde edemediğini düşünmesi ve kısırlıktan şüphe etmesi için en az 6 ay süre ile düzenli olarak korumasız cinsel ilişki yaşaması gerekiyor. Başarılı olamama durumunda ise kesinlikle fazla vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir. Zira zaman geçtikçe, yaş ilerledikçe kadınlarda doğurganlık yeteneği hızla azalıyor.

    Kısırlık oranları erkek ve kadında farklı mı?

    tup_bebek_tedavisi_doktor_onerisi_bulent_tiras.jpg

    Genellikle toplumda kısırlık ya da bebek sahibi olamama konusunda kadın faktörünün daha ağırlıklı olduğuna dair bir görüş egemendir. Ancak bilimsel verilere göre kısırlık % 40 erkekten, % 40 kadından, % 20 ise her ikisinden de kaynaklanmaktadır. Yani gebelik sürecinin sağlıklı olarak ilerlemesi kadın kadar erkek faktörüne de bağlıdır. Bununla birlikte kadının yaşı ilerledikçe yumurta sayısı azaldığından üreme yeteneğinin hızla düştüğü, erkeğin üreme yeteneğinin ise kadına oranla yaşa ve ilerleyen yıllara karşı daha dirençli olduğu şeklinde de bir gerçek var.

    Kısırlık sorunu kadından, erkekten ya da her ikisinden de kaynaklanıyor olsa da günümüzde tüp bebek tedavisinde sağlanan ilerlemeler sayesinde gebelik elde edebilme oranları oldukça yüksektir. Doğal yolla gebelik elde edilemediğinde uygulanan tedavi sürecinin zaman zaman zorlukları olabilir. Ancak bu zorluklar hastaların gözünü korkutmamalı, stres altına sokmamalıdır. Çünkü bu yöntem ile gebe kalma sürecinde hastanın morali yüksek olması tedavinin başarısını zannedilenden daha fazla yükseltebilmektedir. 

    Dünyada ve ülkemizde ilk tüp bebek

     

    ilk_tup_bebek.jpg

     

    Modern tüp bebek tedavisinin kurucusu, Bob Edwars’tır ve tedavi sonucu doğan ilk bebek olan Louise Brown, 1978 yılında İngiltere’de dünyaya gelmiştir. Çalışmalara başlandığı 1971 yılından itibaren tüp bebek ile ilgili olarak yapılan tüm uygulamalar günümüzde uygulanan tekniğin temelini oluşturmakta, her geçen gün yenilikler eklenerek başarı oranı arttırılmaktadır. Dünyada tüp bebek ile ilgili gelişmeler hızla devam ederken, ülkemiz de tüp bebek konusundaki çalışmalara kayıtsız kalmayarak ilerleyen t yöntemleri uygulamaya başladı. Bunun bir sonucu olarak da 1989 yılında Ege Üniversitesi’nde ilk tüp bebek doğumu gerçekleşti. Günümüzde ise sadece ülkemizdeki hastalar değil, dünyanın dört bir yanından bebek sahibi olmak isteyen çiftler ülkemizde tedavi görmektedir. Çünkü ülkemizdeki merkezler ve uzmanlar tüp bebek tedavisi ile ilgili her bir yeniliği, gelişmeyi başarıyla uygulayarak sağlıklı bir gebelik ve canlı bir doğum elde edebilme başarılarını artırmaktalar.

    Kaynak: www.bulenttiras.com

  • İdrar Yolları Enfeksiyonu Belirtileri Nelerdir? Hangi Doktora Gidilir?

    İdrar Yolları Enfeksiyonu Belirtileri Nelerdir? Hangi Doktora Gidilir?

    İdrar yolları enfeksiyonu olduğunun anlaşılması için bazı belirtilerin olup olmadığına bakılması gereklidir. İdrar yolları enfeksiyonu farklı belirtiler ile kendisini gösterir. Bazı belirtiler için ise acilen doktora gidilmesi gereklidir. İdrar yolları enfeksiyonu belirtilerinden bazıları şu şekildedir:

    • İdrara çıkarken yanmanın olması,
    • İdrarın tam yapılamadığı hissi,
    • Sık idrara çıkma,
    • İdrarın ağır kokması,
    • İdrar renginin koyu olması.

    İdrar Yolları Enfeksiyonu Belirtileri Nelerdir? Hangi Doktora Gidilir? | 5

     

    Hangi Belirtiler İçin Doktora Başvurulmalıdır?

    İdrar yolları enfeksiyonu evde tedavisi için önerilen yöntemler uygulanarak bu rahatsızlıktan kurtulabilmek mümkündür. Fakat bazı belirtiler ortaya çıkmışsa acil olarak doktora gidilmesi şarttır. İdrar yolu enfeksiyonu belirtileri var ise üroloji doktoruna gitmelisiniz… Bu belirtiler ise şunlardır:

    • Mide bulantısıyla beraber kusma,
    • Ateşin çıkması,
    • Sırtta ağrı olması.

    Bunların dışında 65 yaşından büyük olan ve hamile olan kişilerin de herhangi bir belirti ile karşılaşmaları halinde doktora başvurması gereklidir.

    İdrar Yolları Enfeksiyonunun Nedenleri

    Erkeklerde idrar yolu enfeksiyonunun görülmesinin en önemli sebebi prostatittir. Kadınlarda ise genellikle sistit idrar yolu enfeksiyonuna yol açar. Kadınlarda idrar yolu enfeksiyonun görülmesi daha sık yaşanabilir. Bunun da nedeni kadınların dışarından mikrop kapma ihtimalinin daha yüksek olmasıdır. Kadınlarda bakteriler idrar kanalına ve idrar torbasına doğru kolay bir şekilde yayılabilir.

    İdrar Yolları Enfeksiyonu Belirtileri Nelerdir? Hangi Doktora Gidilir? | 6

    İdrar Yolları Enfeksiyonda Su İçmenin Önemi

    İdrar yolu enfeksiyonu tedavisi için başvurulabilecek farklı yöntemler vardır. Bunlardan bir tanesi uzman doktorun yazdığı ilaçlardır. Bunun yanı sıra ağır bir enfeksiyon geçirilmiyorsa evde de tedavi yöntemleri denenebilir. İdrar yolu enfeksiyonu tedavisi için hangi yöntem kullanılacaksa kullanılsın suyun da fazla tüketilmesi gereklidir. Su idrar yollarındaki enfeksiyonun vücuttan atılabilmesini sağlayan en önemli şeylerden bir tanesidir. Evde tedavi yöntemleri denenmesine rağmen idrar yolları enfeksiyonu geçmiyorsa kesinlikle doktora gidilmelidir. Bu tarz bir enfeksiyonun tedavisi için antibiyotik kullanılması gerekecektir.

    İdrar Yolu Enfeksiyonu Tedavisi İçin Öneriler Tıklayın !

    İdrar Yolu İltihabı İçin Maydanoz Kürü Tıklayın !

    İdrar Yolu Enfeksiyonu Bitkisel Tedavi Yolları Tıklayın !

    İdrar Yolu Enfeksiyonu Bitkisel Tedavi İçin Doğal Reçeteler Tıklayın !

    Hamilelikte İdrar Yollarınızı Koruyun Tıklayın !

  • Safra Kesesi Taşı Belirtileri Nelerdir? Ameliyatı Nasıl Olur?

    Safra Kesesi Taşı Belirtileri Nelerdir? Ameliyatı Nasıl Olur?

    Safra kesesi taşı belirtileri nelerdir? Ameliyatı nasıl olur? Tedavi edilmez ise hangi hastalıklara neden olur?

    Safra kesesi taşının bilinen bazı belirtileri şunlardır:

    • gıdalar tüketmiş olan bir kişinin bu gıdalardaki yağı sindirememesi sonucu şişkinlik hissetmesi
    • Kişinin kan ağrısı çekmesi
    • Kişinin idrarının renginin kırmızı veya kahverengiye dönmesi
    • Kişide sarılığın oluşması
    • Kişinin midesinin bulanması ve kusması
    • Kişinin ateşinin yükselmesi
    • Kişinin sırtında ağrı hissetmesi

    Safra Kesesi Taşı Bazı Hastalıklara Zemin Hazırlar Mı?

    Safra kesesi taşı birçok ciddi hastalığa neden olabilir. Tıkanma sarılığı, safra kanallarının iltihaplanması, pankreasın iltihaplanması gibi hastalıkların yanı sıra; sonu kansere varan bir hastalığa da neden olabilmektedir. Safra kesesinde oluşan büyük bir taşın kese duvarını delmesi sonucunda bağırsak bölgesine geçmesi ve ince bağırsakta da mekanik bir tıkanma yaşanması halinde bir komplikasyon meydana gelir. Bu komplikasyonun düzenli olarak yaşanması durumunda; safra kesesinin iç cidarı tahriş olur ve kronik bir iltihap meydana gelir. Dolayısı ile bu durum da ilerleyen zamanlarda kansere dönüşebilir.

    Safra Kesesi Taşı Belirtileri Nelerdir? Ameliyatı Nasıl Olur? | 7

    Safra Kesesi Taşlarının Ameliyatı Nasıl Olur?

    Safra kesesi ameliyatı ile ilgili bilinmesi gerekenler şu şekildedir:

    • 3-4 küçük delik açılarak yapılan ve karın duvarının kesilmeye gerek görülmediği bir ameliyattır.
    • Hastanın sadece 1 gece hastanede yatması gereken bir ameliyattır.
    • Hasta ameliyattan sonra 3 saat içerisinde beslenmeye başlayabilir.
    • Kişi ameliyattan çok kısa süre sonra gündelik hayatına geri dönebilir.

    Safra kesesi ameliyatı olanlar Tıklayın !

    Safra Kesesi Hastalıkları Bilgi Ve Paylaşım Alanı Tıklayın !

  • Pemfigus Nedir, Neden Olur? Nasıl Tedavi Edilir?

    Pemfigus Nedir, Neden Olur? Nasıl Tedavi Edilir?

    Pemfigus olarak ifade edilen hastalık; bağışıklık sisteminin kendi vücut hücrelerini yabancı gibi algılayıp saldırmasını ifade eder. Bağışıklık sistemi özellikle cilt proteinlerine saldırır. 40-60 yaş aralığındaki kişilerde görülür. Hastanın teşhisi için fiziksel muayeneler, biyopsi, kan testi yapılabilir. Bu sağlık sorunu özellikle oral bölgede ve genital alanlarda çeşitli yaralara, kabarcıklara ve rahatsız edici görüntülere yol açar. İlaç tedavisi ile bir haftada iyileşme ve gerileme gösterir.

    Pemfigus Sebepleri Nelerdir?

    Pemfigus nedenleri arasında bağışıklık sisteminde yaşanan sorunlar gelir. Genel olarak hastalığı tetikleyen sorunlar tespit edilemez. Ancak normalde olması gereken; bağışıklık sisteminde zararlı virüsler ya da bakteriler gibi sorunlarda saldırıda bulunur. Ancak pemfigus sorununda, bağışıklık sistemi sağlıklı hücreleri istilacı olarak algılar ve saldırmaya başlar. Genel olarak sebepleri tam olarak bilinemez. Ancak pemfigus bulaşıcı değildir. Bu hastalığın meydana gelmemesi için alınacak önlem de ne yazık ki yoktur. Ancak bazı faktörler bu hastalığın şiddetini arttırabilir. Bunlar:

    • Çevresel unsurlar ve stres,
    • Penisillamin, kaptopril ve rifampisin gibi çeşitli ilaçların kullanımı,
    • Hormonlarda meydana gelen değişimler,
    • Gebelik süreci,
    • Yanlış aşılar,
    • Tümörler,
    • Genetik yatkınlık.

    Pemfigus Nedir, Neden Olur? Nasıl Tedavi Edilir? | 8

    Pemfigus Belirtileri Verir mi?

    Pemfigus belirtileri hastalığın çeşidine göre değişmektedir. Bu belirtiler hastalığın durumuna ve sağlık sorunlarına göre değişir. Bunlar:

    • Ağız bölgesinde yaralar,
    • Cilt bölgesinde acılı kabarcıklar,
    • Ciltte sızıntılar,
    • Kabuklanan cilt yapısı,
    • Yemek yerken güçlük çekmek,
    • Yutak ve rektumda meydana gelen kabarcıklar,
    • İyileşmeyen açık yaralar,
    • Sırtta ve kafa derisinde kabarcıklar.

    Pemfigus Tedavisi Nedir?

    Pemfigus tedavisi için bir uzmana başvurmak oldukça önemlidir. Tamamen tedavisi olmasa da belirtilerin kontrol altına alınması gerekmektedir. Aksi halde ölüme kadar sebep olabilen bir sağlık sorunudur. Kortizon ilaçları ve bağışıklık sistemi baskılayıcı ilaçlar kullanılabilir. Biyolojik terapiler de ilaçların yeterli etkiyi sağlamadığı durumlarda kullanılır. Hastanın durumuna göre kullanılması gereken ilaçlar, dozajları ve ek tedaviler belirlenecektir. Her hasta için uygulanan standart bir tedavi yoktur. Hastaların morallerini yüksek tutmaları ve fiziksel olarak aktif olmaları, mutlu olmaları hastalığın tedavisinde en önemli detaylardır.

    Pemfigus hastası olup da doğum yapan var mı? Tıklayın !

    Cilt Kusurları Hastalık Habercisi Olabilir Tıklayın !

    Sedef sadece deri hastalığı değildir! Tıklayın !

  • Uyku Getiren Yiyecekler Nelerdir?

    Uyku Getiren Yiyecekler Nelerdir?

    Uyku getiren besinler içerisinde triptofan gibi sakinleştirici etkide bulunan maddeler içeren besinlerdir. Bunlar tüketildiğinde kasları gevşeterek vücudun uykuya geçmesine yardımcı olur.

    Uyku Getiren Katı Gıdalar

    Hızlı uyku getiren şeyler su içerikli katı gıdalar olarak bilinmektedir. Çoğunluğu su veya nişasta olan gıdaların uyku düzenini sağlamaya etkisi olduğu ortaya konmuştur. Bu gıdalar şu şekilde sıralanabilir:

    • Patates: İçeriğindeki nişasta ile uykuyu düzene sokar, kasları gevşetir. Uyumadan en az 2 saat önce tüketilmesi önerilir.
    • Badem: Bitkisel yağ içeriği sayesinde uykudan hemen önce tüketilmesi halinde kasları gevşetir.
    • Kayısı: Sindirim sistemini düzenleyerek buna bağlı uyku sorunlarının önüne geçer.
    • Keten Tohumu: Uykudan hemen önce tüketilmesi halinde mideyi rahatlatır, uyku sırasında rahatsızlığın önüne geçer.
    • Hindi: Çok çabuk uyku getiren yiyecekler arasında yer alan hindi, uykudan en az 3 saat önce tüketilmelidir. Bu sayede mide rahatsızlığından kaynaklanan uyku probleminin önüne geçilmiş olunur.

    Uyku Getiren Yiyecekler Nelerdir? | 9

    Uyku Getiren İçecekler

    İçerisinde kalsiyum ve aminoasitler bulunduran içeceklerin uykuyu getirmede daha başarılı olduğu gözlenmiştir. Uyku getirici bazı içecekler şöyle sıralanabilir:

    • Süt: İçerisinde bulundurduğu aminoasitlerle uykuyu düzenler, bağırsak bakterilerinin üzerideki etkisi sayesinde bağırsak hareketlerindeki düzensizliğe bağlı uyku problemlerinin önüne geçer.
    • Papatya Çayı: Uyku getiren çaylar içinde en fazla adı geçen papatya, sinirleri yatıştırır, uykuya geçişi kolaylaştırır, kasları gevşetir. 2 dakikadan fazla demlenmemesi tavsiye edilmektedir.

    Uykuya dalma zorluğu ve uykusuzluk için çözümü olan var mı?  Tıklayın !

    Uykusuzluğa 15 Doğal Çare Tıklayın !

    İyi Bir Uyku İçin Öneriler Tıklayın !

    Şeker ve Tuz Mucizesini Duydunuz mu? Tıklayın !

  • Ameliyatsız Vajina Daraltma Bitkisel Çözüm

    Ameliyatsız Vajina Daraltma Bitkisel Çözüm

    Ameliyatsız vajina daraltma için doğal ve bitkisel yöntemler.. Bektaşi üzümü, nane yaprağı gibi doğal yollarla vajina daraltmak mümkün..Vajina daraltmak için doğal yollar arasında egzersizler ve bazı bitkiler bulunmaktadır. Sahip olunan dar ve sıkı bir vajina yaşanan cinselliğin eşler için daha zevkli ve tatminkâr olmasını sağlamaktadır. Genel olarak doğumlardan sonra vajinalarda meydana gelen genişlemeler için çözüm arayan kadınların sayısı oldukça fazladır.

    Ameliyatsız Vajina Daraltma Bitkisel Çözüm | 10

    Vajina Daraltma Bitkisel Yöntemleri

    Dar ve sıkı bir vajinaya sahip olmak için evlerde uygulanabilecek Vajina daraltan bitkisel çözümler şunlardır;

    • Nane Yaprağı: Bir kap içersinde su ile kaynatılacak olan anne yapraklarını soğuttuktan sonra leğen içerisine dökmek gerekir. Naneli su üzerinde 15 dakika beklemek vajinada daralma olmasını sağlayacak bitkisel çözüm olacaktır.
    • Güvercin Ağacı Bitkisi: Vajina kaslarını sıkıştırıcı etkisi olan otlardan birisi olan güvercin ağacı bitkisini öğüterek haftada bir kez vajina bölgesine uygulamak etkili olmaktadır.
    • Bektaşi Üzümü: Bektaşiüzümü solüsyon haline getirilerek uygulanmaktadır. Bektaşi üzümünü solüsyon yapmak için; Suya koyarak kaynatılan üzüm bir şişe içerisinde muhafaza edilebilir. Her gün duş yapmadan önce vajina bölgesine uygulanan Bektaşi üzümü solüsyonu sayesinde vajinanın duyarlılığı artarak elastikiyetini kazanacaktır.

    Ameliyatsız Vajina Daraltma Bitkisel Çözüm | 11

    Vajina Daraltma Doğal Yöntemleri

    Vajina duvarları zaman içerisinde estetikliğini kaybederek genişler. Vajina esnekliğinin kaybolmasına neden olan durumlar;

    • Stresli geçen yoğun bir hayat yaşanması
    • Sağlıksız beslenme ve sigara kullanımı gibi faktörler,
    • Yaşın ilerlemesi ve yapılan doğumlar vajina esnekliğini bozan durumlar arasında bulunur.

    Doğal yolla vajina daraltmak için önerilen kegel egzersizleri sayesinde vajina kasları güçlenmektedir. Genç yaşta ve henüz doğum yapmayan kadınların da uygulaması gereken doğal bir yöntem olan kegel egzersizleri ileride yaşlanacak olan vajina problemleri için önlem alınmasını sağlayacaktır. Kegel egzersizleri idrarı durdurmak için yapılan vajina kaslarını açıp kapatma hareketleridir. Bu uygulamaya aralıklı olarak devam eden kadınlar vajina daraltma problemlerini ameliyatsız olarak doğal yollarla sağlamış olacaklardır.

    Vajina Daraltıcı Doğal Yollar Tıklayın !

    Ameliyatsız vajinal gençleştirme yöntemleri Tıklayın !

    Bektaşi Üzümü İle Vajina Daraltma Yöntemleri Tıklayın !

    Evde Doğal Yöntemlerle Vajina Beyazlatma Tıklayın !

    Vajinanın Genişlemesi İçin Ne Yapmalı? Tıklayın !