Tüp bebek diyeti tedavisinde yenmemesi gerekenler ve doğru beslenme koşulları bulunmaktadır. Her durumda sağlıklı beslenmek önemli bir fayda sağladığı gibi tüp bebek diyeti tedavisinde de beslenmenin etkisi büyüktür. Tüp bebek tedavisinde fazla kilolu olan kişilere öncelikle doktor kontrolünde bir diyet planı önerilmektedir.
Tüp Bebek diyeti
Kilo fazlalığı tedavinin olumlu gelişmesini önleyebilen faktörlerden biridir. Mutlaka kilo verdirilerek bir tedavi planı oluşturulmalıdır. Aynı zamanda kilonun sperm kalitesini de etkilediği bir gerçektir. Sadece kadınlar için değil erkekler için de bu aşamada fazla kilolardan kurtulmak olumlu bir seçenek olacaktır.
Kliniklerde sağlıklı beslenme ve kilo verdirme yöntemleri ile yine klinik doktorları tarafından çiftlere özel planlar hazırlanır. Ve bu beslenme planı sadece tüp bebek tedavisinde değil çiftlerin bebeklerini kucaklarına alacakları zamana kadar devam eder. Doğru ve sağlıklı beslenme hamilelikte de oluşabilecek sıkıntıları önlemek açısından önemlidir.
Tüp bebek tedavisinde faydalı yiyecekler, aslında normal şartlarda da faydalı olan yiyeceklerdir. Doktorların genel beslenme önerilerine uyulması tüp bebek tedavisinde olanlar için dikkat edilmesi gerekilen hususlardandır.
Tüp Bebek diyeti
Tüp Bebek Tedavisinde Beslenmede Nelere Dikkat Edilmeli?
Her şartlarda ilk belirtilen zararların başında sigara kullanımı gelmektedir. Tüp bebek tedavisinde de sigaradan uzak durulmalıdır. Sadece fazla kilo değil aynı zamanda aşırı zayıflık da tedavi için olumsuz bir durum olabilmektedir.
Balık tüketimi tedavi sırasında gereken protein, mineral ve omega yağlarının dengeli alınması önemlidir. Haftada en az 3 defa balık tüketilmelidir. Aynı şekilde kuru baklagiller, sebze ve dengeli bir şekilde meyve tüketimi de tedavi sırasında olumlu etkileri olan beslenme ihtiyaçlarındandır.
tüp bebek diyeti
Asitli olan içeceklerden uzak durulmalıdır. Asitli olan içecekler yerine doktorun önerdiği bitki çayları tüketilebilir. Ve bu dönemde olabildiğince su tüketilmelidir.
Kızartma ve hamur işleri tüketimi ile şeker ve fazla yağ oranlarının alınmasının tehlikeli olabileceği bilinmelidir. Daha çok fırında veya ızgarada pişirilen yiyeceklerin tercih edilmesi gerekmektedir.
Tüp bebekte transfer sonrası beslenmesinde karbonhidrat alımı, tedaviyi olumlu yönde etkileyecektir. Ve vitaminlerin mutlaka takviye ilaçlar ile değil meyve ve sebzelerden alınması önerilir.
Kireçlenme bitkisel tedavisi ve kür tarifleri ile çözüm arayanlar için derleme yaptık. Kireçlenmeye karşı doğal çözüm yöntemleri özellikle kireçlenmenin ilerlemesini engeller. Dizlerde kireçlenme için doğal yöntemler arasında ise:
Bir fincan doğranmış havucu, 3 gram tarçın ile karıştırın. İçerisinde 1 gram kadar karabiber ve 3 gram kuru zencefil ekleyin. Daha sonra bu karışımı 2 fincan suda kaynatın. Karşımı 1 ay boyunca 2 defa içebilirsiniz.
Bir kahve fincanının çeyreğini dolduracak kadar doğranmış yeşil soğanı, 2 fincan su içinde kaynatın. Bu karışımı günde 3 defa içebilirsiniz. Kireçlenmeye karşı bitkisel çözüm olarak bu kürleri düzenli olarak kullanabilirsiniz.
Bir fincan karahindiba ve naneyi, 4 fincan su içinde kaynatın. Bu karışımı günde 3 defa tüketin. Pişirme sırasında lapa ve posa haline gelmiş olan karahindibayı kireçlenen alana da sürebilirsiniz.
Yabani elma çiçeğini suda demleyin. Daha sonra tülbent ile süzerek için. Karışımı ıhlamur ile karıştırıp içebilirsiniz.
Siyah nohut, tarak otu ve kimyonu zeytinyağı ile beraber harmanlayıp pişirin. Haftada 3 kez bu karışımı tüketebilirsiniz.
kireçlenme doğal tedavisi
Kireçlenmeye Karşı Kürler
Kireçlenmeye
ne iyi gelir ve
doğal kürler arasında çınar ağacı yaprağı bulunmaktadır.
Eski dönemlerden beri kireçlenme için kullanılan bu yaprak,
kireçlenmeyi içten temizleme özelliğine sahiptir. Bu kürü
yapmak için 2 adet çınar ağacı yaprağı ve 1 bardak su yeterli
olacaktır. Yapılışı ise:
İlk
olarak 2 adet çınar yaprağını temin etmeniz gerekmektedir.
Yapraklar sararmış ya da yeşil olabilir. Yaprakları güzelce
yıkayın ve ellerinizde küçük parçalar haline getirin.
Bu
sırada cezvede su kaynatın. İçerisinde parçalanmış olan çınar
yapraklarını ilave edin. Ardından 5 dakika kadar demlenmesi için
bırakın.
Kürün
demlenmesinin ardından tülbent ile süzün.
Ilınması
için bekletin.
Bu
kürü akşam yemeklerinden önce ve gece yatmadan önce
içebilirsiniz.
Demir eksikliği (düşük demir belirtileri) ileride çok fazla sorunlara yol açabilecek bir kansızlık türüdür. İleride yaşanabilecek olan anemi hastalığının habercisidir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre hemoglobin değerleri erkeklerde 14 gr/ dl altına düşmesi, kadınlarda ise 12 gr /dl altına düşmesi sonucunda anemi tehlikesi oluşabilir.
Demir Eksikliği Neden Olur?
B12 vitamini, folik asit ve demirin eksik olması sonucu ortaya çıkar. Yanlış diyet programı uygulanması yeterince sağlıklı ve düzenli beslenememe gibi nedenlerden dolayı ortaya çıkar. Özellikle gebelik ve emzirme dönemlerinde vitamin değerlerinin korunması gerekir. Erken doğan bebeklerde de demire olan ihtiyaç oldukça fazladır. Anne sütü yerine tercih edilen mamalar, hazır gıdalar ile beslenme ve proteinin fazla alınamaması demir eksikliği neden olur sorusunun cevabıdır. Bunların yanı sıra;
Gün içerisinde çay ve kahve tüketiminin fazla olması
Kırmızı etin fazla pişirilerek tüketilmesi
İşlenmiş gıdalardan olan sosis ve salamın sık tüketilmesi
Gibi nedenlerde demir eksikliğine yol açabilir. Bunların dışında ise aşırı adet kanamaları da demir eksikliğinin nedenlerinden.
Demir Eksikliği Belirtileri;
Cilt solgunluğu
Halsizlik ve güçsüzlük
Sinirlilik hali
Kulakların uğuldaması
Bağ ağrısı
Ayaklarda ve ellerde oluşan karıncalaşma -uyuşma
Bunun gibi nedenler demir eksikliği belirtileri arasında yer alır. Kişiler eğer bu belirtilere sahip ise mutlaka bir doktor ile görüşmeli. Kan testleri sonucunda demir eksikliği olup olmadığı anlaşılmaktadır.
Artık musluğunuzdan akan suyun sağlıklı olup olmadığını bilmeniz; lezzetinden, temizliğinden ve tazeliğinden emin olmanız, ayrıca kolay ulaşmanız ve sürekli elinizin altında olması mümkün!
A.O Smith olarak farklı ihtiyaçlar için en doğru seçeneği evinize getirebilmek için sürekli çalışarak kendi geliştirdiğimiz teknolojiyi ile ihtiyaç duyduğunuz pratik çözümleri en uygun fiyatla sunuyoruz. İleri teknoloji laboratuvarlarda NSF International (Uluslararası Sağlık Kuruluşu) standartlarıyla test edilen tüm A.O Smith cihazları, herkesin temiz, sağlıklı, iyi suya eşit haklarda, kolaylıkla ve ekonomik olarak erişebilmesini sağlamak için üretilmektedir.
Siz konfor, sağlık ve şıklığı bir araya getirdiğimiz su arıtma cihazlarımızın avantajlarından yararlanırken biz yaygın satış ağı, müşteri hizmetlerimiz ve satış sonrası desteğimiz ile her zaman yanınızdayız. A.O Smith cihazlarının farkını yaşayıp avantajlarından yararlanmak için web sitemizi ziyaret etmeniz yeterli.
Safra ağrısı sık karşılaşılan sağlık sorunlarındandır. Safra kesesi ağrısı nasıl geçer? makalemizde safra kesesi ağrısı bitkisel çözüm tariflerine yer verdik.
Safra Kesesi Taşı Belirtileri Nelerdir, Nasıl Anlaşılır?
Safra kesesi taşının varlığı sonucu, hastalığın belirtileri olarak adlandırılan bazı durumlar insanlarda görülmektedir. Safra kesesi, akciğerin alt kısmında yer alan armut şeklindeki minik keseciktir. Yapmakta olduğu görev; karaciğerde üretilmekte olan safrayı biriktirip, yoğunlaştırmak ve yemek yenmesinin ardından kasılarak, mevcut safrayı ince bağırsağa göndermektir.
Safra kesesi taşları, safranın içerisinde yer alan maddelerin ya da kanın içerisinde bulunan maddelerin, taşımsı sert yapıdaki cisimleri oluşturmasıyla meydana gelmektedir.
safra kesesi ağrısı
Safra Kesesi Taşı Belirtileri
Safra kesesi taşının bulgularının kişilerde meydana gelmesinin ardından yapılan gözlemler sonucu, hastalık teşhisi konulur. Hastalık teşhisinin konulmasının ardından, safra kesesi taşı tedavisine başlanması gerekmektedir. Dilerseniz Safra Kesesi İltihabı Belirtileri Nelerdir? yazımıza da göz atabilirsiniz. Safra kesesi taşı belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
Karın ağrısı
Sarılık
İdrar renginin kırmızı ya da kahverengi gelmesi
Mide bulantısı
Kusma
Ateş
safra kesesi taşları
Safra Kesesi Taşı Oluşturmada Risk Grubu
Safra taşı oluşturmada risk grubundaki kişiler, belli başlı ortak özelliklere sahip olmaktadır. Bu özelliklerden bir ya da birkaç tanesini bünyesinde barındıran kişilerin, diğer insanlara göre hastalığa yakalanma ihtimalleri daha yüksektir. Risk grubunda olan kimseler şu şekilde sıralanabilir:
Fazla kilo ya da obez
hastalığına sahip olmak
Diyabet hastaları
60 yaşın üzerine çıkan
kişiler
Östrojen içerikli ilaç
kullanan kişiler
Genetik kodlarda safra taşına
rastlantısına sahip olan kimseler
Kadınlar
Besin emiliminin tehdit eden
hastalıklardan herhangi birisine sahip olan kişiler
Siroz gibi karaciğer
hastalıklarına sahip olan kişiler
safra kesesi ağrısı nasıl geçer?
Safra Kesesi Ağrısı Nasıl Geçer?
Safra kesesi ağrısı ağrısı için sizlere doğal tarifler hazırladık. Safra kesesi taşı kürü şifa olması dileği ile… Safra kesesi nasıl geçer doğal tedavi yöntemleri nelerdir diye arıyorsanız; elma sirkesi, nane ve limon karbonat kürleri ile alternatif tıpa yönelebilirsiniz. Tabi bu doğal kürleri uygulamadan doktorunuza mutlaka danışmanızı öneririz.
Elma Sirkesi
Elma sirkesi, safra kesesi ağrısını gidermek için en iyi doğal ilaçlardan biridir. Safra kesesi ağrısı genelikle yemek yedikten sonra başlar ve bu durumda elma sirkesi imdadınıza yetişir.
Elma sirkesi besinlerin kolay sindirimi için yararlı enzimler ve asitler içerir. Elma sirkesinin safra kesesi ağrısını gidermekte çok etkili olmasının bir nedeni de bileşeninde bulunan pektindir. Pektin toksinleri emer ve organizmanın dışına atar.
Malzemeler:
1 yemek kaşığı elma sirkesi
1 su bardağı meyve suyu (elma, portakal, limon suyu vb)
Yapılışı:
1 bardak meyve suyuna 1 yemek kaşığı elma sirkesini ekleyip, iyice karıştırın.
20-30 dakika sonra ağrınız geçecektir.
safra kesesi bitkisel tedavisi
Limon Ve Karbonat
Safra kesesi ağrısının safra sistemindeki bozulma ile de ilgisi vardır. Safra alkali bir sıvıdır ve sindirim sisteminde asidik bir ortam olduğunda etkin biçimde çalışmayıp ağrıya yol açabilir. Bu durumda limon suyu ve karbonatla yapabileceğiniz alkalize çözeltiler derdinize deva olacaktır. Limon suyu karbonat karışımını içen birçok kişi sadece 10-15 dakika sonra ağrıdan kurtulduğunu bildiriyor
Malzemeler:
1 limon
Yarım kaşık yahut 1 tatlı kaşığı karbonat
Yapılışı:
Taze meyve suyu elde etmek için bir bardağa limonu sıkın.
Daha sonra karbonatı ekleyip karıştırın, suda kabarma meydana gelecektir.
Safra kesesi ağrısı nöbetleri ile sık karşılaşıyorsunuz sabah ve gece yatmadan önce olmak üzere günde 2 defa bu karışımı için.
Şayet bir kerelik bir ağrı ise, ağrı olduğunda 1 kez bu suyu içmeniz kafi gelecektir.
Nane
Nane mide, safra kesesi ve safra yollarındaki spazmı giderir. Sadece safra kesesi ağrısı için değil, aynı zamanda safra taşını eritmek için de iyi bir çaredir. Safra taşını eritmesi içeriğindeki terpen maddesinden kaynaklanmaktadır.
Malzemeler:
1 tatlı kaşığı kurutulmuş nane yaprağı
1-1,5 su bardağı su
1-2 tatlı kaşığı bal
Yapılışı:
Suyu kaynatın.
Kaynar suya nane yapraklarını ekleyin.
Ocağı kısın ve yaklaşık 10 dakika pişirin.
Süzüp içine bal ekleyin ve orta sıcaklıktayken için.
Yemekler arasında bu çayı içmek daha iyidir. Böylece çay sindirimi yardımcı olacaktır.
Karahindiba Bitkisi
Safra kesesi ağrısı için karahindiba bitkisel çözümdür Karahindiba genellikle karaciğer ve böbrekler için iyi yararlı bitkiler arasında yer alır. Bu bitki ile çay yapıldığında sarılık, safra taşları, kabızlık ve mide tedavisi potansiyeline sahiptir. Karahindibada karaciğerden, safra atılımına yardımcı olan taraxacin adında bir bileşik bulunmaktadır.
Malzemeler:
1 tatlı kaşığı karahindiba kökü (kurutulmuş)
1 su bardağı sıcak su
1 tatlı kaşığı bal
Yapılışı:
Sıcak suya karahindiba kökünü atın.
5-8 dakika demlemeye bırakın.
Süzün ve bal ekleyin.
Karahindiba çayından her gün 3-4 bardak için.
safra kesesi doğal tedavisi
Pancar
Pancar safra kesesi ve karaciğer sorunlarını iyileştirme özelliği ile bilinir. Safrayı inceltir. Safra kesesi ağrısını gidermek için, pancar yiyebilir, suyunu içebilirsiniz.
Malzemeler:
Pancar
Elma
Limon
Taze zencefil
Yapılışı:
Kırmızı pancaraı yıkayıp kabuğunu soyun.
Elma ve zencefili doğrayın.
Katı meyve sıkıcağına koyup, suyunu çıkarın.
İçine limon suyu ekleyip, için.
Safra kesesi ağrısı nöbetleriyle sık karşılaşıyorsanız, birkaç hafta boyunca bu sudan her gün bir bardak için.
İstemeden idrar sızdırma. İnkontinans sorunu bu şekilde özetlenebilir. Fakat farklı idrar kaçırma türlerinin yanı sıra bunun farklı nedenleri olduğunu da biliyor muydunuz?
Hastalığınızı tanıyın
Milyonlarca insan
istemeden idrar kaçırır. Ne var ki pek çok insan bundan
habersizdir. Bu maalesef talihsiz bir durumdur. İnkontinans
nedenlerini ve türlerini anlamak bu durumu ele almayı
kolaylaştırabilir ve hayatı aksamadan sürdürebilmenize yardımcı
olabilir.
Örneğin, stres
inkontinansı sorununuz olduğunun farkına varırsanız, düzenli
olarak “hızlı sıkıp bırakma” egzersizleri yapmanın çok
faydası olacaktır. Sıkışma inkontinansı sorununuz varsa,
mesanenin idrar tutma yetisini geliştirebilir, bu şekilde mesanenin
tutabileceği idrar miktarını artırabilir ve idrara çıkma
aralıklarını adım adım uzatabilirsiniz (idrar geciktirme).
Farklı inkontinans türleri
Deneyimlediğiniz
inkontinans türünün ne olduğunu belirlemek, bu sorunla daha iyi
başa çıkmanızı sağlar.
Üç ana idrar tutamama türü
Hassas mesane, idrar sızdırma, mesane zayıflığı İdrar tutamamayı tarif etmenin pek çok yolu var. Bunların hepsi istemeden idrar sızdırmaya yol açsa da kadınların yaşayabileceği üç temel idrar tutamama türünü anlamanın faydalı olabilir: stres, sıkışma ve karma.
Kadınlarda sıkışma nedeniyle idrar tutamama
Kendinizi
gittiğiniz her yerde en yakın tuvaleti ararken mi buluyorsunuz?
Yeni tuvalete gitmiş olsanız da sürekli olarak idrara çıkma
ihtiyacı mı duyuyorsunuz? Her gece tuvalete gitmek için defalarca
uyanıyor musunuz?
Sık sık ve
bazen de aniden meydana gelen ve bazen istemeden idrar sızdırmaya
yol açan idrara çıkma isteğine sıkışma nedeniyle idrar
tutamama adı verilir. Bu durum, kazara sızdırmaların yaşandığı
aktif bir mesane sahibi olmak olarak da açıklanabilir. Bazı
durumlarda bu tür bir mesane zayıflığının ana nedeni
bilinemese de, bu duruma neden olan şeyin mesane kaslarındaki
reseptörlerin beyne yanlış sinyaller göndermesi olduğu tahmin
ediliyor.
Sıkışma
nedeniyle idrar tutamamayı etkileyebilecek pek çok etmen bulunur;
örneğin çok fazla veya çok az sıvı almak, idrar yolu
enfeksiyonu, kabızlık ve ilaç alımı vb.
Sıkışma
nedeniyle idrar tutamamayı kontrol altına almak için şunları
deneyebilirsiniz:
Normalde
olduğundan daha fazla veya daha az sıvı almak
Mesaneyi irite
edebilecek olan kahve, siyah çay ve enerji içecekleri gibi sıvıları
almaktan kaçınmak
Kadınlarda stres nedeniyle idrar tutamama
Beklenmedik bir
sızıntı nedeniyle gülmenizi yarıda kestiğiniz oldu mu?
Öksürürken, hapşırırken, zıplarken veya ağır bir şey
kaldırırken idrar kaçırma sorunu yaşıyor musunuz? Bu durum,
kadınlarda en sık görülen idrar tutamama sorunu olan stres
kökenli idrar tutamama yaşamakta olduğunuz anlamına gelir.
Kadınlarda stres
kökenli idrar tutamama, mesaneyi destekleyen pelvik taban
kaslarının zayıflaması durumunda ortaya çıkar. Güldüğümüzde,
zıpladığımızda, öksürdüğümüzde ya da ağır bir şey
kaldırdığımızda pelvik taban kaslarımızdaki baskı artarak
idrarın tamamını içinde tutacak kadara kasılamaz hale gelir.
Genellikle küçük miktarlarda idrar sızar.
Karma kökenli idrar tutamama
Karma kökenli
idrar tutamama, hem karın bölgesinde baskıyla idrar
sızdırmaya yol açan stres nedeniyle idrar tutamama, hem de
mesanenizin fazla aktif olduğu anlamına gelen sıkışma nedeniyle
idrar tutamama yaşamanız durumuna denir. Fakat büyük olasılıkla
bunlardan biri daha baskındır.
Herhangi bir
idrar tutamama türünün etkisini azaltmak için yapabileceğiniz en
iyi şey, pelvik tabanınızı güçlendirmektir. Günde beş dakika
gibi kısa bir zaman ayırmak bile, sızdırmaların meydana gelme
riskini azaltarak büyük bir fark yaratabilir.
Adet öncesi sendromu (Premenstrüel Sendrom) nedir, sorusunun yanıtı şudur; kadınlarda görülen adetten önce sinirlilik, gerginlik, gereksiz ağlama, depresyon, baş ağrısı, göğüs gerginliği, karında gaz şikayetleri ile görülen rahatsızlığa bu isim verilir. Kısaca PMS açılımı olarak ifade edilmekte ve adet öncesi gerilim sendromu olarak da bilinmektedir.
Premenstürial Sendrom Tanısı Nasıl Konur?
PMS tanısı doktorlar tarafından gerekli ölçümler yapıldıktan ve premensturual sendrom ölçeği uygulandıktan sonra konur. Tanının konabilmesi için adet dönemi öncesi görülen şikayetlerin normal yaşamı etkilemesi gereklidir. Şikayetler tipik olarak adet periyodunun lutuel faz denen döneminde başlar. Bu dönem, adetten yaklaşık 5-7 gün öncesine tekabül eder. Adeten hemen önce şiddetlenen şikayetler, adetle birlikte kaybolur. PMS tanısı koymak için aşağıdakilerin mutlaka var olması gerekir. O tanılar için Tıklayın!
Pms Durumunda Yapılması Gerekenler
Bu durumun nedeni tam olarak bilinmediğinden yapılması gerekenler önlemsel olarak belirlenmiştir. Şu an pms nasıl geçer sorusunun yanıtı tıp dilinde verilememektedir. Ancak bu dönemde görülen gerginlik hissi ve stres ile başa çıkmak için yapılması gerekenler şu şekilde sıralanabilir:
Az az ve sık sık yemek,
Adet öncesi şeker, kırmızı et, cips, alkol, kafein alımını azaltmak,
Yeşil sebze ve taze meyve tüketimini arttırmak,
Kalsiyumdan zengin süt ve süt ürünlerini ağırlıkta tutarak beslenmek
Bu dönemde görülen baş, boyun, bel ağrılarını azaltmak için naproksen gibi ağrı kesiciler kullanılmalıdır. Bunun yanında içinde salisilik asit içeren aspirin gibi ilaçların kullanımı adet kanamasını arttıracağından bu ilaçlar tercih edilmemelidir.
Kolon ve rektum diğer adı ile kalın bağırsak kanseri belirtileri genelde makat bölgesinden kan gelmesi ile ortaya çıkar. Bağırsak kanseri ölüm oranı dünya genelinde yılda ortalama 1 milyon kişidir.
Kolorektal kanserler de erken tanı ile tedavisi sonucunda ölüm oranlarını azaltmaktadır. Kolon kanseri tamamen iyileşir mi sorusuna verilecek cevap ise 1. evre ise iyileşme oranı çok yüksektir. 2. evre kolon kanseri iyileşmesi ise cerrahi süreçle tedavide iyileşme şansı yüksektir.
Kalın Bağırsak Kanseri Belirtileri Nelerdir?
Kolon kanseri belirtileri ve bulgularının başında sürekli olarak yaşanan ishal ya da kabızlık problemi gelmektedir. Bu soruna ek bağırsak kanseri olup olmadığınızı anlayabileceğiniz belirtiler
Kalın bağırsak kanserinin belirtileri şunlardır:
Bağırsaklarının yeterince boşalamadığı hissinin meydana gelmesi
Dışkılama sırasında zorlanma yaşanması durumu
Dışkılama sırasında ağrı çekilmesi
Devamlı olarak ishal olunması veya devamlı olarak kabız olunması
Dışkının kalınlığının normalden daha ince olması
Anüsten kan gelmesi
Kişinin karın bölgesinde şişkinlik ve ağrı hissetmesi durumu
Kalın Bağırsak Kanseri Belirtileri
Kolon Kanserinin Risk Faktörleri
Kolon
kanserinin risk faktörlerinden
bazıları şunlardır:
Genellikle 50 yaşın üzerindeki kişilerde meydana gelen bir hastalıktır. 60 yaşındaki bir kişinin kalın bağırsak kanseri olması, 40 yaşındaki birinin olmasından 2 kat daha fazla ihtimal taşır.
Bağırsaklarında iltihap bulunan veya Crohn hastalığı olan kişilerin kolon kanserine yakalanma olasılığı çok daha fazladır.
Belirli bir beslenme düzeni olmayan ve fast food ağırlıklı beslenen, posasız gıda tüketen kişilerin kolon kanserine yakalanma olasılığı daha yüksektir.
Obezite sınırında olan kişilerin kolon kanseri olma olasılığı çok daha yüksektir.
Sigara tüketimi fazla olan kişiler kalın bağırsak kanserine yakalanma riski daha fazladır.
Ailesinde daha önce kalın bağırsak kanserine yakalanmış olan birinin olması durumunda kişinin de kalın bağırsak kanserine yakalanma olasılığı artar.
Polipleri olan kişilerin kalın bağırsak kanserine yakalanma riski fazladır.
kolon kanseri tedavisi
Kalın Bağırsak Kanserine Neden Olan Polipler
Kalın bağırsak kanserine neden olan polipler genetik olarak aktarılabilmektedir. Kendi kendine geçme gibi bir özellikleri yoktur. Bağırsak tıkanıklığı, ağrı ve kilo kaybı gibi etkileri vardır.
kalın bağırsak kanseri tedavisi
Kalın Bağırsak Kanseri Tedavisi
Kolon kanseri tedavisi yapılırken hastanın hangi evrede olduğu büyük önem arz eder. Eğer bu kanser erken teşhis edildiyse herhangi bir cerrahi müdahaleye gerek duyulmadan sadece ilaçlarla tedavisi mümkündür. Eğer kanser ileri seviyede ise cerrahi müdahale kaçınılmazdır.
Yapılan ameliyatla birlikte tümörlü bölge bir miktar sağlam doku ve lenf düğümüyle beraber çıkartılır. Bazı durumlarda ise artık kanser hastalığı için standartlaşan kemoterapi yöntemine de başvurulabilir.
Kolon tedavisi başarı oranı ise hastanın bulunduğu evreye göre farklılık göstermekle beraber diğer kanser hastalıklarına oranla başarı oranı yüksektir.
Kalın bağırsak kanseri tedavisi için poliplerin kansere dönüşme olasığı var ise kolonoskopi yöntemi ile alınmasıdır. Eğer ileri seviye ise cerrahi tedavi ile yapılması gerekir. Tümörlü olan bölge alınır. Eğer yayılmış ise kemoterapiye başvurulmaktadır. Metastaz var ise yaşam süresi uzatılmaya ve yaşam kalitesi arttırılmaya çalışılır.
Erken tanı olursa ameliyata gerek kalmaz ve kolonoskopi ile alınır ve takibi sağlanır. Bu nedenle Kırkbeş yaşından sonra kadın ve erkeklerin dışkıda gizli kan taraması yaptırmalıdır. Aile bireylerinde kanser var ise daha erken yaşlarda tarama testi yaptırmayı ihmal etmemelidir.
Kolon Kanseri Belirtileri Ne Kadar Sürer?
Kalın bağırsak kanseri bulgularının bir hastada fark edilmesi sonucu, acil olarak hastaneye başvurmak gerekmektedir. Erken teşhis edilen kalın bağırsak kanseri tedavi edilerek kontrol altına alınabilir.
Kolon kanseri belirtileri süresi ile ilgili olarak kesin bir süre ibaresi bulunmamakla beraber uzun süren ishal veya uzun süren kabızlık şikayetleri hastalığın en önemli belirtileri arasındadır. En sık görülen kanser türleri arasında yer alan kolon kanseri genellikle 50 yaş ve üzeri kişilerde görülüyor.
Kolon Kanseri Genel Belirtileri
Bağırsak
kanseri olarak bilinen bu kanserde hangi evrede olunduğuna göre
yaşanan belirtiler ve bu belirtilerin şiddeti değişmekle birlikte
genel olarak bakıldığında kolon
kanseri belirtileri şu şekilde
sıralanabilir;
Dışkıda kan görme
Sürekli ishal ya da sürekli kabızlık şikayeti
Normalden daha ince büyük abdest
Sebepsiz ani kilo kaybı
Bulantı ve kusma hissi
Sürekli yorgun hissetme
Dışkılama esnasında bağırsakların tam boşalmama hissi
Bağırsak Kanseri Evreleri
Kolon kanseri evreleri diğer kanserlerde de olduğu gibi 4 evreden oluşmaktadır.
1. Evre
Kanserin birinci evresinde kanser hücreleri bağırsağın iç ve orta tabakalarında bulunup en erken hastalık evresidir.
2. Evre
İkinci evre kanser hücreleri bağırsağın tüm katlarına yayılmıştır.
3. Evre
Üçüncü evrede komşu lenf düğümlerine doğru kanser yayılmaya başlar.
4. Evre
Son evrede ise kanserli hücreler komşu organlara sıçar.
Kolon Kanseri Hastaları Ne Kadar Yaşar?
Kolon
kanseri yaşam süreleri
belirlenirken 5 yıllık süreç içerisinde hastaların hangi evrede
hangi oranda sağ kaldıkları istatistiksel verilerle açıklanmıştır.
Buna göre;
1. Evrede sağ kalım oranı %90’dan fazladır.
2. Evrede sağ kalım oranı %90 civarıdır.
3. Evrede sağ kalım oranı %45 ile %65 aralığındadır.
Son olarak kolon kanseri 4 evre kurtulma şansı ise %5’in altındadır.
Kalın Bağırsak Kanserine Yakalanma Riski
Kolon kanserinin anlaşılması hastalık sebebiyle vücutta meydana gelen bulguların tespit edilmesi sayesinde gerçekleşmektedir. Dünyada en fazla görülen kanser türü olarak kayıtlara geçen kalın bağırsak kanserinin evreleri bulunmaktadır. Erken teşhis sayesinde kurtulma olasılığı bulunan kalın bağırsak kanseri, hastalığın ilerleyen zamanlarında teşhis edildiğinde ne yazık ki olumlu sonuçlar vermemektedir.
Özellikle 50 yaşından sonra ortaya çıkan kalın bağırsak kanseri, bakanlığın açıklamış bulunduğu verilere göre, ilk 5 kanser türü içerisinde yer almaktadır.
Kalın bağırsak kanserine yakalanma riski oluşturan durumlara sahip olan kişiler, risk grubu içerisine dahil edilmektedir. Yapılan araştırmalara göre; gelişmiş ülkelerde rastlanılan kalın bağırsak kanseri oranı, gelişmekte olan ülkelere kıyasla 4 ila 10 kat daha fazladır. Kolon kanserine yakalanma nedenlerinin arasında; yaşam tarzı, çevresel faktörlerde meydana gelen değişimler ve aileden gelen kalıtsal özelliklerin bulunduğu tespit edilmiştir.
Kadınlar kulübü editörleri olarak araştırdık, sinüzit için doğal tedavi yöntemleri nelerdir? makalemizi hazırladık. Sinüzit bitkisel tedavi yazımızdakileri tatbik ederek, ilaç içmeden enfeksiyonu atlatabilirsiniz. Sinüzit, sinüs bölgelerinin iltihaplanmasıdır. Kronik ve akut şeklinde ikiye ayrılır.
Akut sinüzit, ani gelişen enfeksiyondur, kronik sinüzit ise enfeksiyonun uzun süre sinüs bölgelerinde yer almasıdır. Bu enfeksiyonun en sık nedenleri arasında; alerji, viral enfeksiyon, soğuğa aşırı maruz kalma, sigara, stres, solunum yolu enfeksiyonu ve kirlilik sayılabilir.
Sinüzite Bitkisel Pratik Çözümler
Sinüzitin
bitkisel tedavi yöntemi olarak
bilinen ve evde de hazırlanabilecek yöntemler şunlardır:
Papatyalı Buhar Banyosu: 2 yemek kaşığı kurutulmuş papatya ile bir litre su karıştırılıp, kısık ateşte kaynamaya bırakılmalıdır. Kaynadıktan sonra altı kapatılmalıdır. Kafa ve göğüs bölgesi havlu ile örtüldükten sonra 10-15 dakika gibi bir süre papatya buharı solunmalıdır. Bu işlem yapıldıktan kısa süre sonra açık hava çıkılmaması gereklidir.
Elma Sirkesi: 1 yemek kaşığı bal ile 2 yemek kaşığı elma sirkesi karıştırılarak, bir hafta boyunca her gün tüketilir. Bu karışım mukozanın yumuşamasında etkilidir.
Limon Suyu: Limonlu su karışımı, üç günde bir olmak üzere burun deliklerinden doğru çekilmelidir.
Okaliptus Yağı: Bitkisel bir yağ ile seyreltilmiş olan okaliptus yağı; baş bölgesine masaj yaparak sürülmelidir. İçerisindeki sineol adı verilen madde etki etmektedir. Forum konumuz olan Sinüzit için doğal yöntemler göz atmanızda fayda vardır geçmiş olsun…
Sinüzit İçin Doğal Tedavi Yöntemleri
Sinüzitin Sık Görülen Belirtileri Nelerdir?
Sinüzitin belirtileri şunlardır; baş ağrısı burun çevresi ve gözlerde ağrı, burun akıntısı, nefes almada sorundur.
Sinüzitin
en sık görülen belirtileri şunlardır:
Nefes alırken zorlanma
Şiddetli baş ağrısı
Hareket edildiğinde başta zonklama olması
Hareket edildiğinde başta bir basınç hissetme
Sinüzite Yatkın Olan Kişiler Kimlerdir?
Burnunun içindeki yapı eğri olan kişiler
Burun kemiği kırık olan kişiler
Nefes almasını zorlaştıran bir problemi olan kişiler
Sinüzit Bitkisel Tedavi Yöntemleri
Sinüzit İçin Doğal Tedavi Yöntemleri
Sebzeler sinüzit için doğal tedavi yöntemlerindendir. 300 ml havuç suyu, 100 ml pancar suyu, 200 ml ıspanak suyu ve 100 ml salatalık suyunu karıştırın bu karışımı her gün enfeksiyonu tedavi etmek için, tüketin. Grip Nasıl Tedavi Edilir? makalemizi okumak için tıklayınız
Çemen Tohumu Sinüzit Tedavisi
Bir bardak su ile bir kaşık çemen tohumunu kaynatın. 5 dakika kaynatın ve sonra süzün. Her gün bir kez için.
Soğan Tedavisi
Biraz soğan ve sarımsağı ezin. Suda birlikte kaynatın ve buharını soluyun. Bu formül aynı zamanda sinüs baş ağrısı için de çok etkilidir.
Sinüs kaynaklı baş ağrınız varsa jalapeno biberi yiyin. Baş ağrınız kısa sürede hafifleyecektir.
sinüzit doğal tedavisi
Sinüzit Baş Ağrısı Nasıl Geçer?
Sinüzitin yaptığı baş ağrısı için bitkisel kür tariflerimizi listeledik. Sinüzit baş ağrısı nasıl geçer sorusuna en iyi doğal kürler şifa olsun…
Okaliptüs yağı: Yarım bardak su kaynatıp içine birkaç damla okaliptüs yağı atın. Buharını soluyun. Bu kür, enfeksiyonu tedavi ederek, sinüzitten dolayı olan baş ağrısına şifa olur.
Sarımsak, soğan, zencefil tozu: gibi sebzeleri içeren çorbayı sıcak sıcak için. Sinüzit semptomlarını azaltacaktır. Sinüs baş ağrısı azaltmak için, her burun deliğine soğan suyundan ikişer damla koyun.
sinüzit baş ağrısı için tedavisi yöntemi
Sinüzit Maskesi Nasıl Yapılır?
Lotus kökü, zencefil ve unu karıştırıp maske yapın. Bu maskeyi burnunuza ve alnınıza uygulayın. Geceden yüzünüzde karışımı bırakın ve sabah ılık su ile yıkayın. Bu karışım mukus enfeksiyon riskini azaltır, kısa sürede iyileşmenize yardımcı olur. Dilerseniz Sinüzite İyi Gelen Bitki Çayı Tarifi göz atabilirsiniz.
Şeker hastalığını gösteren belirtilerden en önemlisi sürekli olarak halsizlik ve yorgun hissinin olmasıdır. Bunun yanı sıra şeker hastalığı belirtileri denilince akla ilk fazla yemek, sürekli idrara çıkmak ve ağızda kuruluk hissinin oluşması gelir. Ayrıca aşırı su içme de şeker hastalarında sıklıkla olan bir belirtisidir. Bu belirtilerin yanı sıra şeker hastalığın emaresi olarak gösterilebilecek diğer şeyler şunlardır:
İstemsiz bir şekilde kilo kaybı yaşanması,
Ciltte kuruluk buna bağlı olarak da kaşıntı,
Ciltte olan yaraların geç iyileşmesi,
Bulanık görme,
Ayaklarda karıncalanmaların yaşanması.
Şeker Hastalığı Çeşitleri Nelerdir?
Şeker hastalığının farklı çeşitleri vardır. Bunlar tip 1 ve tip 2 diyabettir. Tip 1 diyabet insüline bağımlı diyabet olarak da adlandırılır ve genellikle çocukluk çağlarında ortaya çıkar. İnsülin üretiminin yetersiz olması bu rahatsızlığa yol açar. Tip 2 diyabet ise vücudun insülin hormonuna karşı duyarsızlaşması sonucunda görülen bir hastalıktır. Diğer diyabet çeşitleri ise şunlardır:
Latent Autiommune Diabetes in Adults,
Maturity Onset Diabetes,
Gestasyonel diyabet.
diyabet belirtileri
Şeker Hastalığı Belirtileri Nelerdir, Nasıl Anlaşılır?
Şeker hastalığının anlaşılması için, hastalık sebebiyle ortaya çıkmakta olan bulguların tespit edilmesi gerekmektedir. Şeker hastalığı, vücudun ihtiyacı olan glikozun emilmesini sağlayan insülinin üretilememesi ya da üretilmiş olan insülinin, vücut tarafından kullanılamaması sonucu oluşmaktadır.
şeker hastalığı belirtileri
Şeker hastasını, yediği yemeklerden almış olduğu ve kanına geçmiş olan glikozu kullanamadığı için kan şekeri sürekli olarak yüksek olmaktadır. Hastanede ya da makinelerle yapılmakta olan şeker hastalığı testi sonucu, açlık ve tokluk şeker değeri yüksek çıkarsa, kişi şeker hastası olarak nitelendirilir.
Tip 1 Şeker Hastalığı Belirtileri
Tip 1 şeker hastalığı bulgularının kişide görülmesinin ardından, kişinin derhal bir hekim muayenesinden geçmesi gerekmektedir. Tip 1 şeker hastalığı belirtileri şu şekilde sıralanmaktadır:
şeker hastalığı belirtisi
Ağız kuruluğu,
Sürekli olarak susama
hissiyatı,
Sık sık idrara çıkma
gereksinimi,
Sürekli olarak acıkma,
Diyet yapılmadığı halde
kilo verme,
Bulanık görme,
El ve ayaklarda meydana gelen;
hissizlik, uyuşma ve karıncalanmaların yaşanması, kişide Tip 1
şeker hastalığı olduğunun işaretlerini vermektedir.
Tip 2 Şeker hastalığı Belirtileri
Tip 2 şeker hastalığının bulgularının kişilerde tespit edilmesi durumunda, kişinin bir uzmana başvurması gerekmektedir. Tip 2 şeker hastalığının belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
şeker hastalığı belirtisi nasıl olur
Sık sık idrara çıkma,
Ciltte meydana gelen yaraların
zor iyileşmesi,
Ağız kuruluğu ve sürekli su
içme isteği,
Oldukça kuru ve kaşıntılı
bir cilt yapısı,
Sürekli yaşanan açlık
hissiyatının yaşanması, kişide Tip 2 şeker hastalığının
var olduğunu göstermektedir.
Şeker Hastalığı Tanısı Ve Tedavisi
Şeker hastalığı nasıl anlaşılır sorusunun cevabı kan testleridir. Aç karnına hastadan alınan kan ile kan şekerinin ne kadar olduğuna bakılır. 126 mg/Dl’den fazla olan kişilere de diyabet tanısı konulur. Şeker hastalığının tedavisi de diyabetin çeşidine göre farklılık gösterir. Tip 1 diyabet için insülin tedavisinin yanı sıra beslenme de düzenlenmelidir. Tip 2 diyabet için ise genellikle ilaçlar kullanılır.
şeker hastalığı nasıl geçer
Fakat şeker hastalığı nasıl geçer sorusunun en önemli yanıtı beslenmedir. Gerekli diyetin uygulanması ve varsa fazla kiloların verilmesi şeker hastalığından da kurtulmak için en önemli konulardan bir tanesidir. Tüm tedavi yöntemleri ve beslenme düzeni de doktorun tavsiyesine göre ayarlanmalıdır. Bir önceki konumuz olan Gizli Şeker Hastalığı Belirtileri Nedir? göz atmanızda fayda var.